m0 Ağustos 1937 A Sahife İzmirdeki feci İştial - Bayraklı civarındaki depolar Izmir için daimi bir tehlikedir Dün de şirket mesul müdürü Ali Meftun ve bir yaralı daha öldü. Tahkikat devam ediyor İzmir 5 ÇTeletonla) — Anadolu Türk İl Limited şirketinin Bayraklı ben- İ Yin ve Petrol deposunda çıkan yangın- “a yanarak yarsinnan şirketin mesul y ödürü B, Ali Meftun ve işçi Kavala a, aman bugün İtalyan hastanesin- Öldüler, Bu suretle kaybolanlarla miktarı 17 ye baliğ oluyor. İzmirde kendisini çok sevdirmiş eril bir gerç olan Ali Meftunun c6- Tdi. hazin bir törenle kaldı- Müddeiumumilik tahkikati gaz, <spida tenekeler temizlenirken “CaĞI birdenbire parladı ve yangın . Yangın kapı önünde başladığı İçeridekiler çıkıp kurtulamıya- » Yanan depoda yangın söndürme ci- ya eksik bulunduğu söyleni- £ Müddelumumllik bu noktadan ve Maya belediyesine mütemadiyen ta» Be telgrafları gelmektedir. vk civarındaki depo- PA İzmir için tehlikelidir hir (Akşam) — İzmirin Bayrak- de Yü civarında Baidderesi mevkiin - minen Anadolu petrol 'Türk Wi- Bun şirketi benzin ve gaz deposu- Yan ş kkatsizlik yüzünden vuku bu- de neticesinde müthiş bir şekil- bu, AMası ve fazla iş sebebile depoda kül p, memur ve İşçilerin yanarak #j, eline inkılâp etmeleri, çok tees- tata ci bir hâdisedir. Bunun Yada tanı evvelce verdiğim için bu- tahıl İzmiri tehdid eden büyük bir me, uklıdan biraz ötede Turan Ye be vardır. Burada muhtelif (gaz gaz zin şirketlerinin on tane büyük ve benzin deposu bulunuyor. Bu ii yandaki tonlarla benzin ve petrol mekt, büyük bir tehlike teşkil et depoya Umumi harb esnasında bu ei birinde çıkan büyük bir Gİ Ye tam üç gün üç gece sürmüş Küçlükle söndürülebilmişti, İzmir- vma ve İzmir - Afyon trenleri Pl Yanından geçen demir yolun- Memiç © Yüzünden üç gün işleye- dem yangın söndürme cihazları ve varsa da bir harp vukutu tak- 8 tehlikenin azameti nazarı Tate alınınca tetehhüş etmemek inka, e Binlerce ton benzin ve petro- bir ande denize dökülmesi ve ateş ri İzmir şehrini bir anda yaka- ek derecede büyük bir hAdiseye yebebiyet verebilir. İzmir belediyesi, mevkiindeki benzin ve gaz de- dağ ği Bayraklı köyü civarındaki e İran ve yer altımda yapılması lan, raya nakli için teşebbüste bu- uştu. Hattâ bir aralık belediye, cede büyük bir tehlike içinde bulun- duğunu ilk bakışta tebarüz ettirir. İçinde 127 ton petrol ve 50 ton ben- zin bulunan ve diğerlerine nazaran daha küçük olan Anadolu Türk petrol Hmited şirketinin gaz ve benzin de- posunda çıkan yangın, büyük bir fa- ciaya sebebiyet vermiş, 16 kişi ölmüş, beş kişi yaralanmıştır. Yaralıların da vücudlerinin dörtte üçü tamamen yan- | Maliye daki tesiri, depo etrafında bir kilomet- reye kadar uzanmış, Bayraklı büyük bir tehlike geçirmiş, halk, sabaha ka- dar heyecan içinde beklemiş durmuş» tur. İtfaiye bile, yangına ancak bir kilmetre uzaktan seyirci vaziyetinde kalmış, ancak yangının şiddeti hafif- ledikten sonra deponun yakınına 50- kulabilmiştir. Deniz ve kara erlerinin süratle hâ- dise yerine gönderilerek civardaki di- ger depolara yangının sirayetine mâ- ni olmak için kum ve topraktan sed- ler yapmaları sayesinde ev selleri- nin daha müthiş tahribat yapmala- rının önüne geçilebilmiştir. Bu saye- de benzin ve petroldan alev selleri, boş tarlalara doğru akmış, fakat de- poda kalan, şimdilik 16 kişi oldukları anlaşılan ve diri diri yananların, fe- ci ölümlerinin önü alınamamıştır. İzmir şehrini tehdid eden Turan mevkiindeki gaz ve benzin depolari, şimdiki yerlerinden acele kaldırılma- hı ve şehir kurfarılmalıdır. İlk mektep çocukları kam- pındaki talebenin müsa- meresi İlk mektepler himaye cemiyeti yar- dım birliği menfaatine bu sene ilk mektep çocuklarına mahsus olarak açılan kamplara devam eden çocuk- lardan seçilecek bir heyet tarafından Fener stadyamunda (önümüzdeki Çarşamba günü bir müsamere verile. cektir. Bu müsamerede 24 saatlik kamp hayatının terbiyevi safhaları canlandırılacaktır. Fenerler hazine namına kaydediliyor Sahillerimizde,Boğaz ve Adalarda mevcud bulunan bütün fenerlerin ha- zine namına tapuya kaydedilmesi Vekâletinden alâkadarlara miş vaziyettedir ve vücudlerinden kan | bildirilmiştir. “İttihad ve Terakki, Tetrika No. 170, Suikasdlar ve entrikalar nin son devirlerinde Yazan: Mustafa Ragıb Es-atlı ..../ ittihad ve Terakki cemiyetinin ve fırka- nın lâğvlle yeni bir fırka teşkili teklifi — «ittihad ve Terakkisyi lâğveder- |Şemseddin beyin sözlerinder seniz altı ay sonra bizi ararsınız! de- dı, (Merkezi umumi) azasından diğer bir zat da Abdullah Azmi efendiye karşı: — Hata ediyorsun! Haksızlık edi- yorsun!, Dedi, Artık her kafadan bir 868 çi- kıyor, «İttihad ve Terakki; nin feshi teklifine hemen hiç kimse razı olmu- yordu. Maamafih Abdulah Azmi efendi kararından vaz geçmedi ve yaz- dığı takriri okulmak üzere riyasete verdi, Kongre, fesh teklif eden takriri reddetti Riyaset kürsüsünü işgal eden Can- | bulat bey, kongrenin isabetli bir karar verebilmesi için her teklifin, her fikrin serbesce münakaşa edilmesini is- tiyordu. Talât paşa da &rtık «İt tihad ve Terakkiz nin mukaddera- tı ve müstakbel hayatı mevzu- ubahis olduğu bu sırada kongre- nin tam bir serbestiikle müzake- reye devam etmesi lâzımgeldiğini ev- velce arkadaşlarına söylemişti. İşte bu arzuya müstenid olarak Abdullah Azmi efendinin teklifi kuvvetli bir itirazla karşılaştığı halde Eskişehir mebusunun sözlerinin hülâsasını ifa- de eden takririni reye koymamak doğru değildi. Kongre kâtibi şu tak- riri okudu: «İttihad ve Terakki fırka ve cemiyeti bügünden Hibaren feshedilmiştir.» Eskişehir mebusu: Abdullah Azmi 'Takrir okunurken etraftan sesler yükseldi: — Feshi teklif ediyorsun amma, Cemiyetin hukuk ve emvali ne ola- cak? Abdullah Aazmi efendi etti: — Milletten geldi, millete gider... Reis, takriri reye koydu. Bizzat tak- rir sahibi Abdullah Azmi efendiden başka el kaldıran olmadı ve bu su- retle fesh teklifini ihtiva eden bu tak- rir reddedildi. Bu esnada Abdullah Azmi efendinin gözüne Talât paşa ilişti: Paşa, «İttihad ve Terakki: nin vaziyetine nihayet vermek İsteyen bu eski İttihadcı mebusa işaret etti ve çağırdı. Talât paşa bu arada sessiz, mütevekkil bir halde ağlıyor- du! O zamana kadar bu kadar meyüs, bu derece bitkin bir vaziyetine tesa- düf edilmiyen Talât paşa, Abdullah Azmi efendinin sözlerinden hiç de muğber olmadığını gösterir gayet mülâyim bir sesle dedi ki; — Sen bizi tenkit ettin amma, sen de sözlerinde tenakus yaptın? İttibadcrların içinde tasfiye yapılmasını istiyenler vardı Bu sirada bazı mebuslar da «İt- tihad ve Terakki; nin şahsiyeti ma- neviyesine ve varlığına nihayet ver- menin doğru olmadığı fikrini müda- faa ettikleri halde dört harp senesi de yapılan bin bir yolsuzluktan son- ra millet nazarında şaibedar olan ba- zı şahsiyetlerin «İttihad ve Terakki» den çıkarılmasına dair kongrenin karar vermesi lâzımgeldiğini, resmen Hân edilecek böyle bir tasfiyeden son- ra «İttihad ve Terakki; nin temiz, va- tanperver bir killeye istinad ederek ancak bundan sonra millete faydalı bir teşekkül haline girebileceğini iddin ediyorlardı. Bu sözler, kürsüye gel- meksizin, sağdan soldan söylenen, biraz da müzakerenin usisl ve intiza- mını bozan mütslâalardı. Fakst bu tasfiyeye kimler tabi olacaktı? Bu çok mükül işti. Rels, vaktın geçikmesi vesilesile bu münakaşayı uzatmamak için celseyi tatil etti, Yemek tatilinden sonra açılan ikin- ci celsede, öğleden evvelki asabi hava kalmamakla beraber, fikirlerde çok teşettüt olduğu için bu muhtelif te- mennilerin nasil telif edilerek kon- grenin nasıl bir karar vereceğinde te- reddüd edenler çoktu. Bilhassa tas- r, artık eskisi ka- Bunun çok tehlikeli bir tecrübe olacağını, kimin kimi tasfiye etmeğe hak ve selâhiyeti bulunacağını tayin etmek cidden müş- kül bir iş olacaktı. mukabele sonra. İkinci celsede Ertuğrul mebusu Şemseddin bey söz aldı. Şemseddin İ bey, vaziyetin nezaket ve ehemiyetini anlattıktan-sonra «İttihad ve Terakki. cemiyetinin meşrutiyeli tesis etmek gibi ilk kudsi vazifesini İfa ettiğini, fakat artık sebebi vücudu kalmadı. gamı, çünkü on'senelik elim tecrübe ve yakayiden Sonra hiç bir kuvetin meş- rutiyeti yıkamıyacağını, binaenaleyh meşrutiyetin #k günlerinde olduğu E!bi cemiyetin nigehbanlık vazilesi- hin de nihayet bulduğunu, cemiyetten doğan fırkarın'da dört senelik seyyi- İ ate - bilerek bilmiyerek - &let olması ibarile efkârı umumiye nazarında çok fena bir mevkie geldiğini, bina- enaleyh «İttihad ve Terukkis nin lâğ- vile halk nazarında lekelehmemiş şahsiyetlerden mürekkep yeni bir fırkanın teşkili icab ettiğini müdafaa etti, Şemseddin beyin bu sözleri iyi te- sir etmişti. Cemiyetin büsbütün fes- hini, İttihadcıların siyaset sahasın- dan tamamile uzaklaşmalarını İsta en Abdullah Azmi! efendiden sonra eni bir tastiyeyi ileri sürenlerin mü- evvel olduğu gibi, gene gizli faaliyet sahasına, yani komiteciliğe dönmesi- »i isteyenlerin fikirlerine de kongre- nin ekseriyeti İltifat etmemişti. Şem- seddin beyden sonra Ziya Molla, Sa- iâh Cimcoz, « Tevfik Rüştü beylerle Hasan Riza paşa, «İttihad ve Terakki nin gaye ve maksadlarının, son VU- kuatın tesirile, değişmesi lâzımgelmi- yeceğini, yalnız bu gibi siyasi pati de zamanın ihtiyaçları ve milletin in- kişaf kabiliyetleri nisbetinde proğ- ramlarında tadilât yapılması zaruri olduğunu idiz ettiler. Ancak bu ha- tiplerin hepsi proğramda tadilât ya- pılmasını istemekle beraber, bu tadi- lâtın istiksmet've vecheleri için ayri Ayrı düşünceleri vardı: Yeni teşekkül edecek partinin büsbütün liberal ve radikal bir proğrama istinad etmesi. ni istiyen ileri fikirliler olduğu gibi, yeni proğrama muhafazakâr bir çaşn vermek isteyenler de görülüyordu. Fa- kat bu ayrı gayelere rağmen kongre. nin ekseriyeti, yeni bir fırkanın teşkii etrafında birleşiyordu. Damad Hami bey «İttihad vı Terakki» yi müdafaa ediyor Bu fikir tebellür ederken, sabehtan- beri «İttihad ve Terakki» yi şiddetle mesul tulan hatiplerin sözlerinden müteessir olan Damad Hami bey (Ahmed Riza beyin hemişirezadesi) söz aldı ve hadiselerden mütevellid neticelerin bütün mesuliyetini .sİtti- had ve 'Terakkis ye yüklemek doğru olmadığını, «İttihad ve Terakki» nin büyük bir hüsnü niyetle mili işlerde Azami gayret sarfederek - çalıştığını, fakat neticede elinde olmıyan sebeb- lerden dolayı muvaffak olamadığını ileri sürdü Damad Hâmi beyin bu sözleri, o gü- ne kadar İltihadcı olduklarını iddia edenlerin «İttihad ve Terakki» aley- hinde söyledikleri sözlere son bir ce- vab teşkil ediyordu. Hâmi beye hiç kimse cevab vermedi, bilâkis bu söz- ler «İttihad ve Terakki; yi hâlâ ide- allerinde mukaddes bir mefhum ola- rak yaşatanları çok memnun etmişti, Bu sırada Ermeni mebuslardan Bar- samyan efendi'söz aldı ve «İttihad ve Terakki» nin ö zamana kadar daha ziyade bir ihtilği cemiyti olduğunu, artık bu sıfatını kaybettiği için ismi- nin de değişmesi lüzimgeleceğini söy- ledi. Bu son fikir de kabul edildikten sonra Canbulat, Yunus Nadi, Teyfik Rüştü, Şemseddin, Saruhan mebusu Sabri, Konya mebusu Hamdi, Amasya mebusu Fazıl Arif beylerle İstanbul mebusu Urfanidis elendi ve Galip Bahtiyar beyden mürekkep bir en- cümen teşekkül etti. Bu encümen, yeni bir proğram hazırlıyacaktı. Kon- gre 3 teşrinisani pazar günü tekrar toplanmak üzere o günkü tarihi cek sesine nihayet verdi. (Arkası var)