pe gg e SN ge a e” Aa e 25 Nisan 1938 AKŞAM” ” Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA İ t m e Yeni İstanbulun içinde Zi RR, cuk bayramı ini İlana ŞEHİR ABEREL e a rularile, çeşmeleri, çınaraltı serinlik» lerile; âheste, sükün verici hayat tem- pesile bir eski İstanbul! İnsan, nazariye olarak şöyle düşü- nüyor: rimiz modernleşirken, eski güzellikleri de muhafaza etsek... Fakat ne mevcut ki, neyi muhafa- za” Bir bakıma B, Prostun şöyle dedi- ini işitiyoruz: — Müşkilât çekiyorum. Zira pek çok tarihi Âbideniz var. Her adım at- mak isteyişimde önüme üçü beşi bir- den çıkıyor, Fakat diğer bir bakıma göre de «eski» den çok mahrumuz: Hangi mahallemiz, hangi sokağımız, hangi müstakbel milledaşa yadigâr diye saklanmağa lâyıktır? Galiba hiç biri. Tabiri diğerle: Ecdad, mabede, hay- rata ehemmiyet vermiş. Bunları yap- tığı zaman ebed, baka, sağlamlık esas- larını düşünmüş. Fâni dünya için kurduklarına ise omuz silkerek, hu- susi ikametgâhları - hattâ vezir sa- raylarını - ancak nefsi nefise göre, ki- sa ömürlü kurmuş, Bu sebeple, birin- cilerin asırlarca payidar olmasına rağmen, ikincileri yel üfürmüş, yan- gın götürmüş! Şimdi harabeler orta- sındayız. Halbuki, söylediğim gibi, hayaller- de bir eski İstanbul yaşıyor. Yeniden kuracağımız şehrin içinde böyle bir parça olmasını gönül ne kadar İstiyor. Bizans mahallesinin ihyası bile mev- zuubahisken, Piyer Letinin ruhunu şad edecek bir semtimiz, mahüllemiz neden olmasın? Amma, bu, öyle bir yer olsun ki, sefaletten âzade; Lâle devrinden arta kalmış gibi. Hâni operetlerde ipek | şalvarlı köylüler vardır; onlar ne de- rece köylü iseler, burası da o derece «eski olmalıdır... İçinde alaturka ha- mamlar, eski üslüp yemek pişiren 10- kantalar... Tabiatile, bütün inşaat, belediye nizamları mucibince, hep bi- ribirini tamamlayıcı tarzda! Ecnebi seyyah celbi, İstanbul için bir ideal olduğuna göre, bunu tahak- kuk ettirmek üzere en birinci çare, Sanırım ki, böyle bir mahalledir. m Ne garib vaziyetteyiz! Şimdiye kadar diyorduk ki: — Yalnız hal için değil, istikbal için de çalışmak mecburiyetindeyiz. Halbuki, yukarıda anlattığım mi. salden anlaşılıyor ki: Heyhat! Mazi nam ve hesabına da uğraşmamız icab ediyor! (Wâ - Nü) Yeni telefon numaralarımız Gazetemizin telefon numaralarında değişiklik olduğu İçin yeni numara- ları okuyucularımızın dikkatine ar- zediyoruz: Şehrin yolları | (4/24 şikâyetler Bu sene bütçeye fazla tahsisat kondu Belediye, şehir içindeki yollara faz- la ehemmiyet vermeği kararlaştırmış- tır. Bu itibarla şehir meclisine teklif edilen yeni bütçe, 937 bütçesinden çok farklıdır. 937 bütçesinde belediye Şu- belerinin sokaklarda yapacağı tamirat için B3,721 liralık bir tahsisat vardır. Buna mukabil belediye merkezinden sarfedilmek üzere yeni yol inşaası ve tamiratı için 60 bin liralık ayrı bir tah- sisat vardı. Bu 83 bin küsür lira belediye şube- lerine taksim edilmiş, fakat şehrin pek bozuk olan sokaklarını tamir etmek için kâfi gelmediği gibi altmış bin lira gibi az bir para ile de yeni bir yol yap- mağa imkân görülememişti. Bu sene belediye şubelerine (Tamira- ti cüz'iyen için hiç bir para ayrılma- mıştır, Buna mukabil yeniden yol in- şa etmek ve yahud geniş mikyasta yol tamir etmek üzere belediye riyaseti makamı bütçeye 300 bin liralık tahsi- sat koymuştur, Daimi encümen bu fasla 25 bin lira daha ilâve etmiş ve bütçe 325 bin lira olarak şehir meclisine teklif edilmiştir. Önümüzdeki sene şehir içinde yeni- den birkaç cadde yapılacaktır. Bir otomobil bir ağaca çarptı, iki kişi hafifçe yaralandı Nişantaşında oturan B. Nezihi hu- susi otomobiline eşini ve teyzesini ala- rak Beşiktaşa doğru giderlerken oto- mobil yolunun kenarındaki ağaçlar- dan birine çarpmıştır. B. Nezihi İle karısı hafifçe yaralanmışlardır. Duvarcı malasile yaralamış Nişantaşında oturan Mehmed adın- da biri Osmanbeyde 10 yaşlarında Yu- nu$ isminde bir çocuğu dövmüş, bunu haber alan Yunusun babası Mehmed eline geçirdiği duvarcı malasile diğer Mehmedi göğsünden yaralamıştır. Po- lis hâdiseye vazıyed ederek tahkikata başlamıştır. Sarhoşun yaptığı Havaya ateş etmek isterken kendi kendini yaraladı Kanber isminde bir genç evvelki ak- şam fazla içerek sarhoş olmuş ve Eminönünden geçerken cebinden çı- kardığı tabancasile havaya ateş etmek istemiştir. Sarhoşlukla ne yaptığının farkına varamıyan delikanlı kendi kurşunile sağ bacağından ağırca ya- ralanmış, tedavi için Cerrahpaşa has- tanesine kaldırılmıştır. 107 kilo köylü sigarası landı Küçükçekmece yolile Çatalcadan İs- tanbula bir kamyonla sevkedilen 107 kilo köylü sigarası kaçak olarak Ye- şilköyde müsadere edilmiştir. Şoför Salâhaddin ile kamyon sahibi de ya- kalanarak haklarında tahkikata baş- Şirketi Hayriyenin yaz tarifesi Şirketi Hayriye, kış tarifesini değiştirmeği elbette “düşünmeğe başlamıştır. İki senedir bunca ricalara rağmen (bir türlü yap- madığı Boğaziçi - Rumeli çıkış ve iniş serferlerinin Beşiktaştan Üs- küdara aklarmalarını bu sene ihmal etmese bari... Boğaziçinde bir okuyucunuz Teşvikiye camii Evkaf bu camii genişletmeğe karar verdi Evkaf idaresi, cemaatsız olan bir ta- ,kım camilerle mahalle mescidlerini tasfiyeye tâbi tutmuştu, Esasen bu gi- bi camilerle mescidlerin pek yakınla- rında diğer büyük camiler vardır. Diğer taraftan şehrin Beyoğlu taraf- larında da cami ihtiyacını nazarı dik- kate alan Evkaf müdürlüğü geçen $6- ne Beyoğlundaki Ağacamisini esaslı suretle tamir ettirmişti, Ancak Tak- simden Şişliye, Kurtuluş ve Maçkaya kadar uzanan geniş sahada Nişanla- şındaki Teşrikiye camisinden başka bir cami yoktur. Bu'cami de pek dar- dır, Bunu göz önüne alan evka! ida- resi, Teşvikiye camisini genişletmeğe karar vermiştir. Bu maksadla bir de proje hazırlanmıştır. Bu projeye göre caminin içinde bulunan Hüngür mah- felinin altındaki odalar kaldırılacak ve cami genişletilecektir. Bu proje Evkaf umum müdürlüğünce kabul ve tasdik edilmiş ve 938 bütçesine tahsisat ko- nulmuştur, Camide yapılacak bu tadi- lâta önümüzdeki yazın içinde başla- nacaktır Bundan başka Taksimden Şişliye ve kurtuluşa kadar hiç bir cami bulun- madığı ve bütün cenazelerin Teşvikiye camisine hakline mecburiyet hasıl ol- duğu gözönüne alınarak biri Pangal- tıda, diğeri de Şişlide iki cami yapılma- sı düşünülmektedir. Kim yaraladı? Celâlin sevgilisi kendisinin alâkası olmadığını söylüyor Evyelki akşam Beyazıdda vukua gelen'cerh vakası hakkında polis tah- kikatı devam ediyor, Sevgilisi Mahmü- re tarafından biçakla yaralandığını ifade eden mecruh Celâl, tedavi altı- na alındığı Cerrahpaşa hastanesinde verdiği ilk ifadeyi teyid etmiştir. Yaralının iltica ettiği Beyazıddaki kırlasiyeci dükkânı sahibi yaralıyı bu kadınla beraber görmüştür. Dün ya- kalanan Mahmure ise kendisine isnad edilen suçu inkâr etmiştir. Fakat ka- dının ifadesinden de istifade edilerek 'Tavukpazarında bir kahvede oturan Ahmed isminde biri yakalanmış ve üzerinde bir de biçak bulunmuştur. Celâli, sabıkalı Ahmedin yaralamış olmasından da şüphe edilmektedir. Carihin kadın mı, yoksa Ahmed mi olduğu bugün neticeleneceği ümid edilen tahkikattan anlaşılacaktır. Bay Amcaya göre... Otobüs servisi Encümenler 500 bin liralık tahsi- satı kabul ettiler Otobüs servisi için belediyenin Şe- hir meclisinden istediği beş yüz bin li- ralık tahsisat bütçe ve kavanin encü- menleri tarafından tedkik ve kabul edilmiştir. Meclisin yarınki toplantı- sında encümen mazbatalarının oku- narak meclis heyeti umumiyesinin bu talebi kabul etmesi bekleniyor. Beş yüz bin liralık tahsisat içinde sipariş edilecek otuz otobüsün güm- Tük resmi de dahildir, Belediyenin şe- hir meclisinden alacağı salâhiyeti, mil- li bankadan istikraz etmek, yahud kre- di açmak suretile belediyeye otobüs sat- mak için talip olan firmaların vere- cekleri teklife göre kullanacaktır. Beykozda 23 Nisan bayramı Beykozda Çocuk ve Hâkimiyeti mil- liye bayramı bütün değerile kutlandı. Yapılan program dâhilinde sabahle- yin bütün mektepler Beykoz Merkez okulunda toplandılar. Hükümet ko- nağı ve Parti binası ziyaret edilerek Cümhuriyet alanına geldiler. Orada toplanan bir çok halk ve mektepliler, Atatürkün büstüne birer çelenk koy- dular. Sonra merasim başladı. İstik- lâl marşı çalındı, Kaza kaymakamı İhsan Kurtan ilk sözü söyledi, Bu bayramın tarihçesinden ve değerin- den bahsetti, Bir çok yerlerde alkış- landı. Sonra öğretmenler adına Çu- buklu öğretmenlerinden bayan Sadi- ve kürsüye geldi. Çok ince ve âdeta bir şiir gibi söylediği söylev herkesi tesir altında bıraktı ve günün bütün duygularını etrafa yaydı. Daha son- ra gençler &dına malmüdürü Ekrem | Amaçın Ankara duygularile bezen- miş sözleri herkesi hayran etti, Mek- tep yavrularının bu büyrama dair sözleri ve cevaplarile merasime niha- yet verildi. * Çocuklar Şirketi Hayriyenin tahsis ettiği vapurla Anadolukavağına kâa- dar bir gezinti yaptılar. Borsacılar t 2 Oren Telefonda ucuz tarifeden istifade edecekler Ankara borsası acenteleri İstanbula alâkalarını kesmiş olmalarına rağmen sık sık meydana gelen zaruretler dola- yısile günde birkaç defa İstanbulla telefon mühaberesi yapmağa mecbut olmaktadırlar, Borsacılardan her aboneye olduğu gibi normal tarifeye göre para alın- dığından bazan uzunca süren telefon muhabereleri mühim yekün tutmak- tadır. Acentelerin mütücaalı üzerine Başvekâlet bir kolaylık ve yardım ol- mak üzere borsacılara tenzilâtlı tari- fenin tatbiki hususunda alâkadar ma- kamların nazarı dikkatini celbetmiş- tir, Neticede İstanbulla muhabere ha- linde bulunmağa mecbur acentelere tenzilâtlı tarifenin tatbiki münasib görülmüştür. Bu cihet borsacıları son derece memnun etmiştir. — Belediye meşahire mahsus me- tarlık yapmağa kalktı, bu sefer de uzun ömür verildi galiba bay Amcal.. © B. A, — Maşallah, del. Mas ula — Maşallah amma, asri mezarlık boş duruyor. Hattâ belediye, yüz lira verenlere buradan yer vermeğe kâ- / selami il imi çi ... Fakat nasil olur bay Amca, mâ» dem «ki orası bir kere (Meşahirindir) denildi... lira verdi diye San ağa oraya nasıl ya- RE çınlattı, Cicilibicili minimini grupları oynaşa gülüşe mekteblerinde toplan- dılar, Yürüyüş denemelerini, şarkı provalarını tamamladıktan $onra elele tutuşup geçi alayma çıktılar. Zümrüd ovaların göğsünü okşıyan serin, dupduru ırmaklar gibi cadde- lerden aktılar, Yarının büyükleri; kendilerine bu- günü hediye eden ulularına şükran borçlarını öderken, o kiymetli hedi- yenin hakiki sahibleri olduklarım da çok güzel isbat ediyorlardı. Hep bir ağızdan istiklâl marşını söylerken; minimini ağızlardan yükselen kes- kin ses dalgaları öndeki davulların, borazanların gürültüsünü bastırıyor, ta uzaklarda çınlıyordu. Tabibi yaşayışında çok yumuşak olan o körpe göğüsler, yurdlarını, cumhuriyetlerini koruma sırasında birdenbire, çelikleşip | gerileceklerini, anlatmak için kabarıyor, ve hep bir- den boşanıyordu. Türküz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi, Sesleri koca meydanlardan | taştı, sonsuz ufuklarda dalgalandı. Vaktile biz de birçok alaylara işti- rük etmiş, bağırıp çağırmışlık. Fa- kat bizimki, anlamallığımız bir dille sıralanmış ilâhilerdi. Niçin ve ne söylediğimizi bilmeden mubassırm zoru, hoca efendinin korkunç bakış- ları altında zoraki haykırır dürur- duk, Dün önümden geçen minimini alaylarına dikkat * ettim. Konuştuk ları dille söyledikleri kelimelerin ma- hiyetini o kadar iyi kavramış, be- nimsemişlerdi ki; ezberledikleri bir şarkıyı değil, minimini göğüslerini del duran yüksek inancı haykırıyorlar- dı, Ezberlelmiye lüzum yok. Onlram Diye haykırırlarken minimâni gözleri- nin keskin bâkışalrı, görünen saha- lara sığmıyor, daha çok geniş ufuk- lar anyordu. Toplandılar, alaylar kurdular. An- yarak, inanarak söylediler, haykır- dılar. Gülüştüler, oynadılar. İşte, bugünün çocukları bayram- larını böyle geçirdiler, Yarının o bü- yükleri oldukları zaman da yapacak- laırnı çok iyi öğrendiler. Türk kadın hekimleri birli- inin toplantısı Türk kadın hekimleri birliği bu âyın toplantısını B. Prof, Ali Esadın reisliği altında, Türk Tıp Cemiyeti salonunda yapmıştır. Prof. Ali Esad Birol, Röntgenle ve Hysterographie ile teşhis dellmiş do- kuz aylık bir dış gebelikten, Prof. Lispmann indifa devrine ald nadir iki müstahzarla bir oraire melanob- lastomundan, Prof. Tevfik Remzi Kazancığil, rahimden düşen iki ka- dük vakasından, doçent Naşid Erez dış gebeliği iltibas eden bir follikel kanamasından, doktor Saim Sağlık deri içine Prolan zerkile gebelik teş bisinden, doktor Saim mesaneye fis” tülise olmuş bir parametritteri bah- setmişlerdir. Münakaşalara; Prol. Ali Esad, Prof, Tiepmann, Prof. Tevfik Remzi Ka- zancığil, doçent Naşid Erez, doktor Salin, doktor Şerif Çanga, doktor Şükrü Ansay, doktor Saim iştirâk et-; mişlerdir. B. A. — Pekâlâ yakışır bayım, ölü- süne yüz lira verebilecek adamda meşahirden sâyılıri..