AKŞAM > İngiltere Kral ve Kraliçesi| Gataltada işlenen dün Londraya döndüler Viller Bretonedaki âbidenin açılış resminde nutuklar söylendi Paris 22 (A.A.) — İngiliz Kral ve Kraliçesi, saat 10,27 de Envalid is- tasyonuna gitmek üzere hariciye ne- zareti binasından ayrılmışlardır. Saat 10,20 de Reisicümhur ve madam Löb- rön, mâjeste Kral ve Kraliçeyi istas- yona götürmek üzere harleiye neza- reti binasına gelmişlerdi. Majeste Kral ve Kraliçe, B. Saro ve belediye meclisi reisi tarafından istikbal edil- mişlerdir, Kral ve Kraliçe, kendileri. nin Fransada ikametleri esnasında hizmetlerinde bulunmuş olan me- murlara hararetle SAYENEKE etmişler» Gir. Baat 10,30 da Kral ve Kraliçeyi ha- mil olan tren hareket etmiştir. B. Löbrön, saat 1035 de hususi bir trene binmiştir, Londra 22 (AA.) — Kral ve Krm Hiçe bu akşam saat 21 de Londraya dönmüşlerdir. Kesif bir halk kütlesi sarayın önünde toplanarak . milli marşı söylemiş ve balkona çıkan Kral ve Kraliçeyi şiddetle alkışlamış- tır. Viller Bretone'daki merasim Paris 22 (A.A.) — Reisicümhur B. Töbrön Viller Bretone merasiminde bir nutuk söylemiştir. Müşarünileyh, bilhassa şöyle demiştir: «Üçüncü defa olarak büyük bir şerefe nail oldum, Şerefli bir surette topraklarımızda can vermiş olân bü- yük Britanya İmparatorluğu evlât larmın kahramanlığını tarihte tebeil etmek maksadile vücude getirilmiş olan bir âbideye Fransanın selâmla- rını getirmek şerefi, Bu şereflerden birincisine Tiyepval'de ikincisine de Vimide nail olmuştum. Bugün 1918 nisanından ağustosuna kadar Amyen önündeki harekâta parlak bir surette İştirak etmiş olan dördüncü İngiliz ordusunun Avustralya ve yeni Zelan- dalı kolorduların tebcili maksadile meşhur Sanser yaylasında bulunu- yoruz, «Bu heyecanlı merasimde majeste- lerinizin yanı başında bulunmak Toprak altındaki servet- ler meydana çıkarılacak Etibank emrine verilen 16 milyon lira ile bir çok işler görülecek İngiltereden alınan 16 milyon İn- giliz lirahk kredinin 6 milyonu ma- den işlerine sarfedilecektir. Etibank umum müdürü B, İlhami Nafiz Pa- yelr dün gazetecilere bu hususta şun- Javı söylemişti — Etibank emrine verilen 16 mil yon liralık kredinin 6 milyon Jlirası elektrofikasyon ve maden işlelme işlerine sarfedilecektir. Etibank maden işlerini ele aldıktan sonra istihsalât ve varidat günden güne ziyadeleşmiştir. 931 senesinde maden işletmesinden meydana gelen 4,131,802 lira gelir 937 de 7,791,146 liraya baliğ olmuştur, 6 milyon sterlinlik kredi bütün toprak mahsullerimiz ve madenleri- mizin ihracı suretile ödenecektir, Bu suretle ödenme şekli çok müsaiddir. Memlekette meçhul kalmış birçok top- rak altı servetlerinin meydana çika- rılmasında bu kredinin çok faydası olacaktır. Divrik Demirdağında maden istih- #aline kazmalarla küçük mikyasta © başlanmıştır. Santrallar, havai hatlar ve diğer tesisat için proje hazırlan- maktadır. Burada istihsal edilecek mâden cevheri yüzde 8,5 olacaktır. Kuvarshan geçen sene İlk bakirını #kıtmıştı. Ergani de bakınnı bu sene sonuna kadar âlutacek ve ihracata başlanacaktır. İ saat 23 ü 27 dakika 4 saniye geçe | Merkez ü Fransız devlet reisi için büyük bir zevktir. Majeslenizin Fransayı ilk zi- yaretlerini bu âbidenin küşadile ay- mi zamana tesadüf ettirmek istemiş olmaları bizi bilhassa mütehassis et- miştir. Avustralya hükümeti, bugün- kü merasime Fransız devlet reisini teşrik etmek suretile iki büyük de- mokrasi arasındaki sık münasebete bir ere daha işaret etmek istemiştir. Avustralya hükümeti, âynı zaman- da bu demokrasilere kendilerinin harp meydanlarındaki ittihatlarının ga- yesi, istiklâl ve hürriyetlerinin muha- fazası olduğunu da hatırlatmak İs- temiştir.» Fransız Reisicümhuru, sözlerine şu suretle devam etmiştir: <Haşmetmesp, evvelce dediğiniz gibi iki milletin dostluğu ve adalet idaşllerindeki müşareket, cihan sul- hünün en İyi zamanlarını teşkil et- mektedir. Akisleri pek o kadar çabuk bir surette ortadan kaybolmiyacak olan dünkü şenlikler esnasında bu cihetin teyidi, bu anda aktualite ma- hiyetini ve kuvvetini muhafaza et. mektedir. Bu teyidin milletlerimiz arasında İcraat sahasında bir rehber ve itimada bir davet gibi akisler uyan. dırması temenni olunur.» Bundan sonra B. Löbrön, nazırla- rının vaktile bizzat kendilerinin ve kardeşlerinin harbetmiş oldukları toprakla eski hatıraları tebcii mak- sadile Okyanusları aşmış olan yüz- lerce > ziyaretçilerinin o huzurunda Fransız hükümeti ve bütün Fransa | namma Avustralya hükümetine te- şekkür etmiştir. Yiller - Bretone 22 (A.A) — İngik tere Kralı Jorj, bir nutuk irad etmiş ve ezcümle şöyle demiştir: «Bu asli âbidenin küşad resmini ic- Ta etmek ve bugün topraklarında bu- lunduğumuz ve kendisine tesid etti- gimiz hatıraların senelerin aşındıra- mıyacağı bağlarla bağlamış olduğu büyük milletin reisi Fransız Reisi- cümhurunun aramızda bulunmasını selamlamak benim için büyük bir şereftir, Murgul bakır madeninde tesisata sene dünya piyasalarına arzedilebile- cektir. Memlekete büyük bir gelir te- min eden kromlarımız üzerinde de ehemmiyetle meşgul luyoruz.» Evvelki geceki zelzele İstanbul 22 (AA.) — Dün gece şiddetli bir zelzele kaydedilmiştir. inün İstanbuldan mesa- fesi 440 kilometre tahmin edilmek- tedir. İncesuda zelzele İncesu 22 (Akşam) — Bu gece yir- Mi dördü üç geçe beş saniye süren şiddetli bir zelzele duyuldu. Aksaray (Konya) 22 (AA) — Bu gece saat 24 de şimal cenub İstika- metinde ve üç saniye devam eden or- ta şiddette bir hareketi arz hissedil- miştir. Bina ve nüfusca zayiat yok- tur. Otobüs durak yerine bindirdi Fatih - Şişli hattında çalışan $0- för Erdönmezin idaresindeki otobüs, * Beyazıda gelmekte olduğu bir sıra. da frende hasıl olap bir arza yüzün- den tramvay durak yerine bindirmiş, burada dikili bir işaret taşını kırmış, bu sırada taş Üzerinde oturarak din- Jenmekte olan Remzi isminde bir 40- cuğun'da yaralanmasına sebeb ol muştur. Şoför yakalanmış, yaralı çocuk te- | mazmun hakkında cezayı | dan cinayetin muhakemesi Katil metresini elinden alan Hayriyi nefsini müdafaa için öldürdüğü iddiasında Çatalcanın Istranca köyünde Hay- Tİ adında birini tabanca ile öldüren Fettahın muhakemesine dün ağırce- za mahkemesinde bakılmıştır. Dünkü | celsede iddia makamı iddianamesini okuyarak maznun Fettahın yedi sene Ayse adında bir kadınla beraber ya- şadıktan sonra Ayşenin kendisinden aynlıp Istranca köyünde Hayri ile beraber yaşamağa başladığını ve bun- dan hiddetlenen Fettahın da 24/1/938 gecesi köyde kahveye gitmekte olan Hayrinin önüne çıkıp tabanca ile iki yerinden yaralamak suretile öldür- düğünü ve bunun da gerek şahidlerin ifadeleri ve gerekse Hayrinin yaralı iken köy kahvesinde verdiği ifadede: «Beni Fettah vurdu» demesile sabit olduğunu söylemiş ve mazmun herne- kadar kendisinin 20 yaşında olduğu- nu iddia ediyorsa da Çatalcadan ge tirilen nüfus kaydından kendisinin cinayeti işlediği zaman yirmi dört yaşında bulunduğu anlaşıldığını kay- dederek Türk ceza kanununun 448 inci maddesine göre Fettaha ceza ke- silmesini ancak; yedi sene karı koca gibi yaşadığı Ayşenin Hayri tarafın- dan kandırıp elinden alınmasının hafiflete- cek sebeb olarak kabulünü istemiştir. İddianameye karşı ne diyeceği 50- Tulan maznun Fettâh: Ben karımı koğmadım. Onu Hayri elimden aldı. Hayri beni öl dürmek istiyordu. Ben de kendimi kurtarmak için onu'öldürdüm. Başka bir diyeceğim yoktur. Dedi. Mahkeme evraki tedkik ede- rek kararını vermek üzere muhake- meyi başka güne bıraktı Sohbet (Baş tarafı 3 üncü dahifede) hiç bir şey okumazlar, eskideti kalan- ları okurlar, Çünkü ihtiyatkârdırlar: paralarını veya vakitlerini sarfedecek- leri kitabların kıymetinden emin ol. mak isterler, Halbuki sanati sevmek, onun mazisinden ziyade istikbalini dü- şünmektir, Dostlarımıza: «Bir kere hal hâtır sormadın!. diye sitem ederiz. İnsan sevdiklerinin halini, hâtırını so- rar, merak eder, Edebiyatın en son halini bilmek arzusunu duymiyanla- rn onu gerçekten sevdiklerine inan- mayın, wv GÖRÜLMEDİK... — Yabancı mem- leketler muharrirlerini sevebilirim ama kendilerine yabancı şmemleketlerden bahsetmeği iş edinenleri sevmem, On- lar her şeye yeni, taze bir gözle bak- maktan âciz oldukları için bilmedikle- ri, alışık olmadıkları şeyleri görüp tas- vir etmek isterler. Asıl büyük sanat. kâr her gün gözünün önünde bulunan Şeylerin birer mucize olduğunu kesfe- den adamdır. Bunun içindir ki Pierre Loti, Claude Farröre gihi bizden bahseden Frenk | muhaxrrirlerinden hiç bir zaman hoş- | lanmadım. Zaten Türksever diye söh- ret bulmuş Avrupa müuharrirlerinin ço- ğuna kızmak, bir Türk için en tab harekettir. Bizim dilimizi bilmezler, aramızda uzun Seneler yaşamamıştır. Jar, birde bizden bahse kalkarlar... Bir Fransız muharririnin Alamanya'dan veya İngiltereden bahsetmesile Tür- kiyeden bahsetmesi bir değildir, Onla- rı anlamağa çalıştıkları bellidir; hal- büki bizden himayekâr bir tavırla bah- sederler, Buna nasıl kızılmaz? Ben, kendi hesabıma, türkçe bilmi- yen Avrupalıların Türkler hakkında yazdıklarını - ister lehimizde olsun, is. ter aleyhimizde - okumamağa çokları karar verdim, Hamiş. — Bizim muharrirlerimizin çoğu da Türkiye'den, Avrupalı Türk- severler gibi bahsediyor. İşte edebiya- tınmızın en büyük felâketi, Kurullah Ataç rin # Beşiktaş Halkevinden: Çevremizdeki orta ve lise talebelerinden ikmale kalan- lar) yetiştirmek ve 1 ağustos 1938 başın- dan itibaren bir buçuk ay devam etmek üzere Evimizde kimya, biyoloji, nalama- tik ve Tisan kursları açılacaktır. Çevremiz orta mekteblerinden ikmale kalan çocuklarımızın her gün Halkevime pey edilerek kayıtlarını yapraği | yecek ve bu husustaki fikrini bi 25 Temmuz 1938. Japonya te tehdid ediyor eylemeğe hazır bulunduğunu bildir. mektedir. Moskova 22 (A.A) — Tass bildiriyoi 20 Temmuzda Japonya büyük Çigimetsu Hariciye Halk komiseri vinof'u ziyaret etmiş ve aşağıdaki be- yanatta bulunmuştur: «Hariciye Halk Komiserliği, Sovyet kı- talarının Hassan «Çançi» gölünün gar- bında kâin tepeyi tahliye etmeleri hak- kındaki Japon talebini red eylemiştir. Japon hükümeti, Mançu hükümetinin elinde bulunan vesalka istinaden me- seleyi yeniden tedkik eyledikten son- ra, bu mıntakanın Mançukuo'ya ait ol duğu neticesine varmıştır. Bundan ajansı | başka Mançu halkı, mevzuu bahis tepe- de dini âyinlerini yaptığını bildirmek- tedir. Sovyet hükümeti, sulh arzusunu ve hudud mıntakasında statilko'nun İdamesi arzusunu daima İzhar eyle- mekte idi. Bu sebepten, bu statüko'nun ihlâli mesuliyeti kendisine ait bulun- maktadır. Japon hükümeti, hududun hemen dethal sarih suretle çizilmesin- de israr etmemekte, yalnız, Sovyet kı- talarının mevzuu bahis muntakadan derhal çekilmesini israrla tâleb eyte- mektedir, Bu, vaziyete sükün getire- cektir.» Litvinof, Japon büyük ek Suya şu cevabevermiştir: «Japon maslahatgüzarına, resmi ve- sikalar ve ezcümle Khunçun anlaşma- $ı İle buna melfuf haritalar güsteril- mişti, Bu haritalarda, Hassan gölünün garbindeki dağlar boyunca geçmekte olan hüdud tam bir sarahatla çizilmiş bulunmaktadır, Bu haritalar, eski Çin hükümetinin mümessilleri tarafından ! imzalanmış vesikalardır. Bu la- yın ibrazından sonra Yü yetlenmiş olması icabeder Çigimet- retle reddedilmez mahiyetteki bu bür- hanlara karşı, Sovyet hükü dirilmeyen gayri sarih malümat ve anonim Mançu halkının kortrol edile- mez beyanatını İleri sürmektedir, Has- san gölünün garbındaki tepenin Sov- den bir cüzü teşkil etme- $i keyfiyeti, tamamile sarihtir. Evvelce de oraya Sovyet müfrezeleri gönderil- imdi de gönderilmektedir. Sovyet arazisi dahilinde, Sovyet kıta- larının harekâtın yalnız Sovyet ma- kamları tanzim eder, Başka bir devle- tin hiç bir müdahale ve yabut talebi kabu! olunamaz. «Sovyet müfrezelerinin, bu mıntaka- da, Sovyet hududunda statüko'nun müdafaasından başka bir hedefi yok- tur, Diğer devletlerin aksine olarak, Sovyetler birliği, kendi ordularını; başka devletlere yollamak için değil, fakat yalnız kendi hududlarını müda- faa için idame eylemektedir. Kızı) or- du, bu hududların ihlâl edilmez mahi- yeti hakkındaki mesuliyetini tamamile müdriktir ve harekâtında bu mesuli- yetten mülhem olmaktadır. Hududda tam bir sükün hüküm sürmektedir. Bu sükün, ancak Japon - Mançu tarafın- dan ihlâl olunabilir. Bu takdirde he- ticelerin mesuliyeti kendi cakl oyyet kıtaları, bulunurlarsa bulunsunlar rın arazisini tehdid etmez. <Eğer bilâhare Japon ? zvwu bahis ettiği Mançukuo elindeki | malümatı bildirir ise, Sovyet hüküme- ti, bunları memnuniyetle tetkik her cektir.» Japon büyük elçisi Çig ben demiştir ki; «Mükümetimin, Hariciye Halk komi- serinin cevabından memnun kalımıya- cağını tahmin ediyorum. Sovyet tara- fı, hiçbir yerde neşredilmemiş Jâalet- tayin haritalara istinad eylemektedir. Hududda sükünu yeniden tesis etmek ve havayı İeskin eylemek için tedbir- ler almak lâzımdır. Aksi takdirde Ja- ponya, küvvete müracaat mecburiyeti neticesine varacaktır. » Çigimetsu, Sovyet kıtalarının geri çekilmesi talebini tekrar eylemiş ve bir Japon jandarmasının Sovyet askerleri tarafından öldürülmüş olmasından do- Jayı protesto eyliyerek sözlerini bitir. miştir. Litvinof, şu cevabı vermiştir: «Çiginetsu gibi tecrübeli bir diplo- matın, devletler arasında hududları tesbit eden resmi haritalardan, bu de- rece hakir görerek bahseylemesi şaya- ni hâvrellir. Zömamnda ha harita netsu, ceva- miştir. ların neşr Dümeşiöklliğ olunmaması, vesika: | ın meriyetini ve şayanı ihtlcac mü iy ne azaltır, ne de fazlalaştırır, Akdetiiği bütün anlaşmaların piöcbi> ri surette neşri kaidesini hiç de güte miyen bir hükümetin mümessilindem bu tarzda sözler işitmek şaşılacak bir şeydir. Bu hükümetin, gizli anlaşma- larını gayri mer'i telâkki eylediği şüp- helidir. «Herhangi bir vesikaya istinad etmi- yen askerlerin geri almması talebi, ka- bul edilmez bir mahiyettedir. Bu dere- ee esassız bir taleb neticesinde, Japon hükümetinin kendi kıtalarının vazi tini değiştirmeğe muvafakat edeceği pek şüphelidir. «Kuvvet İstimaline gelince, bazı dev» letlerin mutavaat eyledikleri bu gibi tehdidleri ve korkutmaları eğer büyük elçi iyi bir diplomatik vasıta gibi telâk- ki ediyorsa, bu vasıtayı Moskovada mu vaffakıyetle tatbik edemiyeceğini de anlamış olması ieabeder, *Japon jandarmasına gelince, bu, | girmesi icap eylediği Sovyet arazisin- de öldürülmüştür.» Nihayet Litvinof, büyük elçinin na- zarı dikkelini aşağıdaki vaka üzerine çekerek sözlerini bitirmiştir: «19 Temmuzda lâalettayin bir Japon çetesi, Tokyodaki Sovyet büyük elçili. gine girmiş ve tahrikâmiz beysn: nameler (o almıştır. Sovyet büyük; elçiliği civarında vazife görmek- te olan büyük mikdarda polis kuvvetleri — tarafından tevkif olun- madan Sovyet büyük elçiliğine haddi- zatinde kimse girememekte ise de, bu polis kuvvetleri, büyük elçiliğin bu çes te tarafından işgaline mâni olmak için herhangi bir teşebbüste bile bı Tokyoduki Sovyet büy m huzur ve sükünü ve no; surette çalışması için Japon bü 5 ti, mesulleri cezalandırmak için tedbir. ler almalı ve bu gibi hadiselerin istik- balde tekerrürünün önüne geçmeli- dir.» Japonya Çinde meşgul oldu- ğundan Sovyetlerle harb etmek istemiyormuş "Tokyo 22 (A.A, ) — Hariciye Nezae Teti mümessili Havas muhabirine aşa» gıdaki beyanatta bulunmuştur: «Ordu, Sovyetlerle çıkan Çangkı- feng hâdisesinin hallini şimdilik dip- lomatlara bırakmış bulunuyor. Fakat müzakereler akim kalacak olursa Harbiye Nezareti hâdise mahalline vaziyeti tedkik etmek üzere bir asker göndereceklir. Biz Sovyetlerle har- betmek istemiyoruz. (Bugün Çinde meşgulüz. Fakat Mançukuo - Sovyet hududuha her türlü ihtimale karşı koyabilecek kuvvetimiz vardır. Siyast müz&kereler henüz bitmemişlir; Esa- sen ecnebi kaynaklardan çıkan ha- berler hâdiseyi izam etmiştir. Bir tekzib Tokyo İ2 (A.A.) — (Havas) So ti Çangkufeng dağını te takdirde oJaponyan vete müracaat, edeceği haberleri katt olarak selâhiyettar mahafilde tek olurmu Varidat umum müdürü de makarnacıların talebini muhik gördü Ankara 22 (Telefonla) —- Muamele vergisinden muaf, şayet buna imkân yoksa maktu vergiye tabi tululmala- rını istiyen B. Şemsi Demirhanın ri- yasetindeki heyet burada varidat umum müdürü B, İsmail Hakkı ile de görüşmüştür. Varidat umum müdürü heyetin talebini muhik görmüştür. Bu akşamki ekspresle İstanbula dönen heyet orada bulunan Maliye ve İktisad Vekillerine de izahat vere- cektir. Yakalanan kaçakçılar Ankara 22 (A.A.) — Geçen bir haf. ta içinde gümrük muhafaza teşkilâtı, birisi ölü kırk kaçakçı, dört yüz kırk altı kilo gümrük kaçağı, iki yüz do- kuz kilo inhisar kaçağı, dört kayık, yirmi iki kaçakçı hayvanı ile otuz iki #işek ele geçirmiştir. Urla kapishanesinden kaçan © ikihırsız yakalandı İzmir 22 (Telefonla) — Urla hapis. hanesinin pencere demirlerini kese- rek kaçan hursızlıktan mazmun Hü. sarin va Alahmal vatana. 2