Cüreşçilerimiz gene par- Jak bir galebe kazandılar Peşte muhtelitini 5-2 mağlüp ettiler İstanbul belediyesinin festival dola- Yasile tertip ettiği amatör güreş müsö- bakalarına dün gece Taksim stadında Peşte muhteliti namı altında gelen Wwe haddızatında milli güreş takımı ele- harlarımı kadrosunda bulunduran Ma- carlara karşı dün geceki ilk müsabaka- larda nisbeten zayıf bir İstanbul muh- İteliti çıkarıldı. Bu takımın arasında $ Ytülde şehrimizde milli bir karşılaşma Yapacak olan Firlândiyallara karşı çi- kanılacak ekibi tesbit etmek üzere bazı (Ankaralı güreşçiler de tecrübe edildiler, | Saat 9,20 de mavi mayo giymiş Ma- (arlar biraz sonra da kırmızı mâyo giy- Miş İstanbul muhteliti büyük bir ihti- | ile hazırlanmış ringe çıkarak hal- 1 selâmladılar. İstanbul namına be- ediye turizm şubesi müdürünün İkısa bir söylevinden sonra Macar ka- le reisinin türkçe söylediği ve sonun- da «yaşasın Türk milleti sağ olsun Ata türke diye bağırdığı nutku halk tara- fından coşkun tezahüratle karşılandı. Her iki kaptanlar arasında bayrak teatisinden sonra saat tam 9,30 da mü- sabakalara başlandı. 56 kilo: Mustafa — Horvat Ankaranın yeni yetişen güreşçilerin- den olan Mustafa, Macar rakibi karşı. #ında ilk dakikalar biraz tereddüdle ge- girdi ise de yavaş yavaş açılmağa ve Oyunlar tatbikine başladı. Macarın çok seri bir şekilde ve ani olarak kafa kol kapmak oyununa güzel bir köprü ile mukabele etti ve aşağıda yakaladığı ko- unu bükerek 4 dakika 10 saniyede tuşla galip geldi. $1 kilo: Ahmed — Szöke Macar güreşçinin vücud itibarile “Ahmede tefevvuku çok barizdi. Buna Tağmen ilk dakikalar mütevazin ve ayakta devam ediyordu. Bir aralik Sert hamlelerinden dolayı Ahmede hakem tarafından ihtar verildi. Ve ilk devre nihayetinde her iki pehli- an berabere ilân edildi. İkinci devreye kura mucibince Ah- med altia Macar üstte başladılar." Daha ilk saniyede Macar çok siki sallolarla Ahmedi yere savurmağa ye birbirini takib eden bu saltolarla Sayı kazanmağa başladı. İkinci üç dakikada Ahmed üste geçtiyse de kapalı bir güreş yapan rakibi karşı- sında muvaffak olamadı ve 16 ıncı dakikada Ahmedi güzel bir göğüs çaprazma alan Macar -tuşla galib geldi, 66 kilo: Yusuf Aslan — Fabyan Milli takımımızın en kıdemli gü- Koşçilerinden olan Yusuf Aslan Ma- car milli güreş takımının en kurnaz plemanlarından birisi olan Fabyan İle karşılaşıyor. Müsabakanın ilk da- kikaları ayakta ve pehliyanların bir- birini denemesile geçti, Ve birbirine Oyun tatbik edemiyen pehliyan- ların beraberliğile birinci devre ni- hayetlendi. İkinci devreye kura mu- tibince Yusuf Aslan altta Macar üst- te başlandı. Ve münavebe ile üçer dakika birbirinin altında ve üstün- de çalışan İki güreşçi de kapalı gü- Teştiklerinden birbirine oyun tat bik edemediler. Son dört dakika ayak- ta ve sert bir şekilde devam etti. Bu ada Macar güreşçi hakemden ih- tar bile aldı. Ve müsabaka nihayetin- © Macar orta hakeminin de dahil ©'duğu kararla müttefikan Yusuf # lan galib ilân edildi. 72 kilo; Celâl — Proka Bu müsabaka serbes olarak yapi- “or ve Macar karşısında bu sikletin irkiye şampiyonu olan Ankaralı lâl güreşiyordu, Müsabakanın ser- : olacağı ilân edilince seyircilerin mızın hareketli güreşlere karşı büyük bir sempati beslediği bir kere daha sabit oldu. Serbes güreş için çok iyi bir ele- man olduğunu dün gece bir kere da- ha isbat eden Ankara Güneşten Ce- Jâ1, Macar rakibi hariküla, de bir güreş yaptı. Ve ilk ecnebi te laşmak imkânını bulan Macar peh- livanını yerden yere savurmak sürö- tile tefevvukunu gösterdi. Ve müsa- baka nihayetinde ittifakla ve pek haklı bir surette galib ilân edildi. 79 kilo: Mersinli Ahmed — Kovaç Spor meraklılarının şirin tavrı yü- yünden çok sevdiği Mersinlinin min- dere çıkmasi halk tarafından sürek- li alkışlarla karşılandı. Şimşek gibi rakibinin üstüne atılan Mersinli sal- to yapmak istediyse de Mersinliden pek de aşağı olmadığı pek çabuk gn- laşılan Kovaç bu oyundan kolaylık- bir pehlivan olan Macar Mersinlinin müteaddid oyun teşebbüslerini akim bıraktığı gibi bazan o da Mersinliye oyunlar tatbik ederek müşkil vazi- yetlere sokuyordu, müsabakanın ilk devresi berabere nihayetlendi. İkinci devre ayakta ve daba fazla Mersinli Ahmedin hücumile geçti ve müsaba- ka nihayetinde Mersinli müttefikan galib ilân edildi. 87 kilo: Mustafa — Kassal Milli güreş takımımızın gözbebeği olan büyük Mustafa kendine mah- sus olan bel kündesi oyununu tatbik için fırsat okollıyan bir güreşle işe başladı ve bir iki defa rakibini bu- şekilde altına aldı ise de tuş ya min- der dışında oldu veyahut çevik bir pehlivan olan Macar bu çevikliğinden istifade ederek tehlikeyi atlattı. Mü- sabaka baştan başa Mustafanın hâ- kimiyeti altında geçti ve ilk devre Mustafanın galibiyeti ile nihayet- lendi. İkinci devreye Musafa üstte Kassai altta başlandı. Rakibinin yenir yutu- lür bir lokma olmadığını anlıyan Macar güreşçi ikinci devrede işi kaç- maya döktü ve bu hareketinden do- layı hakemden bir ihtar aldı, Müsa- bakanın son dakikaları ayakta ve sıkı bir itişme ile geçti ve neticede Mustafa ittifakla galip ilân edildi. 61 kilo ; Ragıb — Şevdi Bu güreş müsabaka harici olarak gösteriş mahiyetinde yapıldı. Raki- binden oyun itibarile zayif olan Ra- gıp Şevdinin bir çok süplekslerine maruz kaldı ve bu yüzden mütema- diyen sayı kaybetti. Neticede Macar güreşçi galip geldi. 72 kilo: Faik — Madamiç Bu karşılaşma da müsabaka harici ve serbes güreş olarak yapıldı ve çok hâkim bir güreş tutturan Faik raki- bini mütemadi bir surette ezdi. Bir ”— güzel ve yerinde tatbik edilen sonra neticede 13 da- kika, 27 saniyede tuşla galip geldi. i Başvekâlei kupası Yarışlara girmek için şartlar Deniz klübünden: 1 — Başvekâlet kupası 28 ağustos 1938 pazar günü icra edilecektir. 2 — Yarış Moda koyunda ihzar edi- İscek, depar şamandrasından saat tam 10 da başlıyacaktır, 3 — Bu yarışa her cins kotra işti- rak edebilir. 4 — Hentikap yoktur. Dümen yal- nız amatörler tarafından idare edi- lecektir, 5 — Yarış rotası Moda, Kınalı açi- ğına konacak şamandrayi sancakta bırakarak, Yeşilköy feneri açığına konacak şamandrayı dönerek tekrar Kınalının açığındaki şamandrayı dö- nerek Modaya gelecektir. 6 — İştirak etmek istiyen kotra sahiplerinin 28 ağustos 1938 cuma günü öğleye kadar Deniz Klübüne kayıd olunmaları rica olunur. Mısır şampiyonu cumaya geliyor Dört klüp ekzersizlere başladılar Festival münasebetile şehrimize davet edilen Misir şampiyonu Ennâ- di Ehli takımı önümüzdeki cuma gü- nü şehrimize gelecektir. Mısır şam- piyon takımile karşılaşacak olan Gü- neş, Galatasaray, Beşiktaş, Fener muhtelitleri egzersislerine başlamış- lardır. Maçlar önümüzdeki cumarte- sİ ve pazar günleri yapılacaktır, Tanasa Rumen revüsünün dün ak- şamdan İtibaren 'Taksim bahçesin- de temsillerine devam etmesi karar- laştırılmıştı. Bu karar değiştirilmiş- tir. Revü 28 ağustos akşamına kadar Tepebaşı bahçesinde temsillerine de- vam edecektir, Bu akşam Gülhane parkında veri- lecek (Ters evlenme) orta oyununa Hazım, Muammer, Naşid, Ali gibi sanatkârlar iştirak edeceklerdir. İzmir Doğanspor takımı Denizlisporu yendi İzmir 22 (Telefonla) — İzmirin Do- Zanspor takımile Denizlinin Denizli- spor takımı arasında Denizlide yâpı- lan maçı 6-0 İzmir şampiyonu Doğan- spor takımı kazanmıştır. Ağır sıklet: Mersinli Ahmed — Palotaş Olimpiyadlarda dünya üçüncülü- güne kadar yükselmiş olan Macar Palotaş karşısında Samsunlu Ahmed güreşiyör. Rakibinin bu şöhretinin tesiri altında kalan Samsunlu ilk da» kikalarda çok kısa süren bir tereddüt geçirdi ise de çabuk açıldı ve Palo- taşı altına aldı. Serbes güreş olarak yapılan müsabaka zaten alâturkacı- lıktan yetişme olan pehlivanımızın işine geldiğinden Macar güreşçi mü- temadi şekilde tazyik altında bunalı- yordu. Müsabakanın ilk devresi Ah- medin bariz faikiyeti altında geçti İkinci devreye Macarın seri hamlele- rile başlandı ve Ahmedin nefesten düştüğü ve bü fırsattan istifade eden Macarın hâkim güreşmeğe ve Ahme- di müşkil vaziyetlere düşürmeğe baş- görüldü. Neticede Palotaş ek-' seriyetle galib ilân edildi. Müsabakalara çarşamba günü ak- şamı saat 21,30 da devam edilecektir. Şazi Tezcan EVROZİNİ Baş, Diş, Nezle, Grip Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. da surette alâka göstermesile halkı BERA tigisi İcabında günde 3 kaşe alınabilir. ep RA Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tetrika No. İSİ amma Abdülhamid mukavemet iktidarını kaybetmişti, elinde kendisini sukuttan koruyabilecek bir silâh kalmamıştı Nedir efendim? Neden korkaca- Zız. Gelenler hep Bulgari Bunların elinden mi öleceğiz? Ferman edin; vuralım! Tüfekçibaşı ilâve etti: — Bre efendim! Sen bizi bugün için besledin! Nadir ağa dayanamadı: — Kimi vuruyorsunuz? Gelenlerin hepsi din kardeşimiz! Kim demiş Bul- gar diye? Halil bey kızdı: — Senin bileceğin şey değil! susl — Yok! Sizin bileceğiniz şey! Sizin gibi cahil adamlar işe karışıyor da böyle oluyor. Ortalığı berbad ettiniz. Her fesadı siz yapıyorsunuz. (1) Nadir ağ hiddetle söylediği bu söz- lerden sonra hemen hünkârın üzerine kapıyı kapayıverdi. Daha ziyade ko- nuşmalarına mâni oldu. Doktor Nureddin paşa da orad idi, Nadir ağaya: — Aman lalal Ne yaptın? Az kaldı eli kısılacaktı! Dedi, Tahir paşalarla Halil bey git- tiler. Fakat biraz sonra gene geldiler. Bu defa ağalar içeriye arzetmediler, Onlar da padişah ile görüşemiyecekle- rini anlıyarak çekildiler, Hareket ordusu Davudpaşada iken Yıldız askerleri cephaneyi yağma et- mişlerdi, Cumartesi sabahı büyük Tahir pa- şa mabeyindeki hademeye, bahçivan- lara, şuna,buna silâh tevzi ettirdi. Yıldızda bir silâh patlarsa fena neti- celer hasıl olacağını düşünen musa- hibler keyfiyeti padişaha örzettiler. Abdülhamid Tahir paşayı çağırttı. Si- Jâh kullanılmamasını irade etti. Silâh- Jar geri alındı. Abdülhamidin bu saatlerde ne dü- şündüğünü hakkile gösterecek malü- mattân ve delâletlerden mahrumuz. Herhalde - vicdanen müsterih ola. mazdı! Acaba şimdiye kadar kendisi. ni tahtında muhafaza eden sebeb ve âmillerin hâlâ müessir olacağına ve bu hareketten kendisine bir zarar ge Jemiyeceğins mi kani bulunuyordu? Selânikte sonraları (Ordu köşkü) diye yâdedilen Alatini villâsında muhafız Rasim bey arkadaşı süvari yüzbaşısı Süleyman Fehmi beye - mütekaid al- bay Tunçay - Abdülhamidin bir gün kendisine şu sözleri söylediğini ifade etmiştir: (2) — Beni iki kişi aldatmıştır: Biri Said paşa, biri başkâtip Cevad bey! Abdülhamid bu aldatmaların nasıl ve ne vakit olduğunu izah etmemiş, Rasim bey de bu ciheti soramamıştır, Abdülhamidin sadrazam Sald paşa hakkında böyle bir kanaat beslemesi mümkün görülür. Ancak Cevad bey kendisini ne suretle ve ne vakit aldat- muş olabilirdi? Acaba Cevad bey Hareket ordüsü- nun kendisine bir zararı dokunmuıya- cağına Abdülhamidi tamamile ikna mi etmişti? Ejer böyle ise Cevad beyin kendisi. ni aldatmış olmasından bu şikâyeti ” Abdülhamidin Hareket ordusunun İs. tanbula takarrübü sırasında ihtiyar ettiği hareket tarzındarı imkân ve fır- satı kaybettikten yani hal'ile Selânik. te bir villâda kapatıldıktan sonra na- Sen tica vakasında Abdülhamidin düşün. celeri, hattı hareketinin saikleri hak- kında mevcud müphemiyetleri kısmen olsun belki izale edebilirdi. Ben maat- teessüf buna imkân bulamadım. Eski Ankara mebusu B. Mahir Said bu evraktan bir kısmının hazırlamak» ta olduğu bir eserde görüneceğini ba- na söylemişti. Divanıharb evrakının bir gün tam olarak neşrolunacağını ve bu suretle böyle müzlim ve müp- hem kalmış noktaların da tenevvür (1) Nadir ağu, Tanindo intişar eden be- yanalında böyle söylediğini Ubildirdiğin- den biz de muhavereyi bu beyanattan aynen aldık. (2) Albay Tunçayın bana gönderdiği bir mektubdan, eyliyeceğini ümid edelim, Çünkü ha- len bu cihetler ne kadar tamik edilse ihtimalle? ve faraziyeler hududundan harice çıkılamıyor! 31 martta mürtecilerin galebesi üze rine bütün dünya gâzeteleri o kadar hatâlar irtikâb eden İttihad ve Terak- kiyi, Jön Türklüğü artık kaybolmuş bir gölge, Abdülhamidi de gene vaziyo- tin hâkimi addeyliyorlardı. Fakat bütün dünya bir kaç gün içinde sürprizden sürprize düştü. İt. tihad ve Terakki cemiyeti 1908 tem- muzunda nasıl nisbeten kolayca meş- rutiyeti tesise muvaffak olmuş idisş şimdi de üçüncü ve ikinci ordularla Meşrutiyet gene kurtulacak, irtica hâdisesile şaşkınlığa uğramıyan Ru- melideki İttihadcılar eskisinden daha kuvvetli olarak avdet öyüyeceklerdi. Abdülhamid artık bunu muhakkak görüyordu. Ancak şimdi cemiyet ken» disine karşı nasıl davranacaktı? Ayas- tafanos içlimainda Mahmud Şevket paşanın âyan ve mebusana bal' key- fiyetini asla hatıra getirmemek yo- Tundaki ifadesi ve ihtarı ne dereceye kadar doğru idi? Paşanın bu ihtarı nafiz olacak mıydı? Abdülhamid kork- tuğuna uğramıyacak mıydı? Mebuslarla âyan tarafından Ayas- tafanos içtimaında şahsının ve huku- kunun mahfuziyeti hakkında teminat verilmiş ve sadarete de tebliğ olun- muştu, Elbette sadaret makamından da kendisine arzedilmişti. Bu teminat, ona kanaat bahşolmuş mıydı? Son cuma selâmlığında tac ve tah- ta hiç bir tehlikeye maruz değilmiş gi- bi sakin, vakur bir tavır göstermesi kendisinde böyle bir kanaatin husulü. ne mi delâlet ediyordu? Ağzından düşüncelerine nüfuz im- 'kânını verecek bir tek kelime çıkmı. yordu. O bu defa İttihad ve Terakki cemiyetine boyun eğecekti; bu tabil idi! Fakat cemiyet ile Rumeli ordusu kendisini tahtında ipka eyliyecekler miydi? O kiyam eden askerleri doğru» dan doğruya ve açıktan teşvik ve teş- ci etmemişti. Fakat cemiyete ve Ha- Teket ordusuna karşı da hüsnü niyeti- ni gösterecek, bunların deruhde eyle- dikleri vazifeyi kolaylaştıracak bir şey yapmamıştı. Şimdi bunlar kendisinin gene tahtta kalmak emelini nasıl karşılıyacaklardı? Zorlu günlerde çok defa başından geçliği gibi bu çıkmaz- da da kendisine bir selâmet geçidi bu- Jabilecek miydi? Selâmlıkta mutad hilâfına sefaret- lerden kimse görülmemişti, Bu mani dar bir keyfiyetti. Acaba bütün sefa- retler vaziyetini Üümidsiz mi görüyor. lardı? Almanya İmparatoru gibi her- hangi bir ecnebi kudretin nüfuzu ken- disini makamında ikdar pey nfiydi? O Ermeni vakası gibi kendisini tae ve tahtından mahrum edebilecek bir badireyi atlatmıştı, Fakat bu badire hariçten gelmişti. Tarihi iyi bilmezdi ama Rumeliden gelmiş bir Alemdar Mustafa paşa or- dusunun dördüncü Sultan Mustafa- yı hal'ediverdiğini biliyordu. Acaba bu yeni Rumeli ordusuda kendisi hakkında ayni munmeleyi mi yapa- caktı? Ne olsa, mukavemet iktidar ve lerine yerleştirdiği toplarla Yıldız sa rayını tehdid ediyordu. Kuvvetinin büyük bir kısmı Yıldız etrafında top- Janmıştı. Yıldız muhasara edilince di- ğer noktalardaki mağlübiyetleri gö- ren muhafızlar can kaygusuna düş- tüler, Yıldız askerinden iki tabur Ha- reket ordusuna teslim oldu. Diğer ta- burlardan İstanbula, Üsküdara savu- şanlar oluyordu, Bunlardan elde edi- lenler Çalalcaya sevkedilmek üzere Ihlamur vadisinde toplanıyordu. (Arkası var) ,