Vasıtasız vergiler Projeye göre alınacak Nebatlar da hayvanlar gibi vergi nisbetleri nedir? | ses çıkarır, hastalandıkları Yüzde 24, 30, 36, 42, 48,54, 72 120, 156 nisbetine tâbi olanlar Ankara 7 (Hususi muhabirimiz den) — Vasılasız vergiler kanunu projesinin, ticari ve sınai kazanç ver- gisi vermekle mükellef tuttuğu diğer sanat ve ticaret erbabından alına- Cak vergilerin nisbetlerini bildirme- âen evvel, projede bu verginin mev- &uu içine alınan yeni bir mükellefi- yet nevinden bahsedeceğim. Götürü kazanç üzerine tesis edi- len bu mükellefiyet hakkında proje- de şu hükümlere raslanılmaktadır; «İşgal ettikleri mahallerin gayri safi iradı Üzerinden vergiye tâbi mükellefleri kaanç üzerinden vergiye tâbi tut- re tecrübeler yapmağa Maliye galâhiyetlidir. Bu usulün uğü mahallerde kötürü kazancı aşa- Bıdaki usullere tevfikan resen takdir ko- Milayorlarınca takdir olunur» Bü verşiye tâbi tutulacaklardan sono- min her mevsiminde açık bulunmıyan kır bahçesi, deniz hamamı, plâj gibi yerleri iğistenler için takdir edilecek vergiler aylık olacak ve mikdarları da her sene işe başlama beyannamesinin itasından Banra tesbit, edilecektir. Bunlardan gayri mükellefleğ aşağıdaki nisbetler üzerinden götürü kasınp vergi- Bi vereceklerdir: «Vergiye tâbi olan kazancın 5 bin liraya kadar olan kısmından yüzde 16, 5 bin 1 tiradan 10 bin liraya kadar olan kısmından yüzde 18, 10 bin bir liradan 20 bin liraya kadar olan kısmından yüzde 20 bin ilira ve daha fazlasından hakkındaki hükümlerini bu suretle hulâsa ettikten sonra yaptıkları tica- ret ve sanatların nevilerine göre İş gal ellikleri yerlerin gayri safi irad- ları üzerinden ticari ve sins! kazanç vergisi verecek diğer mükelleflerin isimlerini ve vergi nisbetlerini bildi- riyorum: A - o 24 nisbetine tâbi olanlar arabalik ardiye işletenler, alçi bıçkışılar, biçki ve dikiş yurd- ciler, boş fıçı alıp satanlar, buz #atanlar, çanak ve çömlek satanlar, çö” rıkçılar, çadırcılar, depo işletenler, değiğ- menler, damgacılar, dans mektebleri (yaluz tedrisat ile maşgul olanlar), deri döküntüleri, kemik, boynuz ve tirnak t- cöretile iştğai edenler, deri temizliyen- Ver, destere yapanlar, ekmek satanlar, enkaycılar, fırıncılardan yalnız pişiricilik nlar, fırça yapanlar, garaj işlelenler, (köy ve kasaba hanları), hasırcı- , hususi hastaneler, hali yıkama ma- halleri, hurdacılar (eski eşyayı tamir ve telvin ederek satarlar), Kayıkhane işle- tenler, kömür deposu işletenler (açık ve- ya kapalı), kiremit satanlar, kundura ta- mircileri Ceskiciler), kadayif yapan ve satanlar, (çiy kadayif), kahve karurucu- ları, kaltakçılar (kaltağın yalnız ağacını yapanlar), karagöz ve kukla oynatanlar, kıtıkcılar, kireç satanlar, körük yapan- lar, kum ve çakıl satanlar, muafiyet ha- ricinde kalan hususi mektebler, mutaflar, muşamba Kiralıyanlar (vagon ve mavna ve salr nakil vasıtalarındaki eşyanın mu- hafazas içir), maden kömürü satanlar, makaracılar (vapur ve gemi makaraları yapanlar), marpuççular, nalıncılar, odun depoları işletenler (açık veya kapalı), örücüler, parke taşı satanlar, samancilar, saraciye eşyasımn ağaç kısmını yapan- lar, sayacılar, simitçiler, #emerciler, s8- pst yapanlar, sucular (memba suyu Ve mukattar su satanlar dahil) süpürge ya- panlar, soğuk hava depoları, şekeri toz haline getirenler, tel dolapçılar, topuk yapanlar, tuğla satanlar, tenis mahalli iş- ietenler, yufka yapanlar, Yelkenciler. B - © 30 nisbetine tâbi olanlar Attarlar, ahçılar, azzuhalcılar, amba- 14) kâğıdı satanlar, arsba levazımı sa- tanlar, bakkallar (perakendeci), balık salanlar, boyahaneler (muharrik kuvvetd olmıyanlar), baharatçılar, bisiklet kira- lar ve tamir ederler, boş şişe &İfp sa- tanlar, bozacılar, camcılar, ciğer, işkembe ve paça gibi şeyler satan sakatçılar, çi- çekçiler, çamaşırhaneler, çay satanlar (perakende), çemberciler tdemir çember), çorbacılar, çubukçular, değirmenler (şe- hir ve kasabalarda fabrika mahiyetinde olmayan değirmenler), demir kalıpçıları, fıçı yapanlar, gardiropçular, gazoz ve ger- bet amlar, gramofon ve dikiş makine- si tamircileri, gülliç yapanlar, gülsuyu yapanlar, hamam işletenler (umumi ha- anlar (şehir hanları), halı ta- lat (yofgan lar ha- blar, kuru kahve yapıp Satanlar, , kâğıd kı ları, büyük iki enler, kalafatçılar, r, köfteci ve ke - Ağıdı yapanlar ve satan- kuşçular, kuş kafesi yapıp sat undura boyarıları, ieb- Mbiciler, meyvacılar, müskirat bayileri, * satanlar, plâjlar, pulcular (kolleksiyon için molör tamirçileri, mum satanlaj, mus- luk yapan ve satanlar, musiki öleti ta- mirelleri, nalbandiar, nişan atın mahal. leri,"odun satanlar, oteller, pansiyonlar (yemekli, yemeksiz), pastırma satanlar, peynir yapanlar ve satanlar, piyango bi- leti bayileri, piyazcilar, sebzeciler, sa- bun satanlar, sanânlya #amircileri, sine- mâ makinesi tamirçileri, sirke yapıp sa- tanlar, sütçüler ve yoğurtgular, şapka kalıpşıları ve tamircileri, şemsiye tamir- elleri, şıracılar, tenekeciler, tavukçular, tohumcular, turşucular, tuzcular, her nevi ütücüler, her nevi yağ satanlar, yumur- ta stlanlar, ziraat Âleti yapanlar ve sa- e zahire, geytin, zift ve katran sa- tanlar, C- b 36 nisbetinde vergiye tâbi olanlar Araba yapan ve öatanlar, arpa kirma- & satanlar, arpa salanlır (perakende), ağızlıkçılar, aile mutfağı işletenler, ajur, plise ve ukordiyon yapanlar, arayicıler, (dökmeci kumunu eritmek suretile altın arayanlar), ayakkabı mantarı satanlar, banyolar, bukircılar, boya satanlar, bö- rel poğaçacılar, batık mü tanlar, biçak yapan ve #atanlar, yapanlar, camı çerçevesi ve levha çerçe- vesi satanlar, çarkçılar, çilingirle£, çanak, çömlek yapanlar, çinkograflar, çıkrık ve tahta makara yapanlar, çuvalcılar, çul Satanlar, ösniz hamamları, doğramaci- lar, damireilef, dandurmacılar, debağat levazımı satanlar, demir tomacıları, dök- ms ve teneke boyacıları, dökmeciler, dö- şemeci, düğmesi, elektrik tesisatı yapan- lar, evlerinde terslik yapanlar, fırinsi- lar, gazete imtiyaz sahibleri (matbaa sa- istasyon, tiyatro ve sinema büfeleri ve kır bahçeleri dahil), iç yağı yapanlar, işlemeciler, kaltakçılar, (ağaç kısmını ik- mal ederek kaltağı mamul hale getirip gatanlar), kartrızıt, zarf ve kâğıd başlığı ve mümasilini tabedenler, karosman ve mümasili imalâthaneleri, kiremii yapan- lar, kitabelar, kitap nâşirleri, kun- duracılar, koltukçular, kahve değirmeni, kantar ve emsalini yapanlar, kasket ya- Panlar, kaşıkçılar (ağaçtan kaşık yapan ve satanlar), kayık yapan ve satanlar, kehribarcılar, krom ve nikelâj işi yapan- İur, kunduralevazımı satarlar, kurabiye. eller, kutucular, mozayik ve mümasili #nallthaneleri, mühürcüler, muakkibleri Üstişare yapmıyan ve mütalân yazmıyan muakkibler), mobliya Kiralıyanlar, ma- hallebiciler, makine modeteileri, maran- gozlar, minderciler, mum yapanlar, mü- cellitler, müterelmler, nakkaşlar, pamuk pul satanlar), ressamlar, rastık yapan ve satanlar, saat tamircileri, sandık yapanlar, #aruçlar, sobacılar, şeker ve gekerleme ya- pip satanlar, şemsiye sutanlar, taşçılar, Luğin yapanlar, tabelâeiar, terziler, taf- deler, tahta tomacılar, tavla zari ya- panlar, terlikçiler, tesbihçiler, tesviyeci- ler, üstübeç yapanlar ve satanlar (üstü- beç imalâtbaneleri dahi), yaldızcılar, yazmacılar, yazma basincıları ve bayaci- ları, yemenleiler, Ç - o 42 nisbetinde vergiye tâbi olanlar Berberler, bakır mamulltı satanlar, bi- lârdo salonu işletenler, cennse levazımı satanlar, çayhaneler, çalgısı; birahane» ler, çivi satanlar, demir mamulâtı satan- Yar, emanetçiler (mağaza veya yasibane sahibi), fotografçılar, içkili lokanta ve pastahaneler ve gazinolar ve büfeler (is- kele, istaayon, tiyatro ve sinema büfeleri dahil), gemi enkam alıp satanlar, kart postal satanlar, köseleciler, kahveciler ve kahvehaneler, müşteli maddeler ve ma- kine yağlari Sâtanlar, manikürcüler, matbaalar (el ve &yakla ve yahud da dört beygir ve dahn aşağı kuvvetle işli- yenler), meyhaneler (çalgısız), nakliyeci- ler, nalburlar, pedikürcüler, peruka maç yapanlar, simsarlar, sürnetçiler, tellâllar. D.- © 48 nisbetine tâbi olanlar Av derisi işiiyenler, ayna yapanlar, bo- yahanelerden #stimi! olanlar, bademyağı Yapanlar, baston yapanlar, barsak işliyen- ler, dokuma &imelâthaneleri, galvanizli saçta nkova ve leğen imglâthineleri, hah İm in- saat Jovazımı satanlar, kamyon ve &#niy, nakli vazıtaları imalâthaneleri, müteah- hldler (sekizinci maddenin sı haricinde kalınlar), ke , Tööbilya ima'âthane. , meşrubat ve mekfülât imalât Ti, mukavva kutu yapanlar (el ri ile), peştımalcılar, tamirhancler, tabak- zarat yapanlar, va- leri, yorgancılar, tri- va çorab yapanlar da- eniçiler, uncular, (Devamı 6 pci sahifede) —— Kl mai zaman hararetleri artarmış İlm ve fennin terakkisi nebatlar- ia hayvanlar ara- sında fark olmadı- ğını meydana çı- karmıştır. Fakat yakın zamana ka- dar bunu kabul etmiyenler vardı. Hindili âlim Bosenin tedkikinden sonra bu gibiler fikirleri- ni değiştireceklerdir. Hindili âlim, ne batların da hayvanlar gibi ses çıkar- dıklarını, yani bunların kendilerine mahsus bir lisanı olduğunu isbat et- miştir, Bu keşfinden dolayı kendisine Nobel mükâfatı verilmiştir. Filim terakkiyatının mühim bir şu- besi olan Ralanti filim alma sayesin- de günlerce devam eden, nebatın bü- yümesinin bir iki dakika içinde gös terilmesi fikrini veren dahi Bose ol- muştu. Bosenin tedkiklerinden sonra ne- batların da hayvanlar gibi hayat teza- hüratına malik oldukları bugün bir hakikat olarak kabul ediliyor. Profe- Sör Blamingham imal ettiği hususi bir terrhometre ile nebatatın hararet derecelerini ölçüyor. Bu termometre çiçeklerin de insanlar gibi soğuk al- dıklarını, ateşlerinin arttığını isbat ediyor. Meselâ havalar bir müddet sıcak gittikten sonra soğuyarak yağmur yağmıya başlayınca nebatatın harare- W birdenbire artıyor. hattâ gül gon- celeri havadan 9 derece daha sicak oluyor. Bu hal soğuk algınlığı eseri- dir, Nasil Kİ insan hastalık tevlid edi- ci mikroblara karşı vücudünü hara- reti arttırmak suretile müdafaa edi- yorsa, nebatat da ayni suretle harekef Uludağda asılı bir| cesed bulundu Dört beş ayanlıkalan cesedin hüviyeti henüz anlaşılamadı | Bursa 'I (Akşam) — Üç gün evvel Uludağda, Kirazlı yayların dört kilo- metre şimalinde, sık bir orman için- de yaban çayı toplıyan (Elma çuku- Tu) köyünden üç kadın, bir kavak ağacında liyme liyme elbiseli bir cese- din asılı olduğunu görerek jandar- maya haber vermişlerdir. Müddetumumi muavinlerinden B. Reşad "Türe İle jandarma bölük ku- mandanı B, Hayreddin, dün tarif eği- len yere giderek hüdiseyi tahkik et mişlerdir. Bir kavak ağacına, yerden yarım metre yükseklikte, boğazından dü- gümlü bir iple asılı bulunan cesed, tamamile bir iskelet haline gelmiştir. Ayak kemiklerinden bir kısmı dağıl- mış bulunan İskeletin bazı yerlerinde et ve sinir parçaları, kurumuş bir hal- de kalmıştır. Ayakkabılarla parçalan» mış elbiseleri de, olduğu gibi görül müştür. Cesedin, vahşi hayvanlar ta- rafından etlerinin parçalanıp yendi. ği anlaşılmaktadır. Ne iskeletin umumi vaziyetinde, ne de eski ve parçalanmış elbiseden, ce- sedin hüriyetini meydana çıkarmak mümkün olamamıştır. Tahmin edildiğine göre cesed, dört beş ay kadar bu vâziyette kalmıştır. Elma çukuru köyünün ihtiyar heyeti tarafından iki üç sy evvel köylerin den birisinin, ortadan kaybolduğuna dair verildiği söylenen ifade ile, meç- hul cesed arasında bir münasebet olup olmadığı araştırılmaktadır. Bundan başka, civar köylerde kay- bolmuş kimseler hakkında da tedki- kata başlamıştır. Hâdisenin bir'cina yet olması ihtimali üzerinde tahki- kat derinleşti ektedir. Gönende bir maç Gönen (Akşam) — Kasâbamızda İdman yurdu ile Doğanspor arasın- da yapılan futbol maçını İdman yur- dü 2-0 kazanmış; ediyor. Buna en ziyade menekşelerde tesadüf ediliyor. Menekşeler bu gibi hallerde gıda usaresi sevkiyatını arttı. rıyor, bu suretle münferid nebat hü- ceyrelerinde hararet derecesinin art- masına sebeb oluyor. İnsanlar gibi nebatat da >ehirli maddelerle zehirlenebiliyor. İnsanı öldüren bir zehir, bir nebata aşılanır. sa bu aşıyı müteakıb nebata bir titre- me arız oluyor, bunlar zehirin cebren tevlid ettiği raşelerdir. Bir zaman son- ra bu raşeler duruyor ve tıpkı insan- larda olduğu gibi nebat ta bir ölü gibi donup kalıyor. Bir müddet daha ge- çince ve bu ölüm mücadelesi bitince yapraklar dökülmeğe ve nebat tefes sühe başlıyor. Hindili Bose bu tecrübeyi bir çok çi- çeklerde tatbik etmiş ve daima ayni neticeyi almıştır, Titreme, fiyevr ve sonra donup kalmak. Pek kuvvetli olan nebatlar az dozda zehire karşı mukavemet gösteriyor, ölümden kur- buluyor. Fakat bütün hayatlarında aldıkları zehirin mazarratından kur- tulamıyor, lâyıkile büyüyemiyor. Hat- tâ zehirlenen bu nebalların nefes alışları, yani havadan karbon alma» ları ve oksijen vermeleri bile yavaşlı- yor ve intizamından çıkıyor. Hindili âlim Bose nebatların rüya gördüğünü bile iddia ediyor, Çiçekle- rin geceleyin yapraklarını kapadıkları ve ertesi sabah güneşle beraber tek- Nobel mükâfatı alan Hindli âlim Bose'nin keşifleri ve tedkikleri nebatlarla hayvanlar arasında hiç bir fark olmadığını kati surette meydana çıkarmıştır. Nebatlar geceleri uyur ve uykuda rüya görürlermiş hesiz, bu hareketler çok yava nl ve ancak ralanti tarzında &i İ| ilimler sayesinde görülebiliyor & £ Bu rüyayı isbat etmek için il: g malüm olan uyutucu madöslerğ bazıları veriliyor. Ortalık aydınlığı duğu ve güneş göründüğü halde gök © ler geceler! olduğu gibi derhal çiçe lerini kapatıyor ve rüya görüyorlğg. © muş gibi ufki titremeler başgösteriyon. Nebatların bu hayat tezahürleri fn sana hiç inanılmıyacak gibi görünür yor, Fakat asri ilim bunları birer İse kikat olarak kabul ediyor. Hindi âlim Rosenin neşrettiği büyük kitabi bakılacak olursa nebatların ruhla vardır. Bu ruh mubhitin güzelliğiğii alâkadardır, nebata bakanın ong-iyii muamele etmesi ve sevmesi eba ruhunu okşar. Bakanlar taraftmdağı © sevilen nebatlar ayni hayat şartiapis na malik olan diğer nebatlardan #8 ha çabuk ve daha ziyade neşvür bulur, Velhasıl nebata bakamn bat için sempatik olmasının b ehemmiyeti vardır. Bütün bunla rülmiyacak şeyler olmakla beri hepsi birer hakikattir ve bu hak ler evvelâ cihan nazarında heyecsi uyandırdıktan sonra nihayet ilin fen tarafından hakikat olarak op? ları gibi kabul edilmiştir . ğ ; Bursa lokanta ve otellerinde yüzdü! 20 tenzilât yapıldı Diğer maddelerin tenzili de tedkik ediliye > et fiatleri 5 kuruş indirildi Bursa (Akşam) —Belediyemiz ha yat pahalılığı işi ile çok yakındari slâ- kadar olmağa ve bu yolda ciddi! ted- birler almağa başlamıştır. Yaz müna» s8betile şehrimize gelecek ziyaretçi- lere kolaylıklar gösterilmesi, bilhassa otel ve lokantalarda tenzilâtlı tarife- ler tatbiki için tedkikler yapılmış ve banyo mevsimi devamınca cumartesi ve pazar günlerine mahsus yüzde yir- mi tenzilât temin edilmiştir. Ev kirası, gıda maddeleri gibi mü- him ve hayati ihtiyaçlar üzerinde de tedkikler yapılmaktadır. Et fiatleri Günden itibaren Kiloda beş kuruş in- dirilmiştir. Bü işlerle meşgul olmak ve her on beş günde bir toplanmak üzere. bir «Pahalılıkla mücadele komisyonu; teşkil edilmiştir. Bu komisyona, be- lediye dalmi encümeni de yardım ede- cek ve on beş gün içinde muhtelif sa- halards belediye elemanlarile yaptırı- lan tedkikler burada konuşularak gi- da maddelerinin narhları tayin oluna» caktır, Bu komisyona Ticaret odasile Zuhire borsasının yapmakta olduğu tedikik ve istatistikler de muntazaman gönderilecektir. Belediye, gıda maddelerinin temiz- liği ve bunları satanların sağlık şart- larına rigyeti bakımından da esaslı bir mücadeleye g aydır kapalı bulunan hanesi, bu mak tirilmiş ve yeni tayi Te bir asistan ilâvesile kad mamlanmıştır. Zabıta memurlarile sıhhiye teşkil» ti tarafından yapılan gündelik araş- | tırma ve mürakabelerde temizliğin- den va karışıklığından şüple edilen | Mercan | yiyecek ve içeceklerin burada tahlile leri yaptırılmakta ve fena mal salajıs lar hakkında sğır cezalar verilerejgi sattıkları eşya müsadere edilmekter” dir. z Seyyar esnaf hakkında çok dikkağe li davranılması kararlaştırılmıştığı Bunların kıyafetleri tesbit edilmiş we. bu şekilde giyinmiyenlerin seyyar gaf cılık etmelerine izin verilmemesi Üs karrür etmiştir, Seyyar esnaf, sattıkları malı nereğg © imal ettiklerini sarih olarak göste» mek ve buralarını Belediyenin sıhfiği ve idari kontrolüne tabi tutmak mpos buriyetindedir. wv Sokak ve çarşılarda pilâv, köfte giz 98 bi, kabları sıcak su ve sabunla yıkan © ması icab eden yiyecek satmak me nedilmiştir..,,,' İki dilenci kadın beraet etti Dün Sultanahmed birinci sulh ©8 za mahkemesindeiki dilenci kadınili muhakemeleri yapılmıştır, Bunlardan biri Güllü adınâş bir kadındır. Dört çocuğu vardır, Sokakta dilenirken yâr kalanmıştır, Mahkemede Güllü; — Dört çocuk sahibiyim. Hiçbiş yerden gelirim yok. Bu çocukları beg liyebilmek için çalışamıyorum, meğs buren dileniyorum.. demiştir. Hâkim B. Reşid, dört çocuklu Bi kadının çalışmak suretile malşetleris ni fülen temin etmekten âciz olduğum ie tutarak Güllünün “be raetine karar vermiştir. 1 Diğer suçlu da otuz beş yaşlarındı nda bir kadındır. Bu.dğ sokakta dilenirken cürmü şeşhuğ halinde yakalanmıştır. Muhakenii neticesinde Mercanın da dokuz yili) hâmile olduğu anlaşıldığından beri etine karar verilmiştir, ; #