Sahife 12 AN 7 Bir günde yüzbin ekmek TREN kişilik bir stadda en bu şenliklere bü- tün Çekoslovakyalılar ve daha binler- ce yabancı iştirak etti Bu münasebetle şenlik civarında 19 Bıyığı icad eden O meşhur bir adamdı. Son günler- de öldü. Adı Fransua Habi idi, Asrın başlangıcında Berlinde berberlik eder- di. Büyük bir servet sahibi oldu. Bili#f misiniz nasıl servet Kayzerin bıyık biçimini o icad etmişti. Dik ve kıvrık uçlu bıyıklar, İnsan impa- ratora bıyık icad ederse elbetle zen- yaptı? | gin olur seyyar mutfak tesis edildi. 32,060 kişi yemek yedi. Günde 100,000 ekmek, 5.200 kilo et, 250 kilo makarna har- candı. Bir günde 350,000 çatal bıçak, 50,000 tabak yıkandı. Şapka yenir mi? Amerikalılar coştular mıydı, şapka- larını yerler. Bunu bir maçta; Ameri- ka - İngütere maçında maçın tafsilâ- tını veren spiker de yaptı. O coşkun- Tukla: «Şapkamı yiyeceğim» dedi. Bunu radyoda herkes işitti ve ertesi günü spiker şapkasını yedi. İş sonra- dan anlaşıldı, Meğer spiker çikolata- dan bir şapka yaptırmış!.. Deve Devenin arka ayakları pek işe ya- ramaz, kalkmak için deve ön ayakla» rına dayanır, Deve yola en mütehammil hayvan- dır. Hiç durmadan 200 kilometre kate- der, Bu mukavemetin sebebleri, deve vücudünün bir ambar olmasıdır, Deve guddelerine gıdasını ve suyunu toplar ve yavaş yavaş sarfeder, Buffon: «Yeryüzünün en faydalı ve en kıymetli hayvanıdır» demiş, Oku Kış Yaz Deme Yaz Yukardaki kelimeleri yerli yeri- ne koyup cümleyi düzeltiniz. —i Bilmecemizi doğru halledenler- den birinciye: 10 lira, ikinciye 5 lira, üçüncüye 3 lira, dördüncüye 2 lira beşinciye 1 lira, ayrıca 75 ka- riimize de muhlelif hediyeler ve- rilecektir. —— Evvel zaman içinde büyük bir konakta küçük bir kız vardı, du- Teni abanoz gibi siyahtı. kar gibi beyaz, saçları Adı | Beyaz Beyaz Gül mesud değildi, an- nesi yoktu Beyaz Gülün... Zavallı Beyaz Gülün hikâyesini anlatı Sind Bi | Üvey anasi çok fena bis ka- dındı, Beyaz Güle en ağır İşleri NE İRİ SN TİR SR DİN lez! San « Fransisko bir taraftan 1939 sergisine hazırlanırken, bir yandan da müstakbel bir harbe hazırlanmış olu- yor. San-Fransisko koyu yeryüzünün en güzel koylarından biridir. Amerikalı- lar o koyda suni bir ada yaptılar, adı- ni «Hazine adasi» koydular. Nezle ve radyo Artık nezleden ve nezleyi müteakıb gribden korku kalmadı. Amerikalı bir doktor nezlenin kati tedavisini buldu. Kısa dalgalar nezle mikroblarını derhal öldürüyormuş. Doktor nezleli- | lerin beyninden kısa dalga geçiriyor Bu ada dört milyon dolara mal ok du. Sergi binaları için de 50 milyon dolar sarfedecekler. Fakat bu inşaat 1939 dan sonra San-Fransiskonun Amerika Cibraltarı olmasına yardım edecek. Adayı uçak garajı ve benzin deposu yapacaklar, Kapı açık dürmalı Kuranderden korkanlar kapıları sıkı sıkı kaparlar, kapıların açık veya aralık durmasına tahammül edemöş- * ler. Halbuki ticarette bu çok yanlıştır. Berlinli bir berber, dükkânının Ba- pisını açık tutmağa başladığı günden- beri müşterisi bir misli fazlalaşmığ. ve nezleyi tedavi ediyormuş... çekerken iyi yürekli yorum Bir gün Beyaz Gül kuyudan su kahraman Açık kapıya herkes kolayca dalari.. —— Durdu, gülümsedi: «Beyaz Gül dedi yakında seni alıp erime gö- dakları gül gibi kırmızıydı.. i Güldü. İ Beyaz GüL İ gördürüyordu. bir bay onu gördü. türeceğim, seni çok beğeniyorum. Beyaz Gül bu küçük evde ns- mi oturacağım diye düşünüyor- da, Kapı çalındı. Açtı, yedi tane kıpkırmızı #ü- Fat gördü. Bunlar ormanın yeği cücesiydi. Ormanda (tavşanlar, çiçekler, ; ağaşlar, Beyaz Gülü görünce; «Aman ne güzel kız» dediler... — | Beyz Gülü elinden tuttular, küçük bir eve götürdüler, Küçü- cük bif evdi, £ötü üvey anası bunu duyun- | ca hiddetinden küplere bindi, Beyaz Gülü uzak, kuytu Oor- manlara götürdü, vahşi hayvan- İ lar purçalasın diye bıraktı Beyaz Gül işin farkında olma- Tavşanlar, çiçekler, ağaçlar, dığından elmayı ısırdı ve ölü gi- | yedi cüce hüngür hüngür ağla bi yere serildi, İ dılar, «Haydi girip elle- iniz, sönen gelip çör- dedi, karnınız açtar, Yedi cüce ellerini yıkayıp Be. ;, (Üvey anası Beyaz Gülün or- yaz Gülün pişirdiği çorbayı içti- | manda yaşadığını haber oldı. ler. Dost oldular. İ Hemen yola çıktı. Tırnaklarını uzatmış, saçlarını taramamış ocadıya Odönmüştü, elinde zehirli bir elma vardı. Beyaz Güle camdan bit tabut | yaptılar. Her gün gelip başucun- | da gözyaşı döküyorlardı. Beyaz Gül, iyi yürekli bayın konağında mesud bir hayat sü- i rüyor, Beyaz Gül tatlı tatlı gülümse- di, doğruldu: cUzun zamandır İ hep sizi bekliyordum, dedi, İyi yürekli bay atına bindi, Be- | İ yaz Gülü kucağına oturttu, dört- İ nüla uzaklaştılar, Hemen beyaz atından indi, Be- | yaz Gülü alnından öptü, Beyaz | Gül gözlerini açtı. Günlerden bir gün iyi yürekli bay oradan geçti. Cam tabutta yatanı tanıdı,