27 Temmuz 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

27 Temmuz 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 AKŞAM zı semmuz i Bayan Cennet başından geçen Valide hanı sırasındaki macerayı anlatıyor “Sözüne, aşkına kandım, onunla evlendiğimi sandım, fakat heps Cennet adında bir kadının adliyeye müracaalle sahte evlenme mu amelesile igfal edildiğini ve 1500 li- rasının bay İzzet adında biri tarafm- dan dolandırıldığını iddia ettiğini yazmıştık, Bir muharririmiz bu şayanı dikkat hâdise etrafında tahkikat yapmış, b& yan Cennet ve bütün âkrabası ile konuştuğu gibi bay İzzeti de bulmuş ve kendisi ile konuşmuştur. Bayan Cennet Beyoğlunda Tünel- başında bir apartımanda oturuyor. Başından geçen macera hakkında, kendisinden tafsilât almak istediğimi öğrenince gayet nazik davranarak: — Buyurunuz içeriye de hadiseyi bütün tafsilâtile size anlatayım. Dedi, Bayan Cennet orta boylu, sa- rışın, balık etinde genç bir kadın... ei Bayan Cennet anlatıyor Bayan Cennet sual sormama mey- dan bırakmadan: — Annemden daima şu darbı me- seli duyardım: «Yanına fena adam gelirse eteğini kes de geç» derdi. Diyerek söze başladı ve derinden bir de «ah; çektikten sonra sözüne devamis: — Âlemi nasıl bilirsin, kendin gi- bi... İşte ben de onu kendim gibi saf ve temiz kalbli sanarak aldandım. Bay İzzeti iki sene evvel tanıdım. Be- ni Arnavutköyünde gezerken görmüs, çok beğenmiş, sevmiş... İlk gördüğü günden sonra peşimi bırakmadı. Ne- reye gidersem onu” karşımda görür- dilm. Nihayet tanışlık. Bana izdivaç teklif etti, Ben de o sıralarda kocam- dan yeni ayrılmıştım. Fakat kanuni muamele Ikmal edilmemişti Bu şekli İzzete anlattım. Emniyet mü- fettisi olduğunu iddia ederek bunun derhal kolayını bulacağını ve kolay- hkla ayrılmayı temin edeceğini söy- esi, İnandım. Bir müddet sonra gene bir gün bana geldi ve: «Cennet, dedi. Evlenme mua- melenizin kayıdlarını tahkik ettirdim. Evlenm”aiz Mnüfusca tesçil edilme- miş. İş daha kolaylıkla bitecek...» Bir iki gün sonra da geldi, benden nüfus tezkeremi aldı. Bu sırada yanımızda oturan bayan Cennetin ablası bayan Fatma karde- şinin sözürrü keserek: — Tabii, dedi, genç bir kadın, na- sıl olsa kocamdan ayrılıyorum, diye İzzetle evlenmek hevesine kapıldı. * Seninle evlenemezsem intihar ederim Bayan Cennet devamla: — Hakikaten de böyle oldu. İzzet bize gelmeği çok sıklaştırdı. Beni de- Tice sevdiğinden bahsetmeğe başladı. Hattâ bir kaç defa elinde küçük bir şişe kezzab ile gelerek: — Cennet, sen benim hayatımsın... Seninle evlenemezsem bu Şişenin içindeki kezzap benim hakkımdır. Se- ni kaybetmektense bu fâni dünyaya güzlerimi kapayivermeyi tercih edi- yorum... diyordu, Bir kaç defa çakı ile damarlarını kesmeğe bile te- şebbüs etti. Bayan Cennet, yine derinden bir sah3 çekerek: 4 — Görünüşe aldanma derler. Çok doğrudur, Meğer İzzetin aşkı, Sevgisi, muhabbeti hep sahte imiş... Evlenme muamelesinin sureti cereyanı gibi sah- te... Güya benim içindört bin lira sarfetmiş.. Gözlerime yemin ederim ki hepsi yalan... Bir çift çorabını bile gör- medim, Onun zoru benden para kopar- maktı. Nitekim eve mobilya alacağım diye aldığı 1500 lirayı da deve yaptı. Bu arada daha neler kaybetmedim... Bayan Cennet eski hatıraların can- lanmasından mütevellid derin bir te- essür duyduğunu gizliyemiyordu. Ab- Tasına dönerek: — Abla. hani pırlanta yüzüğüm... Hani mantom... Hani bileziklerim... Sahte nikâh nasıl kıyılmış? — Nikâh muamelesi nasıl tekemmül et? Genç kadın yerinden fırlıyarak asa- biyetten titriyen parmaklarını cigara paketine doğru uzalia ve bir cigara m i de sahte imiş,, m Bayan Fatma, macera hak kında tafsilât veriyor Bayan Cennet otomobilden indikten sonra yaktıktan sonra: — Bu bir faciadır.. Yahud komedya- dır... Artık nederseniz deyin... İşte safi- yetin cezasını burada çektim. Beş ay evvel bir gün bana: — Cennetciğim, Ayrılık muamelesi tamam, Artık hiç çekinme, Ben diğer taraftan da evlenmemize aid müaâmele- yi tekemmül ettiriyorum.. dedi. Ba- şımda babam yok Ağabeyim yok. Akıl danışacak bir büyüğümüz yok, Annem beş vakit namazında ihtiyar bir kadın- cağız.. kardeşlerim de benim gibi İz- zetin hüsnüniyetle hareket ettiğini zannettiler. Uzatmıyayım, İzzet Talim- hanede bir apartıman katı kiraladı. İş- | te 1500 ilrayı da apartımanı tefriş ede- ceğim diye aldı, Ben, içtimai mevkii yerinde bir emniyet müfettişi ile izdi- vaç edeceğimden memnundum. Fakat işin sonu pek fasafiso çıktı. Apartıman tefriş olunduktan sonra bir gün İzzet: — Cennet, evlenme muamelemiz de tekemmül etti, Yarın nikâh memurları eve gelecekler nikâhımızı kıyacaklar., artık biribirimize daha sıkı bağlarla bağlanıyoruz. Hayatımızın sonuna ka- dar sen benimsin, ben de senin... dedi. Eve davetliler geldi. Nikâh memu- Tu kolunda kara kaplı bir defter oldu- ğu halde teşrif etti, İzzet benim ve ken- disinin şahidlerini de getirmiş.. tıpkı evlenme dairesinde olduğu gibi nikâhı- mız kıyıldı. İmzaları attık. Şahidler de imzaladılar, Yeni evlilerinin şerefine kadehler kaldırıldı. Davetliler tebrik- lerde bulundular... Lâkin bunlar ne- ticesi gelmiyen birer rolden ibaret kaldı, Meğer kara kaplı defteri geti- ren adam da sahte nikâh memuru imiş!.. Üç aylık evlilikten sonra.. Üç ay kadar apartımanımızda karı koca hayatı yaşadık. Bakkaldan vere- siye yiyecek aliyorduk. Apârtıman ki- rası üç ayda bir peşin verildiği için üçüncü ayda apartıman sahibi geldi. Kira istedi, İzzet her gelişinde binbir bahane İle apartıman sahibini atlatı- yordu. Bu gibi şeyler sinirime dokun- duğu için İzzele: — Yapma, dedim, Ver parasını da başımız dinç olsun, İzzet, bilmem nereden para alaca- gım, şöyle olacak böyle olacak diye be- ni de mütemadiyen atlatıyordu. Fena halde canım sıkılmağa başladı. Kendi- si vakitli vakitsiz eve gelirdi. Sebebini sorduğum vakit de: — Emniyet müfettişi olduğum için işlerim belli olmuyor. Mühim bir işin takibine koyuluyeriyorum geç kalıyo- rum, derdi. — Peki emniyet müfettişi olduğuna | nasjl inandınız? — Ah nasıl inanmıyayım... Kartvizi- | ti bile emniyet müfettişi diye yazılı idi, Bir gazinoya falan gittiğimiz vakit gar- sonlar itibar ederlerdi, O zaman İzzet bana döner: — Gördün mü mesleğin itibarını... derdi. Tabil bütün bu vaziyetler, İzze- | tin hakikaten emniyet müfettişi oldu- ğu hakkında bende bir kanaat hasıl ederdi. Apartımandaki eşya Bayan Cennet eşyaların evden kaçı- rılmaşsı hâdisesine sahte nikâhtan daha ziyade hayret etmektedir. — Cin midir, şeytan mıdır? diye sö- ze başlıyarak, ben böyle adam görme- dim. Allah düşmanıma da göstermesin. Dedi ve anlatmağa başladı: — İzzet bir gün palas pandıras eve geldi. «Aman Cennetciğims dedi, Dayı- ma 800 lira kadar borcum vardı. İcra- ya vermiş. Şimdi icra memurları gelip eşyaları alacaklar. Sen hassas bir ka- dınsın ablanın evine git de orada otur ben ne yapar yapar icra memurlarını sayarım... Tabii bunun üzerine eve gittim, İz- zet bir gün, iki gün, üç gün güzük- medi. Bu sırada ablası gülerek: — Tabii, dedi. Emniyet müfettişi de- gilmi mühim bir iş takip ediyor, onun için gözükemedi... Bayan Cennet katıla kalıla gülerek sözüne devam etti; — Baktık ki İzzet gözükmüyor. Po- lis müdürlüğüne telefon ederek sorduk. «Emniyet müfettişi bay İzzet nerede» dedik. Derhal tahkikat yapıldı, Bu namda bir emniyet müfettişi olmadığı anlaşıldı... İşte sahtekârliklar içinde yuvarlandığımız bu suretle meydana çıktı. Ve adliyeye müracaat etlik. Me- ğer eşyaların hacız edildiği yalanmış... derhal kapıya bir kamyon getirilmiş eş- yalar toplanmış ve kaçırılmış... Nereye kaçırıldığı belli değil... Bayan Fatma diyor ki... Bayan Cennetin ablası bayan Fatma da çok nazik ve ağır başlı bir kadın hâdiseden çok müteessir olduğunu İleri sürerek diyor ki: — Başa gelen çekilir... Ne yapalım. İnsan dünyada bir defa aldanır... İn- şallah bu da kardeşimin son aldanması- dır. Fakat aşkın, sevginin, muhabbe- tin bu kadar yalan olduğunu ömrüm- de ilk defa görüyorum. İzzet zekâsını kötü niyetlere kullanmakta ne kadar maharet gösteriyorsa, kendisini sevi- yor gibi göstermekte de o kadar çok mahirdir. Yanında taşıdığı tabancasını "arasıra gösterir: p — Bunun içinde sükünetle yatan kurşun acaba Cennete mi, yoksa banâ mi nasib olacak. diyerek kardeşimi çıl- dırasıya sevdiğini söylerdi. Ne sahte emlâkin istimlâki bitiyor Belediye binaların hedmini bir müteahhide verecek Evkafı mazbuta için Heyeti Vekileden karar istendi Eminönü imlâk sahasında Vali- | de hanı adasında, yuni Belikpazanı caddesinin Eminönü meydanına na zaran sağ köşesini teşkil eden kısım- da bulunan binalardan - ikisi müs- tesna olarak - hepsinin istimlâk müua- wdlesi tamamlanmıştır. Bu binalar- dan çoğunun sahipleri takdir edilen istimlâk bedelinin miktarına İtiraz ettiklerinden tapuca ferağ muamele- si tamamlanmak üzere istimlâk bede- li yüzde yirmi fazlasile bankaya yatı- nlacaktır. Bu mmaksadla bugünlerde mahkemeden bir karar alınacaktır. Diğer taraflan Belediye, gerek mu- amelesi ikmal edilmek üzere bulunan bu emlâk için, gerek diğer adalarda | yakında muameleleri neticelenecek diğer emlâkin yıktırılması için yeni bir karar vermiştir. Bu karara göre istimlâk sahasındaki bütün binaların yıktırılması işi bir tek müteahhide | ihale edilecektir. Bunun için bir şart- | name hazırlanmağa başlanmıştır. M amelesi tamamlanan ve tahliye etti- rilen binalar müteahhide terkedilecek ve müteahhid de bunları sıra ile yıka- caktır. Ancak istimlâk sahasında (Evkafı Sabıkalı yankesici Başını duvarlara vurduğun- i dan müşahede altına alındı Sabıkalı yankesicilerden Mehmed adın- da biri dün sebze hâlinde dolaşırken Be- | kir adında bir seyyar satıcının yanma sokularak içinde 98 kuruş bulman para çantasını aşırmış ve biraz sonra yakalan» maştar. Mehmed, dün evrakile birlikte müddei- umumiliğe teslim edilmiştir. Cürmümej- hud işlerine bakan müddelumumi mua- vini B, Orhan Güninin kapısında bekçi muhafazasında beklerken Mehmed bir- denbire bağırıp çağırarak kafasını du- varlara vurmağa, kendi yüzünü tırmala- mağa başlamıştır. Bu hareketlerinden do- layı Mehmedin şuurunun bozukluğundan şüphe edilmiş ve akli vaziyetinin tesbiti için kendisi adliye doktoruna muayene ettirilmiştir. Adilye doktoru B. Enver Karan tara- fından yapılan münyene heticesinde Meh- medin bir defa da müşahede altına alın- masına lüzum görülmüştür. Maznun Meh- med dün tıbbı adliye gönderilerek müşa- hede altına aldırılmıştar. Sadıkzade Ruşen ruhuna ithaf edilmek üzere ve merhumun seneidevriyei vefatı olan bu ayın yir- mi sekizinci Perşembe günü öğle na- mazını müteakib Yenicamide mevii- di şerif okutturulacağından kendisini tanıyan ve sevenlerle bütün arzu edenlerin işbu tezkârı nam merasi- mine iştirak buyurmalarını Tica ede- riz, Merhumun ailesi RE TE aşkmış bu.... Bay İzzet bu iddialara karşı ne diyor? Kuruçeşmede oturan bay İzzeti de apartımanında buldum, Beni nezaketle karşılıyarak: — Kanun vardır. Nizam vardır. Adli- ye vardır, dedi ve hâdisenin bu yollar- Ja tamamen aydınlanacağını söyledik- ten sonra: — Ortada ne sahtekârlık vardır. Ne de dolandırıcılık... Ben alnı açık ve yü- gül pâk bir adamım. Tahsil görmüş bir gencim. Bekâr olduğum için tabii ev- leneceğim, Bayan Cennet bana kendisi- ni bekâr tanıttı, Kendisini sevdim ve bu uğurda 4000 lira para da serlet- tim, Bay İzzet bu sözlerine başka birşey ilâve edemiyeceğini ileri sürerek: — İşi adliyeye bırakıyorum. dedi. Her iki tarafın da iddialarını yazdık. Tabii hâdisenin karanlık noktalarını Adliye tahkikatı aydınlatacaktır . Cemaleddin Bildik mazbuta) ya aid emlâkin istimlâki- le yıktırılması işi biraz gecikecektir. Yeni Vakıflar kanununa göre, (Ev- kafı mazbuta) Yun arsaları Belediye- ye, bina kısmı da Evkafa siddir, Bu- nun için de Heyeti Vekil kararı almak lâzımdır. Belediye, Eminönü istimlâk saha- sındaki (Evkafı m ıta) ya aid bi- naların arsalarına istimlâk bedeli ver- memek için Vakıflar kanununun bu hükmüne göre Heyeti Vekilece karar verilmesini hükümetten rica etmiştir. Bu karar henüz verilmediğinden Eminönü istimlâk sahasında (Evkafı mazbuta) ya aid binaların istimlâk muamelesi gecikecektir. Bundan başka Heyeti Vekile kararı alındıktan sonra Valide hanı için Ev- kafa verilen 260 bin liralık istimlâk be- delinin arsaya karşılık teşkil edecek miktarı da ya Evkaftan istirdad edi- lecek ,yahut bundan sonra istimlâk edilecek Evkafa aid emlâkin bedelin- İ | den mahsup edilecektir. İstimlâk muamelesi ikmal edilmiş binalar için Nafia Vekâletinden şim- diye kadar 450 bin lira para gönde- rilmiştir. Eyüplü Halid yine sahneye çıktı Bayan Melihanın para ve mücevherlerini gasbettiğin- den yakalandı Bundan 8 s6- ne evveline kadar gazetlerde haf- tada bir iki defa ismi geçen bir şahsiyet vardı: * 'Kadın avcısı E- yüplü Hâlid... Bazan kendisine polis müdürü, ba- | zan merkez me- muru, bazan yük- sek mevkide bir adam süsü vere- rek kâh güzellik- le, kâh zorla, kâh Sekiz sene hapisten Ee sonra yine sahneye vadi izdiyaçla K& çıkan Eyüblü Halid dihların para ve mücevheratını do- andıran Eyüplü Halid, sekiz sene ev- vel ağırceza mahkemesinde muhake- me edilmiş, sekiz sene hapse mahküm edilmişti. Halid, bu müddeti ikmal ederek ge- çenlerde hapishaneden çıkınıstır. Fa- kat kurnaz Kadın avcısı, hayishane- den çıkmadan evvel muhtelif vasıla- larla etrafa kendisinin eceli mevüdile öldüğü hakkında şayialar çıkartmış ve birçokları da bu şayialara inan mıştır. Halid, hapisten çıktıktan son- ra boş duramamış ve Lâlelide oturan bayan Meliha isminde bir kadınla ta- nışmıştır. Halid, bayan Melihaya ev- lenme teklifinde bulunmuş ve güya evlenme muamelesinin takibi için ka- dınla beraber yola çıktığı sırada bir tenha sokak başında kadının elindeki çantayı kapıp savuşmuştur, Çantanın içinde bulunan yetmiş li- Ta para İle kıymetli bazı yüzükleri do- Jandırıcıya kaptıran bayan Meliha, zabıtaya başvurmuş ve bu adamın €$- kâlini tarif edince Eyüplü Halid ol- duğu anlaşılmıştır. Emniyet direktörlüğü ikinci şube üçüncü kısım memurları kısa bir a raştırmadan sonra Halidi yakalamış- Jardır, i Hakkındaki tahkikat ikmal edilin- ce Adliyeye teslim edilecektir, Yük arabası çarptı Seyyar karpuzcu yetmiş beş yaşların- da Hüseyin Balıkpazarında Mehmedin idaresindeki yük arabasının sadmesi- ne uğramış, muhtelif yerlerinden yâ“ ralanmıştır. Pangaltı KURT TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI ALİ BABA Ali baba 2,30— 6 vel0da Mevsimin en büyük Bugün matinelerden itiparer. başladı, Bir hafta devam edecektir, ULUŞ Sinemasında ri HEYECAN HARİKASI KİNKONGUN OĞLU Kinkong 4,30 ve 9 da başlar. ER Lİ lm, mmm mi lr

Bu sayıdan diğer sayfalar: