AKŞAMDAN AKŞAMA Hepımizin böyle bir merakı olsa... Biyik meraklısı Simavlı bay Mehmed Babıâli caddesinden yukarı doğru huzla hızlı çıkıyordum... İşim Aşkındı; zihnim meşguldü... Fakat bir- denbire gözüme bir manzara çarptı: Önüm sıra, babayani kılıklı, orta boylu bir adam iki yana sallanarak aheste beste yürüyor... Saçları kısa ke- silmiş; başının müdevverliğini görüyo" Tum... Arkadan bakınca bile, bu başın İki yanmdan gümrah birer biyik ucu- nun fışkırıp taştığı nazara Çarpıyor. Geçerken yan gözle bir kere daha baktım... Yeniçeri yahud Kazak usulü; “yataklı bir bıyık... Yani, ağzın aşağı istikametinde yanaktan bir kısmın sâ- kalı da traş edilmeyip biyık arazisine ilhak edilmiş... Ne muhteşem manza- ra!... Cermen imparatorluklarının su- kutundan ve rokoko çizgilerin tüysüz Mmodernizme kurban edildiğindenberi, bir tipt.. ressamlara emsalsız model!» diye dü- Şündüm; ve şu vatandaşı tekrar sey- Tetmek hevesini içimde yenemedim. Yirmi otuz adım geçtikten sonra bir dükkân eamekânına göz atıyormuş ibi yaparak döndüm; göz ucu ile süz mek istedim. Adam, lâtif, babacan bir tebessümle Süldü. Girizgâha lüzum £: nz — Beni seyredeceksin bildim... Bak! İstediğin gibi rahat bak!.. - dedi. - Hey Üst dudağını sıvazladı!) resmi de bü- sıldıydı... O zaman daha iyi bakabili- Yordum! —ı Cebinden bir gençlik fotoğrafını çi i.. Cidden daha karakteristik: Se- duran nöbetçilerin süngüleri gibi | A ilmi kıskandıracak heybette bıyık” — Neyle bakıyorsun? - dedim. - Po- matayle mi böyle besledin... — Öyle kolay değil... Çak emek ver- mek gerek... Amma şimdi olmuyor. Keyfim yok , Kahve işletirdim; işlerim bozuldu. peş amatörün singüsü düşmüş 4“ Ve: Amma, ne de olsa, bu geçmediği belli. giz, Seni gördi med Klm, im de bay Meh i “Beldi bay Amca, nerelerde Or Yapıyor?.. dünya yüzünden cinsi münkariz olmuş «— Kurunuvusta tablosu yapacak £idi hey... Bunlar neydi eskiden!.. | (Bir sanat eserini itinale okşar Gibi kaşları hizasına kadar yükselmiş?.. Vi bay Mehmedmi$... Simavlı imiş. Açık sütler Belediyece sıhhi bazı tedbirler alındı Belediye, günlerde yaptığı tef: zn günleri E inan nümüneler üzerine » ye alınan pat tahliller neticesinde açık kaplarda satılan sütlerde birçok sıhhi mahzurlar görmüş ve yaptığı bir tamim ile açıkta satılan sütler hak- kmda alınacak tedbirleri bildirmiştir. in bu tamiminde açıkta satılan sütlerin bu mevsimde bakteri noktai nazarından &ikkate şayan ol- dukları, mikropların çoğaldığı, süt- lerin tedarik ve tevzi şartlarının pek fena olduğundan dolayı birçok süt Jerde koli basili mikrobuna tesadüf bildirilmektedir. Me tavsiye edilen tedbirlere göre mandıra ve hayvanların sıkı su- retle mürakabesine devam edilecek” tir, Süt istihsal ve tevzi işinde çalı- şanların &zami temizliğe riayet et meleri temin olunacaktır. Süt kapla” rmın soğalı ve sıcak sularla yıkan- ması ve kurutulduktan sonra içine süt konması iâzımdır. Sağılan süller satışa arzedilmiyecek ve sütler fazla ısıttırılmıyacaktır. .|y',si ... .. Gazi köprüsü a ae İstimlâk edilecek binaların kıymeti takdir ediliyor Gazi köprüsünün Azapkapı tara- fında Sokullu camisinin tamiri ve bu meydanın mimar Sinan eseri olan caminin tarihi kıymet ve ehemmiyeti- ne göre tanzimi münasebetile denize | an bütün binalar istimlâk Bu münasebetle şimdiden AKŞAM Karilerimizin fikri Öğle tatili ve esnaf Bir bakkalın düşüncesi: #nafın her gün 13'den 15e ka- dar öğle tatili yapacağını gazetemizde okudum. Bizim alişverişimizin en büyük kısmi fabrika ameleşidir. Bu vaziyette olan diğer esnaf ta, cümar- tesi günleri saat on üçte, yani fabri- kaların haftalık dağıtıp ta tatil et- tikleri saat, gözlerini dört açmış, bek- lertor.. Zira, yedi gün müddetle ve- resiye değıttığımız malların karşılığı- ni o zaman taplıyacağı. O saatte gayet kapalı olursak facladır!. Bakkal: M. * Bir tuhafiyeci diyor ki: ——— Öğle tatiline iki saat ayrılması dazladır. Bir mat kâfidir; on üçle on dört arasında yemek tatiline çıkan- Jar alışveriş ederler. On dörtte devair tatil olur ve akşam üstü alışverşine inenler zuhur eder, On iki ile on üç arasi en münasib bir zamandır. Buna göre nizam yapılmalıdır. Tuhafiyeci: Ali Gentek *» Mahallebici çırağının ———— düşüncesi: Diyorlar ki öğle tatili, kahve, 10- kanta, mahallebiei gibi dükkânları mahsus olmıyacakmış, Öğleyin en fa- atiyetli zaman olmak münasebetile bu doğrudur. Fakat bizlerin de bir nizami istirahat zamanımız olmamalı mı?'Bir semtteki gıda ve istirahat dük- kânları nöbetleşe kapatsalar... Mahallebici çırağı Bayram Devairde çalışma saatleri değişiyor Memurlar 9 dan 12 ye ve 13 den 16 ya kadar çalışacaklar bu binaların kıymetleri takdir ve tah- “min edilmejte başlanmıştır. Bu binalar istimlâk edilmek sure- tile hem caminin cephesi meydana çıkacak, hem de meydan açılacaktır. Caminin sol tarafındaki sahada ye- şillik vücude getirilecektir. İstimlâk bedeli kismen Belediye, kısmen de Ev. kaf tarafından verilecektir. Son Posta refikirniz Son Posta retikimiz 9 uncu yaşına basmıştır. Refikimize muvaffakiyet- Jer ve uzun ömürler dileriz. esnasında cerh Ortaköyde oturan Danyal, on altı yaşlarında Hayiği şaka esnasında ar- kasından bıçakla yaralamıştır. Polis Danyalı yakalamış, Hayığı da Beyoğlu Resmi daire ve müesseselerde Sa- bahlârı sant sekizden sanat ondürde kadar fasılasız olarak devam eden çalışma saatlerinin değişeceğini ©Y- velce yazmıştık. Vilâyet bu husustaki tedkikatını bi- tirmiştir. Yapılan tedkikat neticesin- de memurlardan çoğunun sabahları saat sekizde vezifeleri başına yetişe- medikleri, öğle yemeği hususunda da müşkülüta uğradıkları görülmüş - ve evvelep yazdığımız gibi - Ağus- tostan itibaren çalışma saatleri değiş- tirilmiştir. Vilâyetin verdiği karar, dün alâka- dar resmi dairelere tebliğ edilmiştir. Bu tamime göte ağustosun 1 inci pazar- tesi gününden itibaren resmi daireler sabahları sâat 9 da açılacaklar, saat 12 ile 13 arasında öğle tatili yapıla. cak ve öğleden sonraki mesai saat 13 de başlıyarak 16 da nihayet bula- caktır. Bu karar 15 Eylül akşamına kadar devam edecek, 16 Eylül sabahından itibaren kış mesai santi başlıyacak tır. Kiş mesai saatleri o zaman tesbit ve ilân edilecektir. : Yerli mallar sergisinde beş paviyon daha açıldı Onuncu Yerli mallar sergisini dün de bir çok siyaretçi gezmiştir. Dün sergide yeniden beş paviyon açılmış- tır. Bunlar sergi açıldıktan sonra müracaat etliklerini haber verdiği miz firmalardır. ... Kendisiyle pek içli dışlı değilizdir amma gene de severim çapkını... a İSTANBUL HAYATI | Hapishane binası Tarihi kıymetini tedkik edecek heyet toplanıyor 'Arsasmda Adliye sarayının yapıl ması düşünülen Sultanahmeddeki hapishane binasının tarihi vaziyetini tedkik işin bir komisyori teşkil edile- ceğini yazmıştık. Bu komisyon bugün Vali ve Belediye Reisi B. Muhiddin Üslündağın reisliği altında toplana- caktır. İçtimaa İstanbul müddelumu- misi B. Hikmet Onat, müzeler umum müdürü B. Aziz, belediye fen müdürü B, Hüsnü, İmar müdürü B, Ziya, ha- pishane binasının tarihi kıymet ve ehemmiyetini ileri sürerek yıkılması- na şiddetle müarız olan müzeler mi- marı B. Sedad Çetintaşla bazı tarih şinaslar iştirak edeceklerdir, Bu top- lantıda binanın vaziyeti kati surette tesbit edilecek ve neticesi bir raporla Adliye Vekâletine verilecektir. Çobanın katili Rıza 18 sene ağır hapse mahküm oldu Üsküdarda Samandıra civarında Paşaköyünde Şaban adında 18 yar şında bir çobanı öldürmekten suçlu çoban Rızanın muhakemesi dün ağır ceza mahkemesinde bitirilmiştir. Muhakeme neticesinde tesbit edil- diğine nazaran; Riza ile Şaban Pa» şaköyünde bir mandırdda beraber çobanlık yapıyor ve geceleri bir oda- da yatıyorlarmış, Şabana karşı fena fikirler besliyen Rıza müteaddid de- fajar münasebetsiz tekliflerde bulun- muşsa da Şaban reddetmiştir. Bir gece gene beraberce odalarma girip yattıktan biraz sonru Rıza, Şa- banın uyuduğunu zannederek kendi. yatağından kalkıp Şabanın yanma sokulmuştur. Fakat o sirada henüz uyumamış olan Şaban birdenbire yataklan fırlamış ve cebinden çakısı- nı çıkararak Rızayı yanından koğ- muştur, Şabandan çok büyük ve güçlü kuvvetli olan Riza fena halde hiddetlenerek Obirdenbire Şabanin üzerine atılıp yere yuvarlamış ve elinden çakısını nlp Şabanı öldür. müştür. Bu cinayeti işledikten sonra suçunun meydana çıkmaması için de Şabanın cesedini odadan çıkarıp tarlaya sürüklemiş ve bir fundalığın içine atmıştır. Fakat ertesi gün ci. nayet meydana çıkmış, Riza yakala- narak adliyeye teslim edilmiştir. Dün ağır ceza mahkemesinde ya- pılan muhakeme neticesinde suçu bu suretle sabit olduğundan Rızanın on sekiz sene müddelle ağır hapse ko- nulmasına ve 6,000 kuruş ta muha- keme masrafı ödemesine karar veril. Her ayen modern ... Allah selâmet versin kabadayı çocuktur!.. Demek o da adam sırası- miştir. DEKOR Mağazası için mevsim yoktur. Beyoğlu İstiklâl caddesi Bahife 2 Boğazın iki kıyısı Minimini dalgacıkların kucağında, beşiğinden fırlayıp çıkmak istiyen minimini bir afacan hırçınlığile tepi- nen şirket vapuruna girer girmez güler yüzlü bir zat karşımıza çıktı. Elimizi Sikarken yetişkin oğlunu uzun 7 man görüşemediği eski bir dostuna takdim eden bir baba gururile: — İşte, dedi, Bu da bizim özbeöz yerli malmuzdır. Teknesi kendi tez gâhlarımızda kuruldu. Cam ve de mir teçhizatı dahi yerli fabrikaları. muzda yapıldı. ladığımız Otayfaların bakışlarında bile bir gurur seziliyordu. Biraz sonra keskin bir düdük se sile hareket ettik, Bizim küçük afa- can artık kocaman halatlardan kur- tulmuş, birbirini kovalıyan dalgalar arasına atılmıştı. Kadıköy kıyıların. dan bir kavis çizdiklen sonra Boğa- za döndü. Limanı dolduran vapurlar arasından geçerken kendini yöster- mek ister gibi zıplıyor, koşuyordu. Rumeli sahillerini yakından selâm lıyarak geçiyoruz; irili ufaklı yalıla- rın, konakların pencerelerinden men- diller sallanıyor, el, kol işaretleri alı- yoruz. Kıyıya yakın bir yerde va- pur ağırlaştığı sırada karşıya dikkat ettim, Süslü bir yalının taraçasında oturan genç bir çift telâşla ayağa kalktılar. Renkli mendillerile selâm- pencerelerinden başlar uzanıyor. Ye- şi koruların kuytu köşelerine gö- mülen fil dişi köşkler sinema şeridi gibi karşımızda siralanıyorlar. Sarıyer iskelesinden dönerken gü- neş e mor tepelerin ardında kay- boldu. İki taraflı sahil boyunca bir- birine göz kırpan ışık kümeleri sıra- landı. Vapurda da fanliyet başladı. Neşeli kahkahalar birbirini takib ediyor: .— Salâhadüin! Biraz geri çekil, pastayı üzerime sürüyorsun. — Hikmetçiğim şuradan bir ver mut fa bana uzatıversen ©... Herkes uyakta ve her kafadan bir ses çıkıyor. Anadolu kıyısına yakla- şırken manzara değişiyor. Karşı ki- ynın parlak ışık kümeleri burada görülmüyor. Beykoza kadar sokak- larda, bina i inde sönük kandil pırıltıları titreşiyor. Sahilden bahçeler arasına sapan sokaklar, ge- cenin karanlığında birer kara çizgi gibi sırıtıyor. Bu zümrüd sahitin an- cak yarısı medeniyet nuruna kavu- şabilmiş. Beykozdan öteye de biraz daha cömerd davranılamaz mı?!. Cemal Refik Bayan Azade Selim Sırrı İki ay evvel Avrupaya tedkik seya- hatine gitmiş olan İstanbul konserva- tuarı ritmik jimnastik munllimi ba yan Azade Selim Sırrı avdet etmiştir. ASYON mallar gelmektedir B. A, — Geçti ya: Dün bir mağaza» dan taksitle eşya alırken gördüm... MA TE AŞ ŞA