Viyananın meş- İor Şnayder ye- ni sistem bir diş ameliyatı yap - maktadır. Dişçi Şnayder çürüme- ğe başlıyan her dişi çıkarıyor ve onun yerine kökü altın fil dişi bir diş koyu- yor. Altın çekilen dişin etleri arasın- da kök tutuyor ve bu fildişinin takma olduğu belli olmuyor. Doktor Şnayderin bir-arkadaşı da bir dişi iyice tedavi için evvelâ çıkar- mak, çıkardıktan sonra: temizlemek, doldurmak ve yerine Köymak lâzım geldiğini iddia ediyor ve bu iddiasını da tatbik ediyor. Harita Amerikanın harilası yapılıyor. Bu harita dünyanın en büyük haritası o- lacaktır. Açıldığı zaman 3,000,000 mil murabbal yer kaplıyacak, 30,000,000 dolara mal olacak, 2,500,000 klişe kul- Tanılacaktır. Kahraman Gördüğünüz köpeğin adi «Bill» dir. 7 Bu köpek güzel olduğu kadar da kah- ramandır. Birkaç sene içinde elli kişi- nin canını kurtarmış, bunun için de kendisine bir Fransız-şehri ve Belçika kralı tarafından nişan verilmişti. Yar- rularının birkaçı sinema artistidir. Çünkü” — Dün gece mutfakta dört ölma vardı. Neden iki kalmıg?, — Kusura bakma anne, karanlık. | ta iki tane daha olduğunu görme dimi... Çaresi . — Çivi çakarken**hep çekici par- mağıma vuruyorum. Kalın bir kâğıda yapıştırınız. Siyah- ları kesiniz, dört köşe bir şekle 80- kunuz, dört köşenin içinde pipo içen bir resim görünsün, hir dişçisi dok - | İ Arizonanın uçsuz bucaksız, göz alabildiğine uzanan yaylâlarında BİN ile atından başka canlı mahlük gö- rünmüyordu. Bili her ne olursa olsun, her nasıl olursa olsun, her ne bahasına olursa ol- sun servet sahibi olmak için diyar di- yar dolaşan adamlardandı. Bill çocukluğundan beri yoksulluk çekmiş, hayatın her türlü . acılarına katlanmış, felâketlere, tehlikelere gö- güs germiş, genç yaşında saçlarını ağartmıştı, yüzü kırışmıştı. Anası ba- bası ölmüştü. Kardeşleri yoktu. Yeryü- zünde tek başına yaşıyordu. Dostları parasını dolandırmış, parasız kalınca karısı da ondan yüz çevirmişti. Bil günlerden bir gün Blak-end-Vayd adlı atına binmiş: ki, çi — Gözün görebildiği yere yürü! de- mişti, Blak-end-Vayd bu emri alınca yola Resmimizde 6 insan görüyorsunuz: Türk, Tibetli, Arap, Eskimo, Hintli, İspanyol. 6 tane de hayvan var. Hangi mil- let hangi hayvana biner?. Hayvanlar numaralıdır. Cevap- yürüye çöle kadar gelmişlerdi Billin maksadı neydi? Çölde ne ya- pacaklı? Acaba önüne bir servet çıka- cak diye mi bekliyordu, yoksa açlık- tan ölüme mi“gidiyordu? Bunu kendi de bilmiyordu. Bir aralık at durdu, kulaklarını dik- ti ve dört nala kalkti... Tren yolunun boyu sıra karnını âdeta yere sürüyerek koşuyordu. İnsan nasıl yorulursa yorulur, Blak-end-Vayd da koştuktan sonra. soluğu kesildi ve bir anda demiryolunun üstüne yuvarlan- dı... hayvan da saatlerce At muhakkak . çıldırmıştı. Çünkü düşdükten sonra fırlayıp kalktı ve tek- rar koşmağa başladı. Bili demiryolu- nun üstünde kaldı, At iki demiryolunun arasında koşu- yordu. Uzakta bir siyah nokta ve du- man belirdi. Ekspres geliyordu. Şimdi ne olacaktı?, Blak-end-Vayd trgni görünce durdu, geri döndü ve koşmağa başladı. Gözlerile etrafta bir şeyler arıyordu... İ Tren yaklaşıyordu. Bil kuvvetten düşmüş, bayılmış, hat üstünde boylu | boyuna yatıyordu. i At efendisine yaklaştı, boyriunu İ vuzaftı, kokladı, sonra doğruldu, gene kulaklarını dikti. Tren birkaç yüz metredeydi. At felâketi sezmişti?. Kişniyerek larınıza resimde gördüğünüz milletleri yanlarına da re- simde gördüğünüz hayvanların numaralarını yazınız. ... Bilimecemizin hal müddeti 8 birincikânun çarşamba gününe kadardır. Bilmecemizi doğru halledenlerden birinciye: 15 lira, İkinciye: 5 lira, Üçün- cüye 3 lira. 7 kişiye: Perger takımı. toğraf albümü, 10 kişiye: Muhtelif ler verilecektir, 20 kişiye: Birer çift çorap. 20 kişiye: Fo- oyuncaklar. 20 kişiye: Muhtelif hediye- çıkmış, yürümeğe başlamış ve yürüye | trene doğru atıldı, şaha kalktı, kişne- di, kişnedi Makinist hızla treni durdurdu. Çöl ortasında, duran trenin yolcuları, me murlar indiler... Asil bir hayvanın kur. | tardiğı yaralırın'imdadına koştular. Herkes yaralıyı görmek, kim olduğu- nu arilamak istiyordu. Kalâbalığın iğinde biri vardı, yara- lının Bill ölduğunu öğrenince hemen sokuldu: — Aylardanberi seni ariyorum dos- tum, dedi... Seni neden aradığımı ta- savvur edemezsin. Sana bir servet ge- tirdim. Ben Noterim. Amcanız Lörün öldü. Size dört milyon dolar miras bi- raktı... Yeğâne Yarisi sizsiniz... Haydi #izi trene bindirelim, Amma sakın atı- nizi unutmayınız, çünkü hayatınızı ona borçlusunuz... Eğer o olmasaydı, şu Çünkü Ja- hayli Çinliler, ponlara Zahmet veren muntazam bir ordu Meydana getirdiler, Eski- den Çinlilerden kimse korkmaz- dı, 1895 harbinde general Li Şang Fu'- nun yaveri bir gün generaline rütbesi” nin yükseltilmesini istedi: — Yirmi beş senedir orduda hizmet ediyorum. — Yaralarını göster bakayım. Bir gabitin terfii için harplerde yâralan- mış olması lâzımdır Yaralanmama imkân yoktu gene- ralim. Ne zaman harb olsa ben sizin yanınızda çalıştım ve sizden hiç ay- rılmadım!.. Kahve Bir İngiliz garib bir âlet icad etti. Bu âlet bir kutudur. İki taraflıdır. Bir ta- rafında kahve kavrulacak, diğer tara- fında buğday bulunacak ve kahve ko- kusu buğdaylara sindikten sonra buğ daylar kahve gibi kavrulup içilecek- tir. Tehlike Resimde gördüğünüz amele, Ameri- kada, Granit-Siti'de bir fabrikanın yük- sek bacasının tamirine çalışırken mu- vazenesini kaybetti... Bereket versin ki, bacanın gerili telleri arasında kal- dı, Bir saat bu vaziyette: durduktan sonra itfaiye tarafından kurtarildı. Korku Afrikaya gitmekte olan tayyareci, aslanı bol bir çöle inmek mecburiye- tinde kalmış. Gece tayyarenin etrafı- nı aslanlar sarmış. Tayyareci hemen aslanlara elektrik limbası tutunca as- lanlar korkudan kaçmışlar!.. Dört köşenin içindeki rakkamı öyle bir sıraya koyunuz ki, hasılı cemi 9 ve- ya 9 ur. müzaaflariyle zarbedince 9 ke- re ayni sayı elde edilsin.