İnsanın teksif edilmiş gıdadan ya- Pilan hapları yutmak, yahut bu gibi maddeleri serum halinde şiringa etmek suretile yaşaması birkaç sene €vveline gelinciye kadar, meşhur fen- Mİ roman muharriri Jül Verm'in ha- Yalhanesi mahsulü bir hayali ham sa- Yılmakta idi. #eklini almağa başlamıştır. Çünkü Bıdai maddelerin son derece hülâsa ve teksif edilmesine artık teknik imkân bulunmuştur. Zaten evvelce de bazı hastalara şekeri, suyu ve tuzu enjek- suretile vermek mümküri oldu- BU birçok tecrübelerle sabit olmuştur. Şimdi ise enjeksiyon ile insanı besle- Mek kabil olmuştur. Amerikanın garbinde en büyük ş8- hirlerden biri olan San F'ransiskoda ahiren toplanan Etibba kongresinde Amerika müttehid hükümetleri ül- de tayyare yolculuğu çok team- Müm etmiştir, Tayyare ile yolcu taşı- Yan şimdi 25 büyük kumpanya var- » Bunların tayyareleri 1937 sene- sinde bir milyon iki yüz altmış yedi yolcu götürmüştür. Amerikadan sonra en ziyade hava Yolculuğu Almanyada rağbet bulmuş- devresinde, meclisten otobüs getirtip İşletmek üzere salâhiyet aldı. Beledi- ZİN, mazot veya havagazı tazyiki ile Müteharrik Ankarada İktisad Vekâleti sanayi Urum müdürlüğünde mütehastıslar- dan mürekkep komisyonun memle- dahilinde işliyen kamyon ve Otobüslerin havagazı ile işleyip işle Memek hakkında vereceği karar, İs- tanbul, belediyesinin de otobüs şart- Mâmesinin vaziyetini tayin edecektir. Yakında bu mesele halledildikten Sonra belediye otobüs şartnamesini hazırlayıp ilân edecek ve mümkün kısa bir zamanda otobüs ge- şehirde işletmeğe başlıya- Behir meclisinden alınan salâhiyet TAİ inşa edilecektir. Belediye şimdilik ancak otuz ka araba getirtebilecektir. İstan- bütün otobüs münakalâtı- İtfaiye yıldönümü ul itfalyesinin 18 ncı yıldö- münasebetile önümüzdeki per- günü Fatihteki İtfaiye bina- merasim yapılacaktır. Bu me- ayni zamanda İtfaiye mekte- ikinci devresinden çıkanlara da verilecektir. Merasimde ş,i ve Belediye reisi B, Muhiddin ÜS- bir nutuk söyliyecektir. feriri. / Insan yemek yemeden enjeksiyon ile beslenebilecek bir adama yumurta, süt ve jambona muadil mahlül halinde kâfl derecede bir enjeksiyon ile zerkederek helme mümkün olduğu isbat edilmiştir. Bu mahlül dahi «amines» denilen kaleviyatı uzviye hamızı olup, bunun «protein» i, yani maddei iplidaiyesi doğrudan doğruya kana şiringa edile- bilmektedir. Enjeksiyon ilebu besleme sureti tabiati ile, ilk defa midesi gıda ala- mıyan hasta adamlara tatbik edilmiş ve muvaffakiyet görülmüştür. Şimdi alelâde insanların enjeksiyon ile beslenmesi imkânı âraştırılmakta- dır. Bu gidişle insan yaşamak * için uzun uzadıya ve külfetli olan yemek sofrasma oturmağa hacet kalmıyacak bir şiringa İle karnını doyuracaktır. Mmerikada tayyare ile 1,267,000 yolcu nakledildi tur. Bu memlekette 1937 senesinde tayyareler 320,353 yolcu taşımıştır. İki memleketin nüfus nisbetleri na- zarı itibare alınacak olursa, Amerika da her yüz nüfusa senevi bir tayare seferi ve Almanyada her iki yüz nü- fusa bir hava seyahati isabet ettiği anlaşılır. Belediye, şimdilik ancak 30 otobüs getirtecek Bu otobüslerde, yolcusu en çok ve © kalabalık mıntakalarda işletilecek Belediye, şehir meclisinin son içtima nın - tramvay ihtiyacına da tekabül etmek şartile - iki yüz araba ile te- min edileceği hesab edildiğinden be- Yenin getirteceği otobüslerin ben- ; lediyenin ilk defa getirteceği bu 30, 35 araba, ancak çok ehemmiyetli ve yoleusu -kesif hatlara tahsis edile. cektir. ” Otobüse yatırılan sermaye, kisa bir zamanda amortize edileceğinden belediye, bütçeden yeniden vasi mik- yasta fedakârlık yapmadan gelecek yıllar içinde bütün şehrin ihtiyacı- nı karşılıyacak mikdarda otobüs ge- tirtebilecektir. Bu suretle nihayet beş sene içinde şehrin her tarafin- da bütün kara umumi münakalâtı Arızasız olarak belediyece temin edi- lecektir. Fakat şehrin kara münaknlâtı otobüslerle temin edildikten sonra vay münakalâtının devam edip et- miyeceği hükümetçe ittihaz edilecek kati karardan sonra anlaşılacaktır. Dut ağacının dalı w—— Üsküdarda Külhan sokağında 22 numaradâ Oturan Mehmed oğlu Mazhar evlerinin civa- rındaki dut ağacına çıkmış ve üze- rine oturduğu daldan dut toplarken dal kırılmıştır. lif yerlerinden ağır surette yaralan- muştar, Mazhar ifadeye gayri muktedir bir halde Haydarpaşa Nümune has- tanesine kaldırılmıştır. Tren köprüsünden düştü Seyyar satıcı Müfid isminde bir adam sarhoş olarak Yenikapıda tren köprüsünden geçerken ayağı kay rak yere düşmüş, sağ kaşı üzerinden ağır surette yaralanmıştır, Yaralı Cerrahpaşa o hastanesine (o kaldırıl- di Bu sene Asya gazetecilerin tayy&» kiasındaki BÜY İ On milyon nüfus evsiz, barksız kaldı. Seylâb devam | telerine bağiamış- m Yy lardır. Erzak ve sıha tuğyan ederek mil- ) ederse felâketzede sayısı yüz milyonu bulacaktır. | hileranm getire. Sinden barında, | Gonda mintakası muazzam bir göl kesildi, boğul- “| cek kollara bu tay. etmiş ve bir çok. | mayanlar yüksek tepelere çıkmışlardır. Yüz bin- | yaşi larının da hayatı | lerce halk arasında kolera salgını baş gösterdi | mektedirler. na mal 'olmuştur. Şimdiye kadar Yaz mevsiminin suda boğulanların geç gelerek birdenbire sıcakların bas- mış olmsaı Himalaya ve diğer yüksek dağlarda karların süratle erimesine ve bundan peyda olan suları nehirlerin yatakları istiap edememesinden her ta- rafı sellerin istilâ eylemesine bais ol- muştur. Bu suretle Çindeki Sarı ve Mavi ne- hirler taşarak birçok mamureleri sü- rükleyip götürmüş ve yüz binlerce in- sanın boğulmasına sebep olmuştur. Evsiz barksız kalan ahali on milyon« dan fazla tahmin olunuyor. Feyezan- lar devam ettiği takdirde felâketzede- lerin sayısı yüz milyonu bulacaktır, Suların taşması Çindeki askeri ha- rekâta da tesir etmiştir. Suların tuğya- ni yalnız Çinde tahribat ika etmek ile kalmamıştır. Hindistanda dahi azim zaylat ika etmiştir. Hindistanm dahi» linde Gonda havalisi şimdi büyük bir göl halini almıştır. Yalnız ötede beride yüksek ağaçların tepeleri suyun sat- hında kalmıştır. Yirmi dört saat mütemadi surette yağan yağmurlar nehirlerin taşan su- İarı İle birleşerek Hindistanın dahilin- de hakiki bir tufan vücude getirmiştir. Sular müthiş bir sel gibi akarak önü. ne ras gelen mezruatı, hayvan sürüle- rini ve ahşap evleri sürükleyip gölür- müştür, Ahaliden baskına uğrayıp boğulmu- yanlar suyun sathında yüzen evlerinin tahtalarına sarılarak meçhul bir akide te gitmektedirler. Orta Hindistanın o güzel ve bereketli pirinç tarlalarından, İngitizlerin yaptırdıkları şose ve Köprü. lerden hiç bir eser kalmamıştır. Orta Hindistanm meşhur şehirlerin. den Lueknov'dan tayyare ile hareket eden Avrupalı gazete muhabirleri mii. yonlarca ahalinin uğradığı bu tufan fe- Iâketinin bütün dehşet ve fecaatini ha vadan seyretmişlerdir. Suyun satlunda kaları dört beş yüz metre irtifaındaki tepeler, boğulmak- tan kurtulan ahaliye birer melce ol- muştur. N Bu tepelerde insanlar karınca gibi üşüşmüş olup iğne atılsa yere düşme. mektedir. Bu zavalhlar yaz güneşinin beyinleri eriten harareti karşısında bi- tap yatıyorlar. Her biri yirmi otuz kilometre mu- rabbamda birer göl halini alan su bi- rikintileri sathında yüzen yüz binlerce hayvan tefessüh ettiğinden havayi mikrop istilâ etmiştir. Yüzbinlerce halk bütün ümidlerini bu miktarı yüz bin tahmin olunuyor. Lâ- kin kurtulanlar iaşe edilseler bile ya- şıyabilecekleri ümid edilmiyor. Çünkü şimdiden bu biçarelerin arasında ko- lera bütün şiddeti ile hükmünü sür- meğe başlamıştır. Hindistandeki askeri idare bütün d3- miryollarını felâketzedelere imdadı gönderilen heyet ve levazımın nekline tahsis etmiştir. Askerler sallar yaparoX felâketzedelerin iltica ettikler! topeleo ve ağaçlara yiyecek ve ilâç götürüyor. lar. Birçok doktor ve hastabakıcı gi- nüllü yazılarak felâket sahasına pit. mişlerdir. Sekiz doktor tayyareden pa- yaşüt ile küçük adacıklara inmişler ve ölüm ile pençeleşmekte olan felâket. yedeleri kurtarmak için mücadeleye gi- rişmişlerdir. Her şeyden evvel kolera. nın önünü almağa çalışıyorlar. Çünkü kolera felâketzedeleri mahvetmek ile kalmayıp tuğyan sahası haricindeki ahali arasında dahi yayılmıştır. Şim- dilik yarm milyon erkek, kadın ve ço- cuk koleradan ölmek tehlikesi karşı sında bulunuyor. Asya kıtasındaki feyezaniar bu s8 ne milyonlarca insanın hayatına ved milyarlarca servete mal olacaktır. F, Hamallar kâtibini öldüren ; Yusufun müdafaası Ben Hasanı taammüden öl- lü di zdur bir katilim diyor Kendisini işten o çıkarmasından hiddetlenerek bir sabah Balıkpazarı civarından geçerken Sirkeci şimen- diferleri hamallar kâtibi Hasanı bi- çâkla öldüren Yusufun muhakemesi- ns ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Bundan evvelki celsede müddelü- mumi iddianamesini okuyarak Yu- Sufun, sokakta yolunu beklemek su- retile Hasanı teammüden öldürdü- ğü sabit olduğunu söylemiş ve buna göre cezalandırılmasını istemişti. Son celsede Yusul müdafaasını yapmıştır. Maznun Yusuf yazılı ola- rak verdiği müdafaanamesinde Ha- sanın yolunu bekliyerek taammü- den öldürmediğini iddia ediyor ve: — Vaka sabahı ben bir tesadüf eseri olarak Hasanla karşılaştım. Kendisine yaklaşarak uzun zaman- danberi yaptığım gibi gene bana İş vermesi için yalvardım. Hiç olmaz- sa kendisinde alacağım olan yüz elli rayı vermesini söyledim. Hasan birdenbire bana küfür ve üzerime hücum ederek elindeki kalın baston- Ja beni döğmeğe başladı Kafama ve vücudümün muhtelif yerlerine vür- duğu bastonların acısile şuurunu di tecavüzü ölümüne sebeb olmuş- tur. Ben müteammid bir katil değil, mağdur bir katilim. Mahkemeden af ve merhamet istemiyorüm. Cürmü. yetinden istediğim şey, benim mağ- dur bir katil olduğumu gözönünde tutarak ona göre cezamı vermek sü- retile adaletin tecellisidir.» Diyordu. Mahkeme evrakı tedkik ederek son kararını vermek üzere mu- hakemeyi başka güne bıraktı, İncir ağacından düşerek yaralandı Kınahadada Nar Çiçeği sokağında oturan Receb kızı 16 yaşlarında Ne. sibe evlerinin bahçesinde incir top- İKTİSADİ MESELELER ooperatiflerin vazifesi İktisad Vekâleti, memleketimizin muhtelif yerlerinde istihsal kooperâa- tifleri teşkil etmektedir. Bu koopera- tifleri kurmaktan maksad, ihracat mddelerimizi, daha ucuz bir şerait al- tında Odişpiyasalara sevketmektir. Bu kooperatiflerin kuruluşu, piyasada- Ki bir takım fuzuli mutavassıtları or. tadan kaldırmaktadır. Fakat bu mu- tavassıtlar tasfiye edilirken, koopera- | tiflerle muhtelif teşekküller de mücade»; Je ediyorlar. Bu mücadeleyi pek tabii görmeliyiz, yerli şeker fabrikaları da açıldığı zaman, şeker ithalâtımı, fiili bir inhisar altına alan birkaç şeker tica- rethanesi, yerli şeker fabrikalarına en- vai çeşid iftiralarda bulunmuştu. Halk arasında yapılan gülünç propaganda» lardan biri de, yerli şekerlerin randı- man itibarile güya zayıf ve tatsız olma- sıydı. Fakat çok zaman geçmeden, yer- li şeker hakkındaki bu propagandala- rın gülünç olduğu anlaşılmış, ve fili inhisar da ortadan kalkmıştır. U Kooperatiflerin Kuruluşuna karşı mukavemet etmek isteyen komisyoncu kabzımalcı, hareketi görüyoruz. Şim. diye kadar müstahsil köylü ile, müsteh- Mk arasında fuzuli bir surette mevki işgal eden bu mtavassıtlar, kooperatif. lerin kurulmasından müteessir oluyor»! lar. Çünkü kooperatif inkisafı, bu mu- tavassıt zümrenin menfaatlerini orta» dan kaldıracaktır. Pek tabil olarak, menfaatleri haleldar olan bu mutavas- sıt zümre, zaman zâmân, kooperatif- lerle mücadele edecektir. Fakat bu mücadelenin uzun müddet devam et- memesi için kooperatiflerin halka ucuz mal verdiğini isbat etmeleri lâzımdır. Şimdilik kooperatifler teşekkül halinde oldukları için, henüz kuruluşlarındaki maksadı pratik olarak halka izah ede- memişlerdir. Yeni kurulan kooperatif. lerin kısa zamanda mevcudiyetlerini halka tanıtmalarını temenni ediyoruz. H.A. —ğ—ğmn—————————— Prof. Dr. Besim Akalın avdet etti Türk müzaheret kurumu reis ve- kili Bilecik saylavı general Dr. Besim Ömer Akalın Köpenhag'da toplanan Cemiyeti Akvam müzahir kurumlar birliği kongresinde murahhas ola- rak bulunduktan ve Almanyada (Reinhali) kaplıcalarında bir imüd- det kaldıktan sonra dün sabahki KAPYONN., Nakil vasıtalarının. muayene günleri Otomobil, kamyon, otobüs gibi mo- törlü kara nakliye vasıtalarının mua yenelerine 15 ağustosta başlanmıştır. Bu muayenelerin üç ay kadar sürece ği tahmin ediliyor, Muayene günleri ve her vasıta sahibinin müracaat edo- | ceği gün evvelce tesbit edildiğinden, muayyen günlerde mürataat etmi yenler için - para cezası almmak şar- tile - muayenenin son günlerinde yo- ni bir mühlet verilecektir. Bu müddet içinde de muayene edilmiyen vesaitin, bütün evsafını şamil olsa'da, plâkası sökülecek ve bunların seyrüsefer et- mesine müsaade edilmiyecektir, Bele- diye, bu tedbir ile muayenesiz hiçbir vi kal Tesiri öde tir. Muallimlerin mesken bedelleri 938 seneleri vilâyet ve Belediye bütçelerinin bugünlerde tebliğ edil. mesi beklenmektedir. Bütçe ile ya. pılacak yeni inşaat için belediyece şimdiden hazırlıklar yapılmıştır. Büt çe tebliğ edilir edilmez yeni inşaata aid şartnamelere göre münakasalar ilân edilecektir. Yeni bütçe ile munllimlerin mes ken bedelleri hakkında Dahiliye Ves kâletince ittihaz edilen kararın da tatbikine geçilecektir. Mesken bedelleri aylardanberi t8- diye edilmediğinden büteç gelir gel mez mesken bedelleri de tevzi edik meğe başlanacaktır. Şemsipaşada denize atlarketi başı taşlara çarptı Üşküdarda Uncular sokağında has memc, ustası Abdullahın evinde yâ” lap kalkan 16 yaşında Bekir Şemsipâs şadan denize atlamış. başı taşa çar« parak yaralanmişlır. Çocuk hasta« neyo kaldırılmıştır. i Başına zincir çarpti Şamandiraya bağlı Polonya ban- dırah Lavand vapurundan demir bo şaltan amele çavuşu Süleymanın bâ“ şına zincir çarpmış ve