“20 Nisan 1938 —. AKŞAM AKŞAMDAN AKŞAMA Başkasına benzemek ” En fazla sinirime dokunan Şşeyler- den biri, beni başkasına benzetmeleri- dir. Hele bazı şuursuzlar, sözde kom- plimanmış gibi: — İngilize benziyorsunuz... Avustur- yalıya benziyorsunuz!.. Tarzında saç- malamazlar mı, için için «lâhavlesyi, «ya sabür.u basarım, Recep Pekerin «Biz bize benzeriz!e vecizesi üzere, ben de şahsen bana ben- Zemek isterim, Kusurlarım, noksanla- rım, belki de çok kimsenin hoşuna git- Mmiyen hususiyetlerim hep başım “Üs- tünedir!, vs Esper isminde bir zavallının mace- rasmı okudunuz mu? Adamcağız, Fran. $ız olmakla beraber, suratça tıpkı Hit- | leri andırıyor, Perçem o düşük perçeni; bıyıklar o kesik bi- yıklar... Gazeteler — Hayli Hitler! &iye alay ediyor. muş. Yalnız alay değil, Xi ciddiye alanlar sile bulunuyormuş. Esper bir gün bir Tokantaya gidince, müessese sahibi t€- ys, yritlere çok benziyen lâş ve ciddiyetle te-Fransız ressam Esper lefonu açıp polise sormuş: — Yahu! Hitler şehrimize geldi mi? Adamcağız, bu benzeyişten öyle bi- zar olmuş ki şeklini bile değiştirmeğe karar vermiş, Fakat heyhat! Bu sefer de eş dost onu tanımıyacak! Zira, Al man diktatörünün zuhurundan evvel bile o gene böyle zülüflü ve kırpık bi- yıklı imiş... İşte başkasına benzemek bu dere ce felâket... Velev o İnsan pek meş- hur bir zat olsa dahi. Onun için, sinema artistlerine o benzemeğe kas- den çalışanlara büsbütün şaşarım! Halbuki Melâhat yahud Sabiha iken kendini Greta yapanların ve nüshal &sliyesinin ismile dahi çağrılmaktan haz duyanların mevcudiyeti malüm, Bunlara dnir çok yazıldı. Halbuki Hollivutta'da -aksi gibi! - maruf bir artiste benzememek mak- bulmuş. Filânca şöhretin tıpkısı, hat- tâ tipinde olmak ebediyen sivrileme- mek için kâfi bir sebepmiş!, Fakat heyhat! Günden güne, sine- ma artistlerinden şunun yahud bunun tipinde olmamak muhalleşiyor. Zira Hollivut her tipteki insan çeşidlerinj eliyor, en muvafık bir nümunesini bu- lup reklâmlarla ortaya çıkarıyor. Bü- > iin ırklar da bunu yapıyor. Ve o tipe en muvafık edayı, kılığı, yakıştırıp tel- kin ediyor, Belki de bunda mütehas- sıslar çalıştırılıyor. Tabiatile o tipe uygun olanlar da Hollivuddaki asılla- ritu taklitten kendilerini alamıyorlar. İşte, birçok gençlerin ayni model üzere olmalarının sebebi bu olsa gerek... Ne- rede o şahsiyet ki, filânca enmuzeçten olmakla beraber, sırf zekâsile, manevi kuvvetile kendine bambaşka bir husu- Siyet versin!,, Demek, sinema cihanı, tasniflerini tamamladığı gün hepimize numara koyacak. Kavun, karpuz, üzüm, por- takal gibi meyvaların çeşid çeşid ayrıl ması gibi, insanlar da tiplere ayrılıp filâncaya banzememek felâketinden kurtulamıyacaklar. Bereket versin ki, tabiat, nek çok çeşid yaratnuş... Sokağa bakıyorum: Geçiyorlar, geçiyorlar, geçiyorlar... Ne gok çeşid, ne çok... Li Gene evlenme meselesi Geçenlerde yazdığım «Eşsiz kalan etkekel huveli münasebetile bana o Üsküdardan | mektup gönderen on sekiz yaşındaki ve | muhtaç haldeki bayana da bir talib çık- muştar. Şahsan müdahale elmemekteki fikrimde musir olduğumdan, tarafeynin mektuplarını Beyoğlu evlendirme memur- luğuna gönderdim. Bayan (If) bir kere evlendirme memur- Yuğuna müracaat etsin. (Vâ-Na) Yeni telefon numaralarımız Gazetemizin telefon numaralarında değişiklik olduğu için yeni numara- ları okuyucularımızın dikkatine ar- zediyoruz: Başmuharrir Yam işleri 20165 İdare, ilân ve abone 20681 Akşam matbaası (Müdür) 20497 | Sütler Kontrol istasyonları tesisi isteniyor Sütler hakkında yapılan şikâyet- lere halk ile beraber sütçüler cemi- yeti de iştirak ediyor. Birçok süt müstahsil ve satıcıları sütlere hile karıştıran esnafın kendilerini de leke- lediklerini ileri sürüyor. Cemiyet verdiği bir karar üzerine yeniden Belediyeye müracaat etmiş, şehrin her semtinde satılan sütlerin sıkı bir kontrole tabi olması için kon- trol istasyonları açılmasını teklif et- miştir. Bu istasyonlarda birer baytar ve kimyager bulunacak ve bunlar daimi surette sütleri muayene ve tah- MI edecekleridir. Cemiyet, namuskâr surette çalışan esnafın hile ve sahte- kârlık şaibesinden kurtulması için tesis edilecek bu İstasyonların masra- fını bizzat deruhde edeceğini de ilâve etmektedir. Belediye bu teklifi tedkik ediyor. Temizlik mücadelesi Temizlik mücadelesine başlıyan Belediye, üstü başı çok kirli olan be- kür odalarında yaşıyanlarla çok fa- kir olanları meccanen hamamlara gönderiyor, Bunların elbiselerile ça- maşırlarını da tephirhaneden etüvden geçiriyordu. Belediye hesabına bu kabil insan- ları hamamlarında yıkayan hamam- cılar, diğer müşterilerini kaçırdıkla- rından şikâyet etmişler ve Belediys tarafından gönderilen kimseleri kabul etmiyeceklerini bildirmişlerdir. Be- lediye bu halk hamamlarından çok iyi neticeler elde edildiğini göz önüne alarak hazirandan evvel bazı hamam- ları sırf bu kabil parasız yıkayıcılara tahsis etmeğe karar vermiştir. Idam talebi Hamal Yusuf hakkında müddeiumumi bu cezayı istedi Geçen sene Sirkeci şimendiferlerin- de hamallık yapan Yusuf adında biri bazı yolsuz muameleleri yüzünden işinden çıkarılmış, Yusuf bunu ha- mallar kâtibi Hasanın yaptığını zan- ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Kortonun konserini radyomuz niçin nakletmiyor Bundan bir ay evvel gazetenizin «Dikkatler, sütununda «Türk Tarihi musiki konseri. verildiği gece bu musiki zizafetinin radyo ile nakledil. mediğini İşaret etmiş, bu gibi ihmal- lerin bir daha tekerrür etmemesini dilemiştiniz. O zamanki temenninizin İstanbul radyo idaresi tarafından nazarı dik- kate alınacağını zannederek beyhu- de ümide düştük. Halbuki pazratesi akşamı saat 21 de büyük bir heyecanla İstanbulu dinle- mek istediğimiz anda artık dinliye dinliye usanç duyduğumuz ayni 08 ve şarkıların karşılaştık!.. Dünyanın en yüksek piyanisti Alfred Korto ken- di memleketimize geldiği halde rad- yo idaresi onun konserini nakletmi. yordu! Büyük sanatkâr dinlemek fırsatı- nı bulamıyanlar, son dakikaya kadar radyolarının başında, «belki sonra- dan akı ederler.» diyo bekleşip durdu! İlk könser böylece geçti gitti. Şimdi Önümüzdeki günlerde bir ikincisinin verileceğini haber alıyor ve yeniden bütün şikâyetler karşısında, olduğu gibi, süküt deği, izahat bekleriz. Nişantaş: N, Akdemir Hafif geçiştirilen bir kaza Bir mavna şirketin 53 numa- ralı vapuruna hafifçe çarptı baş kamara pencerelerini parçaladı Dün sabah saat on bir raddelerinde Köprüde hafif geçiştirilen bir vapur kazası olmuştur. Şirketi Hayriyenin 53 numaralı vapuru Köprüde yolcu almakta iken Haliç tarafına geçmek istiyen bir kum mavnası yanlış bir manevra yüzünden vapura çarmış, baş tarafındaki kamara pencereleri, tahlisiye vesatini ve kısmen güverteyi parçalamıştır. 53 numaralı vapur tamir edilmek üzere seferden çıkarılmıştır. Liman fen heyeti kaza hakkındaki tahkikata başlamıştır, Bebek - Istinye nederek bir gün sabahleyin Balıkpazarı Bir kısım yalıların kalması civarında kâtip Iasanın yolunu bek- leyip intikam almak maksadile Ha- sanı bıçakla öldürmüştü. Dün ağırceza mahkemesinde maz- nun Yusufun mevkufen muhakeme- sine-devam edilmiş, müddelumumi muavini B. Remzi iddianamesini oku- muştur. İddia makamı suçlunun Türk ceza kanununun 450 nci mad- desinin dördüncü bendi hükmüne gö- | re cezaya çarplirılmasını istemiştir. Rels, bir diyeceği oldup olmadığını Yusufa sordu. Yusuf: — Ne diyeyim? Benim söyliyeceğim b. Cevabını vermiştir. Mahkeme, ev- rakı tedkik ederek kararını vermek üzere muhakemeyi başka güne bıraktı. Yusuf hakkında müddelumuminin tatbikini istediği kanun maddesi idam cezasını emreder, Belediye şubelerinden birinin lâğvedileceği doğru değil Dün bir gazete, Belediye şubelerin- den birinin lâğvine karar verildiğini yazıyordu. Belediye şubeleri vilâyet kaza teşkilâtile tevem olduğundan bu haber ile İstanbul vilâyetindeki yedi kazaya ald Belediye teşkilâtının lâğvedileceği anlaşılmaktadır. Halbu- ki Belediye Eyüp kazasında bile yeni bir belediye şubesi teşkili için bütçe- ye tahsisat koyduğu bir sırada böyle bir şey tasavvur bile edilmemektedir. Aldığımız malümata göre Belediye hazirandan itibaren belediye vergi tahsil ve tahakkuk şubelerini birleş- tirmeğe karar verdiğinden bu haberin bu karardan galat olduğu anlaşıl. maktadır, için bir müracaat yapıldı Şehir meclisi kararile Bebek - İs- tinye sahili yolunun tesbit edilmesi üzerine bu havalideki halk, araların- da bir mazbâla yaparak Belediyeye müracaat etmiştir. Bebekle İstinye arasındaki sahada yeni yol istikameti dolayısile yalılar. dan bir kısmının yıkılması icab etti- ğinden mazbatada bu yalıların Boğa» zın süsünü teşkil ettiği -ve Boğazın güzelliğini korumak üzere Balta li- manından itibaren yolun yalılar ar- kasını takib etmek üzere İstinyeye geçmesini istemişlerdir. Mazbata muhteviyalı Belediyece tedkik edilmektedir. Ancak eski isti- kamet, kanuni mecrasını geçirerek tasdik edilmiş ve bu suretle kati şek- Mini almiş olduğundan bu müracaatın kabulü çok şüpheli görülüyor. Diğer taraftan bu hat üezinde inşaat yapı- lacak kısım İle, inşaata müsaade edil- miyecek kısımlar da Belediye imar müdürlüğünce tesbit edilmiştir, Bir apartıman hirsizi yakalandı Bir aydan fazla bir zamandanberi polisçe aranılan apartıman hırsızı Jak, evvelki gün Kuledibinde görüle- rek yakalanmıştır. Küçük hırsız şimdiye kadar Şişli, Gümüşsuyu, Kurtuluş, Maçka, Har. biye, Parmakkapı, Clhangir semtle- rindeki kapısını açık bulduğu apartı- manlardan palto, pardösü, şapka ve salre gibi bir çok eşya çalmıştır. Jak suçunu itiraf etmiş, eş- Telefon Beyoğlu santra- ına yapılan ilâve bitti Beyoğlu semtinin telefon ihtiyacı- nı kısmen karşılamak için Beyoğlu telefon santralıma yapılan ilâve inşa- at bitirilmiştir. İlâve santral bir iki güne kadar faaliyete geçecektir, Şim- diye kadar yeniden 20 den fazla abo ne kaydedilmiştir. Beş yüze kadar bü- tün müracaatlar kabul edilecektir. Yeni santral ancak 500 aboneyi idare edecek kuvvettedir. Diğer taraftan, Beyoğlu semtinin ihtiyacını tamamen karşılamak için Şişlide yapılması kararlaştırılan 2000 abonelik müsakil santral binası inşa- atı ihale edilmiştir. Mayıs iptidala- rında santral tesisatı ihale olunacak- tır, Şişli santralı 16 ayda ikmal edile- cektir, Deri sanayii hakkında tedkikler Büyük deri fabrikalarının muamele vergisi vermemek için beş beygir kuv vetine inmeleri neticesi küçülen deri sanayii üzerinde alâkadarlarla temas: lar yapacak olan sanayicilerden mü- rekkep heyet yakında Ankaraya hare- ket edecektir. Heyet ,deri sanaylinin küçülmesi meselesinden başka muamele vergisi- nin daha uygun şekilde alınması Üze- rinde de temaslar yapacaktır, Bir kahvede kaçak eşya bulundu Beyoğlunda bir kahveye kaçak eşya, getirildiği haber alınmıştır. Evvelki gün kaçakçılık bürosu memurları kahvede arştırma yapmışlar, kaçak ipekli, yünlü kumaş İle yedi tabanca fişeği ve bir deste damgasız iskambil kâğıdı bularak müsadere etmişlerdir. Tahkikata başlanmıştır. Kalamış cinayeti Karısını öldüren Rıfatın muhakemesine başlandı Kadıköy civarında Kalamış iskele- sinde karısı Sadiyeyi tabanca ile öl dürmekten maznun Rifatın muha- kemesine dün ağırceza mahkemesin- de başlandı. Maznun Kifat, karısının evden ayrılarak başka bir erkekle münasebat peyda ettiğini ve müte- düdid defalar evine dönmesi için ri- caları dinlemediğini, vaka günü de kendisi iskelede dururken karısının bir erkekle gezerek oraya geldiğini ve yanındaki erkek ayrıldıktan sonra kendisi gene karısının yanına gidip eve gelmesini rica etmek istemesi üzerine kadının bağıra çağıra haka- ret ettiğini ve bu vaziyet kendisi de şuurunu kaybederek ne yaptığını bilmediğini söyledi. Şahit- lerin çağırılması için muhakeme baş- ka güne birakıldı. Taksim cinayeti faillerinin tevkifine karar verildi Evvelki gün Taksimde Süleyman adında birini bıçakla vurmaktan Suçlu Ahmedle bu kavgaya iştirak et- mekten maznun All ve Adil dün Ad- Miyeye teslim edilmişler ve Sultanah- med birinci sulhceza mahkemesinde sorguya çekilmişlerdir. Hakim B. Reşid maznunların üçü- nü de tevkif ederek tevkifhaneye gön- derdi, Orta tedrisat umum müdürü geldi Maarif Vekâleti orta tedrisat umum müdürü B, Avni şehrimize gelmiş ve dünden itibaren Maarif müdürü B. tesbit etmeğe başlamıştır. Bu seferki yalarla beraber emniyet müdürlüğüne tedkikat artık son ve kati mahiyet getirilmiştir, alacaktır, mı ISTANBUL HAYATI Asri âlimler ! Yaşları on altı ile on yedi arasın- da idi, Üçü de şık giyinmişlerdi. İkisi şen, tam manasile hoppa tavırlı; üçüm- cüsü inadına ağır, ciddi görünüyordu, Beyoğlu caddesinde yanlarından ge- çen kadın erkek her yolcuyu baştan aşağı tedkik ederek gülüşüyorlar. — Aman şu kadına bak. Burnunun ucu biraz daha yuvarlak olsa, tıpkı Marlene Ditrihe'e benziyecek, — A, yüzünün biçimi Lilyan Harve- ye daha çok benziyor. Münakaşaya tutuşuyorlar, sinirle- niyorlar. Ellerindeki sinema mecmu- alarını açıp tedkik ediyorlar, Bu gürültülere seyirci kalan üçün- cü arkadaşları da bir aralık söze ka- rıştı, Yanlarından geçen bir kız çocu- — Şu miniminiye bakınız. Tıplı Greta Garbonun kızına benziyor. Dedi. Fakat zavallı kızcağız sözünü tamamlıyamadı, Arkadaşlarının ikisi — Aman, sus... Bizi kepaze edecek» sin. İnşallah bu sözü yanımızdan ge çenler duymamışlardır. Ayol; bir genç kız, Greta Garbonun yeni nişanlandı. ğını bilmez ölur mu? Sadece kitab okumakla iş bitmez. Bir genç kıza as- ri bilgi lâzımdır. Hiddetten yüzleri kıpkırmızı kesili- yordu. Biri susmadan öteki başlıyor. du: — Darlma amma, pek cahilsin me, Hele bizim yanımızda böyle ko- nuşursan işitenler bizi de senin gibi Cemal Refik 23 nisan çocuk bayramında Üniversite veri- yon bu sene Çocuk bayramının het kaza dahilinde ayrı ayrı yapılmasına ve şehrimizin her semtinin şenlendi. rilmesine karar vermiştir. Her kaza kendi mıntakasında Çocuk bayramı- ni kendi programı dahilinde kutluya- caktır. Bu yıl Eminönü mıntakasının Programında Meydan temsilleri mü- him bir yer almıştır, Beyazıtta Üni- versite meydanmda büyük bir sahne kurulmaktadır. Bu sahnede dekorsuz, atılmış yeni bir adım ve örnek olacak- Fotoğrafcı beraet etti Adile adında bir kadın mahkeme- —Man JA