KE At ŞT ni a ne Me ARADA SIRADA: Bir haksızlık İstanbul belediyesinin. üç müesse- sesi ve bu üç müessesenin başında üç idareci vardır ki, memleket hesabına gerek kendileri gerek idare ettikleri iesseseler cidden tebrike şayandır: cerrahpaşa hastanesi ve başhekimi Doktor Rüştü Çapçı; itfaiye teşkilâtı ve genel direktörü İhsan Değer; Şehir tiyatrosu ve rejisörü Ertuğrul Muh- sin, Bu üç müessese, değerli, işlerinin ehli, vazifesever, nizam ve intizama âşık üç başım elinde her sene iyiye ve güzele doğru ilerliyerek inkişaf etmek- tedir, İstanbul (festivali o münasebetile binlerce kişinin toplu bulunduğu sa- hada, pek alışık, hattâ hiç alışık ol. madığımız bir nizam gördük. Bunda İstanbul zabıtasının da büyük him- meti olmakla beraber, itfaiye direk- törlüğü de töreni iyi tertib etmiş, da- vetiyeleri iyi dağıtmış, misafirlerini iyi ağırlamıştı, Törende itfaiyemizin ilk tulumba- lardan başlıyarak bugünkü mütekâ-, mil safhalarına kadar geçirdiği tekâ- mül devrelerini gördük. Vaktinde ha- ber verilen yangına itfaiyenin nasıl üç dakikada yetiştiğine ve üç katlı ahşap bir binayı nasıl söndürdüğüne şahit olduk. İtfaiye efradının beden hareketlerini seyrettik. Bütün bunlar güzel ve iyi şeylerdi. Ancak bu arada - belki de bir sühul eseri olarak - bir haksızlık yapıldı. Makyajla Ziçni pa- za sahaya getirildi ve sanki ortaoyu- nunda aptal rolüne çıkarıldı. Ziçni paşa, itfaiyemizin tekâmülün- de bir merhaledir. O devre göre itfai- ye teşkilâtında yaptığı işe inlalâb di- yebiliriz. Tulumbayı sırttan alıp ara- baya vermek, tulumbacı kisvesini kal- dırıp, itfaiye bölüğü teşkil etmek teh- zile değil, takdire lâyık bir icraattır. Filvaki bugünkü itfaiye otomobilleri yanında Ziçni paşanın atlı tulumbası gülünç kalıyor; fakat Zeplinlerin ya- ında Mongolfier kardeşlerin balonu da gülünçtür; ancak havacılık âle minde Mongolfier kardeşleri ridiküli- ze etmek kimsenin aklından bile geç- memiştir ve geçemez. İtfaiye teşkilâlımızı bugünkü mü- tekâmil haline koyan İstanbul beledi- yesini ne kadar takdir ediyorsak, it- İniyemizi ilk defa makineleştiren B. Haydarı, tulumbayı arabalaştıran Ziçni paşayı, İlk tulumbayı yapan 7a- ta da aynı takdirle yadederiz. Selâmi Sedes Ya Serseri köpekler nasıl öldürülecekler? Köpekler şimdiye kadar striknin verilmek suretile öldürülmekte idiler. Köpeklerden çoğu bu zehire alıştık- lârı için artık bu zehir sürülmüş ek- mekleri O yememeğe başlamışlardır. Belediye bu zehirin müessir olmadı- ğını gördüğünden Almanyada tatbik edilen bir usulün kullanılmasına ka- Târ vermiştir. Bu usule göre köpekler hususi tertibatı haiz olan bir nevi tabancadan atılan kurşunla uzun ba- Yatıldıktan sonra baygın bir halde öldürülmektedirler. Belediye bu ta- bancalardan kâfi miktarda sipariş et- miştir. Tabancalar geldikten sonra köpekler bunlarla bayıltıldıktan son- Tâ Himayel hayvanat cemiyetine günderilecekler ve burada fenni usül- ler altında imha edileceklerdir. — İzmir fuarı her noktada öteki Sergilerden ayrılıyormuş bay Amca... AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ 48 saatte 72 tifo vakası Tifo aşısı yaptırmamış 900 kişi aşıya gön gönderildi Son 48 saat içinde şehrimizde 12 tifo vakası olmuş ve 2673 kişiye bi- rinci, 2220 kişiye de ikinci aşı yapıl- mıştır, Sıhhiye müdürlüğünden bize verilen malümata göre yakın zaman- da tifonun zail olacağı muhakkaktır. Binaenaleyh şimdilik yeni tedbirler ittihaz etmeğe lüzum görülmemekte- dir. Sıhhiye müdürlüğü 7 ağustosa ka- dar mecburi tifo aşısı yaptırmıyan | gıda maddeleri satan esnafı sıkı kon- | role tabi tutarak aşı olmıyanları ça- | lışmaktan menetmeğe karar vermişti, | Geçen pazar günü apansız yapılan bir tettiş neticesinde bekâr odalarında, hanlarda oturan esnaf birer birer kontrol edilmiş, neticede 900 kişinin tifo aşısı yaptırmadıkları görülmüş- | tür. Bunlar derhal mecburi aşıya sev- | kedilmişlerdir..., Polis » üniformaları | Zabıta memurları için kabul edilen yeni üniformaları bütün şehirlerde | polisler ve komiserler giymişlerdir. Emniyet müdürlerile emniyet me- murları için tesbil edilen yeni ünifor- | malar henüz giyilmemiştir. Emniyet müdür ve memurları da 938 senesi ba- şında yeni üniformalarını giyecekler- İ dir, l Fazla içmiş!. | Sokağa çıkarak kâldırım | üzerine uzanmış Beyoğlunda Yenişehir civarında Samar hanında oturan bayan Mari- kanın isim günü münasebetile evde eğlenti yapmışlar ve misafir çağır mışlardır. Eğlentide Marikanın ba- bası Niko fazla rakı içerek sarhoş ol- muş ve evden çıkarak sokakta kaldı- Tımın Üzerine uzanmıştır. O sırada yoldan geçen mahalle bekçisi Hasan kaldırım üzerinde Ni- konun inliyerek yattığını görünce alıp karakola götürmek istemiş, bu gürültüyü Nikonun kızı Marika du- yarak sokağa fırlamıştır. Bekçinin, babasını okarakola gö- türmek istediğini gören Marika fena halde hiddetlönerek babasını kurtar- mak istemiştir. Gürültüye zabıta mü- dahalı, etmiş ve haklarında zabıt tu- tulsrak mahkemeye verilmiştir. Dün asliye dördüncü ceza mahke- mesinde yapılan muhakemede Mari- kanın bekçi Hasana hakaret ettiği sabit olduğundan 19 lira 40 kuruş para cezasına mahküm olmuştur. Üsküdar adliyesi yangını tahkikatı bitiyor Üsküdar Adliye binası yangını et- rafında yapılmakta olan tahkikat son Haklı şikâyetler Polis s karakolları Dün şu mekubu aldık: Bir kaç ay evvel Nişantaşında bir apartımana taşındım. Nüfusa ald bir iş için polis karakoluna müra- caat etmek lâzım geldi. Aparitma- nımıza yakın Teşvikiye karakolu vardı. Oraya başvurdum. Bana oturduğum binanın Bülbülderesi karakoluna tabi olduğunu söyle- diler. Bülbülderesi karakolu Takstme yakın bir sokağın nihayetlerin- dedir. Kim bilir ne kadar zaman- danberi tamir yüzü görmemiş olan bu sokaktan yokuş aşağı in- dim, sora sora karakolu buldum. Oturduğum apartımandan bu karakol en aşağı üç çeyrek saat uzaktır. Halbuki yanıbaşımızda başka bir karakol var. Bu uzak karakoldaki polisler bizim gibi uzak mıntakada bulunanları na- sıl tanırlar? Maaş yoklamasında- ki tahkikat vesair işler için yaş- k kadınlar, erkekler bu kadar uzaklara nasıl giderler? Bana verdikleri malümala gö- re Teşvikiye karakolu tramvay hattının karşı tarafına karışırınış. Bitişiğindeki bina ile meşgul ol- mak bile salâhiyeti haricinde imiş. Polis karakol taksimatının ne mülâhaza ile bu şekilde yapıldığı- nt bilmiyorum. Fakat bunun tas- hihine imkân varsa bir an evvel değişiklik yapılmasını temenni ederim. Bulunduğum semte Teş- vikiye karakolu 2 dakika, Hamam- daki karakol 10 dakika, Bülbül- dere karakolu ise 45 dakikadır. Geçid yerleri Eminönü ve Karaköye çiviler konacak Yayaların bir taraftan diğer tarafa geçmeleri için bugünlerde Eminönü ve Karaköy meydanlarına da çiviler konacaktır. Bundan sonra Sirkeci, Galatasaray ve Taksimde geçit yer- leri ayrılacaktır. Önümüzdeki pazara kadar Kara- köy ve Eminönü meydanlarının çivi- lenmesi bitirilecektir. Belediye şehrin bütün mıntakalarını bir elden çivilet- mek istiyordu. Fakat elde kâfi mik- tarda çivi olmadığından çivilerin imal edilmesine talikan iş von konmuş- tur. Yeniden 8 ilk mekteb açılacak Bu sene şehrimizde yeniden sekiz ilk mektep açılmasına karar verilmiş- tir. Bu sene İlk mekteplere 930 doğum- ular alınacak, 931 doğumlularda -mekteplerin kadrosu müsait olursa» kaydedileceklerdir. Soyadı FA çocuklara şahadetnameleri verilmiyecek safhaya gelmiştir. Şi mdiye kadar ya- pılan tahkikat neticesinde yangında bir suikasd bulunmadığı tesbit edil- miştir. Diğer taraftan yangından kurtarı- Jan evrakın tasnifi de bitirilmek üze- redir. Tasnif neticesine göre yangın- dan mütevellit zararın pek az olduğu . Şimdiye kadar sergilerde göze batan o çarşı havası... İstanbul ilk mekteplerinde bu sene mezun olan talebenin şahadetname- leri Maarif Vekâleti tarafından tas- dik edilmiştir. Şahadetname sahipleri içinde soyadı almıyan talebeye şaha- detnameleri verilmiyecektir, Bunlar ancak kendilerine bir soyadı intihap ettikten sonra şahadetnamelerini ala- Yapı üslüpsuzluğu... de dava açıldı Bazı vergilerini noksan gösterdiği iddia ediliyor Beyoğlu birinci noteri B. Salâhaddin aleyhine üçüncü ceza mahkemesinde bir dava açılmıştır. Tahkikat evrakına nazaran B, Salâhaddin kazanç ve buhran vergilerini maliye şubesine noksan göstermiş ve ayrıca telefon, elektrik vesaire gibi dairesindeki bazı müteferrik masrafların defterdeki ka- yıtlarmın da makbuz kayıtlarma uy- madığı görülmüştür. Bu vaziyet kar- şısında müddelumumilik bu noter âleyhine dava açmış ve dün asliye üçüncü ceza mahkemesinde muha- kemeye başlanmıştır. Evrak okunduktan sonra noterin vekili, isnad olunan suçlar doğrudan | doğruya maliyeyi alâkadar edeceği cihetle maliye tarafından davâ ikame edilmediği takdirde müddelumumili- gin bu hususta hukuku âmme davası ikame edemiyeceğini ve binaenaleyh müekkilinin muhakeme edilemiyece- gini ileri sürmüştür. Buna karşı iddia makamı da noter kanununun 26 ve 28 inci maddeleri mucibince bu suç- ların mali mahiyette olmayıp tama- men cezai mahiyette olduğunu ve muhakemeye devam edilmesi lâzım- geldiğini bildirmiştir. Mahkeme, ev- rakı tedkik ederek bu cihet hakkında bir karar vermek üzere muhakemeyi başka güne bırakmıştır. Kalp lira! Altın suyuna batırılmış çeyrekleri sürüyormuş! Polis; bazı safdillere gümüşü altın diye satan bir sabıkalıyı yakalamıştır. Kemal ismindeki bu adam; eski gümüş çeyrekleri yaldız suyuna batırarak al- tın rengi vermekte ve gözüne kestirdi- ği saf adamlara sarı lira diyerek, pi- yasadan daha düşkün fiatle satış yap- maktadır. Kemal, bu usulü, Galatada kahveci Salime de tatbik etmeğe kalkışırken, Sallin işin farkına varmış ve Kemali hemen bir polise yakalatmıştır. Ke- mal sorguya çekilmiştir. Aldığı ilâçtan vücudü şişmiş Sirkecide bir otelde oturan Memiş adında bir adam dün hastalanmış, vücudunun her tarafı şişmiştir, Has- ta Memiş hastaneye kaldırılmış, ver- diği ifadede bir hastalığının tedavisi için Sirkecide bir doktora müracaat ettiğini ve dokfor tarafından verilen ilâçlardan bu şekilde vücudunun şiş- tiğini ve hastalığının arttığını iddia etmiştir. Vazıyet müddelumumlliğe bildiril. miş, Adliye doktoru B. Enver Karan dün Memişi muayene etmiştir. Has- talığın hakikaten doktorun ilâcından olup olmadığı tahkik ediliyor. Bir noter aleyhin ö — temsili: KITIRCI ç perdelik şarkılı oyun. Tepel bahçesinde saat 2130 da. Ge m Rİ —— — — — — —— — Sahife 3 ben eos) 30 kuruşa bir kahve!! Öledenberi kendi kendimi yer du- rurum;: — Koca yaz geldi, geçiyor... Sen hâ- lâ şöyle bir kırlara uzamadın, şöyle bir deniz kenarına kadar gidip geleme- din... Evvelki gün, bir iş için Anbarli kö- yüne gitmek lâzımgeldi. Kalktım. Sır- keciden trene bindim. Oh ne âlâ!. Çekmeceye kadar gidip gelme ne ka- dar ucuz... 13 kuruşu verdiniz mi? İs- ne beş on dakika varmış. Bu beş on dakikalık zamanı oradaki masaları tahtadan, minimini iskemle- Mi mütevazı bahçede geçirmeğe karar verdik, Oturduk. Birer kahve söyle dik, : Kahvelerimizi, birer bardak suyu- muzu da içtik. Beş dakika sonra oto- Evet Çekmecede beş dakika için oturduğunuz kahvede, bir tek kahye venin fincanı 15, içtiğiniz bir bar dak su da 15 kuruşmuş. İkisi 30 ku- halk eğlensin diye elinden gelen şeyi meceye kadar İstanbuldan trenle gö- doğrusu beş dakika için çatlak bir tah- ta masanın başında içilen bir kahveye 15 kuruş vermek insanın gücüne gidi- yor. 13 kuruşla İstanbuldan ta Küçük- Bilhassa bu 30 kuruş bir köy kah- vesinde verilecek olursa.. Öyle bir bahçede ki hiç bir masrafı yok. ne musikisi, ne variyetesi, ne de başka minin evinde atılan bir sigaraile kaplamalar tutuşmuştur, Yangın bü- yümek istidadını gösterirken yetişen