an- ak- ay abirk bed et dr. ârı, | şük. enlz © ıı g& ve : ga eti rağ | ayıs ler eni$ yor. dün pare 2 Mayıs 1938 —— AKŞAMDAN AKŞAMAx Bakın şu al «iye âlimlerin işine! Gazetelerde okudum: Âlimin biri, keşfettiği mühim bir Icadı, sır olarak mezara götürmüş. Ö- Türken etrafındakilere demiş ki: — Gökyüzünde ne kadar tayyare Varsa hepsini birden yere indirmenin, düşürüp parçalamanın çaresini bul dum. Lâkin söylemiyeceğim! Bu zata: — Allah gani gani rahmet eylesin! Mekânı cennet olsun!,. - diyebiliyor musunuz? Ben, kendi hesabıma, hayır!.. diye- miyeceğim! Yok hayır! Semaları bir şebrayin Elbi süsliyen medeniyet melâikelerinin mıknatise yakalanmış demir zerreleri halinde kara toprak üzerine olmuş in- Gir gibi patır patır dökülmelerini kim- se istemez!.. Fakat bakalım, tatbikat Sahasında tayyareler medeniyet melâ- ikesi mi, yoksa felâket zebanisi midir? Herhalde, tecrübe gösteriyor ki, bu icaddan en fazla harp ilâhi şekline gi- ren İblisi habis istifade etti, Öyle ki, büyük şehirlerin seması, çelik ağlar İçine ahnarak, -heyhat taş değil- bir tonluk yangın bombası atan Ebabil kuşlarından korunmak isteniyor... Fa- kat tayyareler, stratosferlere kadar Yükselerek gene o şeytani hünerlerini gösterebilecekledir; çelik ağları bile Parçalamak çaresini bulacaklardır. Zi- Ta, meşhurdur ki, ötedenberi mermi ile zırh arasında daimi bir yarış var, Zırh okalınlaştıkça, o sağlamlaştıkça merminin de tesiri ona göre fazlalaş- tığı için nihai galebe gene mermide kalıyor, Halbuki, şu âlimin dediği şayed blöf değil idise, düşünün ki, bu sefer, tay- Yare, hücumun bizzat kendisine tev- cih ettiği bir hedef halini alıyordu. Bu takdirde muharebe zuhur edince, han- gi filo o meçhul âletin bulunduğu top- Takların semasına yükselebilir?.. Oh, Tahat edecektik... Fakat -başka tabir bulamıyorum. cahil, nâdan âlim! sak- lamış en mükemmel keşfini... ... Geçen gün matbaamıza şöyle bir ület getirilip teklif olunmuş: Müessesenin her odasına bir kutu uyar, Bu cihaz, dahili telefon va- #ifesini görmekten başka, müdür, ken- di bürosunda oturduğu sırada, her İs- tediği odanın düğmesini açıp orada- kilere belli etmeksizin konuşulanları dinliyebiliyor, Ancak kulak kulağa f- Sıldaşmak lâzım ki, insan sözlerinin İşi- tlmediğinden emin olsun! Vay geldi tembel memurların başı- na, İnsanın: i oldu! Lâklâkıyat ede- iyeceği geliyor. Fakat her icad mutlaka kötülüğe de kullanıldığına göre, ister misiniz fi- pen memlekette bir diktatör zuhur in; — Her evde konuşulanı dinliyeceğim. tesisat mecburi olsun! - fermanı- Yu buyursun... İşte o zaman öksürme, tıksırma ha- Taççı geliyor... i Ah, bu âlimler... Ne ucube şeyler!... Yiyi kötüden tefrik hassasından ne r mahrumlar.. Buldukları şey- , arasında meyi saklamak, neyi 9$ etmek lâzım olduğunu bir türlü iremiyorlar... (va-Nü) —u— — Haydarpaşa geçidi İnşaata bu sene içinde başlanacak Haydarpaşa geçid yerinde yapılacak köprü için Devlet Demiryolları idaresi ile Belediye arasında bir anlaşma ol- duğunu yazmıştık, Yapılan keşfe göre köprü, 400 bin liraya mal olacaktır. Bu masrafın üçte birine belediye işti- rak edecektir. Bu suretle belediye 133 bin küsur lira sarfedecektir. Belediye 939 senesinden itibaren senede 50 bin lira tahsisat ayıracaktır, Maamafih, Devlet Demiryollarının 938 senesi bütçesine tahsisat konduğun- dan inşaata yakında başlanacaktır, iBir kadın tramvaydan inerken muvazenesini kaybederek düştü Fatihte oturan bayan Emine; Be- yandda elektrik şirketi önündeki du- rakta tramvaydan inerken muvazene- sini kaybederek düşmüş, dizinden ya- ralanmıştır, Konservatuar İstimlâk bitiyor, bu sene inşaata başlanacak Belediye, bu sene içinde konserva- tuar binasının inşasına behemehal başlıyacaktır. Şimdiye kadar inşaata başlanmaması, yapılan istimlâkin bit- memesinden, binanın projesini yapan Alman mimarları Pölzig'in vefatından ve projede bazı değişiklikler yapılması icap etmesinden ileri gelmişti. Şimdi bu sebepler ortadan kalkmıştır. Esasen evvelki senelerde bütçeye konan tah- sisat da mevcuttur. İnşaat 939 senesi içinde de devam edeceğinden belediyenin gelecek sene- ki inşaat için daha 150 bin liralık ta- ahhüde girişmesine 938 bütçesile sa- Jâhiyet verilmiştir. Kalb sektesinden iki ölüm Dün sabahleyin erkenden Küçük- pazarda bir duvar dibinden geçmek- te olan biri, beyaz sakallı bir adamın boylu boyuna yerde cansız yatmakta olduğunu görmüş, zabıtayı haberdar etmiştir. Polis memurları bu adamın bulun- duğu yere gelmişler, belediye dokto- runu da çağırarak cesedi muayene et- mişlerdir. Belediye doktoru ölümün kalp sektesinden olduğunu bildirmiş- tir, Cesedin pejmürde olan üstü başı aranmış ise de hüviyetini meydana çıkaracak bir şey bulunamamıştır. Sarışın, beyaz sakallı, orta boylu, pej- mürde kıyafetli kasketli ve 60 yaşla- rında olan bu adamın hüviyeti araştı- rılmaktadır, Kasımpaşada Denizyollarının havuz- Jar idaresinde İşçilik eden Osman, Bahriye caddesinden geçerken ecza- hanenin önünde birdenbire fenalaş- mış, olduğu yere düşüp ölmüştür, Hâdiseye polis el koymuş, cesed, doktor tarafından muayene edilerek ölümün kalb sektesinden vukua gel- diği tesbit edilmiş ve ailesine verii- miştir. AEŞAM Haklı şikâyetler Türkçeye hürmet! beri devam eden soğuk sonra bugün birdenbire nın letafetinden iztifade re öğle tatilinden bilisti- mış bir çok lâvhalar na- il imi celbetti. Merak ederek bunlardan bir tanesini okuyayım de- dim, hayrotten donakaldım. Umumi bahçelerin muhafazasına dair olan bu talimatname lâvhaları- nın içinde tertib hatalarından sarfı- nazar öyle lisan, şive ve nahiy hata- ları vardı ki bunları okuyunca temiz türkçemize karşı yapılmış bir haka- Tet karşısında kalmaktan mütevellid bir iç sızısı duymamak mümkün ol- muyordu. Bunlardan bir kaş tanesi - ni yasıyorum: (Bahçeler umuma mahsus bir mahal ölduğu için halkı rahatsız edecek bahçenin tertibat, tezyi- nat, sairesine? zarar verecek dişa- ğıdaki hal ve hareketler cezayı muciptir: Kuçuk çocukir. yalnız bırak- mak. Otumubi, Moturlu, bisikletle gezmek. Kanepelerden başka (yerde otormak. Satıcı, dilenci girmek (Bunu yukarıdaki ifade ile birbirini tut- madığını göstermek için yazıyo- rum.) ilâh...) Talimatname şekli verilerek herke- sin okuması için umuma açık biz yerde teşhir olunan bu gülünç lâv- haların ya Türk Ilsanında yazdırıl- ması veya ortadan kaldırılması için icabeden makamın nazarı dikkatinin celbedilmesini istemek hakkımızdır. B.K. Motursuz Bir kadının kolları yandı Ocak yanında benzinle eldi- venlerini temizlerken benzin parladı Dün, Kadıköyde feci bir kaza olmuş- tur, Mühürdar caddesinde oturan 28 yaşlarında bayan Mevhibe mutfağın bir kenarına koyduğu gazocağını yak- mış, üzerinede yemek tenceresini oturtmuştur. Bayan Mevhibe bu sıra- da bir kâse içine benzin koyarak eldi- venlerini temizlemeğe başlamıştır. Fa- kat bu işi gazocağının yanı başında yapmakta bulunduğu için, bir aralık benzin kızışarak iştlal etmiş ve genç kadın iki el ve kollarından tehlikeli şekilde yanıklar almıştır. Hâdise polise bildirilmiş, bayan Mev- hibe tedavi altına alınmıştır, Bir tramvay ve bir otomobil iki kişiye çarptı Kadıköyden Bostancıya gitmekte olan vatman Mehmedin idaresindeki tramvay Suadiyede altmış yaşlarında Ali Rıza isminde birine çarparak ya- ralamıştır. Ali Rıza Haydarpaşa hastanesine yatırılmıştır. Şoför Hikmetin idaresin- deki taksi Asmalımescidde dört yaşın- da Nezihe isminde bir kıza çarparak yaralamıştır. Bay Amcaya göre... ili Geçen hafta, İsmet Paşa enstitü- e ilkbahar, yaz modelleri teşhir edildi bay Amca... ... Hem de canlı mâhkenlerin üstün- del... .. Fakat bunlar yalnız bayanlara gösterildi... | Balık ihracı Fazla çıkan balıklar dondurulacak Boğazda ve Marmarada senenin mu- ayyen zamanlarında torik veya pala- mut akını olur, O kadar çok balık çi- kar ki bunlardan bir kısmını denize dökmek lâzım gelir. İktisad vekâleti fazla çıkan balıkların muhafazası ve ihracı için tedkikler yapmak üzere ba- lıkçılar şubesi müdürü B, Kemali İs- tanbula göndermiştir. B. Kemal vali ve belediye reisinin refakatinde mezbahaya gitmiş, mez- bahanın soğuk hava deposunda don- muş balık tecrübeleri yapmağa başla- mıştır, Bu tecrübelere mezbahanın 50- guk hava depoları mütehassısı B. Mus- tafa işlirak etmektedir. Tecrübeler he- nüz devam ediyor. Maamafih, şimdiye kadar çok müsaid neticeler alınmıştır. Tecrübelerin vereceği neticelere göre balıklar dondurulup ihraç edilecektir. Balık tecrübesinden sonra donmuş et tecrübesi de yapılacaktır. Hamallık işi Devlet demiryollari mühim ucuzluk temin edecek Devlet demiryolları dokuzuncu işlet- me müdürlüğü kanunun kendisine verdiği haktan istifade ile Sirkecide trenlerle gidip gelen eşyaya aid hama- Jiye işlerini üzerine almağa karar ver- miştir. Dokuzuncu işletme muvakkat bir zaman için yevmiye ile çalıştıraca- ğı hamallara bu işi gördürecek ve iler- de tahmil, tahliye işlerini bir müteah- hide verecektir. Dokuzuncu işletmenin bu kararı marşandiz trenlerinde hamallık işleri- nin daha muntazam görülmesini te- min edecektir. İdare bu işi 15 mayısta. itibaren üzerine alacaktır, Bu mak- sadla ayni tarihte tatbik mevkiine konmak üzere çok ucuz bir yük tari- fesi hazırlanmıştır, Sirkecide kısmen başıboş bırakılmış olan hamaliye yüzünden beher tonuna 80-90 kuruş ücret alınan eşyaya yeni tarifede azami 25 kuruş ücret konmuüş- tur, Ayni şekilde beher vagon eşyadan alınan 900 kuruş hamaliye ücreti de yeni tarifede azami 300 kuruşa indiril- miştir. Vagondan mavnaya ve mavna- dan vagona tahmll, tahliye ücreti ola- Tak da yukarıdaki fiatlerin alınması kararlaştırılmıştır, Bakırköyde bir resim sergisi aç Bakırköy Halkevi ar şubesi tarafın- dan dün bir resim sergisi açılmıştır. Sergide ev mensuplarından resimle uğraşanların eserleri teşhir edilmiş, gerek serginin tanzim işi, gerek eser- ler ziyaretçiler tarafından takdir edil- miştir, Bir tramvay yoldan çıktı Bir Şişli - Fatih tramvayı Sirkeci istasyonu önündeki makasta yoldan çıkmış ve bu sırada süratlice gitmek- te olduğu için 12 metre kadar parke taşlar üzerinde sürüklenmiştir. Şirket tarafından alınan tertibat ile bir müd- det sonra tramvay yoluna 'koyulmuş- tur, Bahife $ İSTANBUL HAYATI Dördü de sporcu! Tramvayda, arka tarafta yüksek sesle bir münakaşa başladı: , — Hadi be. Sporcuları benim kadar tanıyamazsın. Sen spora başlıyalı kaç sene oldu ki?.. — Şuna bak hele. Klübe hep bera- ber girmedik mi? Ben senden daha €s- ki sporcuyum. Bir sıksam suyunu çi- karırım, Daha kalın bir ses: — Hey bana bakınız. Artık canımı sıkmağa başladınız ha. Şimdi çenele- rinize birer kroşe yumruk çakarsam ikinizi de sererim yere: Boğuk bir ses: — İkisi de martaval atıyorlar be. Şeytan diyor ki, bir kolunla şunların ikisini birden kucakla, tramvaydan aşağı fırlat, yokluyorlar, Bir aralık münakaşa pek kızışmışta, Yanlarından geçen biletçi seslendi: — Kavga etmiyelim. Kimse ayır- maz ha. Dördü birden cevab verdiler; — Merak etme oğlum. Biz sporcu- yuz, Kavganın usulünü biliriz, Biri ötekilere döndü: — Hadi dışarıya çıkalım be. Bir kapıyı açamıyorsun. Öyle spor- culuk olmaz. O da dişlerini sıkarak kapıya asıldı. Üçüncü, dördüncü de kuvvetlerini de- nediler, Kollarını gererek zorlarken 0- muzları pamuklu, belleri kemerli ce- Ml kinder Di leri bükülüyor, kapı bir türlü açılmı- yordu. ge e Pe — Biletçi. Kapı bozulmuş galiba. Açılmıyor. Biletçi güldü: — Siz sporcusunuz amma, kapıyı açamıyorsunuz, Diyerek bir kolulile kapıyı çekip aç- tı, Dördü de soluya soluya sahanlığa çıktılar ve hemen sigaraları yaktılar, Dumanları derin derin çekip ciğerleri- nin tâ uçlarına kadar indirdikten son- ra vapur bacası gibi sahveriyorlardı. İçim sızlıyarak baktım. Ve düşündüm. Bu zehirlenmiş spordan ne beklenebi- lir? > Cemal Refik Hesap meselesinden kanlı kavga Sirkecide oturan Mustafa ile, hamal Murtazanın bir hesap meselesinden araları açılmıştır. Dün Murtaza ile Mustafa Tahtakalede karşılaşmışlar besap meselesini tekrar tazelemişler- dir, Münakaşa az zamanda büyümüş, Murtaza bıçağını çekerek Mustafayı müteaddid yerlerinden yaralamıştır,