acil uştır. güne ugö- * kal- Sir- ? oram erdi- iştir. yi © AKŞAMDAN AKŞAMA: Tenkidlerimizde samimiyiz Gazetemizdeki «Dikkatler» sütunu- Ma şu mânada bir yazı yazmıştık: — Filânca tren vagonunun kana- Peleri rahatsız yapılmış. Bir işin hem Ucuz, hem zevkli olması kabil değil midir? Bu fıkracığımızın Devlet demiryol ları ve limanları işletme umum mü- dürlüğünü rencide ettiğine müteessir olmakla beraber, neşriyatımızın ta- kib edilerek acaba şikâyet yerinde mi, değil mi diye yazılarımıza karşı der- bal alâka gösterildiğine de memnun oluyoruz. © Halkın dileklerini aksettirmek için açtığımız sütunlardaki birçok yazıla- rımız, ilgili makamlarca ve bu meyan- da gene Devlet demiryollarınca nazarı Hibara alınmış, tashihat yapılmıştır. Bunları iftiharla hatırlatırız! Bahsettiğimiz vagon bize rahatsız geldi. İntibamızı yazdık. Şimdi İse, muhterem müdürlüğün bugünkü nüs- hamızda verdiği izahattan o vagonun me şerait altında tamir edildiğini öğ- Teniyoruz; ve aldığımız mektubu ka- nuni mecburiyetle olmaktan ziyade memnuniyetle sütunlarımıza dercedi- yoruz. i Ancak bilmukabele pek arzu ettiği- miz bir şey varsa, o da yazılarımızda daima samimiyet ve hüsnü niyet ara- Bılmasıdır ki, arıyanlar bulmakta güç- lük çekmiyeteklerdir. © Biz, Cümhuriyet rejiminin ne bü- yük işler yaptığını biliyoruz. Bunları tebarüz ettirebilmek için kalemimiz dnima fırsat gözlüyor, Ali Çetinkaya zamanında Nafia Vekâletinin neler yaptığının da bütün millet gibi far- kındayız. Şimdi bütün işler, elbet te şirketler zamanile kıyas edilmiyecek bir mükemmellik ve - en âlâsı - milli- lik arzetmektedir. Fakat dikkatimize çarpan bir ufa- cık pürüz olunca bunu yazarsak, yerli işin aleyhine kalem yürütmemiz mâ- nasına mıdır? İnsaf edilsin! Öyle şey- ler vardır ki, bizzat bastakilerin dik- katini celbetmemiş olabilir, Meselâ o mevzuda bir tanesini da- ha söyliyelim; Gene aynı Sirkeci - Yeşilköy hattın- da şöyle bir nizam var: İkinci mevki bir biletle trene biniyorsunuz; sık sık olur a, birincide bir ahbaba rashıyor- Sunuz. Onun vagonuna gitmek ister- seniz, fark olarak sizden 16 kuruş is- tiyorlar. Hattâ ancak bir tek istas- yonluk mesafe katedecek olsanız dahi! Şayet bu nizamın böyle olduğu sa- yın B. Ali Çetinkayaya söylense, ben kendi hesabıma eminim ki: — Fiat indirilsin! - Emrini verecek- tir. Çünkü bu, gayri tabii derecede yük- sek ve şimdiki ucuz bilet ücretlerile nisbetsiz bir paradır. Bu derece teferrüata, filânca dal- Tenin müdürü değil, her gün gelib gi- denler dikkat edebilirler, Şikâyetler, temenniler, matbuatın sahifelerinde yer bulursa, kimini haklı sayar, dü- zeltirsin; kimini de «doğru düşünme- miş'. der, geçersin... Biz de ihtimal, o vagonu tenkidde yanıldık. Bu sebeple niçin kötü kişi olalım?... Yazımızda bütün yerli mallara bir- den tariz olunduğu telmihi dolayısile deriz ki, seri halindeki neşriyatımız bu düşüncenin aksini beslediğimize şahiddir. Memleketimizde yapılan her Şeyin «ucuz» ve erahat» evsafını bir- istememize gelince, bu fır- ŞEHİR HABERLERİ Tramvay cadde- ( Haklı şikâyetler lerindeki tamirat Belediye Nafıa vekâletine bir müracaatta bulundu Tramvay şirketinin Beyoğlu İstik£ lâl caddesinde yaptığı tamirin şart- nameye muvafık görülmediğini yaz- mıştık, Taşlar kâfi miktarda kum kon- madan döşenmiştir, Halbuki bunun metaneti için en az 15 santimetre de- rinlikte kum lâzımdır. Bu vaziyet karşısında Belediye, Elektrik şirketini takiben Tramvay şirketinin de hükümetçe satın alın - ması için müzakere açılacağı sırada şirketin gayet fena şerait altında yol- ları tamir etmesinden dolayı satın al- ma bedelinin tesbitinde tamir masra- fının da mahsub edilmesini Nafia Ve- kâletinden rica etmiştir. Vekâlet sa- tınalma bedelinden mahsub edeceği miktarı Belediyeye verecek ve Bele- diye de bu para ile tramvay caddeleri- ni tamir edecektir. Bir otomobil kazası Nikolaviç isminde birinin idare- sinde bulunan hususi otomobil, Be- yoğlundan geçmekte iken Kasım is- minde birine çarparak yaralamıştır. Kasım tedavi altına alınmış, Nikola- viç hakkında icab eden kanuni taki- bata girişilmişti Gazi köprüsü Nafıa vekâleti ray döşen- mesini kabul etmedi Gazi köprüsünün inşaat şariname- sine göre müteahhid, köprünün Üze- rine tramvay rayları döşemeğe ve di- rekler koymağa mecburdur. Köprü- nün döşeme kısmı yapılırken bu mec- buriyet göz önüne almacaktır. Fakat Belediye, şehrimizde yeniden trmavya hattı inşa edilmemesine ka- rar verildiğini göz önüne almış, Gazi köprüsüne ray döşenmesi fikrinden vazgeçilmesi için Nafia Vekâletine müracaat etmiştir. Fakat vekâlet, şartname hükümlerinin tamamile tatbik edilmesi lâzım geleceğini bil- direrek Belediyenin bu tekli reğ- detmistir. Bunun üzerine köprüye ray döşenecektir, Emniyet umum müdürü geldi Emniyet umum müdürü B. Şükrü Sökmensüer Ankara ekspresile şeh- rimize gelmiştir. EEYEEETEEEETUEEE RE Esi SEESEKEREERESEREEŞ satla şu yerleşmiş zihniyetlere karşı mücadele etmeği arzu ettikti: «— Ucuzdur illeti var; pahalıdır, hikmeti var!» «— Ucuz etin yahnisi yavan olur!» Fıkracığımızla bunların aksini tel- kine çalışmıştık. Meselâ ucuz ayakka- bı ille nasır yapmasın; ucuz yağ ille mahlüt olmasın; ucuz iskemle ille ça- tırdamasın! İnkişaf halindeki sana- yiimizin böyle bir nasihate ihtiyacı yok mudur? Yoksa B. Ali Çetinkaya devrinde Nafiamızın da ne gayrette, ne zihni- yette; yerli malların da ne yüksek kıymette olduğunu âlâ ve rana biliyo- ruz. Yazdıklarımız yanlış anlaşılma- (Vâ - Nü) Neden türkçe konuşmuyorlar İzmirden bazı karilerimiz müş- terek imzalı bir mektup yazmış- lar; diyorlar ki: «Irkan Türk, dinen müslüman olan aileler, mibadil olarak Tür- kiyeye gelmişlerdir. Bunlar mem- leketlerinde rumca (konuşurlar. muş. Tarihin hatası! Pakat burada da aynı suretle de- vam ediyorlar. «Haydi, diyelim ki: — Kötü bir idiyad! Eski yerle- rinde alışmışlar, huyları yer et- mişİ... Bu ailelerden bazılarının bura- da doğmuş ve burada büyümüş çocukları da rumcayı türkçeden daha iyi bilip aralarında konuşu- yorlar. Buna ne demeli? Kasımpaşa cinayeti Hâdisenin sarhoşluk neticesi olduğu anlaşıldı Kasımpaşada bir kahvede Enver isminde bir gencin tabanca ile öldü- rüldüğünü dün yazmıştık. Yapılan tahkikat cinayetin sarhoşluk netice- si olduğunu meydana çıkarmıştır. Dört arkadaş evvelki akşam bir kilo rakı almışlar ve bunu fasılasız bir su- rTette içmeğe başlamışlardır. Kilolu- gun sonlarına doğru saat dokuza yak- laşmış, dört arkadaş eğlentinin de- vam edip etmemesi hususunda mü- nakaşaya tutuşmuşlardır. Bu müna- kaşa gittikçe şiddetlenmiş ve bir ara- lık oltaya çıkan bir tabanca ateş * alarak Havuzlar idaresi tesviyecisi Enver başına yediği bir kurşunla vu- rulup ölmüştür, Bu sırada silâh cesini duyanların bir kısmı kahveden sıvışıp gitmiş, bir kısmı da oldukları yerde kalmışlardır. Az sonra zabıta memurları lahkikata girişince vaziyeti etrafile tesbit etmişler ve maktul Enverin ar- kadaşlarının Ahmed, Murad ve Ala- eddin olduklarını tesbit etmişlerdir. Vakayı müteakib kaçmış olan Ala- addin ile Murad da evlerinde yaka- lanarak getirilmişler, her üçü de bir- birlerine atfıcürüm ettikleri için hak- larında icab eden tahkikat evrakı tutulmuş ve dün geç vakıt Adliyeye teslim edilmişlerdir. Bir çocuk kibritle oynarken entarisi tutuştu, vücudünün muhtelif yerleri yandı Kumkapıda oluran dört yaşında Antranik isminde bir çocuk evvelki akşam kibrit yakarak oynamakta iken entarisi tutuşmuş ve vücudunun muhtelif yerlerinden yanmıştır. Za- bıta, Antraniği Şişli Çocuk hastane sine yatırmıştır. Tashih ve itizar Dünkü nüshamızda üçüncü sahi- fede bir yanlışlık olmuştur. Şehrin tenviri başlığının altına «Nafia Vekili tesisatın süratle ikmalini emretti ve «Halicin tathiri» başlığının altına da «Bazı müesseseler masrafa iştirak edecekler; yazısı gelecek iken bunlar yanlış konmuştur, Tashih eder ve özür dileriz, .. me meninin Ortamektep muallimliği Üniversitede bir müsabaka imtihanı açılacak Maarif Vekâleti her sene yeni orta mektepler açlığından, orta mek- tep muallim kadrosu genişliyor. Ve- kâlet bunu göz önüne alarak her s8- ne orta mektep muallimi yetiştirmek üzere bir imtihan açmaktadır. Bu im- tihan bu sene için de açılmıştır. Fakat vekâlet bu sene gerek İstan- bulda, gerek diğer vilâyetlerde yeni- | den birçok orta mektepler açacağın- dan, ilkmektep muallimleri arasında yapılacak müsabakanın ihtiyacı ta- mamile karşılıyamıyacağını düşün- müştür. Diğer taraftan orta mektep mual- İimliğine geçen flkmektep muallim leri yüzünden ilkmektep muallimleri kallorları da tazyik ediliyor. Bunu nazarı dikkate alan vekâlet, orta mektep muallimi olmak istiyen lise mezunlarına mahsus bir müsaba- ka imtihanı açmağa katar vermiştir. İ Bu imtihana 11 eylülde başlanacak- tır, Üniversitede yapılacak bu imti- hanlara 18 eylülde nihayet verilecektir. imtihanlarda kazananlar derhal münhallere tayin edileceklerdir. lerinde muhtelif yaralama vakaları olmuştur: : 1 — Kanlıcada oturan ve iki sene- denberi birlikte yaşayan yirmi yedi yaşlarında Faik ile yirmi yaşlarında Leman birbirlerile kavga etmişler, Faik Lemanı bıçakla üç yerinden ya- ralamıştır. 2 — Balatta oturan Nuri, Mustafa ve Süleyman isimlerinde üç arkadaş bir alacak meselesinden kavga etmiş- ler, Mustafa ile Nuri birlik olarak Süleymanı biçakla müteaddid yerle- rinden yaralamışlardır. İşe el koyan polis, yaralıyı tedavi altına aldırmış, yaralıyanları yaka- ladığı zaman Nurinin üzerinde âleti cerh olan biçak bulunarak alınmıştır. İcab eden takibat yapılmaktadır. 3 — Paşabahçede Nevzad ile Ham- di bir para meselesinden kavga etmiş- ler, Hamdi eline geçirdiği bir şişe parçasile Nevzadı kolundan yarala- mıştar, " 4 — Fenerde Abdullah ve Hüseyin isimlerinde iki akraba kavga etmiş- ler, Hüseyin eline geçirdiği bir gaz lâmbasını Abdullahın başına fırlata- rak yaralamıştır. 5 — Beyazıtta oturan Gülsüm is- minde bir kadın yan sokaklardan bi- rinden gitmekte iken Sabahaddin is- minde bir çocuk tarafından atılan taşla başından yaralnmıştır. Bir kadın trenden iner inmez Haydarpaşada öldü Evvelki akşam Toros ekspresile Konyadan gelen kırk beş yaşlarında Emine isminde bir kadın, Haydarpşa istasyonuna iner inmez ölmüştür. Cesed, Belediye doktoru tarafından muayene edilmiş ve gömülmesine izin verilmiştir. Şık erkek Bir gün Hollivutta üstü başı gayet babayanı, kravatı şöyle gelişi güzel bağlanmış, açık renk pantalonu kul- landığı otomobilden yer yer yağlan- muş bir adama rasladım, Bu zalı gö- züm ısırıyordu. Sordum: — Kimdir bu? üstünü başını pek ihmal eden genç bir adam vardı, Merak ettim. Onu da sor- dum: — Kimdir bu zat?.. — Meşhur milyoner Wanderbilt... Nevyorkta en meşhur opera artist- lerini gördüm. Erkekler gayet iddiasız giyiniyorlardı. Muhakkak ki Amerikan kadınları dünyanın en şık kadınlarındandırlar. Fakat Amerika erkeği katiyen üstleri- — Bu ne süs? Bu ne lüks?, Bu ne tu- valet?.. Efendim sokakta, tramvay- tık bu derecesi de olur mu?. gün biz de bir delikanlı nesli vardır ki bu sınıfın yanında Amerikan erkekleri pek babayani, argo tabirile, pek külüs- tür peh ihtimamsız kalırlar. Haydi di- yelim ki Amerikalılar, Amerikan erke- Zi işten, güçten, para kazanmak ihti- Halbuki bize ne aşırı derece süs düş- künlüğü, ne de ihmal edilmiş bir kıya- fet lâzımdır, İddinsız, temiz, sade fa- kat zarif bir giyiniş.. Hikmet Feridun Es ea > Bir kadın tramvay durmadan inmek isterken düşerek yaralandı Evvelki gün Tünel - Şişli hattında sefer yapan 157 numaralı tramvay arabası Pangaltıya geldiği sırada ar- ka romorkta bulunan Naciye ismin- de bir kadın tramvay durmadan in- mek istemiş, muvazenesini kaybede- rek düşmüş, muhtelif yerlerinden teh- Bay Amca Florya treninde!.. > — Nakil vasıtaları halk için müb- Yem bir ihtiyaçtır bay Amca. Kadıkö- yünde oturup Eminönünde işi olan bir kimse «Bugün de yaya gidivere- yim!» diyemez!.., .. Fakat böyledir diye de nakil va- sıtalarının bakımsız kalmaları icap etmez!... . Meselâ Şirketi Hayriyeye bak: Müşterilerinin gönlünü hoş etmek için elinden geleni yapıyor!...