Mem içekçilik Çok güzel ve zarif bir salon içi Yeli Hiptenmiim Bu aylarda çiçek açan, güzel yaptaklı, kırma çiçekli Sirepi salon çiçeklerinin en mükemmelidir. Bunlar tıpkı Gloksinyalar gibi yetiştiri- Mr. Tohum ve yumruları Yikbaharda diki- Birler. Pek ince olan tohursları, şubattan itibaren, yassı saksılara konulan dere kurnu ve #unda Weprağı mahlitu içerisine ekilirler. Tohumları pek ince olduğundan, yalmız toprak üzerine serpmek ve biraz saksıyı sallamak kâfidir. Bu sarsıntı ile tohumlar toprağın arasına girerler ve ar- tık üzerime tekrar toprak koymak fste- mez. Bundan sonra, Pilt tulumbasile veya Ağız ile, suyn sakalar üzerine püskürt- mrli ve o suretle sulâmalıdır. Tohumları havi saksılar, odanın ve ya- hut ta camekinm en seak mahalline zoe üzerleri de bir cam ile örtülür, Bu #üretle tohumlar hararet ve rütubelin te- lenirler. m 1-2 yaprak olunca, ucu satılı ufak iğnelerle çıkarılır, fideleme Ameliyatı yapılır. Bu suretle bunları, di- Ber vassı saksılara bir müddet daha bü- ye sonra, asl saksılara nakledi- irler Ikinci defa, fidelerini, meak yastıklara 142. karış meshfelerle şaşırtmak, dikmek lâzımdır. Buralarda 10 - 15 santim boy hasıl editice, 16 - I7 santim kutrunda gü- yel, şık. sakmlara topraklarile nakledilir, dikilirier ve bunlar salonun en güzel pen- cere kenarlarına konur, Bunların çiçek açma mevsimi ve temm tetesir haziran aylarıdır. Güneşten çok mü- olurlar, yarım gölgeli. yerlerden Salonlarda bulundurulacak saksıların sk sık havalandırılması, arasıra sulan- ması lâzımdır. Şayet bunlar limon'uklarda, camekin- lar içerisinde bulundurulacak olursa, ca- mekânların o camlarını kireçle badana yapmak, bu suretle güneşin yakıcı ziya- #indan çiçekleri korumak lâzımdır. Saksılara, her akşam güneş battıktan #onrr. su vermelidir. Bu çiçekleri, yarı ya- riya karıştırılmış funda toprağına terci- han dikmek Yizımdır. Bunlar da Gloksinyalar gibi, soğanlı çı- geklerdendir. 2 « 3 öene zarfinda yavru #oğancıklar hanl olur, bunlarin teksir edüirler. Her sene bu'yavru soğancıkla- rib una soğandan ayrılması lâzımdır. Ağustos, hihsyetine doğru, bun Bağcılık Bağlarda asma yapraklarının sararması kloroz hastalığı sebebiledir, buna karşı alınacak tedbirler Bağlarda, bilhassa Amerikan asma bukları üzerine aşılanmış yerli asmalar- da bazan tesadüf edilen ve kloroz has- talığı imi verilen bu hastalığa karşı yar pılacak tedbirleri, bu yazımızla kısaca izah etmek isteriz. Kloros hastalığına tutulan asmalsrın yeşil bir renkte iken yaprakları, bidayetle bilâhare birdenbire. kısmen veya tama- men sarı veya sarımtırak beyaz bir hal İşte, renklerini bu suretle kaybetmiş asma yapraklarının damarları da, yavaş yavaş büzülür ve en nihayet damarları da, hastalanmış olur, yapraklar kurur ve dökülürler. ça alakça. tebilikeli beri şunlardır; ML — Asma çubukları dikilmiş olan bağ toprağının terkibinde, kabili imtisas faz- Ja mikdarda kirecin bulunması en mü- him, başlen âmillerdendir. Bazı Amerikan asma çubuklarının ki- res mukavemeti vardır. Binaenaleyh Amerikan asma çubuklarile yeniden bağ tesis edilecek veya eski bir bağın külük- leri sökülerek tecdid edilecek olursa, bağ olan bu bastalığın (kirece mukavemel, derecesine göre) inti- hab edilmiş olur. Bu maksadia, yeniden ihdas edilecek bağ taprağının muhtelif mahallerindi toprak nümünesi alınarak birbirile karış- tırdıktarı sonra, bu topraktan muayyen bir mikdar almarık bir torbaya konur. Bunu, çubukları tedarik edeceğiniz, Ame- rikanı asma fidanlığına göndermeli, bu- nunla beraber Coprağın alımdgı mahallin yerin! - memleket, keza ve nahiyesini - zikretmelidir. Amerikan asma fidanlikları memleketi- min bir çok vilâyetlerinde, ezcümel, İs- tanbul, Halkalı, Erenköy, İzmir, Manisa, Ankara ib gibi yerlerde mevcuddur. Memleketimizin bir çok mahalleri toprak- larının kireç mikdarı tesbit edilmiş oldu- ğundan taleb vukuunda matlüb Ameri- Kan çubukları emirlerinize verilebilir. mi vipeini. yeni, tana Size 1x Anlaşıldığı çubuklar da ona — imüihab edildiği takdirde, artık bağ Jarınızda kloroz hastalığının görülmesine imkân olamaz. Bağlarda, çubukların İntihabında, güs- terilecek lâkaydi yüzünden zuhur edecek kloroza karşı alınacak tedbirler, tedavi- sine karşı kullamlacak mevaddı kimye- viye şunlardır: 1 — Klorozun tedavisinde başlıca kul- Janılan kimyevi madde kibritiyeti hadid- kururlar, o vakil soğanlar! topraktan çi- karılır, kuruduktan sonra, bir keseye veya torbaya koyarak, ratıb olmıyan, kurak ve havadar bir mahalde muhafaza edilir ve ertesi sene ilkbaharda soğanlar tekrar saksılara dikilirler. Soğanları oda içinde, karanlık bir mahalde bulundurmak lâ- zımdır. Bu 5 - 10 gün zarfında soğanlar canlanır, ondan sonra saksılara dikilirler. Şu halde, tohumlarlle, evvelâ, küçük 80- Eanlar yetiştirilir. ondan sonra çiçekler elde iş ol Bunların envai pek çoktur. En makbulâ, beyaz, kırmızı, menekşe renginde çiçek açan nevileridir. Bunların yaprakları pek yarirtir. Resmimiz, beyaz, kırmızı çiçekler açan Streplocarpus'ları göstermektedir. dir. Buna karaboya da derler. Bu mad- de nebatlarda, diğer meyvalı, meyvasız ağaçlardaki kloroza karşı de kullanılır. Bunun için, asmaların - herbir kütü- Bünün dipleri kuzilarak - açılıp bolca bir su verildikten sonra, kütüğün büyüklüğü ne göre, 250 - 500 grain kibritiyeti hadid (karaboya) yı döküp serpıneli ve üzerle- rini toprakla kapamalı ve gene sulama- dir. Kifer yağmur yağmış: toprak lak ise, açılacak çukurları su dökmeğe hiç Yüzüm yoktur. Bunun gibi, tamamile kibritiyeti kadi yerine yalnız 100 gramı kibritiyeti hndid, 30 gram alçı tozu, 20-28 gram foeforiyeti potas We yapılan karışık mahiülün ser- pilmesi de şayanı tavsiye olabilir. 3 — Böyel kireci fazla olan bağ boprak- larına, iki senede bir ve beher dönüme 104 - 150 kilo hesabile, gubat, mart aylarda, toprak Üzerine toz veya parça hâlinde kibritiyeti hadid serpmek tavsiye edilir. Şoyet toprakta, ekilmiş bağda kloroz şiddetli bir şekilde ise kibritiyeti hadid mikdarını farlalaştırmak lâzımdır; ancak bu mikdar 700 - 800 kiloyu geçmeme- Mir, Bundan başka, yüzde 15 - 18 nisbetin- de kibritiyeli hadidin sulu mahlülü ya- pılıp, her kütüğün kaidesine bu mahlül- den ve mart, nlsan aylarında onar litre dökmek te çok faydalıdır. Şayet, bunlar yapılmakla beraber, yap- e likten sonra kloroz hastalığı 'ürse, © takdirde 4-1 mibetinde kibritiyeti hadid mahlü- Minü pulverizatör tulumbasile, yapraklar Üzerine püskürtmek ve bu ameliyatı 4-5 2 - 3 defa tekrariamak Bağcılara, bağı olanlara tavsiye etmek istediğimiz diğer bir usul de, sonbaharda yaprakların dökülmesini müteabib, çu- bukları uzunca budayarak, yaralar, çu- buklar üzerine 35 - 30 nisbetinde kibri- tiyeti hadid mahlülile badana. etmektir. Çubuklar genç ise yüzde 18 - 20 nisbetim- deki kibritiyet mahlülü kâfidir. İhtiyarlamış asma kütükleri zerinde görülecek kloroza karşı da sakin kutur- larının “dörtte biri kalınlığında ve mih tabakasına okadar, yukarıdan aşağı ve meyili bir şekilde bir burgu ile delikler delmeli ve bu deliklerin içerisini toz ha- linde kibritiyeti hadid veya halliyeti ha- did İle doldurulmalı ve deliklerin ağızları çamurlu toprakla kapatılmalıdır. Ve ya- hut, toprak yerine 30 - 35 grüm toz he- ndeki kibritiyeti hadidle 20 gram zeytin veya hdi donyağından yapılmış macunun istimali de şayanı tavsiyedir. İşte bağlarda görülecek kloroz hastalı- İma karşı yapılacak ve alınacak tedbir- ler bunlardan ibarettir. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap veriyo (AKŞAM) ım ziraat miltehassısı her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak suallere cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek mek- tupların. üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin ilâvesi 1â- amdır. Meyvacılık: | Bahçelerimizde, yetiştirilmesini ehem- miyetle tavsiye etmek istediğimiz çok kıymetli bir meyva frenk üzümü Frenk üzümünü bahçelerimizde ye- tiştirmek iki ba- kımdan mühimdir Hem güzel bir mey- vadır ve hem de meyva ve yaprk- larile babçelerimi- »i süsler. Diğer © meyva ağaçlarına onaza- © | eğ ran, frenk üzüm- “— Jert hemen her sene muntazam bir şeki)- de ve çok nukdarda meyva verirler. Rezmimizde görülen frenk üzümü mey- vasından yapılan. gurub, likörler bil- hasen pek nefis ve mükemmel olur, Ez- cümle, reyvası taze taze tülbenler içinde Sikilarak elde edileri usaresinden yapılan | Hmonatalar hakikaten çok lezetlidir, Frenk üzümleri, diğer meyva ağaçları kadar müşkülpesend değildirler. “Hemen her toprakis yetişir, çabuk köklenir, top- raktan âzami bir şekilde istifade eder. Prenk üzümü için en münasib ve mu- yafık toprak derince, kumsal, biraz da ratıb olan topraklardır. Fazla rütubet ve fazla kuraktan hoşlanmazlar. Frenk üzümü fidanları duvar diplerine veya bahçenin yol kenarlarına dikilecek olursa güzel, yeşil yaprakları bilhassa yu- varlak, kırmızı meyvalarile bahçelerde, bulundukları yerleri süslerler, Frenk üzümlerinin üretme farzları — Frenk üzümleri, daldırma, çelik ve te- humlarile ve yahut ta aşı usullerile fire- tile. Daldırma usulü ile Üretmek için, yan dalları toprağa yatırılır, bir ucu toprak haricinde birakılır. Toprağa yatınlmış, daldırılmış dallar bir sene zarfında kök- Jenirler, bilâhare köklenen kısımlar kesi- lerek ayrı ayrı yerlerine dikilirler. Dal- dırma, bir senelik iyi teşekkül etmişlerle ve ilkbaharda yapılır. Daldırma yapıla- cak toprağın iyi hazırlanmış, gübrelenmiş olması y “Toprağı daldırılan dalın, topraktan di- garı bırakılan kısmın 2-3 göz üzerinden budanması lâzımdır. Çelik ile teksirde, kânunusani veya şu- işbat aylarında çelik alınacak frenk üzüm- santim mesafelerle dikilirler ve bu suret- le dikilen çelikler sonbahara kadar mü- kemmel köklenirler. Çeliklerin, boylarının üçte ikisinin top- rak içinde, üçte bir kısmının da toprak dışarısında kalması lâzımdır. Sonbahara kadar köklenen frenk üzü- mü çelikleri pek zayıf olurlar. Bunun içir, bunları, en iyisi toprağı iyi hazırlanmış, gübrelenmşi yerlere dikmeli ve buraya dikilecek çelikler kısa olarak budanırlar ve burada iyi ve mükemmel bir şekil- de teşekkül ettikten sonra bahçenin asıl yerlerine köklü olarak (nakledilirler. Frenk üzmülerine verilecek şekiller, ekse- riyelle, kısa veya orta boydur. Bu şekilde, frenk üzümlerini taçlandır- mek, her sene meyva verdirmek için, her sene muntazam bir şekilde budanması 1â- zımdır. Böyle muntazam şekli kabul eden al- tın frenk üzümleri Ribes aureum cin- sidir. Şayet frenk üzümlerinin fazla meyva- ! | ondan sonra dikilir. | | sından istifade edilmek ve duvar dipleri ni tamamile örtmek isteniliyorsa, bu tak dirde sık ve çalı şeklinde yetiştirmelidiğ. Frenk Ürümlerini ne zaman dikmeli? Frenk üzümleri o kadar soğuklarda müteessir olmazlar. Binaenaleyh, fidan- ların sonbaharda dikilmesini daha ziyağs tavsiye ederiz. Böyle sonbaharda dikilen fidanlar ertesi ilkbaharında meyva verme” Maamafih ilkbaharda da fis itebilir. ın dikilmesinde Kalde; Yarali olan dsl ve kökler, tamamil8 bir çakı veya makasla Kesilimer, Fidanların dikiidis Ri toprağın ayaklı hafifçe tazyik edilme si icab eder. Frenk üzümlerinden şekerleme, pelit arab ve şurublar yapmak matlub ise KiP- mızı frenk üzümü cin N meiye ederiz. ise beyaz mej> iye ederk mükemmele Bunün da dir. Çiy olarak yenmesi pek hoş olur. lezzeti ve kokusu Frenk üzümlerine yapılacak tımar w8 ve ihtimam hakkında, ikinci bir yazımız la izah ede, Resmimiz, kırmız meyvalı üzümünü göstermektedir. bir frenk Okuyucularımızdan ricamız: On, onbeş sual sorarak, zarf içer risine bir de pul leffederek mektup” la cevap istiyen okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân, hari- cinde olduğu gibi, gezete fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami, 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz, OKUYUCULARIMIZIN Güller nasıl aşılanabilir? Kasımpaşa, Ahmed Tan: Güllere tatbik olunan aşı, yaprak vyea göz aşısıdır. Bİ tabi kalem aşı da yapılabilir. Ancak, kalem aşısı şimdi yapılmaz, vakti geçmiş” tir. İlkbaharda yapılması daha muvafık- tır. Maamafih sonbaharda yapabilirsiniz. Güz aşısına gelince: Göz aşısını şimdi de yapabilirsiniz. Göz aşısı hakkında İn* tişar etmiş yazılarımız çoktur, maahaja sonbahara ,doğru tekrar yazacağız. Güz aşısını, sürgün ve durgun göz aşi“ #i namile ikiye taksim edebiliriz. Durgun göz aşımını sonbaharda, sürgül göz aşısını da ilkbaharda yapmalıdır. Durgun göz aşısını ağuslar 15 den, €Y“ 11 gayesine kadar yapabilirsiniz. Durgun göz aşı yapıdlıktan bir müd“ det sonra tutar, fakat, fazla sürmez, g€“ lecek sene Ukbaharda mükemmel teşek” kül ederek sürer ve güzel güzel güller açar. Kalem aşısını da, tercihan iikbahardi yapmanızı tavsiye ederiz. Kalem aşısı Ya” pılacağı vakit donlar geçmesini beklemek lâzımdır. Gerek göz aşısı ve gerek kalemi aşıları hakkmda osnmanında tekrar V8 mufassal bir şekilde izahat vereceğiz Nakleden: (Vâ-Nü) Sonra birdenbire sarih bir cümle halinde bağırdı — Hicranm mektublarını istiyo- rum! Gözleri kapalıydı. Yalnız kendinin gördüğü mevhum bir insanla konuş- tuğu belliydi. Sesinde öfke hissedili- yordu. — Şimdi, hemen! İşitmiyor mu- sun? Emrediyorum! Odama git! So- banın yanında yazı masam var! Ani bir hareketle; ana kız, başları- ri çevirdiler. Yanyana olan iki oda- nın arasındaki geniş kapıdan sayık- lamada tarif edilen masa görülüyor- du. Lütfi bey, devamla: — Bulumamazlık edemezsin... mek- tublar... çekmede... dur, daha gitme... bilmiyorsun çünkü... Birdenbire sustu. Hadiye yerinden kalktı, Kocasınm elini yorganın üstüne uzattı. Yastığı düzeltti. Sonra Kızına dönerek: — Eğer çekmede Hicran imzalı bir küçük tezkerecik bulursam bile sözle- rinin doğru olduğuna delil sayaca” dım! Her şeyi öğrenmenin sirasi Para Yüzünden... Aşk ve macera romanı 'Tefrika: No. 7 geidi. Sonra mukadderatına doğru yürü- yen bir insanın vakur tevekkülile ağır ağır yazı odasına geçti. sö. Masanın yanına gelince, arkası sira İlerliyen Suzaha: — Yaptığım hareketi dürüst bul- muyorsan bile sus yavrucuğum, ka- rışma! Kederim son raddesindedir. Artık her şeyi öğrenmek istiyorum. — Nasıl dilersen öyle yap, anneci- ğim!.. Bu suretle içinin rahatlıyacağı- na eminim. Göreceksin ki babamın sözleri hep hezeyandır, Çekmelerden hiç bir mektub çıkmıyacak! Kadın, elini tereddüdle uzattı. Or- tadaki gözü açtı. Bütün vücudü tit- Teyordu. Genç kız, babasına karşı olan em- niyetinin tesirile, mütebessim: — Ara... korkma... - dedi, Hadiye, muntazam konmuş bir sü- Tü evrakı karıştırdı. Fakat bunlar he- saplar, alım satım kâğıdları, iş mek- tublarıydı, Tekrar tekrar baktı; lâkin biç bir şey bulamadı. Genç Kız, ayni sükünla: — Devam et, ara... - dedi. Hadiye, başka bir çekmeyi çekti. Orada da bütün araştırmalarına rağ- men hiç bir şey bulamadı. Üçüncü gözden de bir netice hasıl olmadı. Ma- | İ makları üzerinde kurumuştr. sada başka açılacak, bakılacak yer yoktu. Kadın sevinçli bir feryad kopa- Tarak ağlamağa başladı. Bunlar, me- sud göz yaşlarıydı! - Demek sahiymiş? Demek yav- rucuğum, senin hakkın varmış!., Oh ne bahtiyarım!.. Eğer hakikat olsay- dı bu ne facıaydı!.. Düşün: Baban be- ni artık sevmese ben ne yaparım? Ha» lim ne olur?. Ben sırf ikiniz için yaşıyo- rum! Birinizden birinin muhabbetini- zi kaybetsem, dünyanın en bedbaht kadını sayılırım! Genç kız annesinin neşeyle parlı- yan yüzlüne bakıyordu. Fakat birden- bire kadıncağızın irkildiğini, gözleri- nin karardığını gördü. — Gene ne oldun, anne?.. Nen var? Hadiye, mütereddid, ağır ağır: — Dur! Aklıma geliyor... Eskiden, baban bu masayı aldığı zaman, çek- mecelerin birinde gizli bir kapak ol- duğunu söylemişti. Evet. evet, hatır- uyorum! Bir noktaya basınca tahta- i bir çığlık, büsbütün kararttı. dolaba dair izahat vermek istediği belliydi. Asabiyetle masaya iğildi. Kâğıdla- rın arasına parmağını hırsız gibi 80- İ karak sağı solu karıştırmağa başladı. Artık ağlamıyordu. Göz yaşları ya- Elinin altında tahtanın biri kayınca inlemedi bile..; Yalnız, gözlerini, âni Sabit nazarlarla gizli oyuğa bakıyor, orada bir deste eflâtun zarfın bulunduğunu görüyordu. Hafif bir menekşe kokusu genzini doldurdu. Ne söylediğini bilmeden mırıldandı: — Mektublar... Suzan! Bak... Mek- tublar.., Elini uzatıp kâğıdları aldı ve tek- rarladı; — Mektuplar varmış işte Suzan! Kâğıdları hırsla avuçlarına alıp yürüdü. 'Bir koltuğa oturdu. Gözlerini uğuş- turarak kekeledi: Sesi, âhenksiz, soğuk ve kesikti. Kı- zının yavaşça yaklaştığını fark bile etmedi. Zarflardan lâlettayin bir ta- nesini açtı ve imzaya baktı: «Hicran» Artık ıztırabın gayesine öyle ermiş- lardan biri kayıyormuş! Zaten demin | ti ki, ruhuna inen bu darbelere isyan emirler verir gibi konuştuğu zaman, | etmek mecali dahi kalmamıştı! Başı en son cümlesinde: «Dur! Bilmiyor- #unl» dememiş miydi? Bu marifetli avuçlarının içinde, kucağında duran mektubları arka arkaya okudu. Ta- rihlere baktı — İki sene oluyor! - dedi. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Birbirimizi sık gördüğümüz halde mektuplaşmanın da ayrı bir zeski ber, Bu kâğıdlar, geçmiş günler! tes- bit eden tatlı vesikalardır, Senelerde” sonra insan onları çekmesinde b Tunca, yaşanmış günleri birdenbire hayat bulur... Bana sık sık yazın... İşte sizin se diğiniz isimle imza atıyorum... Hicren Hadiye mırıldandı: — Bu kadın kim? Elile ittiği kâğıd yere düştü. Öteki mektubu okumağa başladı: Yazdığınız gibi, beni gördüğünüs saatler hakikaten hayatınızın en Mö #ud anları ise, emin olun ki ben d8 sizin yanınızda bulunduğum zaman lar son derece bahtiyarım! Bu hislerimi itiraf ederken oy zamanda da utanıyorum. Fakat bir şey rica edeceğim; dünkü gibi, iki kö” pı arasında bileğimi öpmeğe kalkmür yınız; görenler olur. Lâtficiğim, canım! Mesudum, çünkü seninim!... Birk birimizden ayrılır ayrılmaz yine işim şu satırları yazmak oldu. i (Arkası var) ,