Hindistand yüz binlerce " Harb ve sefnlet gibi mühlelif 8e- belberden dolayı tekrar kolera felâ- Keti beşeriyetin nüfusunu geniş #ik- yasta tahrib etmektedir. Bir kaç 8)- danberi Hindistanın Pencap, (mer kezi vilâyetler) ve (müttehid eyalet- ler) kısmında kolera müthiş bir su- rette hükmünü sürmektedir. Hasta- hık şimdiki şiddetile bir kaç hafta daha devam ettiği takdirde koleradan ölenlerin mikdarı yarım milyonu g9- çecektir. Yüzlerce köy şimdiden metrük ve harab olmuştur. Bunların halkı ya koleradan telef olmuş, yahut korku- larından civardaki ormanlara KAÇ Mışlardır. Doktorlar halkı tedavi ve korumak hususunda çok müşkülât çekiyorlar. Çünkü cahil olan ehali koleradan si yade aşıdan korkuyor, suların de- zenfekte edilmesine muhalefet edi- yor İki aslan arasında Londra hayvanat bahçesini ziyaret edenler geçen gün acıklı bir neticeye varan bir hâdise ile karşılaşmışlardır. Bahçedeki hayvan bakıcıları 9 esna” da aslanlara yem veriyorlardı. Aslan- lar arasında birkaç gün evvel iki yav- | ru doğurmuş olan bir dişi aslan vAr- dı, Bu dişi aslanın kocası yavrulara hücum etmek, istedi, Yavruların &n3- | $ı onları korumak için kocasının üze rine saldırdı. Fakat Girme sağ dâhalesine rağmen erkek ir anda iki yavruyu parçaladı. Bunan üzerine iki aslan boğaz boğuza tutuş- tular, Halk korku ve heyecan içinde kaçmağa başladı. Seyirciler arasında bulunan kadınların birkaçı bayılarak yere serildi. Nihayet bir müddet sonra karı kocayı biribirinden ayırmak kabil oldü. Fakat kavga esnasında ikisi de 0 kdar ağır surette yaralanmıştı ki, te- dari edilmek üzere hayvanat hasta- nesine nakiilerine mecburiyet hasıl İ oldu, ve çin d .igsu halk ölüyor Kolera yalnız Hindistanda değil, Çinde ve Uzak Şarkın diğer memle- ketlerinde dahi hükmünü sürmekte- içinde Çinde koleradan kâr , kadar bütün devletlerin sıhhat mü- esseseleri elbirliği ile mücadele için çalışmağa davet edilmiştir. Her şeyden aşı yapıla evvel caktır. Çinde harb eden askerler ve hastalığın bulaştığı yerlerin ehalisi kolera ile aşılanacaklır. i men kadar tarihte bu kadar insanın birden aşılandığı görü müş değildir. En az yüz milyon in- san aşılanacaktır. Buna muvaffakıyet hasil olmadığı takdirde kolera beşeriyetin en kala- balık yaşadığı yerleri harabeye çe virecektir. ŞA mmm Amerikada nezaketsizlik Nevyorktan bildirildiğine göre Ame- rikada yeni bir hezaketsiziik propa- gandası başlamış ve hemen İngiltere- ye de sirayet etmiştir. Hakikntte bu bir nezaketsizlik değil, telfon muha- berelerini kısaltmak propagandasığır, Amerikalılar telefonda Konuşurken sarfolunan etiket sözlerini “ortadan kuidırmak istiyorlar. Meselâ birisi: «Yarın akşam karımzla beraber bi- imle yemek yemeğe gelir misniz? Evet mi, hayır mı?» diye telefonda 50- ruyor. Hitap olunan sahıs: «Davetini- 20 teşekktir öderiz, fakat...» la cevap vermeğe başlayınca, karşısındaki he- men: «Kısaca hayır del» deyip telefo- nu kapatıyor. Bu suretle sözü kesilen şahıs ta ondan sonra üçüncü bir şahıs | ile telefonda konuşurken ayni suretle hareket ediyor ve kısaca sevets veya «hayır» kelimesile cevap veriyor. Bu sayede telefon muhaberatında çok va kit kazanılmış oluyor, Telefon muha- beratındaki bu muameleye taraftar olanlar bunda bir kabalık ve nezaket- sizlik bulunmadığını biliyorlar. an Tabiatin cilvelerinden Paristen bildirildiğine göre, orada doğan ikiz erkek çocuk tablatin en 96 | Tip cilpelerinden birini göstermekte- dir. Çünkü oğlanın biri diğerini” aynadaki aksidir, Oğlanın birinin burnu sağa doğru, diğerinin burnu e sola doğru iğridir. çocuklar” 1 ei kuvvetlidir. İkizlerden birinin dba- şındaki saç halkası sağ tarajta, diğe- rinin ise sol taraftadır. En büyük jew Çünkü birisinin sağ bileğinde, diğeri- nin de sol bileğinde birer fazla kemik vardır. Yalnız bir çocukta mevcud olan ben lekesi diğerinde yoktur. dan birinin sağ eli, diğerinin ise sol Eğlence vadile dolandırıcılık Said ile Şefik'in 6 Tirasını drlasizrun adam mahkeme- ye verildi Şefik ve Said adlarında iki arkadağ bit Aram Gece Beyoğlunda, dolaşırela”ken i, i i di bagb3n zannettikleri pasaje girmide” Salım İkinci kapısını da gördükleri Pa, aldatıldıklarını ve dolandırdı. Yapiyarak polise müracasi rsi hakk kılanıp adliyeye, teslım EĞİ» yan Dalma orgu haklmeliği taraf ve min kahkül, ikenet, edimz e. yapılmak Üzere Aram Veriye Ellkte ikinol ceza, mahkemesine tie, ! 5 yaşındaki çocuğa tecavüz edenler ski f edilerek levkifhane- Mahküm ei SE lin Küme hud kanunuoun ağır cezalı eri Hanim karar werildikici sOni tatil yünü ve ik olark bu Te rmümeşhud yolle bakurp ikmal miğtir. > koleradan Kelime kaim oldu : Glamor Glamor son zi- manlarda moda olan bir Amerikan kelimesidir. o Bu kelime, yavaş ya- vaş ortadan kalk- mak üzere olan seksapilin yerine kaim oluyor, Bununla beraber seksapi) demek katiyen glamor demek değil- dir. Gilamorun mânasını aşağıdaki satırları okursanız anlarsınız, Bir moda kelimesi olan seksapll Amerikan lisanmdan silinmek üzere- dir. Tabii bu hal o kelimenin ifade ettiği mânanın mevcud olmakta de- vam etmesine mâni olamaz. Yalnız kelime artık ölmüştür. Fakat, Ameri- kalılara hâs olan el-çabukluğile eski kelime yerine yeni bir kelime kaim ol- muştur, Bu diğer yeni kelime işle giamordur. Bunun mânasını ifade eden bir lügat henüz mevcud değildir, Amerikalıların glamor ve İngilizle- rin kendi imlâlarına göre glamour diye yazdıkları bu kelime ulu orta ter- cime edilemez. O asil bir kelime ol- duğundan, her asil şeyde olduğu gibi glamora da hemen Holivut tarafın- dan vazıyed edilmiştir. Amerikada ne gibi yenilikler, müstesna şeyler, eski kibarlara git görünüşler meydana Çi- karsa onları Holivut hemen kendisi- ne mal eder ve onlardan istifade et- menin yolunu bulur. Glamor €sas iti- barile parlâklık mânasına gelir. Göz kamaştırıcı şey demektir, Bir hayatın, gösterilen bir liyakatin, bir tezahü- rün, iyi, kötü bir eserin ve bir tablo- nun parlâklığı hep giamordur. Demek ki bir film yıldızı, bir tiyat- ro piyesi, bir roman, hattâ kötü bir filim bile glamor olabilir. Evet, bir ti- Hollivut derhal bu kelimeye el attı, Glamor parlaklık manasına gelir, fakat Glamor ünvanını kazanan kadın veya erkeklerin hep güzel olduklarını san- mayınız. Bunlarda mevcud bir fevkalâdelik kendilerine böyle bir ünvan kazandırıyor yatro piyesi halk tarafından ıslıkla karşılanabilir, fakat onun bu sukutu- nu bir glamor ile tahfif etmek müm- kündür. Bu bir nuans mesölesidir, ti- yatroda büyük bir rol oynıyan cihet İse piyese nuans vermekten ibarettir. Geçenlerde umulmıyan bir süratle dünyayı tayyaresile devre muvaffak olan Amerikalı milyoner Hughes vak- tile yaralı surat» adında bir filim çevirmişti. Bu filim hemen hiç para getirmediği halde dünyanın en gla- mor filmi sayıldı. Hughes bu filmde çok para kaybetti. Fakat bu ziyan Hughes nazarında hiç ehemmiyeti yoktur, Çünkü babası ona yüz milyon dolarlık bir servet vermişti. Milyoner filmde kaybettiği bir iki milyon dala- ra mukabil bir giamor kazandı, Hem filmi, hem de kendisi kazandı, Ameri- kan kafasına göre Hughes bufilm işinde oldukça büyük bir kazanç te- min etmiş oldu. Şurasımı söylüyelim Ki bu giamor filminin mevzuu tatlı, âşı- kane ve şairane bir mevzu değildi. «Yaralı surat» filmi binlerce kişinin ölmesini ihtiva eden bir Gangster fü- mi idi, Öyle bir filim ki şayed rovel- ver icad edilmemiş olsaydı, onun çev- rilmesine imkân yoktu. Şimdi giamo- Tun ne demek olduğunu anladınız mı? Hayır, henüz arlıyamadınız, biraz daha izahat vermek lâzım. Amerikanm 1 numaralı giamor boyu kısaca Bob denilen Robert Tay- lordur, Fakat zan- nediyor musunuz ki Bob bu unvanı ezeli tebessümü, ca- gibeli görünüşü ve âlemşümul şöhreti yüzünden kazan mışlır? Hayır, Ro bert Taylor basit bir milyoner, bir ob9- mobil yarışçısı, bir şekerci veya bir avü- kat olsaydı gene bir glamor boy olur- du. Glamorun içtimai vaziyet ile hiç bir alâkası yoktur. Böyle olduğu hal- de Amerikanın glamor kızı Katerin Hepbumdur. Gene bir yıldız, fakat © hakikaten bir glamordur. Aslen İrlân- dalı olan bu kızıl saçlı güzel ginmo- run ifade ettiği müânanın parlak bir misalidir. O göz kamaştırır, parıldar ve nur saçar, Gözlerinin bakışmdaki ifadede semavi bir güzellik vardır, dus daklarında bin sır gizlidir, değnek in- celiğindeki endamında hakikaten sek- #apilden azla bir cazibe vardır. O Amerika zihniyetine göre ideni bir ka- dındır. w Her tek günlü ayınilk cumartesi günü Nevyorktaki giamor kulübü toplanır. Kulübün kalabalik âzasının huzurunda yeni glamor boylar ve glamor girller intihab olunur. Bunla rın hepsi güzel erkekler ve güzel kız Jar mıdır sanıyorsunuz? Hayır, yanı- Miyorsunuz. Yeni glamorlar arasında Kel kafalı erkekler, güzellik müsaba“ kalarında hiç yerleri olmıyan kadın Yar da vardır. Fakat, bunlarda bir fevkalâdelik göze çarpar. Hususi bir gülüş tarzı, hususi bir konuşma hali, hususi bir dans etme hareketleri var- dır, Velhasıl onler herkeste görülml yen Mususiyetlere maliktirler, Onlar. da bir nevi giamor vardır. Sail vapurundan bir ! talebe denize düştü Denize Mei bir filika i kazazede kurtarıldı Bandırma 25 (Akşam) — 23 tem- muzda İstanbuldan Bundirmaya ha- reket eden Saadet vapurunun sancak tarafından gece yarısına doğru bir şahsın denize düştüğü (görülmüş ve derhal kaptana haber verilmiştir. Kaptan, derhal tornistan ederek de- nize bir filika indirmiş. Yapılan araş- tırma neticesinde genç bir adam de- nizden çıkarılarak gemi doktoru ta- rafından müdavatı yapılmışlar. Denize düşen gencin İstanbul erkek Tisesi onuncu sınıf talebesinden Meh- günü da dülger Ferhad ustanın nezdine ge- liyordu. Denize düşen Yunusun sih- hati yerindedir. Müzeler umum müdürünün Edirnede tedkikleri Edirne 26 (Akşam) — Müzeler Umum müdürü B. Aziz iki gündenbe- ri Edirne abidelerini, müzelerini ziya- ret etmektedir. Bugün de Kırklareli, Vize, orlu, Lüleburgaz mıntakasım mi- mar B. Mazhar Altanla birlikte gezmiş- lerdir, Yarın İstanbula döneceklerdir. Tek ayaklı müvezzie kamyon çarptı Gazete müvezziliği yapan tek ayak Yusuf Eminönünde şoför Galibin ida- resindeki 2046 numara kamyonun sadmesine uğrıyarak tehlikeli şekilde yaralanmıştır. Yusuf Cerrahpaşa has- tanesine kaldırılmış, şoför yakalanmış- tır, Elektrik direğinden yuvarlandı Kadıköyde Yeldeğirmeninde oturan on yaşlarında İsmatl isminde bir çocuk oyun oynarken 'bir elektrik direğine çıkmış, bu sırada cereyan çarpmasile yere düşerek başından ağır surette ya- ralanmıştır. İsmail Haydarpaşa nümu- ne hastanesine kaldırılmıştır, Bursalı mallimler Edirne 26 (Akşam) — Bursadan şeh; Timize gelen Bursa muallimleri şerefi- ne dün akşam umumi müfettiş general Küzm Dirik tarafından bir çay ziya- feti verlimiştir. Öğretmenler akşam Ye. meğini de Eğitmenler kursunda yemiş» lerdir, Yemekte general Kâzım Dirik de bulunmuş ve misafir öğretmenlerin söylevlerine bir nutukla cevap vermiş- tir. Trakya umumi müfettişi nutkun- da, Atatürkün eline sldığı kuvvetli da- vanın en İleri hamlelerin! yapan öğret- men ve eğitmenlerin inkılâp tarihin- deki eşsiz rolünü tebarüz ettirdikten sonra köy Kalkınması üzerinde dur- muştur. Bursalı öğretmenler bugün eğitmen lerin toprak ve arazi üzerindeki çalış- ma tarzlarını görecekler ve yarın sabah bazıları Anafartalar, bir kısmı da Kırk- Jareli, Vize, Burgaz ve Çorlu üzerinden İstanbula gideceklerdir. Bursalılar se- yahatlerinden çok memnundurlar, İstanbuldan 200 kişilik bir muallim kafilesi ile 500 kişilik Yunanlı dostla- rımiz beklenmektedir. Edirne bu sami- mi ziyaretlerden dolayı neşe içindedir. ekrem dayak iddiası ö Yoğurthane sokağında tütüncü İbrahim, polise müracaat ede- rek dükkânına anahtar uydurulmak suretile yüz lira para ile, cep saati, bir de boyun atkısının çalındığını haber vermiştir, Polis, bu ihbar üzerine tah- kikata girişmiş ve bu işin Durriye is- minde bir kadın tarafından yapıldığı tesbit edilmiş, aldıklarının bir kısmını istirdad eylemiştir. Bu seferde Durriye poliste mukabil bir iddia serdetmiş, İbrahimin kendi- sini oraya getirerek adamakıllı dövdü- günü beyan eylemiştir. Zamta, her iki iddia üzerinde tahkikata ve lâzımge- len kanuni takibata devam etmekte- İZMİR Ve mülhakati için AKŞAM gaze- tesinin tevzi yeri ve başbayiliği mürhastran İzmirde İkinci Beyler sokak 52 numarada Hamdi Bekir Gürsoylar mağazasıdır. | Bursada koza ye. .. “449 © dökümü bitti Koza, kilosu vasati 70 kuruş üzerinden satıldı Bursa (Akşam) — Bir aydanberi şehirde büyük bir iktisadi faaliyet uyandıran koza dökümü bitmiştir. Köylü, çok normal şartlar altında açılan ve büyük bir intizamla yürüyen borsaya, elindeki yaş kozaları getir- miş ve vasati 70 kuruş üzerinden ma- anı satmıştır, Şimdiki halde bilhassa ova köylerinde gayet az yaş kora kal- mıştır, ği Bir kısım köylerde borsa idaresi ta- rafından meccanen yaptırılmış olan kurutma fırınları köylünün çok işine yaramış ve mahsullerini yaş olarak el- den çıkarmak istemiyen köylüler, ko- zalarını bu fırınlarda kurutarak kuru koza piyasası için saklamışlardır. Gelen ve borsada muamele gören Kozaların yekünü bir buçuk milyona yaklaşmıştır, Yeni mahsulün şimdiki vaziyetine göre, bu seneki miktar ge- çen seneden 200 bin Kilo fazla çıkmış» tar, Yeni kozanın piyasada rağbet bul- marında, bilhassa son yıllar zarfında alınan ciddi tedbirlerin, tohum Kışlar ğının ve köylü üzerinde koza bakımı noktasından yapılan devamlı irşadla- rın çok tesiri olmuş ve yeni mahsul randıman itibarile her senekinden da- ha müsbet bir netice vermiştir. İ Üsküdarda Sultantepede oturan Yi mi yaşlarında Süreyya isminde K genç, bir sandala binerek Üsküdarde ? denize açılmış, bir aralık da yelken | lanmak istemiştir. Bu sirada çıkan | vetli bir rüzgürla sandal devrin Süreyya da denize düşmüştür, Yüzmek bilmiyen genç, dalgalar sında ölümle mücadele ederken, et tan yetişen sandalcılar tarafından tarılmış, tedavi altına alınmıştır, Parmağını makineye kaptırdı Galatada madeni eşya fabrikani” çalışan Yaşar, bir aralık sağ etin © parmağını makineye kaplırrıy kei” miştir, Yaşar, hastaneye Kahır” |