İngilterede halk hafta tatilini geçirmek üzere kırlara ve say- fiyelere gider, Yukarıki klişeler vapurla hareket eğen halkı, plâjlardaki kalabalığı ve Taymis nehrinin kenarında balık avlıyanları gösteriyor Geçen hafta Kolumbiyada feci bir kaza olmuş; pek alçaktan uçan bir tayyare halk arasına düşerek 40 kişi öldürmüş 100 kişiyi do yaralamıştı. Solda, Havalar ısınınca buz dağları Atlantik denizine inmeğe başladılar. Klşemiz sâbih bir buz dağını gösteriyor tayyarenin ankazı, sağda, resmi tribünün arkasına düşen tayyarenin yanarken dumanları ve köşede kazaya sebebiyet veren pilot görünüyor Sinema yıldızı Clara Bow geçen hafta doğurduğu yavrusile beraber Praga giden Lord Runciman ve refikası Kadın çoraplarının çürüklüğünden o kadar bıkılmıştır Ki, bir kadına: — Çürüklüğü ne ile tarif edersiniz? Diye sorulsa, muhakkak çorabını göstermekle iktifa eder, ce devam ederek dalbudak saldı. İs- tihlâk arttıkça arttı. Bugün bütün memlekette bir günde vasati olarak 32,000 çift ipek kadın çorabı istihlâk ediliyor, Bu rakamın 8,000 kadarı İs- tanbula aittir, İstihlâk dolayısile istihsulâl çoğa- nca, birçok imalâthane sahipleri, daima yeni ve şeffaf çorap bekliyen kadın bacaklarının yüzü suyu hür- Bir gün mağazanın birinde iyi giyinmiş, güzel bir kadınla mağaza sahibi arasında geçen konuşmaya şö- hid oldum Kadın asabi görünüyordu. Patrona: — Dün aldığım çorapları getirdim..' dedi ve çantasından küçücük bir pa» ket çıkararak tezgâhın üzerine koy- duktan sonra, sözüne devam etti: Çorabın birini giyerken açıldı. Bilirim, bütün kadın çorapları çü- rüktür amma, tesadüfen çürüğün çü“ rüğü bana raslamış olacak, diye dü- şündüm.. ikincisini ayağıma geçirme» ye teşebbüs ettim, o da birincisinin * &kıbetine uğradı. — Vah vah... Buraya getireceğini- xe örücüye verseydiniz bari! Güzel kadının yüzü asabiyetle bu- Tuşlu” Adamakıllı sinirlenmişti: — Benim aklım bana yeter, sizin- kine ihtiyacım yok. Ben buraya üçün- cü çorabı sizin gözlerinizin önünde giymeğe geldim! Dedi, bir sandalye çekerek oturdu. Sağ bacağını solunun üzerine attı. Ayağındaki çorabı sıyırdı ve bacağını patrona doğru uzattı: ea Buyurun, siz giydirdiniz.. sonra | ra itiraz Gi m! Patron telâşlı, telâşlı: — Aman.. bayancığım, sükünet bulunuz. Çok asabisiniz. Bizim ne ka- bahatimiz var. Çorapları biz imal et- miyoruz ki... — O halde niçin garantili satış ya- pıyorsunuz? Pişkin tavırlı tezgâhtar atıldı: — İşte burada yanıldmız! İpek ka- dın çorabında garantili satış olur mu? Çürük çorap satışına nihayet ver- mek için hazırlanan yeni çorap hni- zamnamesinin tatbikine başlandıktan sonra kontrolün ilk yapıldığı gün fab- rikatörlerin çok garip iddialarını işit- tim. Kontrol heyeti çorapları âzami dik- katle gözden geçiriyor, en küçük ve müstehlik için fazla zararı mucip ols mıyacak hataları bile tesbit ediyor. du. Çoraplar itina ile paketten çikarı- Mıyor ve odarın ortasındaki kadın ba- cağı kalıbına geçirildikten sonra bu- rTundan künçlara kadar uzun uzadı- ya muayene ediliyordu. Genç bir fabrikatör odaya girdi. Elindeki çorap kutusunu masanın üzerine bıraklıktan sonra bir iki adım gerileyip emre âmade, intizara basla- dı. Kuluyu açtılar ve fabrikatöre : — Çorabı kalıba kendi elinizle ge- çiriniz., dediler, Delikanlının elleri titriyordu, Ke- mali itina ile katlanmış olan çorabı aldı, kalıbın önüne geldi. Yavaş ya- yaş, yırtılmasından âşikâr bir korkak- lıkla çorabı bacak kalıbına giydirme- ye başladı. Saat tutmadım amma, çorabın kalıba geçirilmesi pek uzun sürmüştü. Dayanamadım: — Bu ne kadar itine böyle! Kadın- lar da çorapları âyni dikkatle giyme- ye mecbur oluyorlar, demek! ... — Tabii bayım, nazik şeydir bul Görmüyor musunuz? Kıldan ince... Bir başka fabrikatör atıldı: rupada kadınlar bir gün giy- dikleri çorabı &rtesi gün çıkarır ve bir daha giymezler! Kontrol odasından çıktıktan sonra fabrikatörü bir kenara çektim ve sordum: — Bayanlar çoraplarını kaç gün giyebilirer? Çürük kadın çorabı ticareti seneler. metine az çok servet sahibi oldular, | | Günde 52VY0 çıjt kadın çorabı harcanıyor Kadınların hergün bir çift çorap değiştirmesi lâzımmış nimel kim Fabrikatör dikkatle yüzüme baktı Gayet saf bir tavır almıstım, Alay etmediğime ve etmiyeceğime inan mış görünerek cevap verdi Gittikçe. Avrupalılaşiyo: İ dın eşyaları gün geçtikçe gibi nazikleşiyorlar. Avrupalı k nasıl her gün bir çorap giyiyorsa, bi- zim bayanlarda öyle yapmalıdır. Zaten çorap dediğiniz, kıldan ince, narin şeydir. Ömrü de ona göte pek kısadır, Çok çok 48 saat! — Öyle şey olur mü? Bukadar da | mübalâğa! — Siz ne söylüyorsunuz? İ kada kadınlar çorabı daha tirirler, Hele son devirde,,. Gece Joya giderken giyilen çorap, sabahle- yin yatağa girileceği zaman çıkarıbr, atılır ve öğleden sonra tekrar yenisi giyilir! — Sen, bizim memlekette dudak boyası tazeler gibi, sık sık çorap de- giştiren kadın gördün mü hiç? — 'Tek tük vardır, Fakat ekserisi bir çorabı uzun müddet kullanıyor. | Yani, yaptığınız çorapların çok İ sağlam olduğunu mu iddia edecek- sin? Fabrikatör boş bulundu? — Hayır.. yirmi dört sastte yırtıl- sa bile, ya kendi dikiyor, yahut örü- cüye veriyor, böylece uzun müddet Kullanıyor, Bir başka fabrikatör yanımıza $0- kuldu ve meyzuu öğrendikten sonra Iâfa karıştı: — Kabahat yalnız çoraplarda mı, zannediyorsunuz? Bayanlarda da kabahat var, İpek kadın çorabi usulü dairesinde giyilir, bu usulü herkes bilmez! Ayni zamanda kadınlar kun- duralarını giyerlerken de çok dikkat etmelidirler! Gayri ihtiyari; — Meğer, kadın çorapları ne bale gelmiş!... Diye söylendim, Fabrikalörler tas- İ dik mânasında kafalarını salladılar: — Ne diyorsunuz, bayım? Çok in | ceişoldu,çok!... — Sizin bayan bir çorabı kaç gün giyer? Birbirlerinin yüzüne baktılar, Son- ra biri cevap verdi: — Benim karım ihtiyardır. Hem de çok muktesit; fazlaçorap eskii- mez, Fakat kızım Avrupa gördüğü için her gün bir çorap değiştirmek is- ter. — Değiştirir mi? Kolay değil, bayım. Ben size Av- rupalılar gibi her gün bir çift çorap | değiştirmesini söylediğim kadınlar zengin ailelerdir, Biz de ayni şeyi yâ- pabilir miyiz? Diğer fabrikatör zünü tamamladı; — Sonra sermayeyi kediye yükle- YİZİ... Ameri- arkadasının sö- Necmi Eriimen