9 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

9 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Eylül 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Teşkilâtçı dehamız kendini gösteriyor! İlk sevinçlerimiz şunlardı: «Falan- Konferanslarda, beynelmilel dğpmii larda dediklerimiz oluyor. Diğer mil. etlerden, dostlar, müttefikler kazanı- yoruz! Ve nihayet, - askeri ve siyasiden sonra, - iktisadi safha; Fabrikaları- mız açıldı, açıldı, demiryollarımız ya- Pıldı, yapıldı... Bunların küşad resim- lerinin haberleri gazetelerde biribirini kovaladı. Şimdi bir de dördüncü ve sonuncu kısım başlamış bulunuyor: Muharrir arkadaşlarımız bunların havadisini Yazmak üzere de memleketin içinde köşe kapmaca oynuyorlar: Bugün fa- lanca kooperatifin teşekkülü, yarın İmralı hapishane cennetinin röporta- İ, öbür gün... ilh.. Bakınız, ayni gazetenin ayni sahi- fesindeki bu kabil haberleri, nümüne diye sıralıyacağım: 1 — Rerekede bir üzüm: bayramı yapıldı. Kocaeli vilâyetinin muhtelif kazalarından getirilen nefis üzümler teşhir edildi, Kazananlara ikramiye ve takdirnameler verildi. Hem teşvik, hem tanıtmal!... 2 — Karacabey hayvan sergisi açıl- dı. Islah faaliyetinde muvajfakıyet görülüyor. 3 — Hayvanalın tslahı için yeni ted- birler alınıyor: Sergiler bundan sonra | köylerde açılacak! 4 — Köylerimize posta sevkıyatı yapılacak. Dahiliye Vekâleti bu mak» satla mühim bir emir gönderdi: Her köyün meşin veya bezden mamül bir köy postası çantası bulunacak. Bu Çanta, köy muhtarının veya kâtibinin yanında kalacak, Nahiye müdürleri veya kaymakamlar, bu çantalar teda- rik edildikten sonra, haftada hiç ol maasa bir defa bütün köylere posta göndereceklerdir. İhtimal etrafımıza dikkat etmiyo. Yuz, Fakat, «rahmet »diye anılan be- Tekeli bir yağmurdan sonra, ansızın İişkırıveren gümrah bir nebat furyası Eİbi, sağdan soldan muhtelif teşebbüs- ler, muhtelif teşkilât fışkariyor! Bunun ehemmiyeti ise, elbette, bi- rinci, ikinci, üçüncü çeşid muvaffakı- | Yetlerimiz derecesindedir; onlardan fazla değilse, eksik te sayılamaz! İçtimniyat âlimleri Avrupa medeni. yetini şöyle tenkid ederler; «— Makineler icad olundu, teknik İlerileği, azim servetler temin olundu. Fakat bunlarla mütenasib olacak de- Tecede içtimai teşkilât meydana geti- | rilemedi. O sebeble, Avrupanın sine- sinde tehlikeli muvazenesizlikler gö- rüldü: Bir tarafta sefahetler, öte yan- da sefalettir... ilh...» Bizim ise, teşkilâtçı dehâmız; upu- Zun bir tarih imtidadınca mücerreb- dir. Hemen bütün cihangirlerin dev. letleri kendi ferdi ömürlerince sürdü- ğü halde (işte İskender, iste Napok Yon) Türk, kurduğu devletlerle, rub'u Mmeskün uzerinde asırlarca hükmet- miştir. Şimdi, bu yeni ve feyizli cumhuri- yetimiz içinde de ayni ananevi dehayı gösteriyoruz. Yalnız fabrika açmak, Yalnız yol yapmak - yani yalnız tek- nik - değil!.. Ayni zamanda onlar ka- dar ve belki de daha da mühim olan teşkilât... Bir taraftan hükümet bin bir tane- — Turistik faaliyetimize dair iyi haberler aldıkça göğsüm kabarıyor bay Ames... İlkokullar 3 teşrinievvelde derslere başlıyacaklar İlkmekteplerde yeni sene tedrisatı- na 3 teşrinlevvelden itibaren başlana- caktır, Tatili geçirmek üzere taşraya gitmiş olan muallimler 20 eylüle ka-- dar İstanbula dönmüş olacaklardır, Derslerin başlamasına pek az za- man kaldığı için bütün mekteplerde hazırlıklara başlanmıştır. 20 eylülden itibaren muallimler de mekteplerde bu hazırlıklarla meşgul olacaklardır, Öğretmenlere aid nakil işleri bu sene uzamıyacak, eylül sonuna kadar okulların muallim kadroları hazır- lanmış bulunacaktır, Keyfiyet Maarif Vekâletinden Maarif müdürlüklerine bildirilmiştir, Civara bozuk ekmek gönderen fırınlar Givar kaza ve köylere İstanbuldan İ gönderilen ekmeklerin bozuk oldu- hilinde tevzi edilen ekemeklerin pi- şirildiği fırınlarda pişirilmektedir. Belediye, bu ciheti göz önünde tu- i tarak fırınlarda sıkı kontrollarla bu İ gibi bozuk ekmek çıkaranları ceza- İ landırmağa karar vermiştir. Keyfiyet i kazalara da tamim edilmiştir. © Pahalılıkla mücadele Ecnebi mütehassıs tedkikat bildirdi. Hayat pahalılığı İle n mücadele için | mütehassıs çalışmalarını bitirmiş ve memleketine dönmüştür. Müthassıs üç ay kadar süren tödkikatı meticesi- ni bir raporla İktisad Vekâletine bil. İngiliz mütehassısı Ankara, İstan- bul ve Ege mmtakalarında esaslı ted- kikat yapmış, İstihsal mıntakaların- da muhtelif kimselerle temaslarda bu- İ olunmuştur. Bu arada müstahsil ve İ mütevassıtın ovaziyetleri üzerinde | ehemmiyetle duran mütehassıs, ha- İ yat pahalılığına karşı mücadeleden İ nasıl fayda elde olununacağını rapo- İ runda zikretmiştir. İktisad Vekâleti bu raporu tedkik ettikten sonra tatbikatına göçecek- İ tir. Hayat pahalılığı mücadelesinde Belediyeler kadar Ticaret odaları ve daha bazı müesseseler mühim vazife alacaklardır. Mücadeleye İstanbul gi- İ bi kalabalık ve pahalılığın en çok hü- küm sürdüğü büyük şehirlerden baş- lanacak, buralarda elde edilen tecrü- belere göre, mücadele diğer yerlere de teşmil eee sini yapıyor. Bi Güzin da hepimiz haykırıyoruz! — Kâfi değil... Bunu da isteriz... İnanmak lâzım ki, Türkiye, bizim yaşadığımız seneler içinde gene bizim tanıyamıyacağımız bir inkişaf manza- rası arzedecektir. Bunu da teknikle teşkilâtı elele yürütmek sayesinde temin edeceğiz! Huk Nü) A ş Şunu da İsteriz... neticesini raporla Vekâlete | | re Çekmeceden saat 10,10 da kalkan ğu yapılan muayenelerden anlaşılmış- | tır, Halbuki bu ekmekler İstanbul da- | tedkikler yapmak üzere celbedilen mü -| AKŞAM Şikâyetler çok ihmal ediliyor. Bu sokak on beş senedenberi bu haldedir. Hal buki oldukça kalabalık bir kütle buradan geçmek saruretindedir. Yazın tosdan, kışın çamurdan kurtulmak için buranın bir an evvel yapılması menfaati umu» miyeyi alâkadar eder. Zaten bu- ranın parkeleri boruktur. Anka ra Belediyesinin alâkasını bekle riz, NE Çöpçü gün aşırı uğruyormuş Beyazıt Soğanağa mahallesi Mithat paşa caddesinde Küçükhaydar soka- gına on gündür çöpçülerin uğrama- dığını bir ihbar üzerine yazmıştık. Belediye temizlik işleri müdürlüğü- nün gaztemize vaki olan şu izahini da memnuniyetle dercediyoruz: — Mezkür mahallede tahkikat yap- tak. Demiröz apartımanı kapıcını Os- man böyle bir şikâyeti olmadığını bildirdi. O mahalleye gün aşırı çöpçü uğramaktadır. Banliyö treninde iki vagon tutuştu Ateş büyümesine meydan verilmeden söndürüldü Dün sabah İstanbula gelmek üze- tren, Yedikuleye geldiği (Ozaman İkinci mevki bir vagonun tutuşmuş olduğu görülmüş ve derha! itfaiyeye malümat verilmiştir, Tren yolcuları derhal trenden dışarı fırlamışlardır. İkinci mevki vagonda başlıyan ateş, başka bir vagona da sirayet etmiştir. Yedikule İstasyonu ve tren memur- ları, ateşin diğer vagonlara da sira- yetini menetmek için bunları katar- dan ayırmışlar ve o sirada yetişen itfaiyenin de yardımile ateş büyü- mesine meydan verilmeden söndü- rülmüştür. İkinci mevki vagonun * Çekme- cöden İstanbula gelirken her hangi bir evin penceresinden atılan yarık bir sigaradan tutuştuğu tahmin edil- mektedir. Zabıta ve şimendifer ida- resi tarafından bu hususta tahkikat yapılmaktadır. Havuzlar hakkında Deniz- bank'ın tekzibi Deniz Bank'tan: Yeni Sabah gaze- tesinin evvelki günkü nüshasının üçüncü sütununda «Denizbank Ha- vuzlar İdaresi yolsuzluk (ihbar sorlevhali yazımın hakikate mutabık | olmadığını ve Havuzlar İdaresinde bir suistimale muttali olmadığımız gibi oraya tahkik heyetini veya müfettiş izam etmediğimizi Havuzlar Müdürü | B. Cemil'in merkeze alınmasının De- nizbank Fen bürosunun teknik ve idari bir projesile alâkadar bülundu- gunu bildiririz. Feci bir ölüm Ankarada bozuk bir | Z7/ekirik kablosu- na dokununca vü- cudü kömür oldu Dün Haliçte feci bir kaza olmuş- tar, Cibalide oturan Nâzım isminde bir genç, Galatada Arapcamide gemilerin kalafat mahallinde amelelik etmek- tedir. Nâzım, dün sabahtan akşama kadar, kalafat yerinde bulunan Kizil- ırmak gemisinde çalışmış, geç vakit de yıkanıp temizlenmek ve biraz da yüz- mek için denize girmiştir. Nâzım, bir müddet yüzmüş, bilâha- re de, kalafat fabrikasına #id olan ve kalafat yerindeki gemilere elektrik ce- reyanı veren bir motörün konarına tu- tunarak çıkmak istemiştir, İşte bu sı- rada, Nâzım; elektrik kablosuna temas etmiş, zaten ıslak olanbu vücudle vukua gelen bu temas zavallı işçiyi Ani surette bir kömür kütlesi haline getirmiştir. Nâzımın cesedi muhafaza altına alınmış, zabıta ve müddelumu- milik haberdar edilmiştir, Bu feci kazada hariçten kimsenin sun'u taksiri olup olmadığı araştırı- maktadır. Dünkü ka: kazalar İki çocuk ve bir kadın yaralandı Dün muhtelif nakil vantaları kaza- ları olmuştur: 1 — Vatıman Fethinin idaresindeki tramvay arabası Bostancıdan Kadıkö- ye gelirken Bağdad caddesinde Şük- rünün yük arabasına çarparak parça» lamış ve hayvanın da yaralanmasına sebep olmuştur. 2— Şehremininde oturan altı yaş- larında Şükrü isminde bir çocuk Ak- sarayda Millet caddesinden geçerken şolör Hasanın idaresindeki otomobilin sadmesine uğrıyarak yaralanmıştır. Şoför yakalanmış, çocuk tedavi altına aldırılmıştır. 3 — Pangaltıda Üçyol ağzından geç mekle olan on dört yaşlarında Simona Şişli istikametinden gelen 2274 nu- maralı otomobil çarparak muhtelif yerlerinden yaralamıştır. 4 — Beyoğlunda Büyük Ziba soka- ğında oturan bayan Bahriye, Tarlaba- şı caddesinde 3404 numaralı Kurtu- luş - Beyazıd otobüsünün sadmesine Uğrıyarak yaralanmıştır. Demir parçasile yaralandı Kadiköyünde Kurbağalıderede Gaz- hane fabrikasında çalışan ameleden Ömerin başına büyük bir demir par- çası düşmüş, ağır surette yaralandığı cihetle Nümune hastanesine yatını. mıştır. Motör çarpınca sandal devrildi Niyazi kaplanın idaresindeki bir deniz motörü, dün Haliçte Yemiş açık- larında Hasanın sandalına çarpmış, içinde bulunan Ahmed isminde bir erkekle Zekiye ve Safiye denize dökül- müşlerse de etraftan yetişen sandallar tarafından kurtarılmışlardır. Kaptan yakalanmış, hakkında takibata giri. şilmiştir. © Bay An Amca Turizm bürosunda !.. .. Bak, bü sene Avrupadan mem- leketimize gelen turist mikdarı,.. | .. Ve evvelki sene gelenlerden çök fazla, Sahife $ İSTANBUL HAYATI Hem söze boğuldu hem masrafa! ve plâjda gördüğüm feci bir hâdiseyi anlatmıştım. Bugün de, gene şahidi olduğum ikinci nevi bir boğulma hâ- disesini hikâye edeceğim: Bildiğinden şaşmıyan bir dostum var. Nefsine kar- şı itlmadı o kadar kavidir ki; her işte daima kendi düşüncesine göre hare- ket eder, kararından katiyen şaşmaz. e vi bir reklâm kâğıdile yanımıza geldi. Yüksek - sesle okumağa başladı; «... bahçesinde büyük konser. Meşhur ar- tist bayan (...) yı dinliyeceksiniz.» Bu aralık karısile öleki çocukları da bah- çeye çıktılar. Sazdan, şarkıdan, artist- lerden bahis açıldı. Dostum, herkesin fikrini dinledikten sonra kafasını kal- dırıyor; — Aldanıyorsunuz. O artist on para elmez. Onu dinlemek için feda edilen uykuya yazıktır, Diye sözü sahibinin ağzına tıkıyor. du. Ben de artistlerden birinin sesi güzel olduğunu ısrarla iddia ettim, dostum reddetti ve nihayet işi daha İleri götürerek bahse girişti: — Mademki inad ediyorsunuz, bu akşam gidip dinliyelim. Fakat artis- ti beğenmezsem bahsi kaybedersiniz. Yani bütün masrafı siz çekersiniz. gittik, Sahneye yakın bir masaya yer- Teştik, Dostumun inadı o kadar kavi ki, o artisti şimdiye kadar hiç dinle. mediği halde bahsi kazanacağından ve paraların benden çıkacağından emin olarak masraftan hiç kaçmıyor. Bira, şarab şişeleri, türlü türlü meze tabakları masaya sıralandı. Saz baş- Jayıncaya kadar bir kaç bardak dolup boşaldı. Bu gibi eğlencelere pek sey- rek giren dostumun gözleri süzülme- ge başladı. Bilmem kaçıncı bardaktan sonra da alkışlar arasında artist sah- , meye çıktı. Birinci şarkıyı sükünetle dinliyen dostum, ikinci başlarken sandalyesini biraz daha ileriye çekti, Bir bardak daha yuvarladı. Söylenen €ski bir halk şarkısının tatlı nağmele. Birdenbire dostumun kaşları çatık. dı. Fakat sözünden de dönemedi. Epeyce bir yekün tutan hesabı gö- rüp kalkarken başını iki yana sallı. yarak homurdanıyordu: — Buna, çifte boğulma derler, Hem söze boğuldum hem masrafa... Cemal Refik Yurttaş Zamanın eri emin tekâüt sandı- ğı Bankadaki tasarrufatındır. Onu dalma arttır. Ulusal ekonomi ve arttırma kurumu B. A, — Avrupadaki gürültü böyle devam ettikçe gelecek sene daha faz-

Bu sayıdan diğer sayfalar: