Kahve yerine papatya, ıhlamur Yemek üzerine sıcak bir şey içme- nin hazmı kolaylaştırdığı her kesçe malümdur, Yemeklerden sonra kahve içilmesinin başlıca sebebi de budur. Fakat son zamanlarda kahveden da- ha çok faydalı olan papatya, ıhlamur, gibi şeyleri içmeğe ekseriyet alışmıştır. Mmlamurun içine yıldız şeklinde ana- son ilâve edilirse kokusu, lezzeti artar. Bu menku midedeki gazlara gayet iyi gelir . Taze nane Üzerine sıcak su haşladık- tan sonre çay gibi bir kaç dakika bi- Takmalı. Pek az şeker ve bir parça li- mon kabuğu ilâve etmeli. Sıcak içilir- se mideye çok faydalıdır. Portakalın, çiçeği ile kabuklarından ayrı ayrı gayet faydalı çaylar hazırla” nâbilir. Portakal çiçeği, çayı haşlan- dıktan sonra, fincana konunca şeker ve bir kaç damla çiçek suyu ilâve edi- | Jerek yapılır. Hazma yardım, sinirledi teskin ve rahat bir uyku temin eder. Portakal kabukları ile mandalina kabukları ince doğranıp hafifçe göl- gede kurutulduktan sonra çay gibi haşlanır içerisine şeker ve az portakal veya mandalina suyu sıkılırsa gayet hâzımdır. Bu kabukları kuruttuktan Sanra teneke kutu veya sırça kavanoz- da muhafaza etmelidir. Bunların hepsinden fazla rağbet bu. Jan portakal marmeladı çayıdır . Sofraya oturmazdan evvel çaydan- Tık içerisine #incan başına bir kaşık marmelât, ve bir kaşık tatlı misket şarabı koymalı, üzerine fincan hesabi- le konulacak suyu fıkır fıkır kaynat- i malı ve beşer dakika fasıla ile iç defa- da haşlamalı. Çaydanlık soba yahut radyatör üzerinde durmalıdır. Yemek üzerine içilen bu çay fevkalâde mide- Vİ ve lezzetlidir. Bütün bu yeniliklere rağınen yemek Üzerine içilen güzel pişirilmiş bir kah- venin yerini hiç bir şeyin tutamıyaca- ğını söyliyenler pek çoktur. Kek içine atılan üzüm ve meyva şekerlemeleri Bazan evde yapılan keklerin içine konulan kuru üzüm yahut meyva şekerlemesinin fırında piştikten son- Ta kek kesilince dibe durulduğu, süt kısmının meyvasiz kaldığı hayretle görülür. Üzümün ve meyvaların kekin içi- ne dağılması için meyva şekerleme- sini küçük parçalara taksim ettik- ten sonra bir saat kadar konyak, rhum, veya bir likör içinde dürmalı- dır. Böyle yapılırsa katiyen dibine du- Tulmaz. Üzüme gelince hamur içine altı mazdan evvel bir avuç un ile uva- Janırsa hamura gayet iyi karışır. Yazan: Perihan Parla — O zaman benim için bundan da- ha zevkli bir şey tasavvur edilemezdi! TI Kadınlar tevkifhanesinde isli bir gece kandilinin aydınlatmağa ça baladığı küf kokulu, tek pencereli bir hücre... Köşede ağzı ve kulpu kırık siya- İ hımsı bir testi, üzerinde çinkoları soyulmuş bir maşrapa... Kenarda karyoladan ziyade çar- | pik çurpuk bir yığın demiri andıran İ tek kişilik iki yatak... Kapının biraz berisinde, ışığa ya- kın bir mesafede biraz öne iğilmiş iki kadın hayali fırtınalı gecelerde gelen kefen hırsızları kadar korkunç ve garip bir ahenkle konuşuyorlar: — Mademki siz bana bütün sırla- rınızı ifşa ettiniz; ben de size bu gece bütün hayatımı anlatacağım; bir noktasını gizlemeden hakikati ol- duğu gibi söyliyeceğim: Enisle arkadaşlığımız zaman geç- tikçe ilerliyor, her gün birbirimizi daha iyi anlıyorduk. Mektep zamanı GÖNÜL HINCI IN NE li AN İ DE İM SE e GR pi TN KA N AMİ Cih BAK Moda haberleri X İki renkten yapılmış elbiseler çok rağbet buluyor. Tâcivert ile mavi, lâcivert ile pembe, yeşil ile pembe, yeşil ile sarı, kahve rengi ile sarı, en çok kullanılan renkler- dir. *# Siyah elbiselerle kırmızı ve- ya yeşil çanta, eldinen, ve şap- ka giyiliyor. * Drape bluzlar modadır. X Kürkten olsun, kumaştan olsun uzun kaplar rağbet görmek- tedir, * Mantoları « üç parmak eni kullanılıyor. lemek için iki kürk bandlar 4 Koyu elbise ile açık renk trua- kar manto modadır. * İçerisine kalın yün fitil geç- miş nerrürler elbise ve tayörleri süslemektedir. * Elbiselerin kolları ekseriyetle uzundur. Renkli deriden kesilerek elbiseler Üzerine yapılan aplikasiyonlar çok modadır. Bunlar elbisenin renginde olduğu gibi başka renkten de yapıl yor. Modelde görülen elbiselere muh- telif şeklide yapraklar kesilerek apli- kasyon yapılmışlır. 1 —- Siyah dradan tayör, Rugandan kesilen yapraklar göğsü ve cepleri süs- Fırında Bir kilo kıyma, bir dilim ekmeğin | içi, beş yumurta, maydanoz, tereotu, bir iki domates, iki çorba kaşığı sade yağ almalı Sinirsiz bir kilo sığır etini iki defa makineden geçirerek kıyma yaptırma- 11. Ekmeği suda kabartmalı ve suyu- nu sıktıktan sonra kıymaya kalmalı, Maydanoz dereotunu ince doğramalı, | tuz biber ve dörl yumurta ilâve ede- rek güzelce yoğurmalı. Kıymayı iki kısma ayırmalı, Bol yağ ile yağlanmış bir tepsiye kıymaları | 'Tefrika No. 4 yaklaşmış, onun gitmesine iki gün kalmıştı, dj O güce bütün arkadaşlar bir meh- tap gezintisine karar vermiştik. Evve- lâ Enis bizi sahildeki gazinoya götür- dü, hepimize şarap ısmarladı: — Bir iki gün sonra aranızdan ay- rılıyorum, Benim için içmez misiniz? dedi. d Bilmem meden o zamana kadar Enisin gitmesini düşünmemiştim. Ga- liba bu ayrılık bana çok güç gelecekti! Birdenbire fahzunlaşmıştım. İçim- de garib bir yeis vardı: O giderse ya- payalniz kalacağımı zannediyordum. Biraz sonra koruluğa gitmek üzere gazinodan çıkarken bir sevki tabii ile onun koluna girmiştim İkimiz de susuyorduk, Fakat son de- rece müteheyyicdik. Biraz ilerileyince Emel bir çığlık kopardı: — Eyvah çantamı gazinoda unut- tum. Vecdi telâşlanmıştı: — Haydi hep beraber dönüp arıya- ım. dedi, Bizden başka herkes onlarla geri | keser gibi yuvarlaklara taksim etme Jemektedir. Tayörün yakası ve etrafı | astrakanla çevrilmiştir. 2 — Koyu yeşil yünlü elbise üzeri- ne büyük ve küçük yeşil deriden yap- rTaklar aplikasyon yapılmıştır. 3 — Açık yeşil yünlü elbise yakası ve cepleri kahve rengi kadifedendir. | Cepler üzerine elbisenin kumaşından | tekrar birer cep konmuştur. Elbisenin | düğmesi yerine ve cepleri üzerine kah- köfte rosto şeklinde iki uzun köfte gibi yapıp dizmeli, Artan bir yumurtayı çalkala- yıp köftenin üzerine sürmeli. Bu köf- teleri pişirecek kadar domates salça- | li su ve yağ tepsiye koymalı ve fırında | işirmeli. Sofraya çıkarırken bu köfteleri rosto | N. Bu költeler soğuk ve sicak yenilebi- lir. Sıcak yenilirse yanına kızarmış patates konabilir, Soğuk yenilince sa- latalar en iyi garnitürdür. dönmüştü. Enis bana bir şey söyleme- den arkalarından seslendi: — Biz biraz eve uğrıyacağız. Yarım saat sonra korulukta buluşuruz. Mehtap olmasına rağmen ağaçlar- la gülgelenen karanlık yollardan iler- liyorduk. İçimde şimdiye kadar duy- madığım tatlı bir heyecan vardı. İlk konuşan o oldu: — “Emelle Vecdi. sevişiyorlar değil mi? Öyle ümid ederim ki bir daha ge- lişimde onları evlenmiş bulacağım. Cevap vermiyordum. Devam etti: — | — İstanbuldan uzaklaşmanın beni bu kadar muztarip edeceğini bu gece- ye kadar tm mânasile anlamamış- tım, — Bana öyle geliyor ki muhilinden uzaklaşınca beni unutacaksın. — Seni unutmamı istemez misin Enis? — Bu benim için felâket olur Banu. Bilmiyorum nasil oldu, dudaklarım kalbimi ifade etti: — O halde seni hiç unutmıyacağı- ma söz veriyorum. Çılgın gibi ellerime sarılmıştı: — Artık benimsin; ölünciye kadar benim kalacaksın değil mi?... İnce bir yoldan yeşil bir vadiye ini- yorduk. Koruluğun yolunu unutalı çok olmuştu! Açık arazide mehtap daha güzel, ve rerigi deriden yapraklar konmuş- | tur. 4 — Bej rengi yünlü elbise. Üzerine kahve rengi deri yapraklar serpilmiş- tir, Önündeki jilesi ve kemeri kahvs rengi kadifedendir, 5 — Kumlu gri kumaştan tayör. Düğmeleri ve kemerinin tokası yap- raktan yapılmıştır. Lâke eşyayı nasıl temizlemeli? Beyaz lâke eşyayı temizlemek ve yeni haline koymak için kepek suyu ile silmek kâfidir, Kepek suyunu hazır- lamak için basmadan, patiskadan veya savaşpurdan küçük bir tirba dikmeli Yarısına kadar kepek doldurmalı. Ağ- yanı bağlamalı. Bir leğen içerisine koy- malı üzerine kaynar sıcak su dökmeli, Yarım sal sonra torbayı bu sudan çıkarmalı ve içinde su kalmaması içir iyice sıkmalı. Sütlü gibi olan su kul- lamlabilir, Bu su ile eller yıkanırsa yumuşak i- ve beyaz olur. daha muhteşemdi. Dere kenarında $i- ralanan söğüt ağaçlarından birinin dibine oturduk. İkimiz de titriyörduki — Bu göce o kadar güzelsin ki Ba- nu.. Sehi elimden alacaklar gibi geli- yor.. Ne ıztırap çekiyorum bilemezsin. Onda bir gayritablilik hissediyor- dum. Birdenbire omuzlarımdan yakaladı ve gözlerimin içine bakarak: — Ben gidince hiç bir erkekle ko- nuşmıyacaksın değil mi? — Ne garib sualler soruyorsun Enis? — İstemiyorum, hiç kimse ile ko- nuşmanı istemiyorum. Eğer arzu et- mediğim bir hareketini haber alırsam seni öldürürüm! — Çıldırıyor musun Enis? İki elile boğazımı yakalamış sıkı- yordu: — Bara ihanet ettiğin gün seni çiğ çiğ yiyecek kadar vahşi kesilirim, — Enis ellerini çek! Sık sık nefes alıyordu. Bakışında ve sesindeki gayritabillik gittikçe ar- tıyordu. Hayret ve endişe içindeydim. İnler gibi konuşuyordu: — Oh Banu affet, Seni çok seviyo- rum. — Banu, benim, tamamile benim olmanı istiyorum. Başka hiç kimsenin seni tesahüb edememesi, benim ok man Jâzıml Fimayı nasl pişirmeli Taksim, No. 17: Rejimde iken insan bir müddet dişini sıkar ve doktorun tay- | siyelerini tatbike çalışır. Elmayı komposlo halinde yemekten bıktığınızı yazıyor ve zararsız başka bir türlü pişirmek Usulünü arıyorsunuz. Tarif edeceğimiz suret çok basittir, le?- zeti iyidir ve tara rejim yemeğidir: İri bir elmanın kabuklarını 50; çekirdek! (elmanın şeklini bozmad çıkarınız. Elmayi bir sahan içerisine koyunuz, çe- Kirdeklerin çıktığı yere taze tereyağı dol- durunuz. Üzerine bir çorba kaşığı toz şeker serpiniz. Sahanın içine bir buçuk, iki çorba kaşığı su koyunuz. Boş bir yo- Burt kâsesimi elmanın üzerine başaşağı “ kapayınız ve ateşe koyunuz. Hafif ateşte pişiriniz. On bir çeyrekte, buhar- di hı wn indirip öylece yi- hududu, yahut frenk üzümü şurubu gezdirir: Bu suretle pişen elma gillebilir. Yumurtayı nasıl içirtmeli? 1 — Çocuğunuza sa- yumurtayı . içirmek ileye müracsat edi yalnız sa Ortaköy, Sevim: için şu Yumurtanın y kaşığı pudra şekeri ile iyice telle çı bir çoröa ANIZ, Köpürmüş krema gibi olunca içerisine azar azar bir fincan çok kakaolu sıcak Telle vurmakta devam edi- şınca gayet hafif ateşte (telle karıştırmakta “devam ederek) bir iki da- Kika, pişiriniz. Gayet lezzetli kakaolu sül olur, çok mu- gaddidir de. 3 — Suçlarınızın F durması için biçim verirken hafif cn sürünüz ve tül yahut file bağladıktan sonra tama- imile kurumasını bekleyiniz. Enis neler söylüyordu? Ne demek istiyordu? Bu müphem cümleler beni şaşkins çevirmişti. Gittikçe artan bir hayretle yüzüne bakıyordum. — Anlamıyor musun Bünu? Benim, tamamile benim olmanı İstiyorum.. Eğer böyle olursa bizi şimdiden evlen- dirmeğe mecbur kalacaklar ve o z4- man kimse sana yan gözle bakamıya- caktır.. Annemin dediği gibi iki sene beklemek benim için belki de felâket olur.., Her tarafım titriyor, şakaklarım buz gibi terilyordu. Ondan kurtulmak için mütemadi. yen kendimi geri çekiyordum. Buhranı büsbüt artmıştı? Hayat hakkındaki basit ve siliK malümatımı ağır bir darbe gibi kam- çılıyan bu sözler derhal beni kendime getirmişti: — Çıldırıyor musun Enis? diye hay- kırdım ve olanca kuvvetimle onu ite tim, Bu âni ve kuvvetli sartıntı ile birdenbire yere yuvarlanmış, beyaz elbisesi baştan başa toprak olmuştu. Şimdi iki ezeli düşman gibi biribi- rimizi süzüyorduk! Ömrüm oldukça unutamıyacağım vahşi ve korkunç bir kahkaha attı; (Arkası var)