si YASI İCMAL: B. Bek'in seyahati Lehistan Hariciye Nazırı B. Bek'in | İtalyaya yaptığı resmi ziyareti dört gün sürdül. Nazır şimdi Viyana tari- kile dönüyor. Bu ziyaret, her türlü mânaların fevkinde dostluk vg işbir- Biği tezahürlerine vesile teşkil etmiş- #ir. Leh ve İtalyan Hariciye Nazırları metbuları devletler namına karşılıklı 3on derecede cemilelerde bulunmuş- lardır. Lehistan Hariciye Nazırı nutkunu Fransızca değil İtalyanca söylemiş- tir. Leh ve İtalyan milletlerinin me- | deniyet ve ktiltürlerinin aynı Lâtin kaynağının mahsulü olduğunu ehem» Miyetle kayd ile B. Mussolininin Ro- ma İmparatorluğu - ananelerini de- Dam ettirerek İtalyan milletini yeni yeni şan ve zaferlere eriştirdiğini İebarüz ettirmiştir. B. Bek'in bugünkü İtalyanın en ince tellerine hoş gelen bu sözlerden #onra kadehini İtalya Kralı ve Ha- beşistan İmparatoru şerefine faşist İtalyanın azamet ve inkişafı temen- nisile kaldırmıştır. Yani Habeşistan. İlalyanın olduğunu fiilen tanımıştır. Könt Ciano da mareşal Pilsudski- Kadınlar meccanen uçuncal Bazı Amerikan müşterilerinin adedini arttırmak için Yeni bir propagandaya başvurmuşlar. dır. Nevyorktan Şikagoya gitmek üze- re bir tayyare bileti alan erkeğin eşi- hi de meccanen yanıma alabileceğini tayyare şirketleri ilân etmişlerdir. Onun için evlilere bir bilet mukabilinde tayyarede iki yer tahsis edilmeğe başlanmıştır, Bu imtiyazlı bilet satışı yalnız şubat ayı- ha mahsustu. Bu bir ay zarfında tay- Yare şirketlerinin elde ettikleri tecrü- beler her türlü tahminin üstüne çık- Garib bir imdad işareti sebebi! Avrupadan Amerikaya gitmekte Olan büyük bir transatlantik vapuru Yolda fırtınaya tutulur, hasıl olan çal- kantıdan dolayı vapurda mevcud bin- | lerce litre süt kesilir. Aşçıbaşı telâşai düşer, Vapurda bulunan 1400 Kadar Yolcuya nereden süt bulacağını düşü- ür. Bir çaresini bulamayınca yolcu. | lara sütün bozulduğu ve kahvelerin, fayların sütsüz içileceği haber verilir. Fakat yolcular bunu kabul etmezler, Mutlaka süt isterler. > Bunun üzerine kaptan 8. O, 8. işa- reti vermeğe ve civardan geçen va- Purlardan süt istemeğe başlar. Biraz Sonra yakında bulunan fapurlar ye tişirler, mevcud sütlerinden birer mik- tarını transatlantik vapuruna vermek-! te tereddüd etmezler.i Ahçıbaşının yü- Züi güler. Vapurlardan topladığı 3000 Mitre sütü depolara yerleştirdikten Sonra gene sütlü pastalarını yapmağa Ve çay ile kahvelere süt ilâve etmeğe başlar. Yolcuların süt hususundaki Şikemperverlik hırsları da böylece tek- Tar tatmin edilmiş olur, Açlık şampiyonunun marifeti Geçenlerde İtalyanın Bolonya şeh- Tine Brezilya bir âçiık şampiyonu Çelir ve aç kalma rekorunu kıracağını yalılara söyler. Her zaman ol- duğu gibi bu sefer de, ismi Kadramel Olan açlık şampiyonu bir camekâr içi. Me konur, halk onu bir ücret mukabi- le seyretmeğe başlar. Bu hal bu #üretle iki hafta devam eder. Kadra- Mel'de ne açlık, ne de baygınlık alâ- tmi görülür. Nihayet herkes şüphele- Mir. Kadramel'in nasıl olup da oh beş Dün aç kalabildiğinin gizlice tahkiki. Re karar verilir. Neticede açlık şampi- Yonunun kâtibi olan adamın geceleri Kadramet'e bisküviler verdiği meyda- Na Çıkarılır. Derhal müddetumusmi işe Müdahale eder. Kadramel mahkeme- i KANSIZLIK elinizi SIROP DESCHENS, PARIS bsnlzsizlik icin yegâne deva kanl ih; En untakıp ella aralından terlip edmiştir. İ başlar. Sonra güzel ve zengin bir kız- İ iki ay devam ettikten sonra Honski ki- nin Lehistanın azameti için yirmi se- ne sarjetliği mesaiyi ve Leh lejyon- larının kahramanlığını İtalyanın hay- ret ve takdirle takip eylediğini ve iki millet arasındaki müşterek esaslı menfaatler ve kuvvetli iradeler siya- setlerinde de mühim âmil bulundu- ğunu söylemiştir. İki Hariciye Nazırnın nutukları ve resmi tebliğlerile tebarüz ettirilen Leh - İlalyan dostluğu ve işbirliği bundan sonra iki devlet arasında mü- badele edilecek malümat ve mütalda- larla bir kat daha inkişaf ettirilecek- Hr. Büyük devletler kadar Avrupanın mühim bir devleti bulunun Lehistan Sovyetlerin en şiddetli aleyhdart bu- lunduğundan şimdi Almanya ile bir- likte merkezi Moskorada bulunan komünist enternasyönüle karşı itti. fak eden İtalya ile çok yakınlaşmış | oluyor. Bu yakınlığın ötedenbert İtal yanın iltizam ettiği ve ahiren İngil terenin terviç eylediği Dörtler misa- kına Lehistanın . beşinci âza olarak girmesini temin edecek derecede ol duğunu İtalyan matbuatı ihsas el- mekledir. Feyzullah Kazan mıştır, Şirketler yolcu adedinin şim- diye kadar görülmemiş miktarda art- tığına şahid olmuşlardır. Kocalarının tayyare seyahati esna- sında telef olmalarından korktukları için onların şimdiye kadar tayyare ile seyahatlerine mâni olan kadınlar, tayyareye binerek hava seyahatinin emniyetine kanaat getirdikten sonra bundan böyle kocalarının yalnız baş- larına da tayyareye binmelerine mü- saade edeceklerini söylemişlerdir. Tam vaktinde yetişen zabıta Vaktile Amerikaya muhaceret etmiş olan Honski adında bir Polonyalı bun- dan bir müddet evvel Varşovaya gide- rek orada büyük bir otelde olurmağa Ja tanışır. Aralarındaki dostluk biriki | za aşk ilân eder, Kızın ailesi Ameri- | kalıyı zengin zannettiklerinden izdi- | vaca muvafakat ederler. Hazırlıklar yapılır, bütün Varşova bu sosyete hâ- disesinden bahsetmeğ beaşlar, Gelin ile güvey düğün günü kiliseye gider- ler, Yüzlerce davetli huzurunda nikâh muamelesi başlamak üzere iken kilise kapısının önünde gürültüler hasıl olur. Zabıta otomobillerinin çaldıkla- rı canavar düdükleri işitilir. Polisler | kiliseden içeriye girerler ve geriye | doğru yürürler. Orada Honski'nin ku- lağına tevkif edildiğini fısıldarlar. Halk bir yanlışlık oldu zannile protes- toya kalkışır. Fakat Honski nişanlısı- nı kilisede bırakarak polislerle kilise- | den çıkıp gider, Meğerse Honski üçün- cü defa olarak evlenmek üzere bulu- nuyormuş ve ilk iki karısından henüz | ayrılmamışmış!.. ye sevkolunur. Mahkeme, açlık şam- | piyonunu sahtekârlıktan dolayı iki se- ne üç ay, kâtibi de bir buçuk sene hapse mahküm eder. Meşhur Opera Lirik şantözü OLGA SOM0G6Yi Yunan Operası tenoru BAKEA ve tenor YUNKA 'nın iştirakile NOVOTNİ de dinleyiniz. Nözas*eni, zafiyet ve Cblorose Nt | Büyük Okyanustaki sahipsiz adalar devletler tarafından işgal ediliyor Harbi umumiden sonra dünya sul- hünü en ziyade tehdid eden mesele Amerika kıtası ile Asya ve Avustralya kıtaları arasında bulunan Büyük Ok- yanusua hâkimiyet davasıdır, Bu da- va üzerinde şimdiye kadar en ziyade mücadele yapan Şimali Amerika Müt- tehid Hükümelleri devleti ile Japon- yadır. 1922 senesinde az kalsın bu iki büyük devlet Büyük Okyanus hâ- kimiyeti yüzünden İ harbedeceklerdi. Vaşington konferansı bu harbin önü- nü almıştı, O zamandanberi Büyük Okyanusun sahillerinde ve civarında arazi cihe- tinden vuku bulan her değişikliğin ve askeri ve siyasi her mühim hareket Amerika ile Japonya arasında kok kufç gerginliğe sebep olmuştur. 1931 de Mançuriyenin Japon ordusu tara- | fından işgaline karşı en ziyade husu- met ve muhalefet gösteren Amerika ol- muştu. Fakat arkasından başka devletleri ve bahusus Milletler Cemiyetini sürük- leyemediğinden Amitrika daha ileriye gitmemişti. Japonyanın Çine karşı yaplığı son harekât da en ziyade Ame- rikayı müteessir elmiştir, Fakat Ame- rikanın dahilinde kuvvetlenen infi- radcı ve sulhperest cereyan ve İngil- tere ile diğer devletler tarafından gös- terilen alâkasızlık ve gayretsizlik Ame- rikayı Uzak Şark işlerine bilfili mü- dahaleden vaz geçirmiştir. Buna mukabil Amerika Büyük Ok- yanusta tasarrufu ve âidiyeti şüpheli yahud münazsalı adalar: ve kendi ba- şına şimdi bir kıta yani kürelarzın al- tıncı kıtası sayılan cenubi kutup ha- valisini ele geçirmek için büyük ha Amerikanın zabt ve işgal etmeğe t6 şebbüs ettiği adaların bazılarını İn- giltere, bazılarını Japonya kendileri- ne aid sayıyorlar, Hattâ Sovyet Rus- yasının tasarruf iddia ettiği adalar da vardır. Fakat şimdilik Amerikaya karşı en ziyade muhalefet gösteren devlet İngilteredir. Ahiren Amerika cüm- hurreisi Ruzvelt neşrettiği bir emirna- me ile Büyük Okyanusun tam ort- sındaki Feniks grupuna mensup Kan- ton ve Enderbury adaları idaresi Amo- rika Dehiliye Nezaretine verildiğini İKTİSADİ MESELELER Türkiyede ecnebi me Başvekilimiz Celâl Bayar, bir ecne- bi gazetecisinin, ecnebi sermayesi hak- kında sorduğu bir suale çok vazıh bir surette $u cevabi vermiştir: «Arzu edl- mez telâkki ettiğimiz tek bir nevi ser- mâye vardir. Bunlarda serseri serme- yeler, yalnız polltika ve spekülâsyon gayeleri güden sermayelerdir. Fakat ciddi sermayeler ve şahıslar kanun- larımıza ve ekonomik siyasetimize uy- i mak şartile, Türkiyede daima ve en | derin anlayış zihniyetini ve en sami- mi dostluğu taşıyan bir kabul bula- caklardır.» Türkiyede bu iyi şartlar dahilinde çok iyi işler gören ecnebi sermaye grupları mevcuttur, Vakıâ son birkaç sene içinde, hükümetimiz bazı imti- yazlı şirketleri satın almış, bu saha- lardaki ecnebi sermayesin! tasfiye et- miştir, Fakat bütün bu hareketler, Türkiyenin ecnebi sermayesine karşı muarız olduğuna dair bir misal teşkil edemez. Hükümet tarafından satın alınan imtiyazlı şirketlerden bir kıs- munın mukavele müddeti bitmişti. Bir kısmı da tesisatlarını bugünün ihti- yaçlarına uygun bir hale getirmemiş- lerdir. Buna bir misal bulmak lâzım gelirse, Terkos şirketini gösterebiliriz. Rıhtım şirketi de, İstanbul imanının ihtiyaçlarını tatmin etmekten pek uzaktı. Mukavelesinde antrepo ihtiya- cını temin edeceğine dair sarih bir madde olduğu halde, bunu senelerce yapmamıştı, böyle olduğu halde, rih- eman bem zener ŞİLE PİK e, ri BE vam mn AM der rae RE Bi Sa » dendi AN Kğ yaney — yeri ENR ettikleri Kanton ve Enderbury Büyük Okyanusta Amerikalıların işgal adalarının ; mevkiini gösterir harita Amerika hükümeti Bü- yük Okyanusta Kanton ve Enderbury adında iki küçük adayı izel etmiş- tir. Bu yüzden İngiltere ile arasında ihtilâf çık- mıştır. Bu adalar çok küçüktür, fakat tayyare istasyonu yapmağa pek müsaittir. Bu sebeble askerlik noktasından ehemmiyeti büyüktür ilân etmiştir. Halbuki İngiltere vilke- lâ meclisi daha geçenlerde bu İki ada- nm İngiliz idaresi altında bulundu- ğunu bir emirname ile ilân etmşiti. Bu suretle bu iki ada, ayni zaman- da hukuken hem Amerikanın hem de İngilterenin idaresi altında bulu- nuyor demektir. Bu iki büyük devlet, bu adaların mukadderatını tayin etmek yapa cakları müzâkerede ayni hukuki va- ziyette bulunmaktadırlar, Lâkin bu müzakerelerde dostane anlaşma yap- mağa muvaffak olamazlarsa Anglo- Sakson devletleri arasında gayet karı- şak ve halli müşkül bir ihtilâf çıkacak- tır, > Şimdiye kadı rk Kimiz > zaretinin riayet eylediği ananevi usu- le nazaran bir memleketin Amerika devletinin hükümrani hukuku altın- da bulunması için ya fiilen Amerika kuvvetleri tarafından işgal edilmeli yahud Amerika parlâmentosu kongrö bir kanun çıkarmalıdır. Cümhurreisi- nin bir emirnamesile tasarruf iddiası şimdiye kadar görülmüş bir muame- le değildir. Kanton ve Enderbury ada- ları geçen sene güneş tutulmasını ted- kik için Ameriks ile Yeni Zeland hü- kümeti tarafından gönderilen iki ra- kip ilmi heyet tarafından işgal edil- mişti, Daha sonra Yeni Zeland hükü- metinin radyo tesisatını vücude götir- mek için gönderdiği bir heyet bu adar larda daimi surette yerleşmiştir. Fakat nefsi İngiltere hükümeti bu işgaller- den daha evvel 1936 senesinde her iki ada İngilterenin hükümrani hukuku ve idaresi altında bulunduğunu ilân etmişti. Amerikanın tasarrufunu iddia ey- lediği Kanton ve Enderbury adaları Feniks grupunun sekiz adasından ikisidir. Samua adalarının şimalinde bulunan bu zümrenin mecmuunun mesahası 41 kilometre ve nüfusu 100 kişidir. Eskiden bu Mercan adaları Guano denilen kuş gübresi tabakala- rile meşhurdu. Son zamanlarda bu adalar iktisadi ehemmiyetini kaybet- miş idi, ileri gelmiştir, Amerika bu adalardan başka cenubi kutup havalisinde 1877 senesinde vefat eden Amerikalı kap- tan Cook ile son zamanlarda amiral Müddetler Mahkemeden kendisine tebliğ olunan kâğıdda tarih! tebliğden beş gün içinde itiraz edebileceği ya zılı idi, Acaba bu beş gün nasıl he- sap edilecektir?. Mübaşirin evrakı ayın beşinde getirdiğini farzedelim. Tebliğ gü- nü olan ayın beşi sayılmaz. Müd- det ertesi günden yani altısından başlıyarak ayın onuncu günü akşamı resmi dairenin tatil saa- tinde biter, O saatten evvel mua- melenin ifası lâzımdır, Hafta veya ay olarak tayin olu- nan müddetler o müddetin başla- dığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatin- de biter. Müddet ay nihayetine doğru başlayıp ta bittiği ayın bu tarihli bir günü yoksa müddet Ayın son gününde biter. Meselâ bir çarşamba günü başlamış olan müddet munkazi olacağı hafta tım olmıyan Haliç de bile mukavelesi mucibince, rıhtım ücreti alıyordu. Bütün bu münasebetler Osmanlı im- paratorluğunun ekonomik şartları içinde devam edebilirdi, fakat iktisa» di kalkınma yapan ve bu sayede ihti- yaçları günden güne artan bir mem- lekette ağır mukavelelerle iş gören imtiyazlı ecnebi şirketlerini satın al- nın çarşamba günü tatil saatinde biter. Martın birinci günü başlı- yan bir aylık müddet nisanın bi- rinci günü akşamı biter. Lâkin kânunusaninin 31 inci günü baş- lıyan müddet senei kebise olmaz- sa şubatın 28 inci günü tatil saa- tinde biter, Tatil günleri müddetlere dahil- dir. Şu kadar ki müddetin son günü bir tatil gününe tesadüf ederse müddet tatilin ertesi günü biter, Cumartesi günü biten müd- det o gün saat 13 de nihayet bu- lar. İkametgâhı ve meskeni meçhul olanlara veya ecnebi memleketin- de olup ta kendisine usulü daire- sinde tebligat icrası mümkün gö- rünemiyenlere yapılan ilânen teb- liğ gazetelerde neşri tarihinin er- Piya