| k f i Sahife 6 Ingiliz -Italyan anlaşması dün imza edildi (Baş tarafı 1 inci sahifede) umumi sulh ve emniyet davasına ha- dim olmak arzusu ile karşılıklı men- faat meselelerinin halli hususunda müzakerelere girişdiklefi kaydedil- mektedir. İ Protokola merbut vesikalar iki hü- | kümet tarafından tesbit olunacak bir | tarihte meriyete girecektir. Bu vesikalar meriyete'girer girmez, | Sudan, Kenya, İngiliz Somalisi ve şarki İtalyan Afrikası arasındaki hu- dudlar ve bu toprakların münasebet Jeri hakkındaki kati bir anlaşma yap- mak üzere İtalya ile İngiltere arasın- da müzakerviere girişllecek ve Mısırı alâkadar eden hususlarda Mısir hü- kümeti ile bu müzakerelere devam 0- lunacaktır, Protokola merbut sekiz vesika şun- lardır: 1 — Akdeniz hakkındaki 2 kânunu- sani 1937 tarihli deklârasyonu ve 31 | kânunuevvel 1936 da teğti edilen no- | taları teyid eden bir deklârasyon, 2 — Askeri malümat teatisi hakkın- | da anlaşma: Her iki taraf Akdenizde, Kızıl deniz- de, Aden körfezinde, Mısırda, Sudan- | da, şarki İtalyan Afrikasında, İngiliz #oimalisinde, Kenyada, Uganda da ve | 'Tanganikanın şimal mıntakasındaki kuvvetleri hakkında muayyen zaman- Jarda malümet teati etmeyi ve Akde- nizde 19 uncu tul derecesinin şarkın- da, Kızıl denizde ve Kımi denize giren | ve çıkan yollar üzerinde bahri ve ha- vai yeni bazlar vücüde getirmek niyet- | lerinden birbirlerini haberdar eyleme. yi taahhüt eylemektedir, Yakın Şarkta 3 — Yakın şarkta muayyen toprak- lar üzerinde anlaşma: Sekiz maddeden ibaret olan bu an- İ evvel 1888 tarihli Kanal mukavelesi- | münasebetlerini en kısa bir müddet | kâmıma riayet edecel laşma mucibince İtalya, Suudi Arabis- tanın ve Yemenin şark ve cenubunda bulunan topraklarda «Aden mıntaka- £iw siyasi bir nüfuz araştırmamağı taahhüt eylemektedir. İngiliz hükü- meti de bu mıntakada Suudi Arabis- | tanın veya Yemenin istiklâl ve teme- miyetlerine dokunacak hiç bir hare- kette bulunmıyacağını beyan etmek- tedir. Yine bu anlaşma her iki tarafa Kı- zıl denizde adalar ilhakını, tahkimat yapmayı Suudi Arabistan ile Yemen arasında çıkabilecek ihtilâflara karış - mayı yasak etmkele ve bu civarda ba- zı arazi meselelerini halletmektedir. 4 — İki taraftan hiç birinin diğeri- nin menfaatlerini muzur veya iyi mi nasebetlerie telif edilemiyecek basın veya propaganda usullerine müracaat edemiyeceklerine dair deklârasyon. 5 — Tsana gölü mıntakasında İn- giliz menfaatleri hakkında İtalyan te- minatını teyit eyliyen deklârasyon. 6 — İtalyanın şarki İtalyan Afri- kasındaki yerlileri polis hizmetlerin- den gayri askeri hizmetlere mecbur etmiyeceğin? dair verdiği 29 temmuz Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ — Nü) Peki, daha ne istiyorsun? Serma- yeye ne ihtiyacın var? — Hususi işlerim sana ald değil, Hem benim bir annem var, Onun da parası olmasını istiyorum. Benim yü- zümden kadıncağız az üzülmedi, Şim- di o da rahat etsin. Vay! Demek annen var! Hiç | bahsetmemiştin... Eh, ne yapalım, aylık bağla, yetişir, — Hayır! Aylık sadaka gibi gelir, halbuki toptan parayı eline verirsem 0 da kendi hayatını kurtarır... Hem kuzum, sırf bana taallüku olan işler için seninle niçin münakaşa ediyo- rum? Sen bana ne karışırsın? Unut- ma ki ben emrediyorum. Sen de bana körü körüne itaat mecburiyetindesin. — Geçmiş ola! — Demek düşmanız? — Evet, — Vahid bey benim taraflımdır. — Kızla çotuk da benim, — Son sözün bu mu? — Bu. Mümtaz, kapıya doğru yürüdü. Atiye, arkasından seslendi: | ya o zaman bütün gönüllülerini hep 1936 tarihli teminatı teyid eden dek- Jârasyon. — Şarki İtalyna Afrikasında din hürriyeti ve İngiliz dini teşekküllerine yapılacak muamele hakkında deklâ- rasyon, kanalının sullı ve harp xamanlarında bütün devletlere geçiş serbestliğini garanti eden 29 teşrini- nin hükümlerine riayet edileceğini mübeyyin deklârasyan. Munzam bir protokolda bu deklâ- rasyonların meriyete girmesini müte- akip İtalya ile Misir arasında bu memleketi alâkadar eden bütün me- selelerin halli hususunda müzakere- lere girişileceği ve diğer taraftan şar- ki İtalyan Afrikası ile Büyük Britan- | ya imparatorluğu arasındaki ticaret içinde tanzim eylemek üzere İngilte- re ve İtalyanın ticaret müzakereleri: ne başlıyacakları beyan olunmakta- dır. Teali olunan mektuplar şunlardır: 1 — Libya: İtalya, Libyadaki kuvvetlerini azalt- masını erireylemiş olduğunu ve her hafla için bin Kişinin geri alınmasına da başlanmış bulunduğunu beyan etmektedir. Bu geri alınma işi oradaki mevcut sulh zamanı kadrosuna inin- ceye kadar devam edecektir, 2 — Londra deniz mukavelesi: İşbu anlaşma meriybte girer gir- mez İtalya Londra deniz mükavele- sine iştirik edecektir. O zamana ka- dar da İtalys mezkür mukavele ah- İspanyadaki gönüllüler 3 — İspanya: İtalya ecnebi gönüllülerin nisbi bir tarzda geri alınması hakkındaki İngiliz formülünü kabul etmekte ve mezkür geri alma işini ademi müda- hale komitesince tayin olunacak 7a- manda ve şartlar altında yapmağı taahhüt eylemektedir. Eğer gönül- lülerin çekilmesi dahili harbin hita- munda henüz bitmemiş olursa, İtal birden ve bütün İtalyan malzelesini geri alacaktır. İtalya, İspanyada, Balear adaların- da, deniz aşırı İspanyol toprakların- da veya Fasta hiç bir mülki veya si- yasi maksat gütmediğini ve mümtaz hiç bir vaziyet araştırmadığını ve mezkür yerlerde müsellâh kuvvetler bulundurmak fikrinde olmadığını tes yit eylemektedir. İngiltere hükümeti bu teminatı se- ned ittihaz ederek İspanyol mesele- sinin hallini işbu analşmanın meri- yete girmesi için şart koşmaktadır: 3 — Habeşistan: İngiltere, Milletler Cemiyeti kon- seyinin önümüzdeki (toplantısında, İtalyanın oHabeşistanm üzerindeki hukuku hükümranisinin tanınması mselesinde âza devletlerin vaziyetle- rinin tavazzuh etmesi için teşebbüs- Tefrika No, 23 — Saçmalama... Böyle yaparsak İş- lerimiz bozulacak. Delikanlı omuz silkerek kapıyı vur- du; çıktı, gitti, vx İki hetşire, yeni yapılan apartı- manlardan birine taşınmışlardı, Müm- taz, her gün onları ziyarete gidiyordu. | O gün delikanlı içeriye girer girmez, Hayriye: — Sizi öğle yemeğine alıkoyacağız! dedi, - Sonra birlikte Karagümrük ta- raflarma gideriz. Gayet fıkara bir hasta kadın varmış. Haber verdiler, Görmek istiyoruz. O yolları bilmiyo- ruz. Yanımızda bir erkek bulunursa daha iyi olur, — Hay hay! Maalememnuniye. Acele acele yemek yediler, Sonra hazırlanıp hemen sokağa çıktılar, —25— Burası, çamurlu, harab, metruk bir sokaktı. Evler biribirlerinin üzerine çökmüş, yıkılmış gibi duruyordu, Gi- rintili, çıkıntılı yollarda otomobille zahmetle ilerlediler. İkide birde du- AKŞAM Hariciye: Vekilimiz Mısırdan ayrılırken Mısır Hariciye Nazırı ile samimi telgraflar teati edildi Kahire 16 (A.A) — Türkiye Hari- ciye Vekili Dr. Aras, Mısırdan ayrı- hrken Mısır Ha: ğıdaki telgrafı gön Mısırda bana ve memleketime gös- terilen derin kabulden minnet ve şükranla topraklarmızdan ayrılıyo- rum, Majeslenin alâka ve İltifatına te- şekkür eder ve iblâğına vesatetinizi rica ederim. Dostluğuna şahit olduğumuz Mısır milletine saadetler, refahlar dilerim. Başvekile selâmlar ve hürmetler eder, sizi de selâmların. Mısır Hariciye nazırı doktor Ara- sa aşağıdaki cevabı vermiştir: Mısır millet ve en teveccühe teşekkürler “x“Jann size gösterdiği muhabbet «e tezshür büyük milletiniz Cumhu- riyet hükümetine derin dostluğunun ufak bir tezahürüdür. Krahma asil öuygularınızı iblâğ yazifemdir. Hissiyalınızdan resim ar- kadaşlarım mütehassis olacaklardır. Mısırı siyaretinizi unutmıyacak bu, onun için tarihi bir gün kalacak ve sulh gayelerine ayni yüksek ve sada- katle bağlı milletimizin asırlık mu- habbetlerini takviye edecektir. Şahsi tazimlerimi arzeder ve Mısırın kardeş Türkiyeye selâmlarını, Reisicümhu- ra afiyet ve sasdet temennilerinin ib- Jağını rica ederim. Ankara Sekür Tiyatrosu Bağdadda Ankara 16 (Telefonla) — Memleket dahilinde bir turneye çıkmiş olan An- kara Şehir Tiyatrosu Bağdâda varmış ve orada çok büyük rağbet ve alâka uyandıran temsiller vermeğe başla- mıştır. Bağdadda daha bir kaç gün kalıp memleketimize dönecek olan Ankara Şehir Tiyatrosu dönüşte Mardin, Di- yarbakır, Elâzığ ve Malatyaya uğrıya- rak temsiller verecektir. emasanan amana sanan esas seaanaseraBan de bulunmak niyetinde olduğunu be- yan eylemekte ve bu meselede Âza devletlerin hürriyetini tahdit edecek maniaları bertaraf eylemek arzusunu teyid eylemektedir. Mısır ile İtalya arasındaki iyi kom- şuluk mukavelesi kati anlaşma meri- yete girinceye kadar iki memleket münasebetlerinin tanzimlini istihdaf etmektedir. Bu mukavele esarete kar- İ şı olan kanunlara riayet ve yerli ds- keri kuvvetlere yerlilerin alınması meseleleri hakkındadır. Mısır hükümeti İngiliz - İtalyan an- Taşmalarına muttali olduğunu beyan etmektedir. Nihayet anlaşma, Çemberlayn ile Mussolini arasında iki memleketi an- laşmasının tahakkukundan (dolayı memnuniyet beyan ederek teati ey- ledikleri telgrafları ihtiya eymekte- dir. Nihayet, Basta kadının oturduğu evi buldular. Mahallenin çocukları, kadınları evlerinden dışarı çıkmış, şık olomobilli, iyi giyinmiş insanları, adım adım takib ediyorlardı. Harab, bir kulübenin önünde durup ta etrafı tedkik ettikleri esnada, cum- badan bir Kadın seslendi; — Kimi arıyorsunuz? — Burada hasta bir hanım varmış. Onu. Ben doktorum. Yaşlı bir kadın, kapının önünde mi- rıldandı: — Doktor! Doktor!.. Lâzım olduğu zaman gelmez... İş işten geçti mi ge- dir! — Ne var? Kadıncağız öldü mü yoksa? — Hayır ama, can çekişiyor, — Öyleyse belki kurtarabilirim, Feriha ile Hayriye, evden içeri gi- rerlerken arkasından bir kaç kadın, fısıldıyarak: — Hmh!.. Doktormuş... Bunun nesi doktor ayol... Süslü püslü tango! Sakin mahallede, bu ziyaret mühim bir hâdise olmuştu. Mümtaz sağda solda biriken ço- cuklara bir kaç kuruş dağıttıktan son- ra, o da, yıkık kapıdan, kadınların arkasi sıra girdi, Alçak tavanlı, pislik içinde, güneş İzmirde Konak vapur “ 17 Nisan 1938 iskelesi işletmeye açıldı Yeni iskele binası 45 LEM bin tiraya mal oldu. Yukarıda yeni iskele binası, aşağıda iskelenin açılış töreninde ahaliden bir grup. İzmir (Akşam) — Deniz Bank İz- mir şubesinin inşa ettirdiği betonar- me Konak vapur iskelesi, merasimle işletmeğe açılmıştır, Güzel bir mima- ri eser olan iskele, kırk beş bin Ilraya mal olmuştur, Plânını mühendis B. Yu- suf Ziya, inşaatını da mimar B, Fuad ve müteahhid B. Yahya Granit yapmış- lardır. İskelenin açılma merasiminde vali B, Fazlı Güleç, müstahkem mev- ki komutanı general Rasim Aktoğu, belediye reisi Dr, B, Behcet Uz, Deniz Bank İzmir şubesi müdürü B. Haşmet Dulge, Banka müdürleri, tüccarlar hazır bulunmuşlardır, B, Haşmet Dül- ge, cumhuriyetin bu eserini açmak için makası valiye vermiş, vali B. Fazlı Güleç: — İzmiri süsliyen, İzmire şeref ve- Ten bir eser meydana gelmiştir, Bunu yaptıranlar ve yapanlar sağ olsunlar der ve açarım. Sözlerini söyledikten sonra makasla kurdeleyi kesmiş, ik. adımi atmıştır, Diğer davetliler de İs- kele binasına girmiş, her tarafı gez- mişlerdir. İskelenin üst kısmı müte- addid teraslardan ibarettir ve gasindi z halinde işletilecektir. Bu merasimden sonra davetliler Bayraklı vapurile körfezde bir gezin“ ti yapmışlardır. KAŞ ei iyi vaziyette Karaman (Akşam) — Verilen ma lümata nazaran mıntakamızın her tarafında ekin vaziyeti umumiyetle iyi bir vaziyettedir. Ekseri yerlerde buğday ve arpalar iyi bir şekilde ye tişmişlerdir. Karaman cenubi garbi, Aladağ mıntakası ve bir kısım yerlerde meyve ağaçları çiçeklenmişlerdir. Askeri liselerden birincilikle çıkan otuz genç muhtelif branşlarda tahsillerini ikmal için dün Romanya vapurile Avrupaya hareket etmişlerdir. Yukanıki klişe giden gençleri gösteriyor. inim inim inliyordu. Üstü başı liyme liyme... Yanında cadı kılıklı bir kocakarı kabakçekirdeği Yorganı açtı, iğildi, kalbe kuvvet vermek için hazırladığı lil kanfre şi- rıngası yapacaktı. Ve hayretle: — A... - dedi, Bu, Peymandı. Biçare kız, gözlerini - aralayıp da Hayriyeyi tanıyınca boğuk boğuk mı- nldandı: — Affedin beni! Affedin benil Mümtaz, heyecan içindeydi. Peyman, onu görünce, titriyen par- magile delikanlıyı göstererek mecalsiz. sesile: — İşte ol - dedi, Ve tekrar: * — Affedin beni.., Hepiniz affedin!.. » diye mirıldandı. Son bir feryadla; — Felâketlerin sebebi benim... Yerinde çırpındı ve yastığın üzeri- ne, bitab düştü, Artık kımıldamiıyor- du. Kocakarı yaklaştı, Lâkayd: — Öldü! - diyerek göz kapaklarını kapadı ve mırıldandı: - Elbet! Bu ka- dar dayağın sonu buydu... Hınzır he- Tif,. Güya müslüman olmuş!. Hal- buki adile sanıle Moskof!.. oturduğu meyhanede İelâketin habe- rini almış olacak kİ, çırpma çırpma; göğsüne yumruklar indire indire ev- den içeri gidi. Yatakta uzanmış ölüyü görünce yerlere yuvarlanarak ağladı: — Vah karı benim!.. Vah karı b& rim!.. Seni çok dövmüş ben... Artık yapacakları iş kalmadığı için, herifle meşgul olmadan kızlar önde; Mümtaz arkada, evden dışarı çıktılar. Delikanlı biraz geriliyerek oradâ kenarda duran, üstü başı pejmürda bir adama yaklaştı ve yavaş sesle sore du: — Bu herif ne işte? — Sarhoşun biri... Bütün gün iy” hanede. — Kendisile konuşmak istersem nos rede bulurum? — Nah, şu köşedeki izbe dükkâş yok mu? Orada zıkkımlanır duru Bir yere gitmez. Mümtaz, otomobile binmek üzeri olan kızlara yaklaştı: — Ne konüşuyordunuz? — Hiç... Öteberi... Bu felâketli man» zara hakkında... Facıanın tesirile hepsi sarsılmış ole duğundan avdette hep sustular. Apartımandan içeri girdikleri zw man Hayriye, hemşiresine: — Sen daha zayıfsın. Bu gezinti de seni sarstı, Git odana, biraz uzan! * dedi, © (Arkası var) ama SEBSS»PEBDHBİL EFASSE ——— ————— m A BON OHESSASSULASE çi