20 Temmuz 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

20 Temmuz 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Savur'da güzel bir Halkevi binası yapıldı Binanın içinde dört beş yüz kişi alacak genişlikte bir temsil ve toplantı salonu var Savurdan bir görünüş Savur (Akşam) — Savur, şirin bir kaza merkezidir. Marâine 46 kilomet- fede olan kasabanın batı ve ek kadar çok , bol sular kaplamıştı rkezlerinden bir- eler buraya gelip günlerce, res kalır ve bir senelik yorgun- Tuklarını Savurdaki tabiat güzellikle- de gider güneyir m milyona yakın bi datı temin elmekte iken demirin ağaç im olması ve dolayısile Mu- ihracatın durması yüzünden bu Ni yirmi bin liraya kadar düşmüş- tür. Piyasadaki bu tahavvül Savur ik- tisadiyatını oldukça sarsmıştır. Baş- kaca bir ihraç maddesi hemen hemen yoktur. İncaz adı verilen bir nevi eri- gi merguptur. Kasabanın nüfusu 3200 dır. Kaz: bir nahiye merkezinde iki okulu m cuttur. 87 köyü de okulsuz olan ka da mekteb ihtiyacı büyüktür. Kazayı Mardin ve Midyata bağlıyan yollar kaymakam Nâzım Günesenin him- metile şose haline getirtilmiştir. Kıymetli ve tecrübeli idarecilerimiz den Nazım Günesen yarıdan | ve Halkevi binası fazla köyde köy kanununun tatbikine muvaffak olduğu gibi kasabada da bazı yenilikler vücude getirmiş ve bütün Savurluların minnet ve Şşükranmı kazanmıştır. Değerli kaymakamın vü- cude getirdiği işler arasında Halkevi binası takdire ve kayda bilhassa şa yandır, Değil kaza birçok vilâyet mer- kezlerimizde bile eşine tesadüf edilmi- yecek mükemmeliyette olan bu güzel eser an doğruya bay Nazım Günesenin şahsi gayreti ve himmetile meydana gelmiştir. Savurun bu büyük andı için devlet bütçesinden hiç para sarfedilmemşitir, İnşaat için har- canan sekiz bih küsür lirayı bizzat Sa- vurlular, Savurun kasabalı, köylü ha- miyetli halkı seve seve keselerinden vermişlerdir. Müteaddid odalardan, sa- lonlardan müteşekkil olan binanın dört beş yüz kişi alacak genişlikte bir temsil ve toplantı salonu, oldukça gü- gel ve muntazam bir sahnesi vardır. Sayın kaymakamın diğer kıymetli eserlerinden birisi de Savur - Mardin yoludur, Yolun kaza hududu dahilin- deki kısmı, köy kanununu tatbik retile tamir ve şöse haline ifrağ edil- miştir, Savur hududundan Mardine kadar uzayan ikinci kısım berbad va- ettedir, Para Yüzünden... Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ-Nü) Hayır, hayır! Korkma, Üzü Pertev katiyen böyle bir mıştır. O, cesur, metin bir erkektir. Felâkete göğüs germesini bilir. Bilbas- | sa böyle bir harekelle annesini bed- baht etmek istemez. Bu sözleri söylemekle beraber, fikir- lerinin doğruluğuna kendi ds kani değildi. O gece pek feci geçti. Sabaha kadar anne, ıztırab çeken yavrusunu göğsünde yatırdı. Suzan durmaksızın inliyordu? — Pertev kendini öldürdü... dü Ertesi gün, kızının işe gitmesine mâni olmak istedi Fekat bütün mânasile kendini bi- tab hi. tiği halde n, evde olur- mak arzusunu Öldür- mâ Peş işine altıncı g yuşt ibi, masasını Tefrika No. 39 at bayılmıştı sex ndine geld zaman başucunda inaryenin telâşla çırpındığını, ses- Tendiğini farketti, Matmazel Anastas ta — Kiz bogulazak... Etrafini sarma yin! - diyordu. Başka biri haykırıyordu: Kolonya köklatalım.. Suzan, gözlerini araladı. Kanaryeyi gördü. rafısıdakiler, onun ayılması Üze- rine, sevindiler, Hepsi bir ağızdan, bin bir sual soruygrlardı var? Ne old ilini tutan - Şimdi iyi çeyrektenberi baygindın... ni susturdu, Âm Patird rya Sivas (Akşam) — Öğretmenlerimiz yurü içinde bir seyahate çıkmışlardır. Gönderdiğim resimlerde o öğretmen- lerden 3 kafile görünüyor. Gayrimübadil işlerinin tasfiyesi Gayrimübadillerin istihkakları bak- kındâki kanunun meriyete girmesi münasebetile gayrimübadiller takd: kıymet komisyonu lâğvedilmiştir. Mi liye vekâletinden. gelen bir heye! misyonun bulunduğu Bahtiyar hanın. daki dairede işleri tesellüm etmiye baş- lamıştır. Faaliyetini tadil eden komisyonun hesap ve muamelâtı evvelce bir heyet tarafından teftiş ve tedkik edildiği için işlerin devir ve tesellümü çok uzun sürmiyecek! Kocaeli iş dairesi 16 ncı bölge başmemurluğu oldu İş dairesinin bidâyeti teşekkülün- den bugüne kadar üçüncü bölge teş- kilâtında çalışan eski gazeteci arka- daşlardan Celâleddin Çetiner'in bu sene yeniden teşkil edilen Kocaeli vilâyeti iş dairesi 16 ncı bölge baş- memurluğuna terfian tayin edildiği memnuniyetle öğrenilmiştir. Senelerce bir çok ecnebi bankala- rmın muhtelif servislerinde, gazı telerin ve son çalıştığı iş dairesi üçüncü bölge teşkilâtında muhitine kendisini sevdirmiş olan arkadaşımı- za yeni vazifesinde de muvaffakıyet dileriz. Demin ölüyorum sandım... O ka- dar halsizdim... Vücudümü öyle tatlı bir rehavet kapladı ki, farketmeksizin kendimden geçmişim... Kanarye: — Aman, sus, sus?.. Nasıl korktum bilmezsin... - diyordu Genç kız, şça; — Ölüm kolaymış meğer... - dedi, Bir müddet öyle dalgın kaldı. Sonra gözleri yaşlarla dolarak, arkadaşına, bir kardeş gibi, bütün derdini açtı; - Artık tahammülüm kalmadı... Pertev yaşıyor mu, öldü mü?... Haki- kati öğrenemiyorum... Ama biliyorum ki herhalde o beni hayatından tama- mile reddetti. Onun indinde sefi) bir kadından başka bir şey değilim... Ben kendisinden, ayrılmağı kabul etmiş- tim. Fakat bu şekil beni Harab ediyor. Hiç bir günahım yökken onun tara- fından lekeli sanılmak ar adaşını tuflarak mer- diyenlerden çıka vu halde görünce zan: — Anneciğim mışım... Fal iyiyim... Merak et ölümden be- | Meydanda duran heykel köylülere satmış! Köylüler heykeli sökmeğe hazırlanırken polis işe karıştı Romanyada Fanni adında genç bir kız büyük bir dolandırıcılık yap mıştır. Fanni geçende Köstence ci- varında Adariklisi köyünü etmiştir. Genç kız burada köy | hin bir heykel dikmek için teşebbüs- bulunduğunu öğrenmiş ve der- ülerle temas ederek Şu Siz bir heykel dikmek istiyor- sunuz. Bende istenilen şekilde bir heykel vardır, ucuza veririm. Bu sik retle siz de bir çok zahmetten kurtu- kelin resimlerini g pek mişlerdir, Bunun üzerine pazari girişilmiş ve genç kıza pey olarak 24,000 ley veriimiştir Heykel “Köslencede o bulunduğun- dan bir iki gün sonra köy halkından bir heyet, genç kızla birlikte arabâ- larla yola çıkmıştır. Genç kız Köstenceye gelince hey- kelin nerede bulunduğunu anlatmış, öraya gi hazırlığa başlamalarını bildirmiştir. Fanni şu sözleri ilâve etmiştir; — Benim birez işim var, Bir saate kalmaz gelip sizi bulurum. Köylüler verilen adrese gittikleri zaman bir meydanda muazzam bir heykel görmüşlerdir. Bu hey el lerindeki fotografisi olan heykeldi. Binaenaleyh satın aldıkları âbide olduğunu anlamışlar ve derhal hey- keli söküp arabalara yüklemek için tertibat almağa başlamışlardır. Köylülerin bu faaliyetini gören | Ortadan kaybelan Fanni Köstence halkı iptida telâş etmiş, sonra kahkahalarla gülmeğe basla- mıştır. Çünkü satın alındığı iddia edilen heykel Kösi başlıca âbidelerinden Ovld tu Bu sırada işe polis karışmış, köy- Yülerin ifadeleri alınmıştır. Köy! vakayı anlattıkları zaman ortad man bir dolandırıcılık olduğu mey- dana çıkmıştır. Polis şimdi genç ki- zı aramaktadır. Malatya (Akşam) — Son günlerde sicakler artmağa derece 29 u bulm ğa başladı. Bunun için halk bilhassa su bulunan yerlere fazla itibar etmektedir. Şehre dört beş kilometre uzaklıkta bulunan «Gündüzlük» Pınarbaşı «Derme» suyunun memba olduğu için fazla rağbet görmektedir. Pazarları halk otobüsler ve hususi arabalarla buraya «kın, akın gitmektedir. Resim Pınarbaşında bir pa- zarar eğlencesini göstermektedir yat... Hemen.bir doktor çağı! Ve konışu kıza hitaben: — Kuzum Kanarye.., Sen bir dok- tor bul... Genç kız, dörder dörder, merdiven- lerden aşağı koştu. Bir çeyrek sonra avdelinde yanında hekim vardı. Bu adam, lenin dokto- riy a İşte Rifat beyi getirdim, hastamızı iyileştireceğine eminim... Doktor, upuzun, sapsarı yalan genç kıza yaklaştı. Onu inceden inceye mu- ayene etti. Nereniz ağriyor? Nasıl bayıldı- nız? Dalma öksürür müsünüz? - gibi İ sualler sorarken başını sallıyordu; ni- hayet hükmünü verdi: - Fazla zayıf... Çok yorulmuşsunuz... Mutlaka müt- hiş bir üzüntüye de uğradınız! Mane- vi bir darbenin sarsıntısı altındası- | . Sinirlerinizde mukavemet kabi- Jiyeti kalmam Annenin fena halde telâşa düştüğü- nü görünce, sözlerini kısa keserek Fazla uzatm hiş bir şeyim yi Vizitasını aldı. Odadakileri yarak çıktı. — Beyefendi, beyefendi... Bana doğ- Tuyu söyleyin: Ne var? — Siz, kızin Gil — Hayır — O halde açıkça hal bazan en büyük beterdir. Sesini kısarak ilâve etti; nden m söyliyeyim: Bu klardan insanı ölüme kadar sürükler... Uzviyette üzüntü neticesi ne gibi hâ- diseler olduğunu Allah bilir. Yaşama membaları kuruyor sanki... Kansızlık ve zafiyet başlamış, böylece arta arta gidebilir, Allah göstermesin sonu fe- na, Doktor gittikten sonra, Kanarye biran merdiven başında dalgın kaldı Arkadaşını kurtarmak için ne gibi bir çare bulmak lâzımdı? Herhalde her şeyden evvel bu acı hakikati onlardan gizlemek elzemdi, Neşeli bir hal takınarak odadan içe- kte kadar, anne ve komşu kız ı başucunda oturdular. Ertesi subah, bütün ısrarlara rağmen, Lütfi gene işine gitti. Atölyede

Bu sayıdan diğer sayfalar: