Bahite 6 Hırvat Ustaşi komitesi ve, Mersinde son sek Sırpların intikam cemiyeti Iki taraf arasındaki mücadele hararetle devam ediyor Hırvat Ustaşi komitesinin geçen hafta, kendisine #hanet etmiş olan eski Oo mensüplarından © Çervinçici adamları vasıtasile Pariste Öl dürmeğe teşebbüs ettiğini Fransız ga- getelerinden naklen yazmıştık. Paris - Bolr gazetesi bu münasebetle Hırvat 'Ustaşi komitesi ve bunlarla mücade- Je eden intikamcılar cemiyeti hakkın- da uzun uzadıya tafsilât veriyor ve diyor ki: Yugoslavya kralı Aleksandrın kat- Minden sonra kenğisinden çok bahse- dilmiş olan staşi, gizli bir cemiyet değildir. Bu, merkezi Amerikada Pitts- borg şehrinde Republigue Building binasında bulunan bir cemiyettir. Ustaşi Tüesasının iddialarına göre cemiyetin bütün dünyada yayılmış iki milyon Hırvat mensubu yardır. Ustaşi cemiyetinin remzi mavi, be- yaz, kırmızı renkli bir kurdelâdır. Bu kürdelânın zerinde ayni renkte ve altın ile işlemeli harfler vardır. Bunun da sebebi, Fransanın hürriyeti temsil eden bir memleket ve remiz olmasi- dır, , Ustaşilerin büyük şefi, kral Alek- sandrın katlirden sonra Fransız ağır- ceza mahkemesince gıyaben idama mahküm edilmiş olanı Ante Paveliçtir. Ustaşi Hırvat komitesine düşman ol- mak üzere intikamcılar cemiyeti var- dır. Bu cemiyeti Sırplar teşkil etmiş- lerdir. Gayesi de Hırvat komitesile mücadele etmektir. Ustaşi Hırvat ko- mitesi Hırvatistanın istiklâlini te- min için uğraşırken, intikamclar ce- miyeti de Yugoslavyanın vahdet ve tamamiyetini müdafaa ediyor. Bir gün Ustaşi komitesi rüesasın- dan miralay Dulç Karisbad şehri otel- lerinden birinin odasında ip ile boğul- muş olarak bulunmuştur. Muahharen Gratz şehri mahkeme- sinde cereyan eden muhakemede inti- kamcılar cemiyetinin mevcudiyeti meydana çıkmış, suçlu olarak yakala- nan Jakarçeçin üzerinde bir kumaş parçasının üzerine elle yazılmış şu cümle görülmüştür: «Br. 26 Müntakim 26.» Bunun altına da gene elle mak- tul Stefan Duiçin adı yazılmıştı. Bu- nun altında bir ölünün kafasını gös- teren iki damga vardı. Kumaş üzerine yazılmış metnih sureti şu idi: «İntikamcilar lejyonu, Stefan Dui- çin idamını emretmiş ve buna karar vermiştir. Bu emrin infazı için kur'a 26 numaralı intikamcıya isabet elmiş- tir. İntikamcı! İçtiğin intikam andını unutma! İntikam veya ölüm! Lejyo- nun esrarın ifşa edenlerin ve yahut emirlerini infaz etmiyenlerin cezası ölümdür.» Suçlu Jakareç bir zehir şişesi, bir hançer, bir tabanca, bir haç ve bir ölü kafası üzerine el basarak and içtiğini itiraf etmiştir. Hırvat Ustaşi komitesi Liyejde topla- narak Yugoslavya kralı birinci Alek- sandrm idamma karar vermiş, bu idamın infazına da Pospiçil ve Kralj ve Raiçi memur etmiştir. Komitecile- rin kral Aleksandrı nası! öldürdükleri malümdur. Ustaşi komitesi 30 teşrinisani 1935 tarihinde akdettiği büyük kongrede Fransada Aix-en-Provence şehri ha- pishanesinde bulunan, kral Aleksan- drın. katillerine şu teşekkürnameyi göndermiştir: Hirvatistanın istiklâline çalışan Hır- vat milli komitesi; Vatan kahramanı Mio Kralj Svan Ratiç ve Pospiçile. Aix-en-Provence Yurddüşlarımız, Kahramanlarımız! Amerikanın Şikago şehrinde ikinci büyük kongresini âkteden cenubi Ağerikada, Kanadada bulunan ve bü- tün dünyaya dağılmış olan biz bütün Hırvatlar Aixde tevkif ve hapsedilme- niz üzerine icab eden tedbirleri almak Üzere toplandık. 30 teşrinisani 1935 de vukubulan bu müdahalemize ale- nİ bir mahiyet vererek tevkifinizi Fransız sorgu hâkimi nezdinde pro- teslo eltik ve Fransız adilye nazırın- dan Hırvat milleti namına sizi ser- best bırakmasını taleb ettik. Aziz kardeşler! İkinci büyük Hırvat kongresinde bulunan delegeler, size en samimi selâmlarını ve takdir ve tasviplerini iblâğ ederler. Cesaret gös- termenizi rica eder ve Hırvat mille- tirlin kahramanlığınızı takdir ettiğini bildirirler.» Bu tebliğin altında kâtip Ante Do- shen ve reis Persiçin imzaları vardı. Hırvat komitesi kongresi bu teşekkür- name İle beraber, bu teşekküre iştirak eden 28 bin Hırvat komilecisinin im- zasını ihtiva eden bir defter de gön- dermiştir. Bu hadiselerdenberi Ustaşi Hırvat komitesi Yugoslavya kral naibi prens polu da idama mahküm etmiş- tir. Prens Pol, İngiliz kralının tac giy- me merasimine iştirak için Londraya gittiği zaman Avrupa zabıtalarının aldıkları sıkı inzibat tedbirleri kolay- lıkla anlaşılabilir. Eskişehirde AKŞAM neşriyatı «Ses - Işik» müessesösinde satı- hr. «Akşam; gazetesine abone olanlara hususi tenzilât yapılır. Tefrika No. 27 Mektep arkadaşları Parisin meşhur Şanzelizesinden da- ha geniş ve uzun bir bulvar olan (ş0- se) üzerinde havayı dalma yıkıyan ve geceleri renkli elektriklerle fonten lü- minüzleri gibi havaya renkli sular ser- pen büyük fıskiyeleri insana bir su gehrinde olduğu hissini veriyordu. Bir akşam da Çeşmeciyo parkına giden Cevvale orada halkın ne sami- mİ eğlenceler bulduğunu, ufacık san- dallarla ufak gölcükte dolaşmaktan ne derin zevk duyduğunu gördü. Her- halde mesud olmak için hayatın ve yahut tablatin cömertliğini beklemek doğru değildi. Denizi bulamıyanlar o ihtiyacı bu etrafı yeşil ormanla çev- rilmiş havuz kadar gölde de tatmin edebiliyorlardı. Seyahatin son iki günü Romanya hududları içinde seyahatle geçti. Bir gün petrol kuyularının bulunduğu mıntakaya gittiler. Saatlerce gaz ko- kusu teneffüs ederek kuyuları dolaştı Jar, verile nizahatı dinlediler, Fakat son gün keyidli bir seyahat, oldu. Köstenceye dönmezden evvel Sine- Bürhan Cahid yaya çıkacaklardı. Romanyanın en güzel kısmı olan Karpat etekleri hak- kında Rumen kraliçelerirnin birinin yazdığı eserden bahsedilmişti. Bük- reşte kaldıkları lisenin adı bu edip ve muharrir kraliçenin müstear adı idi, Eserlerini fransızca yazan Karmen Silvanın hikâyesinden birer tane kafi- eye dağıtıldığı için fransızcaları kuy- vetli olanlar yolda bunu okudular. Sinaya pek hoşlarına gitmişti. Burada Bükveşin ağır havası yok- tu. Denizden bin üç yüz metre yük- selmişlerdir. Sinayada (Palas) otelin- de öğle yemeğini yediler. Saray bah- çelerini, büyük aşklara sahne olan çam korularını gezdiler. Vapur O ge- cenin sabahına doğru hareket edeceği için otomobillerle Büşteniye kadar çıktılar, Burası eski bir Macar kasabası İdi. Çamlıklar içinde, suları, havası çok güzel bir yerdi. Nihayet bir hafta evvel zihinlerinde büyüyen seyahat bitti. Gece uzun sü- ren bir tren yolculuğundan sonra Kös- tenceye döndüler ve yorgunluktan bi- AKŞAM 6 1937 26 Ağustos La - içinde neler yapıldı? Belediye bir çok mührem ihtiyaçları karşılamıştır N Mersin belediyesinin methali Mersin (Akşam) — Belediye şehri güzelleştirmek için bütün kuvvetile çalışıyor. Sekiz sene zarfında bir çok işler yapılmıştır. Belediye en fazla lâğım ve yol inşaatına ehemmiyet ver- miştir. 27 kilometre uzunluğundaki umumi kanalizasyon şebekesi birinci senede bitirilmiş ve sekiz senedenberi Arızasız işlemektedir. Yapılan yolla- rın uzunluğu on iki bin yüz altmış iki metreyi bulmaktadır. Bunun 3953 metresi asfalt, 1283 ; metresi beton, 1118 metresi parke ve 5808 metresi de şosedir. Her iki iş için sekiz yüz bin ira harcanmıştır. Bir buçuk senedenberi inşaatı de- vam eden içme su meselesi de sona ermiş demektir. Yalnız filitre tesisatı kalmıştır, Su Mersin tarafından alı- nacak, süzülecek, filtrede temizlene- cek, klor gâzile mikrapları imha olun- duktan sonra şehre tevzi edilecektir. Projenin keşif bedeli 285 bin liradır. Şehir haritası yaptırılmış, imar plâ- ni mütehassısa verilmiştir. Otuz bir bin lira sarfile meydana getirilen asri mezarlık 300 dekar ge- | nişliğinde bir saha işgal etmektedir. | Etrafı duvarla çevrilmiştir, Bekçi oda larını ve morg tesisatını havidir. Kum havuzu vesair müştemilâtı cami güzel bir plâj, iskele ve ticaret- hanelerin bulundukları yerde modem bir umumi helâ yaptırılmıştır. Aşı ağaçlarının temini maksadile büyük bir fidanlık tesis edilmiştir. Fakirlere yemek Mersin belediyesinin çok güzel ve hayırlı âsarından birisi de günde 280 acezeye ekmek ve yemek dağıtan aş evldir.. Fakirler ister bu evde ister kendi yerlerinde yemek yemekte ser- © bestir, İğinei şekli tercih ederlerse yemeği, getirdikleri kaplarla eve gö- türürler. Mersinin sahip bulunduğu Hinter- | rer çuval gibi kamaralarına döküldü- ler, Bu küçük seyahat Cevvalenin Fuhu ve dimağı üzerinde derin bir tesir yap- mıştı. Evinin ve muhitinin hareketine takılıp kalan, havası değişince tenef- füsü bile ağırlaşan bir neslin çocuğu olmasına rağmen Üniversite âlemin- den başlıyan yeni hayatı yadırgama- dan kabul etmişti. Hele bu seyahat şahsiyetini, benliğini bir kat daha kuv. vetlendirmişti. Akşam sular karardık- tan sonra dışarıda kalmaktan çekinen, hattâ yanında annesi olmadan soka- ğa çıkmayı doğru bulmıyan bir kızın gururundan bir damla kaybetmeden ve içinde hiç bir yalnızlık endişesi geçirmeden tek başına yabancı bir memlekette gezip dolaşması için ge çen zaman hiç te geniş değildi. Cevva- le bu hayata süratle adapte olmuştu. Bu Romanya seyahatinden dönüşte büsbütün değişmişti. Kendini çok kuv- Şehrin yegâne derdi yolsuzluk ve toz topraktır vetii buluyordu. Arkadaşı Süheylâya hediye olarak şık bir Rumen bluzu getiren genç kız kendisi için bir şey almamıştı. Fakat not defteri ve hafı- zası o kadar zengin olarak dönmüştü. ki bu fikir malzemesi ile varlığının kuvvetli bir hamle ile daha ileri git- tiğini kendi de hissetti, Hayatı görüş ve seziş kabiliyeti çak değişmişti. Gu- e Mersinde bir çeşme landın genişliği münasebetile ticari ehemmiyeti gittikçe artmaktadır. Bu artış iş hacmini de gayet tabii ole rak çoğaltmışlır. Belediye muhafa- za, tahmil ve tahliye tesisatını tak- viye eylemek lüzumunu duymuş ve mevcud beş - iskeleyi hem genişlet- miş, hem de uzatmıştır. Ayrca 29 bin lira sarfile betonarme bir iskele daha yapılmıştır. Eşyaların muhafa- zası ve ihracat işlerinin tanzimi mak- sadile bir hangar vücude getirilmiş- tir. Yirmi altı bin liraya çıkan bu hangar her türlü tesisatı havidir. İskelelerin üstile hangar ve gaz de- poları içinde dekovil tertibatı mev- cuddur, Yeniden yirmi dekarlık bir saha, evleri yıkılmak suretile meydan ha line “getirilmiştir. Atatürk parkı da bu meydanda yapılacak, âbide bura- ya dikilecek ve Halkevi inşa oluna- caktır. Bu işin 250 bin Jira ile ve iki sene içinde başarılacağı umuluyor. Bütün bunlarla beraber Mersin he- nüz imara çok muhtaç ve çok genç bir şehrimizdir. Yapılan yol, Mersine nisbetle fazla birşey değildir. Arka s0- kaklar yazın toz, kışın çamur diyarı haline geldektedir. Belediyenin ber- haline gelmektedir. Belediyenin her- miyet vermesi, temizlikle daha çok alâkadar olması lâzımdır. Karamürsellilerin Değirmen- dere tenezzühü Karamürsel 23 (Akşam) — Kara- mürsel İdmanyurdu, başkanlığına se- çilen B. Enverin teşebbüslle pazar gü- nü Değirmendereye bir tenezzüh yap- mış, bu gezintiye 300 kişi iştirak et- miştir, Karamürsellilerle Göleüklüler ara- sınd yapılan voleybol maçında Göl. cük galip gelmiş, ayrıca yüzme mü- sabakaları de yapılmıştır. Türumu biraz daha kabartan bu yük- yeri sene derslerini takibe baş- Şimdi artık tam mânasile yarım doktor sayılırdı. Çünkü üçüncü sıni- fın dersleri ehemmiyetliydi ve polikli- niklere devam sslâhiyeti kazanmıştı. Yeni dersler arasında Pathologie, Bactöriologie gibi doktorluğun ana yollarını gösteren şubeler vardı. Yeni profesörlerin, dünyaca tanınmış ho- caların derslerini takib ediyorlardı. Cevvale ilk poliklinik tatbikatına çıkarken ciddi bir heyecan içinde kal- dı. Şimdiye kadar teşrihhanede ka- davralar fizerinde tatbikat yapıyorlar- dı. Fakat artık hastanelerde, hastaları yakından görüp, hocaların teşhis ve kontröllerini yakından takib ediyor- Jardı, Umumi emraz üzerinde İlk gör- gülerini ve ilk teşhislerini kendi ken- dine kontrol eden cevvale bu nokta- dan da arkadaşlarından ileri olduğu- nu anlıyordu. Şimdiki halde haftanın ilk günü poliklinik görüyorlardı. Bu- günleri sabırsızlıkla bekliyen genç kız mütehassısların peşini bırakmıyor. Yeni gelen hastaları muayeneden ge- çiren hocalarının hastayı nasıl söy- lettiklerine, sonra muayeneyi hangi noktadan yaptıklarına dikkat ediyor. du. Bir kaç tesadüf olmuştu ki hasta» 1Z yıl | KADIN KÖŞESİ Suare elbisesi Beyaz müslinden bir suare elbise- si. Elbisenin eteği plise ve uzundur. Belinde lâme bir kuşak vardır. Bursa tütünleri Bu seneki mahsul çok mükemmeldir Bursa (Akşam) — Tütün meh- sulünü tarlalarda yaş olarak tahmin etmek üzere seçilen komisyonlar”ça- lışmağa başlamışlardır. Yeni mahsulün geçen seneki mik- darı bulacağı ümit ediliyor. Çünkü tütün ekilen erâzi, ayni hektarı mu- hafaza etmektedir. Bu seneki mahsul, fazla olarak çok iyi ve yüksek vesıflıdır. Görmez nis- beti pek azdır ve hepsi yaz kurusu-, dur. Yen! mahsulün, geçen seneye nazaran on beş gün evvel idrak edil. mesi de tahmin ediliyor. Tütün ekimi Bursada (gittikçe ehemmiyet almakta ve mikdarı sü- ratle yükselmektedir. 935 senesinde iç bin kişi iki bin hektar erazide iki milyon kilo tütün elde ettiği halde 936 yılında tütün ekenlerin sayısı beş bine, hektar üç bine yükselmiş ve elde edilen mahsul dört milyon kilo- yu bulmuştur. 935 ve 936 senesi mahsullerinden zürra elinde tütün kalmamıştır. Bursa tütünleri Amerika, Almanya ve Avusturyaya ihraç edilmektedir. Bilhassa Avusturya rejisi harmanla- rımdâ Bursa tütülerinin büyük bir ehemmiyeti vardır. run ifadesi ve doktorun muayenesi üzerine genç kızın kendi kendine ver- diği hüküm lam isabetle kendini gös- termişti Sevinçten içi gıcıklanan genç kız bu tesadüflerden kuvvet alarak ders- lere ve talbikata bütün hevesile sa- rıldı. Artık mesleğin en heyecanlı ZeV« kini tatmağa başlamıştı. Hastane günleri beyaz gömleğini giyerken sevinçten gözleri çiçekleni- yordu. Ve itina ile kendi diktiği bu beyaz keten doktor gömleği uzun boyuna ve sarı büşına o kadar yakışıyordu ki onu yeni gören hastane doktorları, asistanları biran durup kim olduğunu anlamak ihtiyacını hissediyorlardı. Yeni yetişen bu meslektaşın şöhreti bir iki hafta içinde bütün hastalara yayılmıştı. Pembe yüzüne en büyük ifadeyi veren yeşil gözleri ve Tüle lüle sarı saçları ile beyaz gömleği içinde göklere ait bir mahlük gibi görünen genç kizın koridorlarda, koğuşlarda dolaşması bir hâdise oluyordu. Asistanlar arasında onun lâkırdısı o kadar geçmeğe başlamıştı ki hangi gün hangi poliklinikte bulunacağı ha beri daha evvelden tahkik ediliyor, ona tesadüf etmek için muayene nöbetles ri biribirlerine havale ediliyordu. (Arkası var),