Eski ve yeni Istanbul Tabanıyassı Mehmed paşayı öldürten Silihtar paşa Afyonkeş hekimin bütün afyonları yutmasına ölü kadar satranç oynamasına da ye GORME tahta da geçecekti! ,Sebebiyet vermişti. Az daha Yedikulenin içini evvelce de tasvir etmiştim. Avlunun tam ortasındaki Cami harabesile kanlı kuyu kulesi arasında meçhul bir mezar bulun- U, bunun Tabanıyassı Meh- Med paşaya aidiyeti tahmin olundu- Bunu yazmıştım . ... Genç Osman vakalarını ve onu tâ“ eden iğtişaşları bu sütunlarda anlaktık, Aynı karışıklıklar, çocuk” ken tahta çıkan dördüncü Muradın ilk günlerinde de devam etti, Kadın- ME ve vezirler vaziyete hâkimdiler. artık büyüyen Murad bu hali Melsine yediremeği. Gönç padişah zorbalar karşısında birkaç kere vartalar atlatmıştı, Orun da encamı Genç Osmanınkine ben- #iyecekti, Hattâ bir seferinde veziri enişlesi Receb paşa kendisini hâremden çıkardığı sırada: — Padisahım apdest alınız! - de- Mişti, Murad, küstahlık saydığı bu sözü Unutamıyordu. Esasen kendi salta- Mat hakkını uzun zaman kullanan Sadrâzamını yok etmeği, kendisi ik- tidar .mevkiindeyken bir darbel hü- kümet meydana getirmeği kurus Yordu. Bir divan günü Çöfeclisi vükelâ ünü) Receb paşa evine gideceği s1- Tada bir mabeyinei gelerek kendisini #araya davet etti. İkinci avluya gir- diği zaman, Hünkârın orada bekle- diğini haber verdiler, Ve bir küçük kapı gösterdiler. Meceb paşa, girdi. birkaç Zenci hadımın gayri tabii bir şekilde bekleştiğini görerek dehşete düştü. Paşa, nakris illetinden topal lardı. Sendeliyerek yürüye yürüye, padişahın kendisine muntazır oldu- ğu Salona gitti, Dördüncü Murad, eniştesini görün- “e, ansızın dehşet kesiliverdi Gel beri, topal zorba başı! - de- Receb pasa, başına gelecek felâke- t anlamıştı, Bigünah olduğunu ya- DA yakıla anlatmağa başladıysa da âr kararını vermişti: — Bre kâfir Apdest al... - diye- Pek eski kinini ortaya vurdu. Ve maiyetine haykırdı; — Töz şu hainin başını kesin!... Hazırda cellâd bulunmadığı için, Padişahın fermanını akağalar tat- bik ettiler , Derhal cesed, saray kapısı önüne atıldı ve sadrâzamla birlikte oraya te gelen ve şehri haraca kesmek- vlân zorbalara korku saldı . Mek 0 günden itibaren yepyeni £ rejim başlıyordu. Padişah, öteki- Din berikinin hâkimiyetini, gerek İs- ulda, gerek taşrada kıracak, her Hint #narşinin önüne geçecek; fakat Pan İçin ne kanlar ii tun yanında ne yaşları da > Miyacaktır 1 lE Tabanıyassı Mehmed paşa böY- bir zamanda sadaret mühürünü ni İcraatında, dördüncü Muradın wüti ileti oldu. Beş sene müddetle 4031 - 1046) sadrâzam kaldı. VA Bndud boylarında muhafıztıkları gön“ ba ve 1089 da istan- e Yedikulede öldürüldü. » bugün hâlâ görmekte oldu- umuz mezar, bu zatın olduğu tah- Ç MİN editiyor. "sap *vrindeki mühim vakalardan ba- ' sralıyalım : ... Murad; asileri | tepslerken, - ken- isin, p6 r «kan dökmekten hoşlanıyorla Yedikule avlusunun tam ortasındaki bu cami harabesinin yanında Tabanı- yassı Mehmed paşanın medfun olması çok muhtemeldir dedirtecek derecede - zulümler Yör lıkla yolunu kesen bir köylüyü ara- basından okla devirmiş, başının ko- | silmesini emretmişti. Muharebelerdö kızılbaş esirleri biner biner cemetti- rip kafalarını kestirir, ekseriya cel- lâdlık vazifesini de kendi görürdü. İdamlar o derece mübalâtsız olurdu ki, bir kere has hademeden Pi cirid oyununda padişahın bir darbesini saruşturmuş; ondan sonra gazabın- dan kurtulmak üzere de gizlenmiş olduğu için İstanbul kapıları firari bulunup da idam edilinelye kadar nup yerine yeni biri tayin olunmuş. çeki vermek Üzere Gİ Yeniden Yeniçeri yazılmaması için emir verildiği için, padişan buna hal Yeniçeri ağasını saraja çağıra- rak detleri istedi ve yepi kim olduğunu sordu. Ağa, bü ELAN imi tiden namı sahifei hes z Mu- — > biri Feridunun idamını âmir bir fer- manı taşıyordu. Emir insafsızca ye getirildi. re, bütün bunlara şüir Nefinin öldürülmesini de ilâve etmeti: Meşhur heccav şair, Rodos menfa- sından dönen Bayram paşa hakkın- da şiddetli bir, hieviye yazmıştı. Taarruz gören zat terziye isteyinee, mücrimin başı kendisine ihda olun- du. Evvelce şairin hievine uğrıyan ülema sevine sevine fetvayı verdiler. Bedbaht şair, öldürülmek üzere elun! Sendemi hicve ka- rışıyorsun! - cevabını verdi , ğu için gözden düştü. Fakat dördün- cü Murad, hissiyatını birdenbire belli etmedi. Hattâ Mehmed paşa ile, mağ- Tübiyetini mazur görür şekilde bir de mektub yazdı. Fakat İstanbula av- detinde onu Sırça köşke hapsetti. Bütün malını mülkünü roüsadere et- tikten sonra, iki buçuk ay mahpusi- yeti müteakib yukarda bahsettiği- miz memuriyetleri kendisine verdi. Ve bir müddet geçince kendisini kay- makanı olarak İstanbula getirdi. Lâ- kin Silihtar paşanın teşvikile öldürt- tü, (Eicri 1049) sir bir hale geldiğini tarif etmiş olu- ruz; Paşa, hekimbaşılığı kendi adamla rından birine tevcih “etmek istiyor- du. Muvaffak olamadığı için, hekim- başı Emir Çelebiye can düşmanı ke sildi, Bu adamı, padişahın huzurun- ; da, afyon tiryakisi olarak itham etti. Hakikaten de, tabib, Hünkârla sat- ranç oynadığı sırada apdest almak bahanesile huzurdan her çıktıkça afyon yermiş. Paşa bunu bir hizmet- kârından haber almıştı, Sultan Murad evvelâ Silihtar pa- şaya inanmak istemedi. Lâkin he- kim gene apdeste kalkınca paşa af- — Üstünü arayın! - Emrini verdi. Aradılar, Afyon hokkası meydana çıktı, — Bu nedir? -— Zararsız bir afyon tertibidir pa- dişahım! — Madem ki zararsızmış, Öyleyse yel — Hekimbaşı birkaç tane yuttuk- tan sonra: — 'Bu kadarı kâfidir. Fazlası zâ- rar olur, - dedi, — Hani zararsizmış? .— Panzehir de olsa fazla ilâç za- 4 i Nara yüzün den ağır bir cerh vakası oldu Amele Mustafa, nara attığından dolayı ihtara kalkışan Hasanı göbeğinden yaraladı Evvelki gece yarısını geçerek Ga- Jatada Mumhane caddesinde Ban- dırmadan İstanbula kavun karpuz getirerek satan Hasan isminde biri göbeğinden ağır surette cerhedilmiş- tir. Carih; Çeşmemeydeanmda otu- ran Mustafa isminde bir ameledir. Bu hususta yaptığımız tahkikat şu- | dur: Mustafa, evvelki akşam geç vakit karısile beraber, Mumhane caddesin- de bayan Vesilenin evine gelmiş, bu- rTaâs kiracı olarak oturan Fatma ile beraber gece saat yirmi dörde ka- dar eğlenmiştir. Mustafa, evden sarhos bir halde çıkmış, caddede az İlerledikten son- ra da aşka gelerek bir nara atmıştır. Bu sırada; bayan Vesilenin evine bi- | tişik Kalyopinin pansiyonunda otu- ran Hasan da; Vesilenin evinin kar- a karpuz sergisinde oturmak- Hasan, gece yarısından sonra nâra atan bu adama; ctralı rahatsız etti- ğini, bağınp çağırmamasını ihtar eylemiş, fakat Mustafa bu ihtara, derhal bıçağını çekmekle mukabele etmiştir. Hasan eline geçirdiği bir sopa İle kendini müdafaaya yelten- mişse de mçak bir kaç defa göbeğine saplanıp çıkmıştır. Hasan, kanlar içinde yere yığılınca, Mustafa da ta- bana kuvvet kaçmış ve gözden kay- bolmağa muvaffak olmuştur. Vakadan haberdar edilen zabıta, evvelâ Hasanı Beyoğlu hastanesine kaldırmış, müteakiben de Mustafayı araşlırmağa koyulmuştur. Mustafa geceyi müteaddid yerlerde dolaşarak geçirmiş, sabaha karşı, evine gelir. ken polis tarafından yakalanmıştır. Zabıta, Mustafa hakkında icab eden kanuni takibatı yapmaktadır. Bu cerh vakası hakkında müddel- umumilik tahkikata ei koymuş, müd“ deiümumi muavinlerinden B. Übeyd dün bu tahkikafla meşgul olmuştur. Adliye doktoru B. Salih Haşim dün Beyoğlu hastanesine giderek yaralı Hasanı muâyene etmiştir. Hasanın karından aldığı yara ağır ve hayatı tehlikededir, Kadın avcısı Eyüblü Halid mahkeme huzurunda | Dolandırıçılıktan sabıkası olmadığını, Medihanın , Kendisinden intikam almek istediğini iddia etti Geçenlerde sokakta Mediha adında | riye dönüp koşarak muhskeme sa“ bir kadınla tanışıp konuşurken elin- den çantasını kapan maruf kadın avcısı Halidin muhakemesine dün asliye üçüncü ceza mahkemesinde mevkufen bakılmıştır. Halid, siyah ceket, siyah pantalon, rugan iskarpin giyerek şik bir kıya- fette mahkemeye gelmişti. Muhake- me celsesi açilmen mâznün ayağa kalkarak: — Beni haksız ölarak mevkuf tu- tuyorlar. Benim dolandırıcılıktan sa- bıkam yoktur. Bursa hapishanesinde on bir sene mahpus yattım amma, bu mahkümiyetim katil suçundandır. Davacı olan Mediha ile bir evde be- raber yaşıyorduk. Sonra kendisin den ayrıldım. Mediha bundan hid- detlenerek benden intikam almağa kalkıştı ve sokakta beni görünce bir- denbire bağırmağa başladı. Halbuki ben onun yanına bile yaklaşmadım. Dedi. Kendisinin dolandırıcılık su- çundan bir çok sabıknları bulundu- ğu, bunların da evrakla sabit oldu- Bu söylenince Halid bunada İtiraz eğerek: — Onlar eskidir, Hepsi âe iftiradır. Yirmi beş sene eyveiki ovakalardır; Aradan bu kadar zaman geçliklen sonra artık bunlar sabıka sayılamaz. Cevabını verdi. Şahidlerin çağırıl- ması için muhakeme beşka güne bi- rakıldı. Jandarma muhsfazasında koridora çıklıktan sonra Halid bir- denbire cebinden bir kâğıd çıkararak jandarmanın önünden fırladı ve ge- lonuna girdi. Elindeki istidayı reise uzatarak: — İstidam vardı, vermeği unul« muşum, İstidamı okuyünuz. | Diye ısrar etmeğe başladı. İstida- sının da gelecek celsede okunacağı söylenerek Halid jandarma ile dışa- in çikarılıp tevkifhaneye gönderil.. Muamele vergisi Yapılan tedkikler sekiz on güne kadar bitirilecek Sanayi umüm müdürü B. Reşad bugün Anksradan şehrimize gele- cektir. Sanayi umum müdürü İstan- bulda bir müddet kalarak küçük sa- nayicilerin muamele vergisinden Şi- küyetlerini tedkik edecektir. Ticaret odasının bu husustaki tedkikatı ilerlemiştir. Raporun on güne kadar hazırlanarak İktisad Ves kâletine gönderileceği tahmin edili- yor. Ayni mövzu Üzerinde Maliye Vekâleti varidat umum müdürile ted kik heyeti azasından B. Zekinin yap- makta oldukları tedkiklerde yakın- da bitirillecektir, Şimdiye kadar şikâ“ yetçi küçük sanayi erbabının kısmt âzamı dinlenmiş, dilekleri ve müta- Mâaları tesbit edilmiştir. Verilecek kararların sanayiciler için çok fay“ dah olacağı muhakkak görülüyor. Şüphesiz, hazinenin zarara girme mesi de dalma göz önünde tutula- caktır. TİE Hepsini yutarak- sın! tirdiler. Padişahı, celüâdlara mahsus bir mahzuriyetle marifetini temaşa- ya koyuldu, Sonra, alayla: — Haydi, otur... Oyunumuza de- vam edeceğiz! Üç oyundan sonra hekim can ç€- kişme hallerine uğradı ve evine nak- dedildi. | Jamışlardı; fakat reddetti: — Bana ilâç lâzım değil! İnsanın Silihtar gibi bir düşmanı olursa ölüm le müessir olan bir kâse buzlu şerbeti içerek sükün içinde ruhunu teslim etti, x i Silihtar paşanın himaye ettiği Zey- nelâbidin de bu suretle tabibi şehri- yari oldu! ' son ferdini de öldürüp tahta müddei bırakmamak ve bu Silihtar paşayı kendisinden sonra padişih yapmak arzusunu duymuş, fakat emeline muvaffak olamadan ölmüştür . Böylelikle Tabanıyassı Mehmed pa- şamn zalim efendisine kul köle ol duğu, iyice hizmet ettiği fakat yara- namıyarak gene canım Yedikulede cellâda teslim ettiği görülüyor... i