| > Şansonetçilik ve dizörlük - dizözlük , Bizde hiç mevcud olmıyan bir ha- Bt sanat çeşidinden bahsetmek isti- Zorum: Şansonetçilik. "Türkçesi yok. Onun için İransız basının telâfluzunu zaptile iktifa et Şansonet ayni zamanda, ticari bir kıymeti haizdir. Hele bizim memle ketie fevkalâde revacı olur. Bundan, gul... Evde, annesi, babası meyus, Müşünüyor: — Ne olacak bu oğlanın hali! - di- ye. ME uzatmış, kılığına acaip bir şekil | wermiş, Divanyolunda aşağı yukarı dolaşmağa başlamıştır. Bir kere de, büyük annesinden yalvara yakara yirmi beş Ilra koparmıştı. «Hele bir kitabım çıksın, © zaman görürsü- nüzls diyordu. Fakat eser tabolundu; bir tanecik satıldı, ne dersiniz. Onu İ da galiba Nurullah Ataç almış Çün- kü tenkid etti! İşte bu anasmın babasının derdi, konusunun : komşusunun dedikodu mevrmuu delikanlıya iş!... Evvelâ gider, kendi gibi para ka- la ilerde bozuşmamağa, biribirlerine ihanet etmemeğe ahdü peyman cde- rek şerik olurlar. Mevzu mu yok: 'Türkiyenin şehir- lara dair münasip mizahi manzume ler yazılır ve bestelenir... Ondan son- ra da şanoda söylenmesi kalıyor. Bu kadar yazlık bahçe, kışlık çal gılı kahve var, Hattâ becerebilirlerse, 3 iki arkadaş, eserlerini bizzat kendi- leri okuyabilirler. Halk elbette zevkle dinliyecektir. Çünkü, anlamadan, Taksimde, Maksimde İransızcasını, almancasını bile dinliyor; alkışlıyor- lar ya... Türkçesi hoş olursa niçin kü- lak tıkasınlar?.. ” Eğer şairle musikişinas kendileri | söylemezler, yahut söylemek istemez- Ierse, mümkün mertebe ayak oyun- larını da bilen, dansa âşina, şirin hal Wi artistler seçerek onlara öğretir ve Şairin güzel sesi yoksa, şarkısız ola- rak #a manzumelerini bir üslüpla okuyabilir. Kendine bir janr vermesi kâfidir. Bu şarkısız tarzın da ismi di- sörlüktür. — Ne sakil meslekler! Hayır, istihfaf eimeyiniz. Bu yolda yön kazanmışlar var. Biri Moris Şö- valye, öbürü Mistenget, üçüncüsü Mari Düba... Orta kratları Dovyu... İstanbula da geldiydi. Şimdi, Pariste buat açmış; müreffeh bir halde yaşayıp duruyor- maş... > » Şansonetçilik, dizörlük ve dirönlük taammilm ederse, durgun ve yekma- sak eği e imize biraz can, kan gelecektir. Ecnebi artistlerim — Trene binince tren? tiram canlandı bay Amca, Alınacak ücret tarifesi tasdik edildi Şehir hastanelerinde ayaktan teda- vi edileceklerle, yatacak hastalar için Hastanelerde | alınacak ücret hakkında bir talimatna- me yapılmış ve talimatname Şehir meclisince bazi tadilâtla kabul edil- miişti, Sıhhiye Vekâletince tasdik edi- len bu tallmatname gelmiş ve tatbik mevkiine konmuştur. Talimatnameye merbut bulunan ta- tifedeki fiatler çok hafifletilmiştir. Meselâ ayaktan muayene edilecek hastalardan yalnız 20 kuruş alınacak, filim masrafi hastaneye 2id olmak Üze- re alınacak rönlgenlerden 125 kuruş alınacaktır. Bununiz beraber fikir ol- duğunu zabıta tahkikatı ve Beledi- İ yenin tasdikile isbat edenlerden hiç- bir ücret alınmıyacaktır. Kırılmaz cam Kısa bir zamanda sararıp bozuluyormuş Belediyenin gösterdiği lüzum üze- rine piyasada işliyen bütün olamobil- lere kırılmaz cam takılmasına karar verilmişti. Otomobiller bu camı takmış- lardır. Fakat şoförler bu camların kı. sa bir zaman içinde bozulup sarardı- ğını ileri sürmüşlerdir. Şoförler, Bele- diyeye bu hususta mürâcante karar vermişlerdir. Şoförler, kırılmaz cam tipinin Belediyece fenni bir surette tesbit edilmesini ve bu cam tipi tesbit edilirken bilhassa uzun müddet sa- rarmıyarak kırılmamasının teminini istemişlerdir. Şoförler, bugünlerde resmen Belediyeye müracaat edecek- lerdir, Karadenizde bir mayin görüldü Karadenizde Karaburun!ia Alacalı meykli arasında bir mayn görülmüş- tür. Muhtemel tehlikeye karşı deniz- ciler keyfiyetten haberdar edilmişler- dir. Dün bir müfreze mayini imha için Karadenize gitmiştir. Otobüs 'münakaşasından çıkan dava hakkındaki " karar azıları hakaret mahiyetinde gördü- binden bu yüzden Ahmed Emin Yal- manla, Sabri Salimin, dünkü nüs- hamızda yazdığımız veçile, mahkü- tlerine ve bu cezanın da teciline karar vermiştir. Yanlış tefsire ma- hal kalmaması için bu noktayı kay- dediyoruz. yaaa unsur olarak kendilerini gösterecek” lerdir. ys laklı şikâyetle Mudanya : seferleri Tanınmış bir okuyucumuz yazıyor! Deniz Bank idaresi, Trak vapuru- nu Mudanyaya işlemekle Bursaya turizm bakımından büyük bir rağ- bet ve canlılık temin etti, Trak, gi- dişte olduğu gibi dönüşte de taklım tıklım doluyor, Fukat bu vapurun İstanbuldan Mudanyaya hareket âmatinde isabet yoktur. Kaplıcalarda bir kaç gün si- cak su tedsvisi yapmak için İslan- buldan Bursaya gidenler, oraya ge- celiyin varmakta ve Otel, yatacak başka bir yer bulmak için müşkülüt çekmektedirler. Halbuki Trak vapuru İstanbuldan sabahları saat 85 de hareke etse o birde Mudanyaya varacak, ve ak- gam saat beşte Mudanyadan kalksa mat yedi buçukta İstanbulda bulu- naraktır. Bu sayede hem Burmya gidenler, yatacak yer bulmak için müşkülât çekmezler ve fahiş otel ki- rası vermeğe mecbur kalmazlar, Bur- sadan dönecek olanlar da bütün günü Bursada geçirdikten ve banyo- larını aldıktan sonra akşam üstü İs- tanbuln döneceklerdir. Deniz Bank idaresinin bu bakım- dan Trak vapurunun hareket saat- lerini yolculara kolaylık ogüslermek bakımından değiştirmesi icab eder. »# DİKKAT: Bu sütunumuzda şikâyet ve dilek- lerini neşrettirmek istiyen muhterem karilerimiz bize lütfen İsim ve adres- lerini de hildirmelidirler. Arzu ettik- leri takdirde bunları meşrelmeyiz, bizde mahfuz kalır, Adliyede tatil Bu sene nöbetçi mahkemeler hangileridir Dünden itibaren İstanbul Adliyesin- de tatil başlamıştır. Tesbit edilen liste mucibince bu sene nöbetçi kalan mah, kemeler fasliyete devam etmişler, di- ğer mahkemeler tatile başlamışlardır. Liste mucibince bu sene İstanbul Adliyesinde nöbetçi kalan mahke- meler şunlardır: Ağırceza mahkeme- sile Asliye üçüncü ceza mahkemesi hem kendi işlerine hem de diğer Asli- ye ceza mahkemelerinin müstacel iş- lerine bakacaklardır. Aşliye dördüncü ceza mahkemesi yine cürmü meşhud suçlarile ve beşinci ceza mahkemesi kaçakçılık işlerile meşgul olacaklar- dır, Dördüncü Hukuk ve Birinci Ti- caret mahkemeleri de kendi günlük işlerile diğer hukuk ve ticaret mah- kemelerinin müstacel işlerini göre- ceklerdir, z Sultanahmed İkinci. sulh ceza mahkemesi, Birinci sulh ceza mah- kemesinin de işlerine bükacak, Sul tanahmed Üçüncü sulh ceza mahke- mesi cürmü meşhud davalarını rüyet edecektir. Sultanahmed sulh hukuk ve sulh ceza, Fatih sulh hukuk ve ceza, E- yüp Bakırköy, Beyoğlu, Beşiktaş, Yeni- köy, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy, Kar- tal ve Adalar sulh hukuk ve sulh ce. za mahkemeleri de nöbetçi olarak vazife görecekierdir, Ayrıca Beyoğlu sulh ceza mahkemesi de cürmü meş- hud davalarına bakacaktır. | i Haliçte Yeni tersane hazırlıkları ilerliyor Yeni yapılacak tersane için plân hazırlıkları çok ilerlemiştir. Tersane Haliçteki eski tersanenin Plân hazırlıkları bugünlerde bitiri- lecek ve yeni plâniar Başvekâletin tas- dikine arzedilecektir. İnşaata ne va- kit başlanacağı henüz belli değildir. Bununla beraber tersanenih mümkün olduğu kadar kısa zamatida inşasına başlanması mukarrerdir. Yeni ters- nede büyük gemiler meydana getiri- lecektir, — İnşa bedeline zam istendiği doğru değil Dün bir gazete, Almanyaya smar- | lanan vapurların inşa bedeline zam istenmesinden dolayı ihtilâf çıktığını ve zam yapılmadıkça inşaata devam edilmiyeceği hakkında, deniz mahafi. linde bir şayia dolaştığından bahsedi- yordu. haberi yoktur. Bir ihtilâf ta mevcud değildirö Denizbank tekzip ediyor. Almanyadan yeni gelen Sus vapu- ru ağustosun 1 inde seferlere başlıya- | caktır. Tüccarların işlerini görüp ay- İni gün dönmelerini temin maksadile va- pur Bandırmada birkaç saat kala- caktır, Ankara - İstanbul hava yalamliığın. > khiğani Ankara - İstanbul hava yolculuğu tarifesinde yeniden tenzilât yapıl mıştır, Gidip gelme biletler 36 lira- dan 29 lira '75 kuruşa ve yalnız git- me biletler de 1 lira noksanile 21 lira- ya indirilmiştir. Bundan başka 3 yaşından 6 yaşı- na kadar olan çocuklardan gidip gelme 1546, ylnız gitme 1079, 1 ya- şından 2 yaşına kadar olan çocuklar. ! dan da gidip gelme 402, yalnız gitme 262 kuruş alınacaktır. Çöp arabaları hep ayni yolu takib etmiyecekler Belediye temizlik ahırlarından sa- bahları çıkan arabalar, hep ayni yolu tkib etmektedirler, Arabaların bu su- retle hep ayni yolu takib etmeleri bu ahırlarm bulunduğu semtelerdeki halkın şikâyetini celbetmektedir, Be- lediye bü şikâyetler üzerine yeni bir karar vermiştir. Bu karara göre sabahleyin alurlardan çıkacak çöp rabaları fasıla ile ahırlarını terkede- ek ve ayni yolu takib etmiyecekler- r. Bir Istanbul kızının hayali ! Yazan: RİZA TEVFİK Akbaba Mecmuasının bugünkü sayısında — inde, yani Ayastal . Fi tarihinde, Y vi bir ak- | kapı dedi, durdu, fakat Samatyadan | yolcular doğru istasyon geline. 'Tah- 1 Yeşilköy e il hayeket Zi gibi treni ile geçti!.. Tabii, Samatyaya ine- uları da telâş aldı, kikat, tahkikat!.. Meğer makinist, , Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Mehtap âlemi Akşam karanlığında yiyecek, içecek paketlerini kucaklıyanlar; rakı, bira şişelerini ceblerine yerleştirenler, ka. dım, erkek, çoluk çocuk Şirket vap Tuna akın ediyorlar. Köprüdeki satıcı kulübelerinin etrafi arı kovanı gibi kaynaşıyor. Her kafadan bir ses çıkı. yor: — Saiilit, ben bir kutu dolma ile iki lasın diye bir su içeyim dedim. Bir de döndüm ki, hepsi birden sırra kadem basmışlar. Kalabalık bir gurup arasında ezile büzüle vapura girdim. Adım atmanın imkânı yok, Kanepeler tamamile dol- muş. Aradaki geçidlere portatif is- Kapı ağzında biri haykırıyor; — Ben size, erken gidelim de akşam yemeğini vapurda (yiyelim demedim mi? İşte sizin yüzünüzden ayakta kal. dık. Maytab safasma çıkıyoruz diye “ sabaha kadar ayak üzeri durunuz da aklınız başınıza gelsin, Alt kat salonda zorlukla bir köşeye | sıkıştım. Uzunca bir beklemeden son- ra hareket düdüğü çaldı. Düdükle beraber de yolcularda faaliyet başladı. Paketler açıldı, sofralar kuruldu, ka- dehler doldu. İyi bir tesadüfle ben de tenezzüh alayının amiral gemisine binmişim. Tıklım tıklım dolu diğer iki vapur da iki yanımıza sıralandılar, Üst kattaki saz odasında ahenk baş- ladı. Hoparlörlerle hem bizim gemi- dekiler hem iki yanımızdaki yaver ge milerin yolcuları rahat rahat dinli yorlar. Bir hayli yol aldıktan sonra vaput yavaşladı. Etraftan bir çığlık koptu: — Yaşa ablaaaa... Sesin var olsun, Hadi seni bekliyoruz. - Beykozdan yanımıza yaklaşan kü. çük bir vapurdan mehtab safasının bülbülü bizim gemiye atladı, saz he- yetinin bulunduğu cam kafese girdi. Şakrak sesin ilk titreyişlerile beraber havanın mağmum çehresi de gülüm- sedi. Hırçın rüzgârın homurtuları ke- sildi, Bulut parçaları ufuklarda kay. boldular, Ay bütün ihtişamile esra. rengiz sarayının balkonundan başı ni uzattı. Üç geminin çırpınan perva- nelerinden gümüş dalgaları savrulu- yor. Hoparlörlerden akseden nağme sağnakları Boğazın iki kıyısmı çınla- üyor. Yolcularda faaliyet gittikçe ars tıyor, Şişeler boşalıp tazeleniyor... ler boşalıyor. Saatler dakika kadar kir. salıyor, mahmurlaşan - gözler büsbü- tün kapanıyor. Fakat hiç kimsede uya» mak niyeti yok. Vapurun arka tara- fında kuytu bir köşede başbaşa ver. miş bir çiftin yanlarından geçerken Hayyamın rübailerinden bir beyit ha- tırladım. «Dedi mesud 6 adamdır ki hayalında elan «Yıl kadar bir gecesi, ay gibi bir sevgilisi.» B. A. — Daha tuhafı var bayım: Ortada nles meşhur adamlar vardır ki tâbi'le araları iyi olmadığı için kâr mus harici kaln A MA