AKŞAMDAN AKŞAMA» Bir pazar gezintisi —* Dün pazar olduğu için, eşöyle biraz rn hava alayım! dedim. nümune bir gündü. Çık- Sam. Fakat nereye gidersin? «Dünyanın en güzel yeri Bogaziçi- lir!» deriz. İşte ben de o esnada Bo- Bazın bir kıyısında bulunuyordum. Kâkin ne tarafa doğru yürüyüp te hava alacağımı kestiremiyordum. Yine en açık, en temiz yol, Dolma- bahçenin önünde idi. O istikamette yürüdüm. Beşiktaşa saptım. « — Halk, sokakları ne pis tutu- yor!» diye şikâyet ederiz. Hakikaten de, üç beş adımda bir, burnuma müstekreh kokular çalını- yordu. Fakat birdenbire dikkat eği- Werdim ki, bu taaffünlerin menbaı, bazı evlerin içidir. Açık kalan birkaç pencereden, kapıdan mide bulandırı- 3 bir hava dalgası burnuma çalındı... i « —Biz böylemi olduk? eseflendim. - ç meşhurduk.» Eskiden Beşiktaşta bir iki ortahalli ailenin evine giderdim. Sakız gibi gicir gıcır uğulmuş tahta merdiven- lerin üzerine beyaz örtüler sererlerdi. Evin içinde mis gibi bir sabun koku- Su insanın yüzüne çarpar, gönlünü açardı. Şimdi bu değişikliğin sebebi neydi? Ortahalli ailelerin kızlarını başka türlü yetiştirmesi mi? Mektep ve iş onları bu derece meşgul ediyor da ev- lerini ihmale mi uğratıyorlar? Eski nesilde bir kızdan beklenen ev ha- numlığı idi. Bukünkü mektepler bu hasleti kâfi derecede telkin etmiyor mu? İş hayati Garpli kadınların ey- lerine itinâ etmelerine mâni olmaz- ken bizimkilerin mâni mi oluyor? Sebeb ne olursa olsun, mahalle aralarının halinden bunaldım... Ge- risingeri döndüm. Şimdi, Dolmabah- çenin önündeyim, ” Zihnimi mütemadiyen tırmalıyor: Bu yüksek duvar... Ne hodbince bir his mahsulü! Fakat şimdi o egoist telâkki değişmiştir. Boğazın bütün güzelliklerini örten ve gizliyen du- Yarlar gibi-bu da yıkılsa. Yerine bir parmaklık konsa. Vişnelizade denen Dolmabahçenin üst sırtlarından iti- 'baren bir park. Ve bu saray, onun ortasında en büyük bir ziynet olur. Camliköşkün de pencereleri temizle- hir ve böylelikle İstanbul en güzel bir Parçasını kazanır... Bu düşünceler kafamda Dolma bahçe saatinin bulunduğu küçük bahçeye geldiğim vakıt, burasının telörgülerle sarılmış olduğunu gör düm. Eskiden içeriye çoluk çocuk girebilirdi. Bu bahçesiz memlekette hefes almak ve yeşillik ortasında de- hize karşı zevk duymak imkânım burada bulurdu. Şimdi kim kapat- mış? Ne diye kapatmış? Şayed tahrip €denler varsa onların bu yikıci hare ketine mâni olmak gerekti, yoksa bahçeyi kapatmak değil. Bereket pa- zarları sarayın halk tarafından gezil mesine müsaade ediliyor. p - diye Biz ki temizliğimizle “ Yüzlerce halk, meydana birikmişti. Bu arsadan “denizi seyredenler şüp- hesiz bütün bu sırtların - bu meyan da Beşiktaşın ve Beyoğlunun - tabiat Seven insalarıydi ki, dört bir yanı Sepeçevre denizle sarılı bu memlekette oh diyecek başka bir köşe bulama- Muşlardı. Etrafıma baktım. Harab bir par- mâklıkla çevrili bir cami... Ötede boş Lokantalar Kirli kaplar makine ile temizlenecek Eminönü belediyesinin geçenlerde bazı lokantaları kapattığını yazmış- tık. Bu lokantaların bir kısmında 10- kanta işçilerinin yattıkları da tesbit edilmiştir, Belediye, lokantalar hakkında yeni bazı kararlar verecektir, Bu kararlar- da mutfak, bulaşık kısımlarının müş- terinin oturduğu yerden ne suretle ayrılması icab ettiği, lokantaların ha- va, aydınlık şartları gösterilecektir, Bundan başka lokantalarda ye- mek kabı temizleme ve yıkamanın pek iptidai şerait altında yapıldığı görülmüştür. Belediye, bulaşık yıka- mak için lokantaların elle dokunul- mıyacak otomatik makineler kullan- maları için biz karar verecektir. Bu makinelerin nasıl olacağı Belediye fen heyeti tarafından tesbit edilecek ve bir talimatname yapılacaktır. Lo- kantaların bu talimatname hüküm- lerini yerlerine getirebilmeleri için kendilerine bir mühlet verilecektir, Talimatnamenin bir an evvel ha- zırlanarak Şehir meclisinin şubat top- lantısına yetiştirilmesi düşnülüyor. Yoksul çocuklar Yardım teşkilâtını gehiş- letmek için tedbir alınıyor Mekteplerdeki yoksul çocukların öğle yemeklerini, kitap ve saire ihti- yaçlarını temin etmek üzere, çocuk velilerinin intihaplarile himaye he- yetleri teşkil edilmektedir. Maarif müdürlüğünce yapılan bir tamim üze- rine dün ilkmekteplerin çoğuna ço- Cuk velileri çağırılmışlar ve yeni se- ne için himaye heyetlerinj seçmişler- dir. Bu himaye heyetleri derhal işe başlıyacaklardır. Yoksul çocuklar şimdiki halde cu- martesi, çarşamba ve pazar günleri » müstesna olarak haftanın diğer dört gününde öğle yemeğinden - istifadâ etmektedirler. Maarif müdürlüğü, yoksul çocukların pazar günleri de öğle yemeklerini yiyebilmelerine esas itibarile karar vermiştir. m ve metrük ağaçlıklı bahçeler... Ve demin Dolmabahçenin, o Vişnelizade- nin hayalimde canlanan hali... Bü- tün bunlardan, - camli de ve sarayı da ortasına almak üzere, - İstanlu- lun ne müstesna bir «oh!» diyecek yeri yaratılabilir. Ayaspaşadan İtibaren Mühendis —.ektabi önündeki otomobil - otobüs yolu da yapılsa, ötedenberi dilediği- miz gibi, Beyoğlu denize bağlanmış olur, Dolmabahçe sarayını ve camiini, Vişnelizade sırtlarını içine alacak bir park, bu bahçesiz, yeşilliksiz İs. tanbula ferah verecektir. Şehir nefes alamıyor. Bir pazar ge- xintisi yaparak, ciğerlerimize bol bol hava çekecek bir yer bulamıyoruz. — Hayret Bay Amca hayret!... B.A — Ahmed Emin bir maske daha m düşürmüş, e Haklı şikâyetler Daima geç kalan bir vapur Bay Kemal Uçkan, Boğasiçililerin şu derdini anlatiyor: Sabahları 51 humaralı seferi ya- pan, Kavaklardan yediyi ikide hare- ket eden 66 numaralı vapur tarife (erine Köprüye (835) de varması lâzımgelirken ayın birinden bugüne kadar hiç bir gün tam vaktinde Köp- rüye yanaşmadı. Şiddetli lodos günleri Köprüye yanaşıyoruz. Düşünün dokuz- da iş başında olacak munilim, tale- be, memur vazife başına yetişmek için ne kadar güçlük ile karşılaşıyo- ruz. Bunu şirket dikkat nazarma alarak hiç olmazsa bir kaç dakika daha evvel vapuru hareket ettirmek ve ya- but vapura yol verdirerek tarife Üze- rine tam vaktinde Köprüye yanaştır- mağa gayret etmesini biz dalmi yol- cuların vaktinde iş başlafına yetiştir mesine çalışmasını diliyoruz. Şirketi Hayriyeden diğer bir şikâyet Bay Hakkı Sadullah, Şirketi Hayri- yeden şu yolda şikâyet ediyor: 1 — Şimdiki tarifeye nazaran saat altıdan sonra Boğazdan inmek kabil değildir. ? — Elinde bir tek soba borusu gö- türenden bile o soba borusu için bilet isteniyor. Hazinenin ve Gayrimü- badiller komisyonunun sattığı emlâke tasarruf etmekte müşkilât çekiliyor Yazısı Sinci sahifede Merdivenden inip çıkmamak istemiş Bir çocuk beşinci kattan düştü, ağır yaralandı Beyoğlunda Kartal sokağı 10 nu- maralı aparlimanın beşinci katında oturan kunduracı çırağı 13 yaşların- da Kemal evvelki gece oturduğu apar- tımanın yanındaki apartımanda ve yine beşinci katta bir arkadaşına mi- safir gitmiştir. Kemal burada bir müddet kaldık- tan sonra beş kat inip ve yine beş kat çıkmak suretile gidebileceği odasına kestirme yoldan geçmesini düşünmüş ve komşu apartımanın sofa pencere- sini açarak buradan kendi odasına girmekiskemiştir. Fakat tam bu esnada zavallı çocu- ğun tırmandığı pencere duvarının ta- $1 kopmuş ve Kemal beş kat apartı- mandan aşağı yuvarlanmıştır. Sukut Ani ve feci olduğu için kunduracı çı- rağı muhtelif yerlerinden ağır suret- te yaralanarak Çocuk hastanesine kaldırılmıştır. Polis kaza (etrafında tahkikata başlamıştır. Galatasarayda müsamere Ekonomi ve Arttırma haftası mü- nasebetile Galatasaray lisesi İlk kısım talebesi tarafından dün saat 15 de lise konferans salonunda bir müsa- mere verilmiştir. Müsamöl€ çok gü- zel olmuş, küçük mektepliiler sık sık alkışlanmışlardır. — Hayır, © mesele değil!.. Geçen gün Eminönünde teftiş yapılmış... Bay Amcaya göre Si » Bir 5 ekmeğin içinden fare 1 Şişli - Ayasağa Yeni yol üç kısımdan mürekkep olacak Şişliden, Meci mek üzere, Ayasağa çifliğine kadar uzanan sahanın yeniden tanzim edi- leceğini yazmıştık. Biri yayalara, diğeri otomobililere, üçüncüsü de süvarilere mahsus ola- Tâk dört kısımdan ibaret olacak olan bu yol hakkında Belediye fen heyeti tarafından bir keşif plânı hazırlan- mış ve yolun İstikameti tayin edil- miştir. Otomobillerin işliyeceği yol, asfalt olarak inşa edilecektir. Bu yeni yol için yolun güzergâhında bulunan ba- zı binalar istimlâk edilecektir. Bele- diye, şehrimizdeki meydan ve yolların mühim bir kısmını martta asfalta çevireceğinden bu yeni yol da martta inşa edilecektir. Tenzilâtlı satış iyeköyünden geç Ruhsat almıyan mağazalar hakkında takibat yapılacak Tenzilâtlı satış yapmak için Tica- | ret odasından izin almak lâzımdır. Oda, ruhsat almadan tenzilâtlı satış ilân edenleri, müddelumumiliğe ver- mek salâhiyetini haizdir. Tasarruf haftası münasebetile ter- tib edilen tenzilâtlı satışlara “birçok mağazalar, Odadan müsaade alarak iştirak etmişlerdir. Fakat bazı mağa- zalar ruhsat almamışlardır. Ticaret odası, ruhsat verirken satılacak eşya" ların fiatlerini tedkik etmekte ve ha- kiki değeri üzerinden gösterilen ten- zilâtı tasdik etmektedir. Odaya mü- | racaat eimiyenler eşyanın üzerine fazla fiat koyup bunun üzerinden ten- zilât yapmaktadırlar. Bu gibi mağa- zalar hakkında sıkı takibat o yapıla- caktır. 40 derece sıcaklıkta geçirilen Noel ve yılbaşı Noel ve yılbaşı yaklaştığından, Be- yoğlunda büyük otellerde hazırlikld- ra başlanmıştır. Bir müddettenberi İstanbulda bülurlan caz kralı Gregor. önümüzdeki hafta Tokatlıyanda ve-* rilecek olan Noel gecesi şenlikleri için zengin bir program hazırlamaktadır. Gregor bu münasebetle 40 derece sıcaklıkta geçirdiği bir Noel ve yıl başı gecesinden bahsederek diyor ki: «— Birkaç sene evvel Arjantinin merkezi olan Buenos Aires'te bulunü- yordum. Bizde kış iken dünyanın öte- ki yarısında bulunan bu şehirde yaz- dır. Noel gecesi sıtaklık tamam ark derece idi. Şerilikler bahçede, büyük ağaçların altında yapıldı ve kar man- zarası vermek için yerlere yüzlerce kilo pamuk serpildi.» v Bu uzak memleketlerde yabancı ar- tist sıfatile çalışmış ve muvaffakıyet- ler kazanmış olan Gregor şimdi bü- rada vatandaşları arasında çalışmak- tan büyük bir memnuniyet duyduğu- .. Şaka söylemiyorum Bay Amca, dare çıkmış fare! Sahife 8 İSTANBUL HAYATI . Ucuz meyvalar | l lim eş Akşam üzeri Kapalıçarşının yan $0- kağından çıkar çıkmaz binlerce ağızın bir arada savurduğu kalınlı inceli fer- yadlar insanın kulaklarını tırmalıyor. Ekşi bir koku burun deliklerini gurık- lıyor. Sokağın iki tarafına sıra ile kü- feler, sepetler, tenekeler, işportalar | dirilmiş. Elma, armud, portakal, man- dalina, tuzlu balık, pastırma, ispanak, kabak, havuç, dut kurusu, doğranmış palamut ve daha neler neler... Kalınlı, inceli sesler hep birden çınlıyor. — Sulu Jimonlar, tatlı portakallar! — Hanya yağlı peynirlerim, kay- mak gibi salamuralarınm!. Her işportanın başında kırk,'elli ahı- cı pazarlık ediyorlar: — Hadi, şu portakalları beşerden ver de on tang alayım. - — Bayım, Vallahi dört kuruş paraya ben aldım. Sana zararına m vereyim?, Altı kuruştan bir para aşa- ceketinin koluna sürüp parlatıyor ve sepete diziyor. Yandaki tezgâhın ba- şında bir adam barbar bağırıyor: - — İyi elmaları yirmi iki baçuktan * pazarlık ettik. Sen, el çabukliğile tor- i baya çürük elmaları doldurmuşsun, — Bay baba. Sen de bu yaştan ra dalayeracılığa mı çıktın? Ben sa- na çürük elma vermedim. Sen onları ! Uşaklıgilin oğlu Hali Vedad Uşaklı- | güln Tirandan makledilen cenazesi İ dün defnedilmiştir. Öğle namazı Ba- kırköy Çarşı camisinde kılınmış ve cenaze el üstünde taşınarak göz yaş ları arasında Bakırköy mezarlığına İ Defin merasiminde birçok zevat, sile dostları bulunmuştur. Muhterem Halid Ziya Uşakhıgile tekrar taziye- sunarız. : Halid Ziya Uşakliğil ailesinin teşekkürü ii il H e i gr bl i