“ 22 Ağustas 1038 ” Ee AKŞAMDAN AKŞAMA Geri kalan sekiz saat.. Meşhur tasnif malüm:; : « — Sekiz saat uyku, sekiz saat ça- lışmak, sekiz saat eğlence! ! Fakat ancak birinci sabit kalıyor. Hattâ pek çokdarımız irade kuvve tile ve alışmakla mümkin mertebe Ax uyumağa çalışıyoruz. Nikbin, Ümüdli, neşeli ve mühim işleri başar- mak sevdasında olanlar sekiz saat Yatakta kalıp vakit kaybetmeğe ra- #1 değillerdir. Âsabı mütemadi te- Vettür ve faaliyet halinde bulunan Şahsiyetleri zikrederler ki aralarında Uykuyu günde dört saate kadar İn- direnler varmış. Milletler de ona göre... Hesabını tutmak kabil değil, fakat ecnebi memleketlerinde yaptığım seyahat- İerimden biliyorum: Bezmiş, uyuş- Muş, insanlarla dolu bir şehrin uyku Yasalisi mutlaka dokuzu bulur.. Hattâ daha bile ifrata vararak uy- kuyu suni vasıtalarla, afyondü, İs- Pirloda ararlar. Canlı, keyifli şehirlerin şeraiti ise, Açar açmaz yataklarından fırlamağa sevk eder... Bay, gece balodaydı, gün- düz işinin başındadır. Daha evvel de bir at gezintisi yapmıştır. ! Demek, sekiz saat uyku, medeni- Yetle mebustan mütenasib olarak azalıyor. Fakat bu tasarruf olunan zaman nerey. iyor? Çalışma bö tüğüne m gidiyor? Çalış bö- Evvelâ böyle sanıyorduk. Galata- saraydayken bir cografya hocamız Vardı: — Amerikada herkes çalış Yor! - derdi; ve nazarımızda, yeni dünya insanının güya durmaksızın gece gündüz çabaladığı gibi yanlış bir lâvha hasıl olurdu. Halbuki sonradan öğrendik ki Meğer onların marifeti sade kesit ça- .. Geriye kalan bir sürü boş zamanları kalıyor: Spor yapıyor- lar, eğleniyorlar, seyahat ediyorlar, keyiflerince bir meşgaleyle uğraşı- Hattâ dahasıda var; Ruzveltin «bir projesine göre, zaten şimdi- in haftada 40 Aİ olan m Salışma müddeti daha da indirile- cekmiş... İşi günde 3-4 sante kadar #zaltmak suretile bir takım iktisa- di projeler, içtimai ıslahat hazırla Miyormuş. Uykudan kıs, çalışmadan kıs; geri kalan zaman, sekizi aşıyor; belki de “nu, on ikiyi buluyor. Medeniyetin Yevisi böyle... Ayni hareket bizde de mi gösteriyor... İş ve tatil kanun- ; cumartesi yarım azadları, yaz tatili ve öğle tatili tecrübeleri hep bu cereyanm bizdeki mükemmel te- Zahürleridir. Buraya kadar âlâ.. Bu noktadan Sonrası düşündürücü! Deriz ki: «Falan semtte oturuyo- Tuz.», «bize oturmağa gelseniz e..x, “Etceleyin falanca saate kadar olu- Yüyoruz..», «kahvede oturmuşlar.» Dikkat ediniz: Hep, colurmak» Maktu satış Belediye hazırlıklarını ikmal etti dürlüğü tarafından kat bitmiştir. İktisad müdürlüğü, kanunun Şü- mulüne dahil olan maddeleri satan bütün esnaf teşekküllerile temas et- miş, bunlara icab eden tallmatı ver- | miştir. Bu itibarla maktu fiate tâbi olacak maddelere konacak etiketle- rin şekli, malların ne suretle satışa çıkarılacağı ve bunların kontrolüne aid bütün hazırlıklar tamamlan- mışlar, Ancak hangi maddelerin maktu fiate tabi tutulacağı, hangisinin tu- tul hakkında belediyenin Dahiliye Vekâletinden beklediği ta- limatın da bu hafta içinde geleceği tahmin ediliyor. Pazarlık yasağı kanunu, bütün maddelere birden tatbik edilemiye- ceğinden kanun tedrici surette di- ğer maddelere de teşmil edilecektir. Bu itibarla belediye iktisnd mü- dürlüğünün bugünkü kadrosu ka- nunun tafbikini mürakabe etmeğe şimdilik kifayet edecektir. Ancak ka- nun ileride diğer maddeler için de tatbik edilince mürakabe teşkilâtı- nında o nisbette arttırılmasına lü- zum görülecektir. Bunun için bele- diye reisliği şehir meclisinden yeni tahsisat İsti . Bina vergisi Tadilât icrasını isteyenlerden! beş lira harç alınacak Bina vergisine esas teşkil eden ye hi emlâk tahriri Kartal müstesna olmak üzere İstanbulun bütün Ka- zalarında neticelendirilmişti. Kartal kazaşındaki emlâk tahririne aid is- tinaf muamelesi de neticelendiğin- den geçen hazirandan itibaren Kar- tal kazasında da yeni tahrirlere-gö- re vergi alınması kararlaştırılmış ve icab edenlere tebliğat (yapılmıştır. Yalnız bazı emilâkin. vergi kıymetleri gerek mükellefler, gerek maliye me- murları tarafından temyiz edildiğin- den bu temyiz talebleri de Ankara- daki temyzi komisyonuna gitmiştir, Buradan çıkarâk kârarlarla münfe- rid surette vergi kayıdlarında tadil- ler yapılacaktır. Diğer taraftan İstanbulun diğer kazalarındaki mükelefler, yeni tah- ririn tafbikinden üç sene geçtikten sonra, kanunun verdiği salühiyete göre tadil için müracaat edebilecek» lerdir. Verginin tadil, kıymetten yüzde yirmi nisbetinde bir değişiklik olduğu takdirde icra ve isaf edilmek- tedir. Vergi tadili için yapılan mücraaat- lar pek azdır. Müracaat ashabından bunun için beş Jirâlık bir harç alın- | Karilerimizin fikri Heybeliadanın derdi Yaz mevsimlerini Heybelide ge- çirmekleyiz. Fakat bu adanın ül mühim derdi vardır: Biri ekmek, öbürü sul... (Görüyorsunuz ki en esaslı şeyler!) Rekabet olduğu zaman, ekme- gin cinsi düzeliyor, rekabet kak kınca fenalaşıyor. Maalesef bu se ne ikinci nevi ekmeği birinci diye almaktayız. Belediyenin bu işle uğraşmasını dileriz, Bir damacana su için de halktan 85 kuruş aliyorlar. Neyse bunu kar bul ettik, fakat iyi su niyetine çeş- me suyu içmeğe razı olamayız, Ma- alesej bazı insafsıdar bunu irti- kâp ediyorlar. Boşalan damaca- naları çeşmeden dolduruyorlar, kopan mühürleri yerlerine taka- yak halka satıyorlar, Maamafih bu yalnız Heybelinin derdi değil dir. Ancak burada da oduğu için zikrediyorum. Şu kadar basit bir hileye karşı koskoca Belediye ci- hazı bir mücadele şekli bulamaz m? Ş. Tan Bir Bulgar profesörü şehrimizde Bulgarlar Türk edebiyatına büyük rağbet gösteriyorlar Sofya üniversi- tesi Türk dili profesörü B. Ga- labof tedkik mak- sadile İstanbula gelmiştir. Gayet iyi türkçe konu- “© şan profesör B. Galabof Galala- saray lisesinin — Bulgaristanda “Türk diline, Türk edebiyatına, Türk hikâyele- rine karşı büyük bir alâka göze çarp- maktadır, Ben buraya bu tedkikat için geldim. Sofyada türkçe öğrenmek için gün- den güne artan bir rağbet vardır. Türkçe okuttuğum. talebelerin ara- sında İki de kadın vardır. Bugün Bul- garistanda Türk diline, Türk inkılâ- bına ait çok büyük bir alâka mevcut- tur.» demiştir. Profesör burada bir ay kadar kala- caktır, Hakaret yüzünden mah- kKemeye verildi Mecidiyeköyünde oturan 17 yaşlar rında bayan Hikmet ve Nebiye İle Sabriye Güngör ağız kavgasına tu- tuşmuşlardır, Biraz sonra Nebiyenin kocası Cemal de lâfa karışınca Sab- riye Güngör Hikmet ile Nebiye ve “kocası Cemale hakaret etmiş ve şi- kâyet üzerine yakalanmıştr. Hepsi birden cürmümeşhud mahkemesine verilmişlerdir. Inkılâb âbidesi Yüz elli metre yüksekliğinde olacak Sultanahmed meydanın tanzimi için şehircilik müfehassısı B. Prost tarafından hazırlanan plân mucibin- ce, şimdiki Ticaret mektebinin bulun- duğu arsa üzerinde ve Marmara ile Boğaziçinden görünecek (irtifada İnkılâb Abidesi dikilecektir, İnkılâb Abidesi 150 - 160 metre uzunluğunda ve Sultanahmed camisi minarelerin- den yüksek olacaktır, Belediye, İnkılâb âbidesinin bilhas- $a sanat bakımından çok kıymetli bir eser olmasına ehemmiyet ver- mektedir. Buraya dikilecek büyük âbide, an- cak Prost plânı üzerine meydanın tanziminden sonra inşa edilmeğe baş- lanacaktır. Maamafih şimdiden bir Alman sanatkârı bu âbide için bir plân hazırlıyarak Dahiliye Vekâletine “ vermiş ve Vekâlet te bu plânı Bele- diyeye göndermiştir. Fakat Belediye, Aâbidenin temsil edeceği büyük inklâb hareketlerinin ehemmiyetile müte- nasip bir şekilde vücude gelmesini is- tediğinden, böyle münferid suret- te yaplan plânlardan birini tercih et- | mek fikrinde değildir. Bunun için gü- yet geniş ve bütün dünya mimar ve heykeltiraşlarından en maruflarının iştirakini temin edecek bir müsaba- ka tertip edilecektir. Bu müsabakayı kazanacak sanatkâra gayet yüksek nakdi mükâfat verilecektir. Âbidenin inşa masrafı hem hükümet, hem de Belediye tarafından temin edilecektir, Esasen şehirlerde dikilecek âbideler hakkında bir kanun mevcud olduğun- dan, yapılacak müsabaka bu kanun çerçevesi içinde tanzim edilecektir. Sandal devrildi Kumkapıda oÇiftegelinler soka- ğında 36 numarada oturan Misak oğlu Karabet ve arkadaşı Şirin Ka- dıköyüne kadar bir sandal gezinti- si yapmağa karar vermişler ve san- dalcı Osmanın sandalını kiralamiş- lardır. Sandalcı Osman Kumkapıdan bir hayli açıldıktan sonra yelken açmış, fakat rüzgâr sert estiği ve yelken de iyi kullanılamadığı için sandal dey- rilmiş, içindekiler denize dökülmüş- lerdir. Kaza etraftan çabuk görülmüş ve sandallarla yetişenler kazazedeleri muhakkak bir ölümden güçlükle kur- tarmışlardır. Karpit iştigalinden yüzü yandı Tamir edilmek.üzere havuzlara çe- kilen Karadeniz vapuru tayfaların- dan Rizeli Mustafa gece karpit lâm- bâsını almak için ambara inmiş ve karpitlerden intişar eden güâzın far- kında olmiyarak kibrit yakmıştır. Bu sırada gazlar parlamış ve Musta- fanın elleri, yüzü yanmaşıtır, Tayfanın feryadını duyan arka- daşları onu ambardan çıkarmış v6 tedavi için hastaneye nakletmişlerdir. Bahife 5 3 ea Domatesin vitaminin- den sonra... Bir zamanlar yeryüzünün her tara- fında doktorlar, âlimler «Domatesse | dair medhiyeler yazdılar. Domatesin sıhhat üzerindeki faydalarını anlata anlata bitiremediler. Domates hakkın- da konferanslar mı verilmedi? Doma- tesin kırmızı Dir ovitamin bombasi» olduğunu isbat için ne sözler söylen- medi ki... İnsan bunları dinlerken günde bir tek domates yiyen bir adamın artık kâfi derecede gıda aldığını zannediyordu. Dünya domatese sarıldı. Bu çekir- dekli, kırmızı şey yemiş gibi yenildi. En kibar Amerikalı kadınlar hâlâ da sabahları bardak bardak buzlu doma- tes suyu içiyorlar. Âlimlerin bu kadar israr ettiklerine bakılırsa herhalde domateste birşeyler olsa gerekir. Fakat son zamanlarda domatesten sonra bir de sarnusakla soğan meyda- na çıktı. Yesrli ve bazı ecnebi gazetelerde sar- musakla soğan, tıplı bundan evvel de- maltese olduğu gibi medhiyeler yazılıp duruyor. Hem de sarmısakla soğandaki hassa,” domatesi gölgede bırakacak derecede mühimmiş. Uzun yaşıyan birçok adamların ha- yatı tedkik edilmiş. Bunların sarmısak ve soğana rağbet ettikleri görülmüş. Şimdi bazı kimseler sarnusakla $0- anım ömrü arttırdığını, gençliği uzat.” tığını ileri sürüyorlar, Sonra bu iki ko- kulu şeyin kanser hastalığına da iyi geldiğini söylüyorlar, Kanser Bulgaristanda, diğer yerlere nazaran, çok azmış. Bunun da sebebi Bulgarların fazla sarmısağa ve soğana rağbet etmeleri imiş. Bulgaristana git- medim. Fakat işittim. Sofrasında sar. mısak yemiyen Bulgar köylüleri cdoy- dum!» demezlermiş... Görüyorsunuz? Meğer birim pek iti. bar etmediğimiz soğanlar, sarmısaklar ne büyük nimetmiş!, Hele gençliği uzattığı da doğru ise artık dünyanın en zarif kadınlarının, en şık erkeklerinin yanına soğan ve sarmısak kokusundan yaklaşılmıyacak demektir. En mükellef sofralarda sar- mısaktan, soğandan geçemiyeceğiz. Gençliği uzatan bu hayırlı şeylere belki de artık en şık kadın çantaların- da, zarif pudra kutularının yanı ba- şında raslıyacağız. Son zamanlara kadar soğan ve sar- mısağı sevmiyen Amerikalılar bile bu iki sebzeye karşı rağbetlerini arttır. mışlardır. Hani türkçede «Sarmısağı gelin et. mişler..» diye bir söz vardır. Amerikada sarmısak hakikaten gelin olmuştur. Nevyorkta sarmısağı nasıl satarlar bilir misiniz? İncecik, mikadan paketler içinde, ayıklanmış, altı yedi diş sarmısak... Gayet şık bir ambalâj. Kenarında mavi bir kurdelâ... Bu za- rif ambalâj içindeki altı diş sarmısa- ğa on iki buçuk sent yani bizim para- muzla 17 buçuk, 18 kuruş verirsiniz. Hikmet Feridun Es Yeni İtalyan sefiri Tekaüde sevk edilen İtalya sefiri İ.B. Galli memleketine gitmiştir. Yeni İtalyan sefiri B, Pepo çarşamba gü- nü vapurla şehrimize gelecektir. — Bu sicakta buraya kadar boşu- ME Yâhmet buyurdunuz bay Amca, bayanın dileğini yerine getir- ... Valin bir biyanın evlenmesi için 15 yaşına basmış olması kâfidir... ... Fakat bisiklet idare etmek için mutlaka 16 yaşına basmış olmalıdır... .« Biz ne yapalım, nizam böyle... le B.A. —Gelşu evesten vazgeç kızım!.. Görüyorsun ya, bisiklet ida- etmekten re etmek erkek idare güçl.,