23 Şubat 1936 — AKŞAM AKŞAMDAN AKŞAMA» Şair Necip Fazıl Kısakürek Gazetecileri tahkir mi etti? Şehir tiyatrosu, şair Necib Fazıl'ın «BİR ADAM YARATMAK» isimli pi- yesini oyniyor. Ben, eseri «oynanma dan evvel» seyrettim dersem hayret edeceksiniz, Fakat, hakikat bu! Sey- rettim işte... Ve Ertuğrul Mushin baş rolde olarak... Bilmem dikkatınızı celbetti mi? Son günlerde, bir dedikodu dolaşı- yordu: — Necib Fazıl, eserinde gazeteciliği tahkir etmiş. Bu meslek erbabinın patronundan muharririne kadar Şu şu şu fana hoylu insanlar olduğunu iddin etmiş... Dava etmeli. Hattâ, piyesin oynanmasına mâni olmalı... Babrâli caddesinde böyle bir heye- canlı hava esiyordu. Bir mecmuada neşrolunan yanlış tefsir buna sebe biyet vermiş. Necib Fazıl, tevatürler karşısında şöyle söylemişti: — Benden bunu nasıl beklersiniz?... Ben ki sizin aranızdayım... Gazete- Matbuat cemiyeti reisi Hakkı Ta- rik Us üstadımız da demişti ki: « — Piyesi okudum; mahzur görmi- yorum; zira umumiyetle mesleğe ta- arruz yok. Mücerred bir hadise alın- mış; bunda fena ahlâklı bir patronla bir muharririn bulunması her mes- lektaşa şamil bir tahkir değildir. Buna rağmen, gerek Şehir tiyatro- Su, gerek muharrir arkadaşlar, ara- larından mutabık kalarak, Selim Ragıb'dan, Selâmi İzzet'ten bir de benden mürekkep bir heyetciğin umumi provada piyesi seyretmesine karar vermişler. J Biz de, evvelki gece gittik; tiyatro kapatan eski zaman hovardalarının yaptıkları gibi, bomboş salonun üç koltuğuna, «çim karnında üç nokta» gibi kurulduk. Doğrusu bir cihetten de azab du- tuttuğu . bu sanat hazırlığı mah- remiyetine girmek... Hem, ben ki, onun münasib göreceği her yazın altıma okumadan imzamı koyacak kadar kendisine itimad ederim; bir nevi mürakib gibi orada bulunmak... Sonra, ne de olsa, sahneden alınan zevk, seyirici sandalyalarının nok- sansız dolu olmasile mebsuten nfüte- nasiptir; eski zaman hovardaları ile ayni telâkkide birleşemiyordum... Uzatmıyalım, seyrettim: Başından sonuna kadar kesilmeden, ciddiyetle oynanan bir piyes... Fakat sanatkâr. lar icab eden makyajları yapmamış- lar. Meselâ, 70 yaşında olduğunu Söyliyen uşak Osman, siyah saçlı, bi- yıksız bir delikanlı!.. Ve Ertuğrul Muhsin başta olmak üzere, bütün ar. tistler, rollerini «surdinli. oynıyor. lar... Yalnız Cahide, bariz mimikle- rini frenliyemiyecek kadar heyecanlı bir genç ruh... Hani yağlıboya bir tablonun kara kalemle röprodüksiyonu olur, işte tıpkı öyle, entonasyon, jest, makyaj hazinesi bertaraf edilmiş bir tiyatro seyrettiki ki, sırf bu hususiyeti, inti- baıın ebediyen kalması için kâfidir. Belki bu sebeble cümlelerinin, ha- reketlerinin, felsefesinin özünü de, süslü elbiselerinin örtüsünden siyrıl- mış bir vücudu seyreder gibi. göre bildik. Otobüs işi | B. Sabur Saminin! davası diğr dava- larla birleştirildi | Tan gazetesinde otobüs münakaşa- #ı etrafında yazılan yazılarla kendisi» ne hakaret edildiğini ileri sürerek B. Sabur Sami tarafından Ahmed Emin Yalman aleyhine açılan ve tevhid edilen iki hakaret davasınd'dün asliye birin- ci ceza mahkemesinde devam edildi. Bundan evvelki celsede Ahmed Emin Yalmanın vekili B, Nazmi Nuri, dava- nın bir neşriyattan tahaddüs ettiğini ve binaenaleyh bu muhtelif davaların bir dava'şeklinde rüyet edilmesi ceza muhakemeleri usulü kanununun üçün- cü ve 230 uncu maddeleri icabatından bulunduğunu ileri sürerek davaların birleştirilmesini istemiş, mahkeme, muhakemeyi başka güne bırakmıştı. Dün yapılan muhakemede mahke- me, Ahmed Emin Yalman tarafından Recai Nüzhet Baban ve Avni Bayer aleyhlerine açılan davalarla onlar ta- rafından Ahmed Emin Yalman #leyhi- ne açılıp tevhid edilmiş olan davala- 'rın Sabur Sami tarafından açılan da- valarla alâka ve münasebetli olduğu- nu ve meselenin esasını otobüs yolsuz- luğu teşkil etmesi itibarile davaların tevhid yapılmasını muvafık görerek bu davanın da diğerlerile birleştirilme- sine karar vermiş ve muhakemeyi önü- müzdeki perşembe gününe bırakmış- tar. -Azgın manda Mezbahadan Kumbaracı yokuşuna kadar köştu Dün mezbahaya kesilmek üzere ge- tirilen bir manda birdenbire kudur- muş ve kaçmıştır. Azgın manda Süt- lüce, Halıcıoğlu, Hasköy, Okmeydanı, Kasımpaşa, Şişhane yolunda koşa ko- şa İlerlemiş, Beyoğlunda Kumbaracı yokuşuna kadar gelmiştir. Bu semt ka- Jabalık olduğu cihetle manda sağa s0- Ja saldırmağa başlamış, hâdiseden ha- berdar olan zabıta memurları lâzım gelen tertibatı alarak tabanca kullan- mak suretile mandayı itlâf etmişlerdir. Şair Necib Fazıl Kısakürek, bu pi- yesile türkçeye en güzel, en işlenmiş eserlerinden birini daha kazandır. muştır, Necib, «ölünce yok olmağı» kabul etmiyen telâkkinin mensubudur, Mis tik cihana imanı o dereceyi bulmuş- İ tur ki, piyesindeki muharrire, bu | kahramanın dimağından evvelce do- gan bir akıbeti yaşatıyor. Yalnız edebiyata, sahne hayatıma değil, fevkattabii şeylere inanmak meyli ve tereddüdü olanların da bu eseri alâkayla seyredeceklerinden emi nim. Gazeteciliği tahkir cihetine filân bile olsa, biz çok müsamahalı, çok ge- niş düşünceli ve deryadil olmalıyız... Çuvaldızı bile kendi üzerimizde dene, mek cesaretini göstersek ziyanlı değil, kârlı çıkarız. (Vâ - Nü) Haklı şikâyetler Kahvelere giden talebe Geçen sene çok yerinde olan bir kararla mektep çocuklarının kah- velerde oturmaları menedilmiş, ve bu karar ana ve babaları çok memnun etmişti. Ne yazık ki şim- di mektep talebeleri, kahvelerde geç vakte kadar kâğıt oyunları oy- namakta ve derslerini ihmal et- mektedirler. Bu hususta mercii- nin dikkat nazarın: çekerek tale- belerin gene eskisi gibi kahveler- de oturmalarının yasak edilmesi hakkında delâlet etmenizi sevgili güzetemizden bekleriz. Boyacıköyünde berber H. Hilmi Manavoğlu Heroinciler Polis kaçakçılık bürosü memurları iki şebeke meydana çıkardılar Kumkapıda oturan sabıkalı heroin satıcılarından Artinin yeniden faaliye- te giriştiğini haber alan kaçakçılık bü- rosu memurları tertibat alarak ken- disini yakalamışlar, İlk aramada üzerinde 2 gram heroinle 5 gram afyon bulmuşlardır. Ayni evde Dimitri ve Münir isimlerin- de iki heroin müptelâsı da yakalan- mıştır. Bunlara heroini nereden teda- rik ettikleri sorulmuş, evvelce heroin satıcılığından bir sene hapse mahküm olan Halil isminde birinden aldıklarını söylemişlerdir. Bunun üzerine Halilin evine gidilmiş, yapılan aramada 25 gram heroln,-15 gram afyon .bulun- muş ve heroln müptelâlarından Mu- ammer ve Said isimlerinde iki kişi da- ha yakalanmışlardır. Şebeke bu su- retle meydana çıktıktan sonra hepsi Emniyet direktörlüğüne getirilmişler ve haklarında kanuni muameleye giri- şilmiştir. Diğer bir şebeke de şu suretle yaka- lanmıştır: Tahtakale civarındaki kaçakçılık bürosu memurları tarafından yapılan aramada bir kahveden şüphe edilmiş masaların taşları kaldırılınca heroin paketleri bulunmuştur. Bu sırada kah- ve içinde şüpheli şekilde dolaşan, ön- ce adam öldürmek suçundan .mah- küm olup müddetini bitirip çıkan Battal yakalanarak üzeri aranmış 9 ateşli bir brovnig tabancası bulun- muştur, Bu adam delâletile de Meh- med Rauf isminde biri ele geçirilerek üzerinde afyon ve heroin paketleri tu- tulmuştur. Bundan başka da Şevket, Hikmet, Ali Osman ve Celâl isimlerin- deki herolin müptelâları birer birer ya” kalanmıştır. Kaçakçılık bürosu bu iki ayrı şebe- ke hakkındaki tahkikatı ikmal ettik- ten sonra hepsini adliyeye teslim ede- cektir. Arnavutluk başkonsolosunun bir tekzibi Arnavudluk başkonsolosluğundan: Arnavtıdlik müstakbel kraliçesi tara- fından söylenmiş gibi neşredilen muh- telif beyanat muhayyel ve bazen mak- luğu resmen tekzibe salâhiyettardır. Bay Amcaya göre... /# * 9) — Musikil,, Ah musiki büyük bir gıdadır bay Amca... Geçim masrafı Iptida amele arasında tedkik yapılıyor İstanbulda gile geçimi hakkında üni versite İktisad fakültesi talebelerinin tedkikler yapacaklarını evvelce yaz- mıştık. İktisad vekâleti, hayat pahalı- lığına sebep olan âmillerin tesbiti ba- kımından bu tedkiklere büyük ehem- miyet vermektedir. Bu maksadla İktisad fakültesi tale- belerile birlikte diğer alâkadar bazı dairelerin de bu etüdle meşgul olma- ları tekarrür etmiştir. Vekâlet tedkik- lerin ilk önce amele üzerinde yapıl- masını münasip görmüştür. Ayda 30 liradan 770 liraya kadar ücret alan ame Jeler nasıl yaşıyorlar? Nasıl geçiniyor- 1ar?, ” AAmeleler için matbu birer defter ha- zırlanmıştır, Bir aylık olan bu def- terlerde varidat ve masraflarla satın alınan herhangi bir maddenin yazıl- masına mahsus hâneler mevcuttur. Defterlerin amelelere dağıtılmasına başlanmıştır. Ameleler bu defterlere aile efradının adedile beraber eve alı- nan yiyecek, giyecek, yakacak ve kul- lanılacak eşyayı günü gününe yaza- caklardır. Amelelerin defter tulma usulü gö- ründüğü kadar kolay olmadığı için emeklerine mukabili bunlara tedkikat sonunda mükâfat verilecektir. Tedki- kat neticesinde hazırlanacak olan rapor, hayat pahalılığına sebep olan Amilleri ortadan kaldırmak için ted- birler alınmasına esas teşkli edecektir. . ... Şehir meclisi Belediye zabıtası nizam-- namesinin müzâkeresine devam edildi Şehir meclisi dün ikinci teis vekili B. Tevfiğin reisliği altında toplandı. Belediye vergi ve resimlerinden borç- lu olanlar hakkında Tahsili emval kanununun tatbiki için makamdan gelen teklifler Kavanin encümenine, bazı münakale taleplerine dair teklif- ler de Bütçe encümenine havale edil- di. Mebus ve Belediye seçiminde kul- lanılacak olan nüfus fişleri hakkın- da hazırlanan talimalnamenin — mü- vafık görüldüğüne dair Mülkiye en- cünfeni mazbatası kabul edildi. Bundan sonra Belediye zabıtası ta- limatnamesinin müzakeresine devam bul edildi. Meclis cuma günü toplana- caktır. inden Deri sanayii hakkında tedkik- ler ilerledi Deri sanayiinin küçülmesi üzerinde yapılan tedkikler ilerilemiştir. Müfet- tişler bu husustaki raporu ay sonuna kadar hazırlıyacaklardır. Diğer taraf- tan muamele ve istihlâk vergisi vör- memek için fabrikalarını beş ve daha Aşağı beygir kuvvetine indiren fabri- ka sahipleri dün sabah kendi arala- rında bir toplantı yaparak bu mevzu üzerinde görüşmüşlerdir. Müfettişler maliyet fiatleri üzerin- de tedkiklere başlamıştır. Deri fabri- kalarında maliyetin yüksek olmadığı meydana çıkarsa küçülme keyfiyeline vergi kaçakçılığı nazarile bakmak icap edecektir. u .. Su da, hava da besler amma... Sahife 5 İSTANBUL HAYATI Hava bize uymazsa ... da bizi avutarak gönüllerimizi okşı- yan bu hoş vadi, B. Fatinden sened almış gibi benimsedik ve inanıverdik. limliği yapan bay Hayri Ülküsel bü- tün bu mesaisi esnasında vatana pek çok gençler yetiştirmiştir. Mütevazı, faziletli ve çok çalışkan bir zattı. Al- lah rahmet eylesin. Merhumun oğlu bay Suphi Ülküsel de kendi mesleğine intisab etmiş olup hâlen Fatih orta okulunda fransızca musllimidir. Cenazeye dair tafsilât dördüncü sa