AKŞAM 12 Teşrinisani 1037 AKŞAMDAN AKŞAMA: İlim, sanat ve tedris adamlarının kazançları Bir İngiliz gazetesi şu tebessüm et- ve düşündürücü haberi vermek- tiri tedir: «Çocuk artist Shirley Temple Hari- ciye Nazırı Eden'den yirmi misli ücret alıyor.» Bu vakıa evvelâ abes gibi görünü- yor. Sonra insan diyor ki: «— Bu Shirley Temple milyonlarca çocuk arasında tebarüz etmiş bir isti- dad! İşin içine sinema sanayiinin ti- careti de karışmış bulunuyor; alıyor bu parayı... Maamafih, Eden'de Lon- dranın her köşesinde raslanan gelişi güzel tiplerden değil! Ortada bariz bir nisbetsizlik olduğu muhakkak... Amma bu nisbetsizlik bir yanda kal- sın! Zira hiç bir fıtri yüksekliği, çalış- ması olmadan İngiliz Başvekiline kı- yasla yüz milsi geliri olan doğuşundan talihli büyük, küçük ahmaklar var ya... Cemiyette onlar nazara çarpmaz da âlemin gözü bir lokma yavrucak Shirley Temple'de kalır!» .. Kazanç nisbetleri bahsi açılınca, ben daima ilim ve sanat adamlarını düşünürüm ve onlara cemiyetin verdi- ği parayı, diğer meslek erbabına veri- len maddi refah yanında az bulurum, Makul esaslar üzerine kurulmuş bir insan topluluğu içinde en bol kazan- ması icap edenler elbette o cemiyetin | manevi zirvesini işgal eyliyenler ol- mak lâzım gelir. Türkiye, garp demok- rasilerini noktası noktasıma taklid et- miyor. Bizde devletin eli daimi su- rette nâzımdır. Son nutuklarda da bu hususiyet tebarüz ediyor, Acaba ilim, sanat ve talim mesleğin- dekilerin gelirlerini bir hale yola koy- manın da zamanı değil midir?. ... Mektep sıralarında okuyan üç genç tasavvur ediniz. Birincisi sınıfta dönü- yor, tahsile devam edemiyor; basit bir serbes mesleğe intisap ediyor. İkincisi, | orta istidadlıdır ve çalışmasıda or- tadır, şehadetnamesini bir yüksek mes- lek mektebinden alıyor, Evvelâ memur- luk filân derken büsbütün serbes mes- lek yoluna döküyor. İşleri tıkırına gi- riyor. Üçüncüsü ise hem yüksek isti dadlı, hem hepsinden çalışkandır, Üni- | versite tahsili yapıyor. Âlim olabile- cek, kendisi gibi insanlar yetiştirebile- cek. Fakat bunun ilk yolu doçentlik- tir ki, maaşı seksen küsür lira... Diğer ilim adamlarının da senelerce kazana- bilecekleri para bu civardadır. Bina- enaleyh, şayed ilim üçüncü gençte fe- ragat ettirici bir aşk derecesini bul- madıysa, - o da mutlaka işini uydu- rup ikinci gencin yolunu tutmağı dü- şünmektedir. Zira geliri birinci mek- tep arkadaşının kazancına bile vara- mıyor, Devlet ki, bütün hayatımızda nâ- zım olmak işini üzerine aldı, yüksek ilim ve sanat kabiliyetleri başta olmak üzere, bütün muallimleri şimdikinden yukarı bir yaşama seviyesine çıkar. malıdır. Öğretmen geliri, kimseyi ma- arif kadrosundan dışarıya kaçırtmıya- cak bir seviyeyi bulmalı; iyi geçinir bir pratik meslek münlesibi kazancının de- recesine ulaşmalıdır. Cemiyetimizin en istidadlı, en mümtaz evlâdları da, ilim ve talim silkine intisap için biribirile | yarışmalıdırlar, Sade manevi gıda kâ- | fi gelmiyor. Parasızlık aşkı soğutur. Marifet iltifata tâbidir!. program tesbit etti Akşamcı Dağcılık klübü Kış faaliyetine başlamak üzere Üç haftadan beri sonbahar yürü- yüşlerini yapmakta olan Dağcılık klübü bu pazar da şehirden Küçük- çekmeceye kadar uzun bir yürüyüş yapacaktır. Hem spor, hem eğlence, hem de şebrin kıyı bucağını,, yollarını tani mak gayesile yapılan bu yürüyüşler | her hafta biraz daha rağbet görmek- te, yürüyücülerin sayısı artmaktadır. Klübün teşekkülünden beri asıl ga- yesi olan Dağ ve Kış sporları, vesait- sizlik ve yol uzunluğu yüzünden is- tenildiği gibi yer tutamamışlır. Kış sporlarının memlekette yayıl- masında en büyük hissesi bulunan ve bü sahada ilk adımı atmış olan İs- tanbul Dağcılık klübü, Bursa ile İs- tanbul arasındaki yolun kısaltılması- ni ve Uludağa her hafla çıkılabile- | cek günün gelmesini sabırsızlıkla bekimektedir. Dağcılık klübünün bu seneki kış sporları dört kısma ayrılmıştır. 1 - Şeker bayramı, 2 - Yılbaşı tatili, 3 - Kurban bayramı, 4 - 23 Nisan bayra- mi, | İlk üç tatilde Uludağa çıkılacak, 23 Nisanda İznik gölü tur yapılacak- Klüp şimdilik âzasına kayak temin etmektedir. Geçen sene 15 çift yerli kayak yaptırmıştı. İstanbul Dağcılık klübü yazın da büyük tenis faaliyeti gösteren, sosyal mesaisini yürüten, mütevazi, dediko- | dusuz çalışmalarile şehrin göbeğinde spor gençliğinin kaynağı nezih bir yurddur. Parmaklık hırsızı Demir parmaklıkları götü- receği sırada yakalandı Kadıköy zabıtası; bazı türbe ve me- zarlıklardaki demir parmaklıklara da- danan bir hırsızı yakalamıştır. Bu adam; Kurbağalıderede oturan Hasan isminde biridir. Hasan; son defa; Kuşdilindeki Mah- mud baba türbesine gitmiş ve bu tür- benin mezarlık tarafındaki demir par- maklıkları birer birer söküp taşımağa başlamıştır. Hasan, hemen hemen bütün demir- leri söküp bir yere yığmış, fakat bu sırada devriye dolaşan polis memur- ları işin farkına vararak Hasanı par- maklıklarla beraber yakalamışlardır. Zabıta; bu adam hakkındaki tahkika- ta derirleştirmektedir. Gümrük muhafaza memurla- rının maaşları arttırılacak Gümrük muhafaza memurlarının vaziyetlerini ıslah ve terfih etmek üzere bir kanun iâyihası hazırlan- mıştır. Haber verildiğine göre kanun Millet Meclisinin bu devresinde, mü- zakere edilecektir. Kanun lâyihasın- da gümrük muhafaza memurlarının maaşlarının arttırılması ve bütün nakliye vasıtalamdan meccanen İs- tifade etmeleri temin edilecektir. Haklı şikâyetler Sular idaresinin değiş- mesi gereken usulleri Ben bir dul kadınım. Babadan kalma büyükçe bir evim var. Ki- sımlara böldürdüm. Birinde ken- dim oturuyorum; ötekileri kira- ya verip geçiniyorum. İstanbulun garip bir âdeti de, ev sahiplerinin kiracıya aid su parasını vermele- ridir. Mülkümde muhtelif su sa- atleri olduğu halde, bu usulden ben de kurtulamadım. Kiracıların sarfiyatını ödeyip duruyorum. Fakat bu son üç ay zarfında mutaddan birkaç misli sarfiyat olduğunu gördüm. Behemehal bir bozukluk vardır diye düşünerek Sular İdaresinden saatleri mua- yene için adam çağırttım. Memur üç saate baktı. Beheri için birer buçuk Hra aldı. «Bunlarda bir bo- zukluk yok» deyip gilti. Bütün muayenesi o kadar kısa sürdü ki, şayed Sular İdaresinin o memur- ları bu kadar az emekle para ka- zanırlarsa ihya oldular demek- tir!, Fazla sarfiyattan, yahud israjf- lan zaten cant yanmış bir biçare- den bir de üstelik saat muayenesi bahanesile dört buçuk lira almak yaranın üstüne biber ekmek de- jil midir?. LO. Bunlar hep eski şirketlerin eski hükümetlere kabul ettirdiği usul- lerdir. Celâl Bayar hükümetinden, - yaptığı değişiklikler meyanında - bütün umumi hizmet müessesele- rinin halka zarar veren istismarcı usullerini değiştirmesini dileriz. «nef'i hazine» den de zihniyetlerin bakiyyesi Azgın beygirler Nazaret adında birine . çarparak yaraladılar Sürücü Alinin idaresinde bulunan araba, Taksimde Elmadağından geç- mekte iken birdenbire beygirler ürk- müş yokuş aşağı şlabildiğine koşma- ğa başlamışlardır. Bu sırada araba önüne Nazaret is- minde biri tesadüf etmiş, sadmeye uğrıyarak ağır surette yaralanmıştır, Azgın beygirler, neden sonra yokuşun alt başında bin müşkülâtla zaptedile- bilmişlerdir. İşe el koyan zabıta memurları Naza- reti hastaneye kaldırmışlar, arabacı Aliyi de yakalamışlardır. Lâzım gelen tahkikat yapılmaktadır. Bir şeker kaçakçılığı suçlusu mahküm oldu Bulgaristandan gelen göçmenlerin istifade ettikleri muafiyeti suiistimal ederek şeker kaçakçılığından suçlu Şükrü İle iki arkadaşının davaları dün beşinci ceza mahkemesinde ne- ticelenmiştir. Şükrü bir buçuk sene hapis, 17,500 lirada para cezasına mahküm edilmiş, diğer iki arkadaşı beraet etmiştir. Mektep ihtiyacı Gelecek sene daha 3 orta mektep açılacak On günden beri şehrimizdeki orta mekteplerle liselerin £ vaziyetini ted- kik etmekte olan orta tedrisat umum müdürü, Avni, buradaki işlerini bi- tirmiş ve Ankaraya dönmüştür. B. İ Avni, mekteplerde dolaştığı zaman hem mekteplerdeki tedrisat vaziye- tini tedkik etmiş, hem de gelecek se- ne açılacak yeni mektepler karşısın- daki ihtiyaçları gözden geçirmiştir. B. Avni, sınıf mevcudlarını lüzu- mundan fazla kalabalık bulmuştur. Bazı sınıflarda seksen, doksan kişi olduğunu görmüştür, talebenin ders- lerden tamammile istifade edebilmesi için sınıfların asgari hadde indiril- mesi lüzumu hakkında Vekâlete bir rapor verecektir. Bu rapora göre: gelecek seneden itibaren mekteplere şubeler ilâve edil- mesi, yeniden mektep açılması ka- rarlaştırılmıştır. Bu arada önümüz- deki ders yılından itibaren Kartal, Üsküdar kazalarile henüz daha yeri muayyen olmamakla beruber Boğaz- içinde bir orta mektep daha açıla” caktır. 135 bin liralık ihtilâs davası Suçluların alâkalarını tedkik için muhakeme başka güne bırakıldı 1927, 28 ve 29 senelerinde dul, yö- tim ve mütekaidlerin on senelik ma» aşları dağıtıldığı sırada 51,601 lir& ihtilâs etmek, 101,420 lira 63 kuruş da zimmetlerine geçirmekten suçlu eski Bakırköy malmüdürü Nail, vez- nedar Hasan, defterdarlık sabık mu- hasebe müdürü Hamdi, sarraf Salih, muhasebe kâtibi Salih, muntazam borçlar müdüriyeti mümeyyizlerin- den Hayri, kâtip Lütfi, muhasebe mümeyyiz! Ali Galib, villyet muha- sebe kâtibi Refik, mümeyyiz Raşid, mülga zat maaşları mümeyyizi Ab- dülkadir, vilâyet muhasebe kâtibi Rıfkı, evrak diresi şefi Nadir ve vez- nedar Rahminin muhakemelerine dün ağır ceza mahkemesinde bakıl- mıştır. İddia makamı, maznunlardan bir kısmının zimmet, bir kısmının ihtilâs suçile muhakemeye sevkedildiklerini ve aralarında rüşvet suçundan maz- nunlar da bulunduğunu, halbuki suçlulardan hangisinin hangi suçtan maznun bulunduğu gerek tahkikat evrakında, gerekse tedkikat yapan ehli vukuf raporunda tasrih edilme- miş olduğunu, malmüdürü Nail pa- rayâ& vazlülyed vaziyette bulunmağı- Kı cihetle kendisini ihtilâs veya zim- met suçundaki alâkasının ne olduğu- nun açıkça bildirilmemiş olduğunu, diğer taraftan maznunlara isnad olu- nan 153 bin yirmi bir lira 63 kuruşun maliye veznesinden mi yoksa maliye namına bir bankadan mı alınmış ol- duğu da malüm bulunmadığını kay» — «Hurafe!» diyeceksin amma bay Amca, karamelâların içinden çıkan çu | sun, içinden mini mini, yazıl bir kd | al. niyet kâğıtlarını okumak hiç de fena olmuyor!., .. Tabaktan bir şeker alıp açıyor- Bay Amcaya göre... ... Yahut meşhur bir baba nasiha- ıt çıkıyor, bir de okuyorsun ki, güzel | kafası istifade ediyorl... bir vecizel., i ka KN inilen Lİ Hülâsa insanın hem rnidesi, hem | öğüt yazılı kâğıtlar koymalı. Sahife 3 nl FIKRA Bir döviz kaynağı Fransız sanatkâr — Oooh, şu sermayeye bakınız, di- yordu. İstanbul grup kızılı içinde yanıyor: — Öyle bir sermaye ki yarısını ta- biat koymuştur: İstanbul, yeryüzü- nün en güzel şehri.. Öteki yarısını da tarih ve cedleriniz koymuştur: İstan- bulda dört yüzden fazla canlı var, Ve nereyi kazsanız, hangi çi temizleseniz, hangi duvarın badanası- nı silseniz, bu sermaye artıyor. «Turist memleketi, turist memle- keti! Fakat o memleketler tabiat ve tarih tarafından size devrolan bu ser- vetin binde birini suni olarak vücuda getirmek için milyarlar harcamakta- dır. Siz ise yalnız biraz sokaklarınızı düzeltmek, plâjlarınız arasındaki yol- ları yapmak, bir iki otel, bir tiyatro, hulâsa bir mikdar ürbanizm cehdi ve masrafı, başkalarının sarfetmekte ol- duğunun binde biri ile, hiç birinin hayal bile etmediği neticeyi elde eder- «İstanbul kadar bütün şartları bir -arada toplıyan tabiat - şehri yoktur; meselâ Romanın ne tabiati ne de de- nizi var.» Dünkü hükümet programında turis- nı sevindirmiştir: fakat bundan bizzat hazne de azami istifade edeceğine şüp- he edilebilir mi? İstanbul ve İ cennetinin imarı, en verimli ve zengin endüstriden biri olacak olan döviz sa- nayiinin kurulması demektir, — Fatay run emm Otomobil camları Şubata kadar bütün arabalara kırılmaz cam konacak Otomobillerin kırılmaz cinsten trip- leks camı koymaları için belediyece bir mecburiyet konulmuştu, Fakat memleketimizde bu cins camlar bu- Yunmadığı için bir mühlet verilmişti. Bu müddet de bittiği halde gene ihti- yacı karşılıyacak : cam bulunmamış- tır. Maamafih alınan tedbirlerle bu camdan kâfi miktarda tedarik edit- lecek Kirkçeşme şadırvan sularının yerine yapılacak olan terkos çeşme- lerinin inşasına bugünlerde başlana- caktır, Bunun için belediye sular idaresi tarafından hazırlanan proje belediye relsliğine gönderilmiştir. Bu çeşme- lerin inşa parası belediye tahsisatın- dan verileceğinden proje tasdik edi- dir edilmez inşaata başlanacaktır. dederek bu hususların açıkça tesbiti için yeniden tedkikat yapılmasını iş- temiştir. Mahkeme, bu hususta bir karar vermek için evrakı ve ehli vukuf ra- porlarını tedkik etmek üzere muha- kemeyi başka, güne bırakmıştır. B, A, — Evet, ni ken leri İ li i | | İ i ği sararma ann ez