Eksik hi bir kadra il güreşmemize rağmen Yugoslavları 7 -0 mağlüp ettik Bugün Yunanlılara karşı aynı muvaffa- kiyeti göstermemiz biraz zor >iacaktır Ankaralı Hüseyin rakibini çevirmeğe çalışıyor. Geçen hafta İzmirde üç gün süren Balkan şampiyonasından sonra bir kaç gün evvel şehrimize dönen Yu- goslay güreşçileri dün Taksim star dında İstanbul ekipile karşılaştılar. Müsabakaların saat üçte başlanar cağı ilân edilmiş olmasına rağmen ring ve tesisat tamamlanmadığı için dörde kadar amelelerin çalışmasını seyrettikl... Bereket saha çok tenha idi İki yü- zü geçmiyen seyircilerde hemen he- men yalınız davetliler ve sahada va- zife alanlardı. Yugoslav takımının kuvvetli elemanlara malik olamaması ve bizim ekibin de nisbeten zayif teş- kil edilmiş olması güreşlerin kıymeti- ni düşürmüştü. Müsabakalara geçmden evvel şu- nu da söyliyelim ki ring etrafında İstanbulda ilk defa olmak üzere elek- trikli hakem koltukları bulunuyordu. Fakat gece ve kapalı salonlarda kul- üzere yapılmış olan bu elek- trik tertibatı gündüz güneş ziyası ya- nında çok sönük kaldığı için hiç bir fayda temin etmedi ve yine eskisi gi- bi dişlerle işlendi ve bü yüzden güreş- Ter bir saat geç başladı!... Hasan Tahsin - Mongolyat 56 kiloda: Yasan Tahsin Yugoslav şampiyonu Mongolyat ile güreşti, Güreş başladığı zaman bizimki heye- canlı görünüyordu; fakat yavaş yar vaş açıldı vehasmını hırpalamağa başladı. Birinci devre bu şekilde her iki tarafın mukabil hücumları ile be- rabere bitti. İkinci devrenin ilk üç dakikasında bizimki yere düştü, fakat Yugoslav hiç oyun-alamadı. Hasan Tahsin üstte çalıştığı zaman bir kaç salto tecrübesi yaparak puan kazan- dı ve neticede sayı hesabile galip geldi, - Antenoviç 6I kiloda Yaşar Yugoslav Antonoviç. ile güreşti. Güreş Yaşarım sert ve seri hücumlarile başladı. Daha ilk elense- de rakibini altına çekti ve birbir ar- dına oyunlar. tatbik etti. Nihayet ayakta güzel bir salto ile rakibini bir dakika 51 saniyede yenmeğe muvaf- fak oldu. du. İzmirde Balkan ikinciliğini almış olan Yugoslar- tecrübesiz rakibi kar- şısında çok hâkim ve rahat güreşiyor. du. On beşinci dakikadan sonra her iki güreşçi fena halde yoruldular ve âdetâ itişmeğe başladılar. Yugoslav bu arada bir kaç oyun daha çıkara rak puan aldı. Fakat güreş bittiği z0- man Yahya galip ilân edildil... Bu karara herkes gibi bizzat Yahya da şaştı. Yugosiva gelince bu işe bir mâna veremiyerek başmı sallıya sal- ıya çekildi. Saim - Fişer 72 de Saim: Fişerle güreşti. Salm çok- tanberi idmansız olduğu için ik da- kikalarda tuş yapamadığı takdirde yirmi dakika dayanamıyarak yorula- cağı tahmin ediliyordu. Birinci devre her iki tarafın aykta oyun deneme- lerile geçti ve berabere sayıldı. İkinci devreye Saim altta başladı. Saim iyi kapandığı için Yugoslar pek oyum-tatbik edemedi. İkinci üç da- kikada Saim üste geçtiği zaman iki defa salto tecrübesi yaptı ise de ken» di alta düştüğü için puan kaybetti. Son dört dakikada müterazin bir mücadele içinde geçti. Saim daha atak güreştiği için bir kaç puan tep- lamağa muvaffak oldu ve ekseriyetle galip sayıldı. : Ankaralı Hüseyin - Kiş 79 kilada Ankaralı Hüseyin Yugos lav Kişle güreşti. Yugoslav bizimkin- den daha iri ve ağır. Güreşin ilk da- kikaları ayakta iki güreşçinin: biribir- lerini denemelerile geçti. Dakikalar ileriledikçe. güreş durgunlaşıyor ve zevksiz bir şekil alıyordu. Birinet devre berabere bitti. İkinci devrenin ilk üç dakikasında çekilen kuraya göre Ankaralı üstte başladı, fakat puan alamadı. Yügps- lav üste geçtiğizaman oda oyun gösteremedi. Ayakta. geçen son. dört dakikada Ankaralı Hüseyin daha çe- vik ve girgin güreşerek oyunlar tab bik ettiği için mültefikan galip ilân edildi. Bu esnada hava da. yüz tuttuğu için işaret fenerleri de iş gör- meğe başladı. Mustafa - Mesner 87 kiloda Mustafa Yugoslar Mes- nerle güreşti. Her ikisi de takımları- nın kaptanları. Güreş başlar başlar maz Müstafa sert dalışlarla hasmını ezmeğe başladı. Yugoslav - oldukça ağir olmasına rağmen Mustafa Üstüş- te üç dört salto çekti, fakat tuş yas pamadı. Nihayet altına aldığı Yugosları gü- zel bir kol hareketile çevirmeğe mus vaffak olan Müstafa 3 dakika 46 sa- niyede fevkalâde bir tuş yaptı ve çok alkışlandı. Samsunlu Ahmed - Vesiç Ağır sikletten Samsunlu o Vesiçle güreşti. Güreşçiler çok ağir oldukları için atakları da ağır ve zevksiz olu- yordu. Birinci devre oyunsuz ve bera- bere bitti. P ladı ve Yugoslavı mütemadiyen ezdi. Yugoslav üste geçtiği zaman hemen hemen hiç bir şey yapamadı. Son dört dakikada Samsunlu hâkim güreşerek puan aldığı için sayı hesabile galip geldi. Neticede yedi sıfir galip geldik, Bugün Yunan güreşçilerile yapıla cak güreşlerin daha alâkalı ve heye- canlı olacağı tahmin edilmektedir. Bilhasa 56 kiloda Balkan şampiyonu olan Birisin güreşi merakla bekleri- mektedir. Yarın güreşler dörkte baş. uyacaktır , İkinei devre Samsunlu üstte baş. | cü bir şey oluyor. Günün spor hareketleri $ 1 — Taksimde sag 4'de İstan- ) bul - Atina güreşçileri arasında müsabakalar. ) İİ) 2 — Dağcılık kortlarında, Gü- neş - Dağcılık tenis maçı saat ade. 3-— Fenerbahçe - Kurtuluş atletizm maçı Fener stadında Çi sabah onda. Kli üpler tenis İL Tenis. turnuvası Güneş, ilk karşılaşmada, Dağcılığı ikiye karşı sekizle yendi Tenis federasyonunun Fenerbahçe, Güneş ve Dağcılık teniscileri arasın- da tertip ettiği turnuanın beşinci kar- şılaşması dün öğleden sonra Güneş kortlarında Güneş ve Dağtılık ara- sında yapıldı. Alti tek ve dört çift maçı yapıldık- tan sonra hava karardığı için son bir maç bugüne bırakıldı. Tek maçları Beş maçtan dördünü Güneş, biri- ni Dağcılık kazandı. Güneşten Nişan Dağcılıktan Miri 6/1, 6/3; Güneşten Pehmi Dağtılık- tan Fahiri 6/3; 6/1; Güneşten Bal- dini Dağtılıktan Krisi 6/1, 6/3; Gü- neşten Bambino Dağcılıktan Arev- yanı 6/4, 6/2; Güneşten Davit Dağ- ciliktan Telyani 6/0, 8/6 yendiler. Dağcılıktan Vedat Cemal Güneşten Ciraşı 6/4, 6/2 mağlüp etti. Çift maçları Karanlıktan dolayı bugüne kalan' bir maç dışında dört maçtan üçünü Güneş, birisini de Dağcılık kazandı. 'Dağcılıktan Mir . Nazaret çifti Gü- neşten Ahmed Arif - Kohen çiftini 6/1, 873 yendi. Buna mukabil Güneşin Nişan - Fehmi çifti Dağdılığın Ali - Telyan çiitini 6/2, 6/1; Güneşin Baldini - Çiras çifti Dağcılığın Vedat Cemal - Fahir çiftini 6/3, 6/1; Güneşin So- maçi - Rotman çifti Dağcılığın Lem- Köçifi çiftini 6/1; 6/4 mağlüp ettiler. Bir kaç düşünce Bundan bir buçuk sy kadar evvel bu” sütunlarda Güneş Kortlarında parlamağa: başlıyan. iki. genç tenis- ciden bahsetmiştik. Dünkü maçlarda Seyrettiğimiz bu gençler bir buçuk Ay evvelki tahminlerimizde yanılma- dığımızı gösteren © muvaffakiyetler gösterdiler. Gerek Fehmi ve gerek Nişan. oynadıkları tek maçlarda ol- duğu kadar' beraber oynadıkları çift maçında da herkesin takdirini ka- zanan bir oyun çıkardılar; Eğer Gü- neş bundan evvel Fenerbahçe ile yaptığı . karşılaşmada. tek maçlarda Nişandan istifade etmeseler (bila Fehmi - Nişan çiftini oynatmış ok salardı altıya karşı beşle kaybede- cekleri yerde beşe karşı altı ile ka- zanmaları ihtimali olabilirdi. Güneş- Werin Fenerlilerle yapacakları ikin ci karşılaşmada bunu nazarı dikke- te alacaklarını zannediyoruz. Dün Bambinonun çok güzel bir oyun çıkarmasına mukabil Ciras beklönmedik fena bir oyunla kendi- sinden daha tecrübesiz bir tenisciys yenildi. Baldininin Dağcılığın birin- ci teniscisi Ktise karşı aldığı 6/1, 6/3 idir. a 'Teliyan maçının dalla ikinci seti asab bozacak kadar sikici oldu. Telyania top toplamak yarışa na çıkan Davidden daha seri ve da- ha etak oyun beklemek hakkımızdı. Hiç bir güzel vuruş olmadan eşanj- lerm bazan elliye kadar çıkması üzün Telyanın topu çeviremediği Somagi ile Rotman İyi bir çift teş- Kil etmişlerdi. Raket Karşılaşma oblnç Puan ( İÜ Fenerbahçe $ İ Güneş 2 Dağcılık $ skoru takdire değecek e SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN BÂNİ İRTEM — Tercilme, iktibas hakkı mahfuzdür Tefrika No. 13 Zihni paşa müsveddeyi kaleme almağa başladı. İzzet paşa da ona iltihak etti Diyerek müzakereye yol açmak iş- tedi. Said paşa gene ağzını açmadı. Hariciye Nanzırı Tevfik paşa: — Evet, kanunu esasi isteniliyor. Ancak devleti aliye üç vilâyette tan- zimi iktiza eden maddeler için bü- yük devletlere karşı taahhüde gir- miştir. Devletler aradıklarını gene ararlar, dedi, (Hariciye nazırı Tevfik paşa bu sözlerile kanunu esasinin ilk defa ilâ nında Tersane konferansı delegeleri- nin sureti hareketini anlatmak iste- miştir. Tevfik paşa bu tahmininde zaman itibarile aldanmıştır. Çünkü kanunu esasinin ilk ilânile-ikinci de- fa ilânı Avrupada ayni suretle telâk- ki edilmemiştir. Birinci defaki telâkki ve karşılayış büsbütün menfi ve barid, ikinci defa- Ki ise'müsaid ve intizarkârane olmuş- tur. Tevilk paşanın sözleri ancak dört sene sonra meşrutiyet idaresinin mu- vaffakıyetsizliklerile Balkan harbi zu- hur edeceği günler için isabetli görü- lebitir.) Sadrazam paşa hariciye nazırının ifadesini işraben yüzüme baktı, Ben gene: — Hariciye nazırı paşanın reyini sevap görüyorum, Bununla beraber büyük devletler Rumelide gayrimüs- | lim tebaanın idareden şikâyetlerine mebni devletin dahili işlerinde bir nevi murakabe usulü tesis ettiler. Okuduğumuz telgraflarda çeteler re- islerinin ştiriş ve fesadı terk ile bun- larla birleştikleri yazılıyor. Eğer bu vaki ise hıristiyanlar Avrupaya şikâ- yet etmezler. Devletler de işin ilerisi- ne gitmezler. Hristiyanların İttihad cemiyetile uzlaşmış olmaları kendi .cemaatlerince menfaatler elde etmek emelinden doğmuş olmalıdır. Şayet atiyen umduklarına eremiyerek hoş- nutsuzluklarmı gösterecek olurlarsa büyük devletler müdehale kapısını gene açar zannında bulunuyortm. Diye mukabele ettim. Şürayi Devlet reisi Hasan Fehmi paşa: Dahiliye nezırmın reyine iştirak ederim. Demiş ise de mecliste süküt devam etti. Said paşa başka günlerde vükelâ meclisinde pek hafif maddeler müza- kere edildikçe beyan olunan mütale- aları talâkatile inceden inceye elerdi. Bu mesele isa devlet ve mületin ha- yatına Taci iken tetkik ve tamikine mekle vakit geçirmekte idi. Ağzı ka- panmış, dilini yutmuş gibi bir halde «âlemi balâdan nida» gelmesine ku- lak kabartıyordu. Gece saak üçü atladı, Hâlâ müzake- re kapısı kapalı bulunuyordu.) Memduh paşanın sadrazam Said paşaya tariz etmek, kendisini kanu- nu esasinin ilânına meyyal göstermek. yolundaki bu sözleri ancak bu gece vükelâ meclisindeki ruhi haleti, hay- reli ve endişeleri tekid etmek itibari- le bir kıymet kazanır. Vükelâ. meclisinde müzakere bir türlü karara iktiran edemiyordu. Ma- beyin başkâtibi Tahsin paşa bunok- tada diyor ki: (Wükelânm ne karar verdiği hak- kında; bir arz. vaki olmaması, İzzet paşanın avdet etmemesi üzerine Ab- dülhamid musahib Nadir ağayı gön- derdi; İzzet paşayı çağırttı, sordu; İzzet paşa daha bir karar verilmediği- ni söyledi. Hünkâr ayakta duruyordu. İzzet paşa ile ben de karşısında idik. Abdül- mid gözlerini sabitbir noktaya dikti; bir müddet düşündü. Nihayet İzzet Paşaya teveccühle; — Kanunu esasinin ilânı benim za- manımda olmuştur. Bünun mütselsi benim, Bir müddet hasbellüzum mes riyeti tatil edilmişti. Heyeti vükelâya gidiniz. Bunlari söyleyiniz veilânı için mazbatanın yazılmasını irade et- tiğimi tebliğ ediniz. dedi, İzzet paşa huzurdan çıktı. Bana hitaben det — Meclisi vükelânn mazbatası g& lince hemen getiriniz! Emrini verdi. Muztarip ve meyus olduğu halinden pek âşikâr idi, Bu emri verdikten sonra salonun yanın- daki odaya çekildi.) Memduh paşa da gene esvatı Sü- durda Abdülhamidin gönderdiği bu haberi şu suretel teyid eylemektedir: (Müzakerenin daha açılmamış ol duğu kasvetli demde ikinci kâtip ku- renadan İzzet paşa mabeyincilerden Rıza beyle birlikte meclise geldi. — Zatı şahane (kanunu esasiyi ben tesis etmiştim. Meclisi mebusanın iklür ci içtima devresinde tatili lüzumu bâ na ihtar kılınmıştı. Öyle yapıldı. Se neler geçti. Âzası intihab ve cemolü- namadı. Madem ki milletim şimdi g#- ne meriyetini istiyor, ben dahi ver- dim.) Buyurdular. İradel seniyeyi işte hafiyyen tebliğ ediyorum, dedi v0 odanın bir kenarına çekildi.) Maarif nazırı Haşim paşa da İzzeb paşanın bu tebliğini (Tezkiri inkılâb) risalesinde şu suretle bildiriyor: (Meclise tebliğat vasıtası olan İzzet paşa padişah tarafından celbedildi. Avdetinde vükelâ heyetine hitaben Şu iradeyi tebliğ etti: (Göndermiş olduğum telgrafname- ler mealinden anlaşılmış olacağı ü78- re mebusan meclisinin tekrar açılma" su islenilmekiedir. Zaten bunu ben tesis etmiştim, Sonra bazı sebeplere mebni tehir olunmuştu. Şimdi bunun Açılmasını muvafık görmekte oldur ğumdan buna göre müzakere icrasile karar altına alınarak ve hemen mas- batası tanzim olunarak verilsin. Yar rınki gazetelerde neşir ve ilân edilsin.) Bunun üzerine artık serbestane mü” zakere icrasına Başlandı. İşin mahiyeti heyetçe tahakkuk et- mişti. Geniş ve derin tetkik ve tahlile lüzum görülmüyordu. Tebliğ veçhile muhtasar bir maz“ bata tanzim ve takdim edilmesinde reylerde ittifak hasıl oldü. Bu veçhtie muamele edildi. i Ancak bazı zevat bu bapta bir ta- kım kayıtların, şartların Hizumundan bahsettiler. Ama bunlârın ne gibi şey- ler olacağı aranmadığı gibi kendileri de bir şey söylemediler.) Sald ve Memduh paşalar vükeli meclisinin bu son durumu hakkınd& biraz daha fazla izahat veriyorlar: Ahmed İzzet paşanın söylediği söz lerden Abdülhamidin kanunu esasiyi iadeye muhalefet etmiyeceği anlaşıl muşta, Sald paşa vükelâ arasında müzake- reyi mecrasına irca için: batın münferid. mevzuu kanunu ca” si değil mi? Zald bahislerin terkile reyleri bu bahse tahsisi lâzım gelmi yor mu? Sualini irad etti, Meclise iki; üç dar kika mutlak bir süküt arız oldu. Sald paşa gene: — Malâmu âlinizdir ki marazı ha cette süküt tasdike masruftur. Bina” enaleyh kanunu esasinin iadesi hak- kında huzuru şahaneye bir mazbatâ arzına karar verildi diyeceğim. Muha- lif varmı? Dedi. Vükelâdan bir, ikisi: — Kanunu esasi mefsuh değildir ki iade olunsun. Vakit ve hal icabıncâ muvakkaten tehir olunmuştu; İhtarında bulunmaları üzerine Ser İd paşa: — 'Tabirde hâta etmişim, Mazbata- miz elbette ahsen ve ensep ve nefsük emüre muvafık Ibarelerle yazılır. Esa“ ta müttefik bulunuyoruz. Mazbatayâ yazalım mı? Sualini tekrarladı. Wükelânın ç0* gu: — Bu madde pek mühimdir, Mağ batası etraflı olmalıdır. Mülkhazasını ileri sürdüler, Sö söylemiyenler de (evet) baş işaretile o mülâhazaya iştirak et tiler, (Arkası var),