Plâjlarda ve sayfiyelerde bu (Karagümrük cinayeti faili sene hüküm süren modalar Plâjlarda cicili bicili açık pijama ile gezmek modası bu sene de hâkim! Bu sene insafsız bir yâza çatlık Vaktinden evvel geldiği yelişmiyor- muş gibi vakit vakit ortalığı kasıp ka- vuruyor. Öğle zamanları, Köprü üs- tünün tenhalığına dikkat ettiniz mi? Eminönündeki işini bitirip Ka- dıköyüne gitmek istiyenler bile Köp- rüyü yaya geçmeğe cesaret edemi- yorlar, Güneş insanın beyninde kây- nıyor... Biz de pek nankör insanlarız! Kı- şın donar; «Aman yaz!.> diye haykı- rırız. Yaz gözümüzde tüter... İlkba- bar yağmurlu geçer; kızar, yazı bek- Aşk ve macera Toma Nakleden:; (Vâ-Nü) Adamcağız, pe alde, yor- günluğunu dinlerd H a görme- rada, köşede otu olan podösüct © ünevver halli bir deli pj ve? Sonra, rte ett eğli kömür madeni mühendis- yerinden ka y Allah boynu- acaktı. O kadar dini istedi evvel Zongul- p e bi den ocağının missfirhane- nuyor ka No. 48 kliyen oto- klara doğ- göstermeği teklif etti. e birlikte bindiler alar Lütfi katini celbetmedise, şim- am asri teşkilâta karşı kalıyor, âşıkına o kavuşacak olan dildade gibi sabırsızlanıyor, heyecan çekiyordu. İşte birazdan Per- kızını da böylelikle bü- n kurtaracaktı. Otomobilden indiler. Binaya doğru r kaç adım atarlarken, uzun boylu in yürüdü, arkadan gör- düler, Bu, Pertevdi. Genç mühendis — İşte! - dedi. Ve derakab, Lütfi seslendi: — Doktor! Pertev, geri dönüp te Suzanın ba- basını farkedince, gayrlihtiyari iri di. İhtiyar adam halecanla — Oh, nihayet sizi bulabildim... Doktorun soğuk ve çekingen bir ha- Mi vardı. Belli ki Lütfi ile burada kar- İ gılaşmak hiç hoşuna gitmemişti. Fs- » | | | | İ leriz... Yaz gelir, sıcaklardan buna- hır; «Kışın hali başkadır!» deriz. Son- bahar serin olur, onu da beğenm gene şikâyet ederiz... Ne istediği kendimizin de bildiğimiz yok ya Bu sene şiddetli sıcaklar yeni yeni modaları doğuruyor. Bir çok de şehir içinde, tramvay nde baş açik, kollar sıvalı, iz geziyorlar. erde Eminönünde bir tanıdı- raslamıştım, Evindeymiş (gibi sü, bağrı açık bir haldeydi. De- likanlının senelerdenberi bir baltaya sap olamad düşünerek kendi kendime: «Mutlaka Eminönü taraf- larında bir iş bulmuş olacak!» diye söylendim. Nerede çalıştığını sordum. Gülümsedi: Görünüşe aldanma! Henüz boş- ta çalışmakta berdevamım. — Kıyafetine baktım dal Sen ne biçim gazetecisin?! Yeni kıyafet omodalarından bile haberin yok. Gençlerin şimdi böyle gezmeleri moda oldu. (Devamı 8 ine sahifede) Necmeddin Erkmen kat muhatabı firsat fevt etmeksizin Pertevin koluna girdi ve yavaş sesle: — Alah a a... Biraz benimle tenha bir yere gelin... Bir şey konuş- mak istiyorum... Beni dinleyin! - de- di Ve Celâle teşekkür edip Pertevle bi: kte yürüdü. “m Doktor, Lülfi beyi, kendisine tahsis edilen odaya götürdü. Kapıyı kapayıp başbaşa kalınca, baba, delikanlıya baktı. Iztırab çektiği, hâlâ da üzüldü- ğü yüzünden o kadar belliydi ki ilk 8öz olarak, adamcağız: — Çok sarsılmışsınız! » dedi. » Fa- kat şimdi artık tamamen rahat ede- bilirsiniz... Zira kızım muhabbetinize Yâyıktır... Sal temizdir. Pertev, haşin bir sesle: — Kimden bahsediyorsunuz? - dedi, — Suzandan. — Benim kendislle bir alâkam yok. — Osizi seriyor. Doktor yerinden fırladı. — Bu bahsi konuşmamanızı rica ederim... Eğer ısrar ederseniz, şahsını» za karşı hürmi lık yapmaktan korkuyorum... Kapıya doğru yürüdü. Lütfi bey hemen yerinden fırlıyarak delikanlıyı kolundan tuttu: — Temin ederim ki kızım sizi sevi- yor) e rağmen bir kaba- | mahkemece tevkif edildi Receh, cürmü meşhud kanunu mucibince bugün Ağır ceza mahkemesine sevkedilecek velki gün Karagümrükte Yahya adında birin! bıçakla karnını deşerek öldüren ciğerci Recep hakkında zabıta tahkikatı ikmal edilmiş, Recep dür ad-! Tiyeye verilmiş ve Sultanahmed üçün- cü sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiştir. Katil Recep ifadesinde cür- akayı şöyle anlat- Yahya ile ailevi bir m layı eskidenberi aramiz açıktı. gün Karagümrtükte Drağman yok dan geçiyordum. Ev bun almıştım. Elimde sabun paketile giderken Yah- ya önüme çıktı ve birdenbire ablama küfrederek üzerime &tıldı. Bir tokat vu- rup beni yere yuvarladı. Sonra da bi- çağını çekip üzerime çullandı, Biçe- ğını bana saplamak üzere kaldırdı Beni öldün ça kendi biçağımı çekerek alttan Y: yanın karnına sapladım, Ben onu vu masaydım o beni vuracaktı. Kendimi ölümden kurtarmak için Yahyayı vur- Recep hakkında if kararı vererek tevkifhaneye gön- dermiştir Katil Recep bu cini sonra bıçağını kaldırıp biraz ileriy mış ve oradan geç yaşlarında ned adında bir çocuğa seslenerek: Şu biçağı al da kuyu 717 torun sahibi | Sarı Fadıma | Kozan (Akşam) iy — Kasabamızın Mahmutlu ma hallesinde otur- makta olan Sarı Fadıma adile anı- ? Jan bu kadın 1239 hicride Kozanda doğmuş 1256 yılı evlenmiş ve dört çocuğu olmuştur. Hayatta olan Sarı Fadıma doğurdu- gu dört çocuktan bugün hayatta Sarı Fadıma olan 117 torun (sahibi olmuştur. Şu hesaba göre 115 yaşında bulunan Sarı Fadımanın yüzlük dişi 15 yıl ön- ce çıkmış ise de yüzlerinde pek âz kı- rışık vardır. Yaşayışı çok sade ve basit olmasına rağmen halen dinçtir. İzmir borsasında seçim İzmir 26 (Akşam) — İzmir borsası idare heyeti için 1 ağustosta yeni se- çim yapılacaktır, Seçim hazırlıklarına borsa idaresince başlanmıştır. — Hayır! — (Canımı, durun anlatayım... — Hacet yok'efendim.. Ben her şeyi gayet iyi. biliyorum... Ne söylerseniz nazarımda ehemmiyeti yoktur... Mü- saade edin, çıkalım... Lütfi bey tuttuğu eli koyuvermiye- rek: — Hayır, hayır! - dedi, - Her ikinizi de kurtarmak benim vazifem... Habe- riniz var mı? Suzan ölmek üzeredir... Delikanlının parmakları titredi ve Lütfi bey bunu hissetti, — Ne âi — Evet... Ölmek üzere... Sİ on- dan nefret etmenize, kendisini âdi görmenize tahammül edem 3 Biran, genç adamın de bir mücadele oldu. Fakat sonra gene müstehzi tebessümünü takınarak: — Benim nefretimden, benim âdi görmemden mi bu derece sarsılıyor? Gene öfkesi galebe çalarak ilâve etti: — Vallahi beyefendi, bugün bura- da ne komedi oynandığını bilemem... Yalnız bildiğim bir şey varsa, böyle doğru olmıyan sözleri söylemek size yakışmaz! Onun indinde ne derece hiç olduğumu ben herkesten iyi bili- yorum... — Siz haksız yere bir masumu it- ham ediyorsunuz... Demiştir. Cinayetin farkında olmi- yan çocuk da biçağı alarak o civarda sekiz metre derinlikte bir kuyuya at- r. Bu cihet de müddelumumiliğe iş, cinayet tahi ıddetumumi musvini B. Necati Kütükçüoğlu dün gene vaka yer ne atı tamamlamı nın kuyudan çıka; tar da kuyu 8 met dolu olduğundan çı r. Bıçağın bügün çıkârılars İlmesi muh rT taraftan müddelumumilik bu cinayeti de cürmümeşhud davası olar; ceza mahkemesine sevkede: nin mahkemeyi Zirlık tahk sevki için icap e katı ikmal edilmiş. sa cesed üzerinde otopsi yapan morg tapd- , runun verilmesi için dün de mah- kemeye intikal edememişti SUÇ» ların cürmümueşhud davai ak mah- kemeye sevki için kanun &za lük müddet vermektedir. Bu gün morf mesi için 'T t edilmiştir. Bug lir gelmez Recep evrakile bi: mesin, emesine başlanı Çocuk cesedi Doymazderede bir torba içinde bulundu Dün sabah Kasımpaşa ile nda Doymazdere denilen Emuş bir kız çocuğu cesedi Yavru beyaz bir torba içi- ak Doymazdı n bir kenar bbi adliye verilecek ve derhal caktı erde ne konul muş yatağ mıştır. Torbayı gören bir bahçıvan zabıta- yı haberdar etmiş, torba alınarak içi açıldığı zaman cesedle karşılaşılmış- tar. Bu çocuk cesedi, ölü olarak mı dün- yaya geldiği, yoksa sonr rüldüğünün tesbiti derilmiştir. Zabıta, diğer taraftan meçhul ana- nın hüviyetini aydınlatmağa uğraş- maktadır, n mı öldü morga gön- Bergama ve Torbalıya dolu 5 yağdı İzmir 26 (Akşam) — Son yağmurlar esnasında Bergama ve Torbalı kazaJa- rının bazı yerlerine dolu düşmüş, bağ» lara epi zarar vermiştir, Zarar, mevzi. idir. Müsaade ederseniz size bütün bildiklerimi anlatmıyayım de kızımıza karşı olan emniyet ve teveccühünüz sarsılmasın Lütfi bey hazin bir eda ile — Ben kend nizi biliyorum! - — izah edebilir misiniz? — Eve ce vakti heli bir ote Kapıdan sızan sözleri dinl Ş Pek âdi : cümleler kulağınıza MIŞ... Pertev, donuk bir — Mükemmel... Biliyorsunu O halde, müsaade edin, Ti. Haksız yere itham etmediğim belli... Kapıyı açmak istedi. Lütfi bey, gene önüne geçerek, kanada . — Hayır, hayır!.. Beni dinleyin... İhtiyar adam artik mu geldiğini anladı. Kızını kurtarmak için ancak her şeyi dosdoğru söyleme si lâzımgeliyordu. Biran gözlerini kapadı. Hayalind€, Suzanın yatağına sapsarı Uzar gördü. «— Zavallı yavrum!» - diye düş Petteve baktı ve mahcub bir cd8 ile dedi ki; oğlum... kib etmişsin e girdiğini görmüş ale: ığıni (Arkası var)