1862 de bir Çek filosof ve estetisye- hi, doktor Mirolav Tirs, Macaristanın boyunduruğu altında bulunan Çekle. re milli bir ideal vermek maksadile, Sokaolsu tesis edebilmek için çok güç- lükle 75 genci bir araya topladı, Soknis çekce «kahraman; demek- tir, Birliğin alâmeti farikası ağaç tü- Yü idi. Jimnastik yapmak perdesi ar- kasında Çekleri istiklâl hareketlerine başlatmak gayesile işe başlandı. Yirmi sene zarfında Sokolosun on binlerce azasi oldu ,1832 deki kongre ehemmiyetli telâkki edildi. 1880 da, Fransada yapılan beynelmilel | jim- e Dünyanın en küçük piyanosu Budapeştede Andras Pinter adında | iki oktavlıdır. Siyah ve beyazları var- bir amatör var, Bu zat yeryüzünün en “ufak piyanosunu yaptı, Bu piyanonun büyük piyanolardan hiç bir eksiği yok tur, ancak boyu 7 santimdri, Sesi çok nettir, ancak o kadar hafiftir ki, bir mikrofonla bir oparlörün yardımı ol mazsa duyulmaz. Bu küçücük piyanonun klaviyesi Ahırkapı Kereste fabrikası Fabrika nasıl kuruldu, nasıl büyü- dü, harp zamanındaki vaziyeti Bundan bir kaç gün evrel bir muhib- bimin, bir mektuba gönderdiği Akşam gazetesinde Ahmed İhsan Tokgör imza- #ile bir makale gürdüm. Makalenin aallüku olan fabrikanın yarım asra ka- rib bir zaman kimseden muavenet gör- meksizin bizzat ve bilfiil müdürlüğünde bulunmuş olduğumdan makaleye karşı aşağıdaki beyanatımı arz ve muhterem gazetenize dercini rica ederim: Memlekette hiç bir sanatın inkişaf edemediği bir zamanda idi ki İstanbulda tolgraf makineleri İmal etmek üzere hü- kümet nam ve hesabına olarak bundan 55 sane evvel tarafımdan tesis ve idare edilmiş olan Soğukçeşmede kâln telgraf fabrikasının pek nafi semereler verme- #inden ret alarak ve hsyalı memuri- yetimin mezkür fabrika müdürlüğü ve telgraf fen müşavir muavinliği ve fen müşavirliği ovazifelerinde, hulisa sanat âlemi içinde geçmesi hasebile smai imal de hasıl olan vukuf ve tecrübelerime gü- Sokols nasıl tee venerek o vaki vükelâyi devlet arasında | olup sanayi müessesatına pek meraklı olan merhum Ralf paşanın da teşvik ve kendisinin de iştirakile 5 kişiden mürek- kep olmak üzere 1309 tarihinde bir şirket teşkil ve Ahırkapıda mübayaa olunan bir ars üzerine bir kereste ve doğrama fabrikası inşa ve tesis edilmişti. © vakit devlet hesabına işliyen bir kaç fabrika istisna edilirse bu fabrika mi- letimizin ik müessesci sinaiyesi idi, Av- ni hakla muvaffakıyei hasıl oldu, Fubri- ka tesisinden iki sene sonra mükemmel ve son sistem biçme, oyma, rende Ve salre lezgühları ve makineleri ile donan- dı. Ve gösterilen rağbet üzerine bilâhare bunlara oğunlu bir de ağaç kurutma ma- kinesi ilâve edildi. Fabrika inşaata mah- 8us kaplama, döşeme ve tavanlıklar ve doğ- ramacılık sanatına aid pancur, kapı, pen- cer» ve buna mümasi) mamulâtın pek te- miz ve Avrupadaki emsaline muvafık ve mümasil derecede vücude getiriyor ve sarfediyor. görülen rağbet sevkile fabrika ski sönüm güne tezyid ederek âlet- tevnli terakki ve tovessü etti ve bir ara- lik bir de mimari şubesi ihdas ile İstan- bul ve havalisinde ilk defa olarak derle - rekâri şaleler inşâ edildi ki bu gekil N şan da memleketimizde ilk müteşeb- bisi gene fabrika oldu. ; şi Fabrika, işlerinde gördüğü el ve halktan tinti olduğu rağbet ve WET. #hikasile faaliyet - sahasını daha ğe ederek kendisirie lâzım olan mevadı > tidaiyeyi dahilden tedarik ve bu su - mil) servetimizden olan ormanlar a ietmek emelile Ahudağı ve Somdöke! ormanlarından pek çok mikdar b getirtmek üzere ruhsat alarak Yep z Ameli bir tarzda çalışmış ve bu mesüisin de de hayli muvaffakıyetler e Bu İşlerde civar amele ve çin dam: edilmiş , olduğundan bu Kabil Kime lerin de istifadelerine hizmet KE İşlerin bu suertle çoğalmasından Ye, Tikânın atetteveli» muvaffakiyet sa mesinden dolayı gerek fabrika, mi iie âmal ve mesaisinin tevsi edilme! ei zum görülmesile 13i5 tarihinde srekli ma İzafetle Mehmed Ralf ve ii E Ünvanile ve daha vâsi bir sermeye niden bir şirket vücude getirilmiştir. Bu esnada sahibi maksle bin lü ek sermaye ile işbu iklnci şirkete vah. muş ise de bir büçuk sene sonra yesini alarak şirketten çakmığtar. Daimi: ormanlarımızdan Kütükler Romanya gibi ahşap sanayiinin he! mına muhtelif cinsten kereste us getirmekle maruf yerlerden sallar Trenler getirtilerek en az emek ve mai He âzami menfaat istihsali kaldei Me diyesine tebenn bu kütükler ve 8“ kl bazan bulundukları mahallerde, basi da icabata göre fabrika dahilinde , İ se hiç bir taraftan muavenet ve müza- ssüs etti nastik şenliklerinde birinciliği kazan- dılar. : Bu arada Sokolsun müessisi Tire dağlarda dolaşırken uçuruma düşüp öldü, z j Bugün Sokolsun bir milyon üyesi vardır. Bu sene bütün Prağ halkı ile binlerce meraklı yabancı Çeklerin en büyük stadında yapılan Jimnastik şen- liğine iştirak etti. > Sokols bayramının yapıldığı stad yeryüzünün en büyük stadlarından bi- ridir. 200.000 kişi istiap eder ve idman sahasında 40,000 atlet rahat rahat jimnastik yapabilir. Güzel (o konuş. mak gibi yerinde susmasını bilmek de bir sanattir, Bu sanate hakkile va» kıf olan, yani di- lini tutmasını ve ancak icap ettiği zaman söz söyle mesini bilen bir adam cemiyette gü- zel konuşan adamın gördüğü itibarı ) Susmak, konuşmak kadar ehemmi- yetlidir. Çünkü bir mükâlemede ko- nuşan ve dinliyen olmak üzere iki ta» raf vardır, Eğer iki taruf da susmu- yor ve beraber söylemeğe kalkıyorlar. sa ortada bir mükâleme vardır, deni- lemez, Bir Amerikalı âlimin yaptığı ted- kiklere göre sükütun de, her biri ay- rı ayrı mânalar taşıyan, muhtelif ne- vileri vardır, Bunlardan birincisi ete- dafül sükütstür, Bu cins süküt ken- dimizi muhatabımızdan daha malö- matsiz, daha küçük hissettiğimiz, ya- hud bir münakaşada doğruluğundan | emin olmadığımız bir fikri ortaya at- | mâk istemediğiniz zamanlar ihtiyar edilir, Bu suretle karşınızdaki zat si- zin noksanınizı, ottaya attığı mes&- leden tamamen bihaber olduğunuzu farketmez. Hiç birşey söylememenizi de fikirlerine hayran olduğunuza hamlederek itibari arttırır. Halbuki siz, bu bilmediğiniz mev- zu etrafında söz söylemeğe kalksay- dınız pot kiracağınz muhakkaktı. Alış veriş esnasında malını muhak- kak satmak istiyen bir satıcıya da ay- dır. Fakat küçük parmakla bile çal- mak imkânsızdır. Bunun için iğne ka- dar ince iki çubukla çalıyorlar. Bay Pinter bu piyanoyu 4 ayda yap- tı. Bir koleksiyon meraklısı da satın aldı, Bu Küçücük piyano, yeryüzünün en meşhur piyanosunun değerinden birkaç misli paraya satıldı. ! ve makinelerde mamul hale ifrağ edilir 1di, Senelerce kemali şevk ve gayret ile ve bir itimadı tamla idare ettiğim bu fabri- kanm teğviri umumu hususunda tatbik ve takip eylediğim tarzı iktisadi ve ti- carinin bir aralık ziyaretine muvaffak olduğum Romanyanın Kalas kasabasın- daki meşhur Göç kereste fabrikasında da aynen tatbik edilmekte ve hattâ bu büyük müessese Tuna sahilinde olan fab- rikasına memleketin pek çok uzak ma- hallerinden ve battâ Avusturyadan kü- tükler getirerek fabrikasında & biçmekte olduğunu görmüş ve mezkür Göç fi sının müdür ve adminisratörü ie vaki mülâkatımda işletme hu: ki efkârı mütaldatımın mutabık ve mü- maseletile Pek mennun ve imüflehir oi- İKTİSADİ MESELELER Yerli malların yabancı isimleri İktisad Vekâleti, İstanbul sanayi birliğine 10 uncu yerli mallar sergi- sine ne kadar firmanın iştirak etti- ğini sormaktadır. Yapılan tedkikler neticesinde, ser- giye iştirak etmiyen firmaların çoğu, mallarının üzerine, yabancı kelime- ler koyan fabrikalardır. Her hangi bir mağazaya girdiğiniz zaman, bazı eşyaların Avrupa malı olduğunu zan- nedersiniz. Bilhassa tuvalet sabu- nu, diş macunu, kremler. Hasılı ek- seri tuvalet eşyasının üzerinde ecne- bi kelimeler vardir. Müşterilerin ço- ğu, bu malları Avrupa malı diye sa tın almaktadırlar. Hasılı yerli mal ların üzerindeki bu Avrupa maskesi, yerli endüstrinin bütün kabiliyetle- rini, bütün evsafını gizlemektedir. Öğrendiğimize göre, Türkiyede ya- pılan. bir malın üzerine ecnebi keli- mesi konmıyacaktır. Bu hususta bir kanun projesi hazırlanmaktadır. Bu projeye göre, burada yapılan bir malı dışarıda yapılmış gibi gös- termek o yasaktır. Merkezleri Avru- pada olan bazı fabrikalar da, Türki yede birer şube açmışlardır. Bu fab- rikaların Türkiyedeki şubeleri, yap- tıkları ambalajların üzerine «İstan- bül» kelimesini koymaktan çekini. yorlar. Şimdiye kadar bu usulün önüne geşmek kabil olamamıştı. Ni- sa İdi memleketimizde ecanibe Karşı bir sanat enmuzeci olması pek memuldü. Haik arasnda Raif bey fabrikasi na- mile rağbete mazhar olmuş bu mücessa- heret görmeksizin sirf kendi tecrübş ve sayim ile devrel faaliyetinin her anında bir terakki ve tekâmül güstermiş ve te$- kilâtı mükemmeliyesile harb zamanında ordumuza binleree mekkâri arabaları ve &alire vesalti nakliye ihzar odecck kudret ve vaziyette bulunmuş olması itibarile son devreli hayatımda bu âcize de bir hisse ve bir hatırai mubahat bırakmıştır. Fabrika, müessislere vaktile yazettikleri sermayelerini çok fazlasile iade etmek suretile son zamaninda bir eseri gayret göstermesi büşkaca şayanı şükrender, İşte makale sahişine vereceğim cevap şu ta- rihçeden ibarettir . Telgraf Fen müşavirliğinden mütekaid ve Ahırkapı kereste fabrikası müeasis ve müdürü Mehmed Ralf Korel em Londra ticaret eğe yarın Londraya gidiyor Bir müddettenberi Ankarada bu- Yunan İstanbul Türkolis eski müdü- rü B. Suphi Ziya dün şehrimize gel- | miştir. B, Suphi Ziya yeniden tayin edildiği Londra ti€arel ataşeliği var zifesine başlamak yere akşanı Londray hareket edecekir..... presi “Türkofis müdürlüğüne tayin edilen İzmir Türkofis müdürü B, Cemal Ziya da bugünlerde gele- rek yeni vazifesine başlıyacaktır. Eminönü rıhtımının. Yemişe kadar uzatılması istendi zaman yet lm Yemiş iske. | hayet bunun da önüne geçmek için, Ti Ni hücumile dol. | bir kanun yapmaktan başka bir ça- vi li bu vaziyetten re kalmamıştır. HA kâyetcidirler. p ke ve havalisi halkı, Eminönün- | Çeşme civarında boş dört balıkçı sandalı bulundu İzmir (Akşam) — Çeşme kazasında Goni adasında kara sularımız içinde balık avlıyan Sakızlı Yunanlılara alt olduğu anlaşılan dört balıkçı sandalı, gümrük muhafaza teşkilâtının 15 nu- marali motörü tarafından bulunmuş, Çeşme iskelesine getirilmiştir. Bu san- dallarda bulunan balıkçıların Goni hanının arsasının tesviyesi da pi sahilde muvakkat sureti yapılan rıhtımın Yemişe kadar uza- tılmasını — istemişlerdir. Belediye, bu müracaati tedkik etmektedir. Deniz tarife komisyonu dün toplandı. Deniz tarife komisyonu dün de lanarak mesaisine devam etmişti. top! adasında gizlendikleri ve buldukları Komisyon Dankek Pa başka bir nakil vasıtasile Sakıza kaç- tarifelerini tedkik i bitirecekdir. tıkları tahmin ediliyor, ni sükütu kullanmak faydalıdır, Çün- kü satıcı için elde edilmesi en güç müş teri susan, cevap vermiyen müşteridir, Sükütun ikinci nevi «Araştırıcı sü- külstur. Sizi ikna etmek için diller dö ken muhatabınız karşısında ağzınızı açmadan durunuz, İzahatına devamı etsin. Bu müddet zarfında o sözün ho- yecanına kapılacak ve sizden sakla- mak istediği fikirlerini de meydana vuracaktır, Bu surötle sükütu ihtiyar etmeniz muhatabınızın dili altında saklı olanları araştırmak için size mü- nasip bir zaman kazandırır ve ekser- ya faydalı olur. Adınızın «Güzel konuşan adam» olarak tanınımasını istiyorsanız «Bek- liyen sükütsu tercih ediniz. Bu süküt insanın itibarını arttırdığı gibi daima zafer temin eder, Meselâ bir toplantıdasınız. Bir me- sele münakaşa ediliyor. Herkes fikrini söylemektedir, Bu esnada sizin de ak- lınıza çok münasip, meseleyi kökün- den halledecek bir fikir ve bunu ta- mamlıyan gayet hoş bir fıkra geldi. Bunu hemen söylemek için acele et- meyiniz. Bekleyin, herkes mütalâasını serdetsin, nihayet size de sıra gelecek ve fikriniz sorulacaktır. İşte bu esna- da vereceğiniz cevap ve anlatacağınız Susmak, konuşmak kadar mühimdir. Bir Amerikalı âlimin yaptığı tedkiklere göre sükütun beş nevi vardır. Tedafüi süküt, araştırıcı süküt, bekliyen süküt, utandırıcı süküt ve nihayet teselli veren süküt. Bunları nerelerde kullanmalı? .Söz gümüş ise süküt altındır meselinin sakladığı hakikati unutmıyalım hoş fıkra zaman- sız olarak ortaya atacağınız cevap» tan on kere daha tesirli olacak ve bahsi - kapatacak« tır. Çünkü herkes fikrini » söylemiş” tir, Yenilerint bulmak müşküldür. Halbuki siz mü. bahasanın başında fikrinizi söylemiş olsaydınız arkanızdan söylenecek Söğ- ler onların tesirini azaltacak ve mü“ bahasanın sonunda tamamen unutu- lacaktı. Sükütun enyaımdan - dördüncüsü <Utandırıcı süküt» tur, Bu cins süküt yersiz, nahoş bir mükâlemeyi durdu- rTacak bir fren vazifesini görür, ' sizi galiz şeyler dinlemekten muhafaza eder. Çünkü muhatabınız anlatmıya giriştiği mevzu karşısında sizin alâ- kasızlıkla sustuğunuzu görünce ula» nacak ve mevzuu değişlirmek mecbur» riyetinde kalacaktır. Nihayet en iyi, en faydalı süküt mu» hatabınızı derdierini dökmeğe davet suretile rahatlandıracak olan «Tesel- li veren süküttur, Çünkü size derdi- ni dökmeğe gelen muhatâbınızın ara» dığı kuru bir nasihatçı, değil içini bo- Şaltabilecek bir arkadaştır, Böyle bir derdiiyi dinlerken yüzünüzün alacağı sevimli süküt ifadesi onun için söyli- yebileceğiniz en tesirli teselli cümlele- rinden çok daha kıymetlidir. Susmak, konuşmak kadar mühim- dir, «Söz gümüş ise süküt altındır.» mesejinin sakladığı hakikati ihmal ef miyelim. — Ş. H.R. Bursa Merinos fabrikası çok iyi işlemektedir Fabrikada 1300 işçi çalışıyor. istihsalât artmaktadır Sümer Bankın birinci beş yıllık en- düstri programma dahil olarak şubat ta Atatürkün kudretli elile açılan Bur- sa Merinos fabrikası tekstil endüstrimi- zin çok esaslı İhtiyaçlarını karşıla maktadır, Fabrika açılışından bugü- ne kadar geçen beş aylık çalışma müd- detinde bütün teknik evsaf ve mü- kemmeliyeti haiz muhtelif cins ve nu- maralarda dokuma ve örgü İplikleri yaparak kendini piyasaya tanıtmıştır. Fabrikanın şimdiye kadar olan ima- lâtı tamamen müşteri siparişlerine aid olup bazı kısımlarında iki ekiple çalışmak mecburiyeti bile hasıl olmuş- tur, İşçilerin günden güne bu yeni iş- de ihtisas sahibi olmaları ve iş akişi- nın yoluna girmesi dolayısile imalâ- tın randımanı tedricen yükselmiş, İş icabı zâyi zamanlar en az derecelerine indirilerek makinelerin nazari verim kudretlerine yaklaşılmıştır. Haziran ayında fabrika elli yedi ton İplik yapmıştır ki bu miktar vasati 30 1,710.000 kilometredir. Bugün için fabrikada * 55 İ kadın ve # 45ler kek olmak üzere 1300 işçi çalışmakta» dır, Endüstriyel Avrupa memleketle. rinde üzerinde dalma ehemmiyetle du- rulan ve fabrikasyonun İş elemanını teşkil eden işçi ve mütehassıs işçiyi yetiştirmek meselesi yüzünden de Me» Tinos fabrikası fazla sıkıntı çekmemek» te, bilhassa iş esnasında işçiye maki. nenin ve İşin bütün incelikleri göste rilmekte, ayrıca açılan kurslarla bun- ların tekâmül etmesine emek sarfedile mektedir. Şurası muhakkaktır ki Türk işçisi, tez kavrayışı, elinin işi tutuşu ve iş üzerinde gösterdiği mahareti ile çok kısa, denecek zamanlarda kendini işe Yarar bir vaziyete sokabilmek meziys. ti yüzünden bilhassa ecnebilerin beden ve dimağ faaliyetlerine de lâzımgel- diği kadar kıymet vermekte, canlı spof ve gösterit hareketlerinin ardı arası kesilmemektedir. Bursa Merinos fab- metrik numara olarak kabul edilirse rikası ile ne kadar iftihar etse yeridir. Mardin (Akşam) — rin münasip bir yerinde açılmış olan okuma odası çok rağbet görmekte ve her. gün 40-50 vatandaş istifade etmektedir. Burada ayrıca bir de Amerikan oku- ş