a e m e e SOHBET: AKŞAMDAN AKŞAMA Müzminleşen harbler Şu dünyanın gidişine bukıp da uzun Uzun tefelsüfe dalmamak kabil değil. Gazetelerin iç sahifelerine düşme- sine rağmen hâlâ birine ehemmiyet- dava, şüphesiz İspanyadaki da- bili muharebedir. Çocukların yaşı gi- bi söyliyeyim: İkisini doldurdu, üçünü , Ne zaman bitecek? Mayısta: — Bugün yarın! - diyorlardı. işte, ağustos ortalarındayız; Beheral Frankonun muvaffakıyetleri Ancak aheste beste inkişaf ediyor. Ne düştü, ne Valans, ne Barse- lon!.. Sivil halkın, çoluğun çocuğun vadan bombalanıp durmasına rağ- Mmen,.. Avrupadaki müdekkiklerin tahmin- nazaran, Franko sonbaharda da »ihai muvaffakıyete kavuşmıyabilir- miş... Harp daha da uzıyabilir, gelecek bahara dayanırmış... © zaban - bir sizden, bir bizden (ya- bin sizden bin bizden) derken ari bir galibiyet... Ortada ne iyetçi var, ne faşist; ne de uğ” Yüha döğüşen vatan!.. Gene garplilerin dediklerine naza- Yan, son Ebr muharebeleri cümhuriyet- Şilerin hâlâ taarruz kabiliyetleri oldu- lı bile gösteriyor. Metinane, azim- çarpışıyorlar... Lâakal hasım- larından hiç de aşağı değiller... Gerçi daha az teslihatları var amma, daya- Dip duruyorlar... Talihi harp bu derece garabet gös- de onları muzaffer mey se .. Ancak şurası muhal İhkisara uğramıyorlar. Silâhı bırak. #“ Ayni manzara, Çinde de... Japonlar, askeri bir yürüyüşle bir- kaç hedete birden varacaklarını umdu- lar... Hesap, kitap, ilim, fen... Hiç biri, Para etmedi... «Pes!» dedirtemediler, «Mat, edemediler... Nazariye tatbikata, €vdeki hesap çarşıya uymadı... İş uza- Yip duruyor... Harbin ne vahim, ne Sürünçemeli şey olduğu bu misalle de | Yalnız ti talihi Habeşlere karşı yar oldu. Hoş bunu da kabul et- miyenler var ya... «Orada hülâ kafa tu- tanlar çok, hiç bir kâr elde edilemi- yor!u diyenlere ihanmalı mı ( biline- Mez. Fakat Habeşler, zaten millet şuu- runu arzetmiyorlardı. Bir millet millet olunca ve bir ideal Muhariplere rehberlik edince iş baş- kalaşıyor; Kuvvetli mütearrırın «Ese- tim, yıkarım! 4 nafile... Olamıyor.. Umumi harp de bu misali verdi... Bi- israk mücadele de... “Sir kaç haftada tepeleriz...» Geçmiş ola bu izi L-iş müzminleşiyor... Lafzan ii gelen taraf için de netice hayır- Taponlarla Sovyetler başladıkları i m ellerini kolayca çekmekle yayei katiyetle çektilerse) cidden akıl T ettiler... mumi harp, Japon - Çin hâdi. **si, İspanyol harbi... Bütün bunlar a Se - İrem öyle kolayca girişile- olmadığını bütün dünyaya ta, SAN dünyanın bütün siyasilerine a etmek istiyor: kat... İhtiyat... Mos, onlar da, bu tavsiyeye ihtiyaç uz ya, Aman! Dik- bu meydanda bir açık haya t- Patronu seyrettik bay Amca... başi, estival münasebetiyle geçen | Kuzu eti fiati Bugünden itibaren serbes satılacak Belediye, geçen ay başında et fiat- lerini mühim bir mikdarda ucuzla- tırken kuzu fiatlerini de yeniden tes- bit etmişti. Fakat son on, on beş gün içinde İstanbula gelen kuzu mikdarı hayli azalmıştır. Bundan başka Ka- radeniz ve havalisinden çok zayıf ve yağsız kuzular geldiği halde bilâkis Bandırma malı kuzular, yağlı ve besli- dir, Bu itibarla her iki havaliden ge- len kuzular arasında vasati bir Hat tesbit ederek Kuzu etine bir fiat kon- mağa imkân görülmemektedir . Belediye bu vaziyet karşısında şim- diye kadar âzami finte tabi olan Ku- zu satışını bügünden itibaren serbes bırakmağa karar vermiştir. Kuzu fiatleri, bugünden itibaren topdancı kasaplarla komisyoncular arasında serbes olarak ve rekabet esasına gö- re satılacaktır. Maarifte tayinler Maarif müfettişlerinden B. Hürrem Denizli ve baş müfettiş B. Şevki de Zonguldak maarif müdürlüklerine tayin edilmişlerdir. gm maarif müdürlüğü orta kısım muavinliğine Samsun müdürü B. Hamdi, ilk kısım muavin- liğine B. Muvaffak, ekalliyet ve ecne- bi kısmı muavinliğine de terfien B. Rüştü tayin edilmişlerdir . Hapishane binası Tarih kurumu azaları da tedkikatta bulundu Mahallinde yapılacak olan adliye sarayı münasebetile hapishane bina. sı ile müştemilâtının Türk Tarih ku- rumu tarafından da tedkikinelü- zum görülmüş ve Tarih kurumundan Eskişehir saylavı B. Yusuf Ziya, Kütahya saylavı B. Şemseddin ve Konya saylavı B. Muzaffer ile eski eserleri koruma cemiyeti Azaları, müddelumumi B. Hikmet Onat, be- lediye imar müdürü B. Ziya ve mi- mar Sedad Çetintaş dün sabah ha- pishane ile müştemilâtını tedkik et- mişlerdir. Tarih kurumu mi sep e ri hakkın kat neticele ik zeind vi in Hi riyasetindeki Ko- pazartesi günü toplana-; rak mimarlardan mürekkeb hey vereceği rapor etrafında eee de bulunacaktır. seeapaanesmaesasyoussaass00s10009 derece tehlikeli bir hal alışı, zuhur etmemeleri için en İyi gü ... Yedisinden yetmişine kadar, bu semtin tiyatroya | nı doldurduk... Pek eğlendik! i « l AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Cibalide susuz bir mahalle Gibalide Üsküplü mahallesi chali- #inden öğrendiğimize göre, Üsküplü- de camiin yanındaki çeşmenin suyu kesildikten sonra yerine Terkos suyu getirilmemiş, mahalle susuz kalmış- $ır. O civarda bir kahvenin önünde "Terkos varsa da, bu Terkos musluğu kahveci tarafından Kendi hesabına tesis edilmiş ve balka para ile su sa- tılmaktadır. Cibali tütün fabrikası gibi kalabalık bir amele kütlesinin sakin bulunduğu 160 haneli bir ma- hallenin susuz kalması doğru değii- dir. Merelinin ehemmiyetle nazarı dikkatini celbederir. # Park bekçileri Bundan bir müddet evvel parka gitmiştim. Aslanlı heykellerin oetra- fımdaki çimlere bastığım için bekçi- nin takibatına uğradım. Fakat par- kımıza bakılıyor diye memnun oldum. Geçen gün gene gittim. Çimler yok olmuş. Çocuklar aslanların üzerine çıkıp Lahrihat yapıyor. Öteki beriki de kanapelere uzanmış; burası san- ki yatakmış gibi uyuyorlar. Otura- cak yer bulamadık. Acaba saat yedi- de halkı kapı dışarı eden bekçilerin gündüzleri her tarafı dolaşarak bu halleri inlemeleri gerekmez mi7? Dünkü kazglar Muhiteli yeride beş kaza Son yirmi dört saat içinde beş na- kil vasıtası kazası olmuştur: 1— Diş doktoru B. Yervantın ida- resindeki otomobil, dün köprüden geçerken, bir taraftan diğer tarafa geçmekte olan Ali isminde birini ya- ralamıştar. 2 — Beşiktaşta Ortabahçede otu- ran on üç yaşında Ziya, B. Muhsinin idaresindeki hususi bir otomobilin $admesine uğramış, yaralanmıştır. 3 — Vatman Mehmedin idaresi: deki tramvay arabası Beşiktaştan Karaköye gelmekte iken, mukabil istikametten gelen inhisarlar idare- sine âid şoför Alinin kamıyonile mü- sademe etmiş, her ikisi de hasara uğ- ramıştır. 4 — Yedikulede behçivanlık eden Durmuşun idaresindeki araba ile $0- för Hasanın idaresindeki Sirkeci - Rami otobüsü Şehzadebaşında çar- pışmışlar, otobüsün üç camı kınl- mış, yolcular bir hayli heyecan ge- çirmişlerdir. 5 — Ahmed isminde birinin idare- sinde bulunan bisiklet Kasımpaşa caddesinden geçerken 70 yaşlarında Rabla isminde bir kadına (oçarparak yaralanmasına sebeb olmuştur, Zabıta; suçluları yakalımiş, yara- ları da tedavi altına aldırmıştır. Lise ve orta mekteplerde kayıd muamelesi Vselerle ortamekteplerin kayıd ve kabul munmelelerine 22 eylülde baş- lanacaktır. Bu mekteplerin ikmal imtihanları 1 - 8 eyldi arasında ta- mamlanacak, ikmal imlihanlarında muvaffak olan Wise mezunlarının olgunluk imtihanları da 8 - 11 eylül arasında yapılacaktır, .. Ertesi gün kendi kendime dü- kadar meydan var... ... Neden oralarda da bir temaşa halkı, meyda | şündüm: Yahu, dedim, İstanbulda bu | hareketi uyandırılmıyor?.., : Yeni caddeler Eminönünden Un- kapanına kadar iki cadde açılacak Eminönünde yıkılan Valide hanı binası arsasının deniz kenarı tarafı, rıhtım müstesna olarak, 12 metre ge- nişlikte bir cadde şeklinde tanzim edilmektedir. Balıkpazarı caddesi ile bu cadde arasında hanın bir kısım arsasını teşkil eden saha tarb ve tan- zim edilerek burada yeşillik vücude getirilecektir, Bu suretle deniz kena- rındaki caddeye mütenazır olarak Balıkpazarı caddesi de istimlâkten sonra 12 metre genişliğe çıkarılacak- tır. Her iki taraftaki caddeler orta- daki yeşil saha, Unkapanınâa kadar uuzanacaklır. Unkapanında da büyük bir meydan vücude getirilecektir . Bu caddeler açılırken Eminönün- den Unkapanına kadar uzanan Sa- hadaki rıhtım da esaslı surette ta- mir edilecektir. £ Belediye, vaktile Eminönü ile Eyüp arasında tramvay işletilmek üzere bir güzergâh tayin etmişti. Fakat bundan sonra şehir- de yeni tramvay hatları ihdası fikri terkedildiğinden Eminönü ile Unka- panı arasındaki münakalât otobüs- der ile yapılacaktır. Bu suretle deniz kenarındaki cadde, ileride o 12 metre genişliğe ifrağ edilecek şimdi- ki Balıkpazarı caddesi de dönüş se- ferlerine tahsis edilecektir , Cerh vakaları Dört kişi kavga neticesinde yaralandı Dün üç yaralama vakası olmuştur: Şişlide Meşrutiyet mahallesinde oturan Kemal ve Âbidin isimlerinde iki genç mufbol yüzünden kavga et- mişlerdir, Kemal Âbidini çakı ile ya- ralamıştır. İşe el koyan polis, Kemali yakala. mış, Âbidini de Şişli çocuk hastane- sine yatırmıştır. Feriköyde oturan on iki yaşlarında Hüseyin ile diğer Hüseyin isminde bir çocuk evvelki gece gittikleri bir düğün evinde sandalye kapmak me- selesinden kavga etmişler, her İkisi de birbirlerini sandalye vurmak su- retile yaralamışlardır. Zabıta iki ço- cuğu da Şişli etfal hastanesine ya- tırmıştır. Ahırkapıda Etem ve Ekrem isimle- rinde iki arkadaş, sandala binmek meselesinden kavga etmişler, Ekrem Etemi gözünden yaralamıştır, Çekoslovakya konsolosu Memleketinde bulunan şehrimiz Çekoslovakya konsolosu B. Gregor mezuniyetini bitirerek İstanbula dön- müş ve Yazifesine başlamıştır. B, A. — Uyanalı hanidir bayım... S.a nm mmm mm LİLİ, En güzel duvar kâğıdlarını DEKORASYON Mağazasından bulabilirsiniz. Lütfen bir kere görünüz. Beyoğlu İstikiâi caddesi Edebiyat Iı HAYRANLIK. — Hayran olamıyan kimselerden pek hoşlanmam: kendi- lerini -hayallerinde olsun - aşmak ka- biliyetini kaybetmişler demektir. Bizde, genci ihtiyarı çoğu zaman, takdir ile hayranlığı biribirine garışta- rır, bir sanırlar; Takdir, yukarıdan aşa- ğı giden bir alkış, bir aferin'dir: ken- dimizden küçüğü; kaidelerini, usulü- mü bizim de bildiğimiz, icabında bizim elimizden de gelecek şeyleri yapan kim- seyi takdir ederiz. Takdir edende bir neviğ hafifseme değilse de kendini büyük görme vardır; o, hiç olmazsa, Hayranlık ise bunun aksidir; aşağı- dan yukarıya gider. Bizim kudretimi- Yin yetişemiyeceğini bildiğimiz şeyleri yapan kimselere hayran oluruz. Hay- ranlıkta aczimizi itiraf vardır; fakat haysiyetimizi kırmıyan, gücümüze git- miyen bir itiraf; çünkü hayranlık biz- de kendimizi aşmak hevesile beraber doğar ve içimize bir sevinç, sandel ge- tirir. Çok güzel bulduğumuz bir eseri okurken biz de onun derecesinde şeyler" yaratmak arzusunu duyarız; hayran- ığımız bizi, hiç olmazsa kendi nazarı- mızda, büyütür. Hayran olduğumuz şey, bu hisse gerçekten Hiyık olmuyabilir. Bazı kıy- metli, hattâ büyük sanatkârların ken- di eserleri yanında hiç saydabilecek eserlere hayran oldukları görülmüş- tür, Zarar yok- bu, onların kendilerini aşmak için « kendileri de farkına var. madan - bir bahane aradıklarını gös. terir, Hayran olunacak şeyi kendi ha- yalleri yaratmış ve o az kıymetli, hat. ta büsbütün kıymetsiz eserlere akset. tirmiştir. lid eder durur, u NESİR. NAZIM. — Tevfik Fikret, Rübabı - Şikeste'den sonra, hatta o ki- tabının bazı manzumelerinde, nazmı nesir haline koymağa kalkmıştı: Ha- Tük'un defteri'nin birçok yerleri, mev- zun ve kafiyeli olduğu belli edilmeden okunabilir. «Ferda.da bazı mısrağlar, meselâ; «Maziye şimdi sen bakıyorsun pür - intibah, - Afi de senden eyliyecek böyle iştibah. gibi beyitler insana ne- sir arasında birer citation gibi gelir. «Bu beyti de hangi şiirden alıp nut- kuna karıştırmış? Hem ne diye almış? Oldu olacak, bari güzel bir şey bulsay- dı!» deriz. Fikret, Halük'un defteri'nde şairli- ğinden utanır; artık şiirin üstünlüğü» ne kaniğ değildir. oHayal-ü his ile ma- li güzide bir gazelir omsrağı ile biten manzumesindeki fikirlerinden vazgeç- miştir; felsefe, büyük fikir sandığı bir ukalâlığa düşmüştür ve onun verdiği gururla şiiri hor görür, ona kendisi nç lâyık olmuyan bir şey diye bakar. Zaten şairliği tükenmiştir; artık nesre heves eder. Fakat nesri iyi olmadığı, nesri beceremiyeceği © kadar tekrar Nurullah Ataç (Devami 4 üncü sahifede) —M...... B, A. — Meselâ Sultanahmet mey- danında (Hapishane meselesi), Emin- önü meydaı (İmar faaliyeti), Ok”