<5 Ağustos 1937 SİYASI İCMAL: Filistinde son vaziyet Pilistinin üç parçaya ayrılıp şimal kısmında Yahudi devletinin tesis e- dilmesi,Kudüs şehrinin dahil olduğu ortasının daimi olarak | İngiliz man- das altına konulması ve şarkın- daki dağlık arazi ile cenubundaki göl olan yerlerin Maverat Erdünde ye edilecek müstakbel Arab dev- t ne ilhakı çö hüzerladığı velâkin parlamentö Orafından henüz tasdik edilmiyen için İngiltere hüküme- | Proje Cehebrede Milletler Cemiyeti: | m mandalar işine bakan daimi ko- #syonuna gelmiştir. aa renin müstemlekât Nasr Ma Filistin işlerine bakan Or- tai, 7 İngiliz projesinin derhal vü rak komisyonca karar ve- wi hi istemiştir. Lâkin bu mesele- ii Mgiliz Parlamentosu istical etme- m Milletler Cemiyeti komisyo- ket et Acele etmeyip teenni ile hare- #rek epi, Komisyon her şeyden M ülistinin geçen iki sene zarfın- idaresini tedkik &tmeğe lüzum wştür. Memleketin parçalanma- #1 : M bile düşünecek kadar va hi n İNE Böp vaziyetin peyda olmasında kümetinin sui idaresi ©- Ütoiltere pü Vindeor dükü Venedi dsor dükü ile düşesinin Venediğe Vengeri hâzarı dikkati celbetmedi. in “diği dolduran yeni evli çiftlere bir Pa katılmış oldu.. dükün bir hareketi İle Venedik Pim Sarayı rıhtımına Amerikalı ül toplanmış, kanalda dolaşan iri arı seyrediyorlardı. İçlerinden ;,/ Büzel bir Amerikalı kız kıyıya daha yaklaştı ve birdenbire elin- tada © SASINI suya düşürdü... Bu 5- dük an göndolla geçen Vindsor dini çelen iğildi, beyaz eldivenli ei daldırdı, çantayı yakaladı, Amerikalıya uzattı... di, 5 çantanın sahibine gülümse- di Main uzaklaştı. Seyyahlar Yiyen bikâye artık ağızdan ağıza yâr © tâ bize kadar geldi. Radyo adamlar Prağta Siker Müşar, koro ile Rodolf hastanede z &de bizatihi ami alındılar. Bu iki adam! İm; ve uzun mevce “alıcısı trikleyiyç niş geniş nefeslenince elek- Bievg e ondan sonra da radyo lerini alıyorlarmış, aldıktan s0n- İâdyo makinesi gibi neşrediyor- B ik Mug SA'İP adamları şimdi doktorlar Yene edip duruyorlar, Sön Küçük kitap kitapçı zenlerde yeni ve eski dünya Meğe Bee kitap hacimlerini küçült- hiyorya e ağiyorlar, İnce kâğıt kulla di be kıtaları ufaltıyorlar. Bu gi- Y Gühnerin yaptığını yapabi- Mi dersiniz? Bay Günner bir $, ciltlemiş kraliçe Eliza- 1 İm etmişti. Kitabın büyük- “8 baş lup olmadığına komisyon kanaât ha- sil etmek istiyor. Bu sırada Filistinin taksimi ile a- lâkadar unsurların son düşünceleri de tebellür etmiştir. Filistindeki Mu seviler ve bunların lideri Kudüs şeh- rinin Yahudi devleti hududu içine alınması için büyük gürültü çıkarmış” lardı. Bütün dünya Hıristiyan ölemi- nin böyle bir tasavvura karşı ayaklar- ması üzerine Filistin Yahudi ölemi burada bir Hıristiyan devletinin ku- rulmasına razı olmuştur. 5 Fakat Arab ve İslâm âlemi Filisti- nin her hangi suretle parçalanması” na karşı muhalefetini günden güne artırmaktadır. Filistin Arablarını taksim aleyhinde harekete getiren | Kudüs Müjtüsü © Elhüseyni İngiliz polisleri tarafından tevkif edilmemesi için Hıristiyanların ve hattâ zabıtanın girmesi memnu Haremi şerife çekil- miştir. Buradan muhalefeti idare €- diyor. Her gün Arab memleketlerin- den İngiltere hükümetine ve Milet- ler Cemiyetine - protestolar : gelmek- tedir. Tabii mandalar komisyonu bu şikâyetleri nazafı itibare alarak tav- siyelerini hazırlıyacaktır. Feyzullah Kazan | En kuvvetli lokomotif Yeryüzünün en kuvretli lokomotifi bugüne kadar Amerika hatlarında İş- liyordu. Fransa bu rökoru kırdı. Bu hafta yeryüzünün en kuvvetli, en bü yük lokomotifi Fransa hatlarında iş- liyecek. Bu lokomotif 4.400 beygir kuvve- tindedir. 450 tonluk bir katarı çeke- cek, 1,111 kilometreyi 10 saat 30 da- kikada katedeceklir. Müze Ajanslar bir haber verdi: Korfudaki Aşileon şatosu müze olacak. Aşileon da nedir? Mayerling faci- asından sonra kraliçe Elizabet Korfu- da Rönessans üslübunda bir villâ- saray yaptırdı. Bu sarayı 2 nci Guii- Jaume satın aldı. Harp sırasında saray hastaneye kalbedildi. 3 inci Edvard bir aralık bu binayı satın almak iste. di, sonra vazgeçti. Son günlerde ga- zino veya otel yapılmak üzereydi. Sar- fınazar edilmiş, müze haline konuyor. Öğütler 1 — Kazanmadan evvel parayı har- camayınız. 2 — Ucuz diye lüzumsuz şey alma- yıhız. 3 — Bugünün işini yarına bırak. mayınaz, 4 — Fazla yemedim diye üzülmeyi. niz. 5 — İstiyerek yapılan iş insanı yor- MAZ, 6 — Kendi yapabileceğiniz İş için başvurmayınız. 7 — Ber işe başından buşlayınız. 8 — Canınız sıkıldığı züman söz söylemeden evvel ona kadar sayınız, öfkeli iseniz yüze kadar sayınız. 9 — Muhayyel sıkıntılara kapılıp aa parmak tırnağı kadardı. canınızı sıkmayınız. Afyon (Akşam) Minde bulunan 7 a bahseden eml direktörü" ve Kalabalık — Afyon kız ertik okulunun sergisi açılmıştır. Açılış res- anisa seylavı E. Kâzım Nami sanat okulunun ehemmiyetin- kisa bir nutuk ir Sergide kolordu kumandanı Afyon halk kütlesi bulunmuştur. Sergi herkes andan çok beğenilmiştir. Yukarda sergiden bir köşe görünüyor, AKŞAM Vakıf zeytinlikler imar ediliyor Bunlar daha verimli bir şekilde işletilecekler Anküra 4 (Akşam) — Vakıflar Umum müdürlüğü, vakıf zeytinlikle- rin imarı ve daha;verimli bir şekilde işletilmesi için hazırlıklar yapmakta ve yeni tedbirler almaktadır. Son senelerde aşıya verilen ehem- miyet sayesinde vakıf zeytinliklerin miktarı kemiyet ve keyfiyet bakımın- dan, memnuniyeti,mucip olacak bir şekilde artmıştı. Bu hususta bir fikir verebilmek üzere bu vadide en ileri İ gitmiş bir muıntaka sayılan Aydın vi- Yâyetinde. vakıf zeytinliklerinin du- rumunu gösteren bir rapordan aşa ğıdaki satırları iktibas ediyoruz: Saltanat devrinde evkafın Aydında yalnız Bağarasın'da 1500 harap ve ba- kımsız zeytin ağacı vardır. Cümhuri- yet devrinde bu yekün 250 bini bul- muştur! Bunun 100 bini yabani ağaç- ları aşılamış ve gerisi de satın alın- mak suretile temin edilmiştir. Geçen sene aşılanan ağaçlardan bir kısmından ilk mahsul alınmıştır. Ali nan mahsul 1,05 mliyon kilo idi. Bu sene mahsul Senesi olmamasına tağ- men, Aydın Evkaf idaresinin imara verdiği ehemmiyet sayesinde bir mil- | yon kilo zeytin tanesi alınacağı tah- İ min edilmektedir. Muntazam bir program ve plânı Bir çalışma İle devam etmekte olan aşılama sayesinde Aydındaki vakıf zeytinlikler gerek! kemiyet ve gerek keyfiyet bakımından vakıflar idaresi için çok mühim bir gelir kaynağı ol- mağa namzed bulunmaktadır. Eykafın o mıntdkadaki zeytinlikleri, Aydin merkez kâzası İle, Söke, Nazilli ve Çine kazaları köylerindedir, Bir dolandırıcı Para dolu hissini verdiği çantasını bırakmak suretile 3 mağazayı dolandırmış Bazı mücevherat mağazalarını do- landırmaktan suçlu, Savik adında bi- ri hakkında zabıtaca yapılan tahkikat ikmal eğilmiş ve Savik adliyeye veril- miştir, Sald, Şevket, Sadi, Sadun gibi bir- çok isimler kullanan bu adam; girdiği bir mücevherat mağazasında, kiymet- li bir şey beğendikten sonra bir ara- lık zahiren para paketi hissi veren, ha- kikatte üzerinde bir iki liradan başka birşey bulunmuyan paketleri gösteren bir tarzda çantasını açlıkta sonra; — Ben Anadoludan yeni geldiğim için birçok defalar aldatıldım. Canım yandı Müsaade ederseniz, bunu bir yere göstereyim!,. demiş ve içinde pa- ra paketleri bulunan el çantasını bı- rakarak savuşmuştur. Müşteri dükkündan ayrılıp da bir daha dönmeyince, çantası muayene edildiği zaman, üzerinde ancak iki li- ra bulunduğu, alt tarafında kesilmiş gazete parçaları olduğu görülmüştür. Savik bu şekilde üç mağazayı dolan- dırmıştır. Savik, bu dolandırıcılığın- dan başka, ayni zamanda eski, gece Tursızlarındandır. Çekirge mütehassısı Ramme tedkikat yapıyor Gaziantep (Akşam) — Berlin hay- vanat müzesi müdürü tanınmış çekir- ge musanniflerinden Zooloğ profesör Ramme şehrimize gelerek civar köy- lerde mevcud çekirgeler üzerinde in- celemelerde bulunmuştur. Çekirgeler hakkında bir kitap telif edecek olan profesör, hükümetimizin müsâadesile Türkiye çekirge nevileri üzerinde etüd- ler yapmaktadır. Elâziz, Malatya, Diyarıbekir hava» lisinde tedkikatta bulunmuş olan pfo- fesör Çukurovada tedkikatta bulun- mak üzere şehrimizi terketmiştir. Pro- fesör yazacağı kitabın tercüme hak- kını hükümetimize verecektir. Kent dükü ve zevcesi Lehistanda Yarşova 3 (A.A.) — Kent Dük ve Düşesi öğleden sonra Lancent İstas- yonuna gelmişler ve alkışlanmışlar- dır. Bundan sonra şatonun meşhur bahçe ve haralarını ziyaret etmiş- lerdir, Şile, Karadeniz kıyısında bir cennet köşesidir Yazan: Ercümend Ekrem Talu Bir pazar günü, dört arkadaş ka- rar verdik: Sabahleyin, erkenden davranıp, Şileye gideceğiz; akşama kadar, Karadenizin can tazeliyen sert ve temiz havasile ciğerlerimizi dolduracağız; ne vakittenberi İçimizi dolduran toksinleri atıp, taptâze bus raya döneceğiz. Bu kârarımızd muttali olan öteki beriki itiraz etti: — Yollar bozuktur... İçiniz dışınıs za çıkar. — Seyahat uzun ve muziçtir.. değ- » mez, — Bu güzel mevsimde, İstanbul ile 5 Boğazın suyu mu çıktı?. Gidecek baş- © ka yer mi bulamadınız? dar inatçı imişler... — Kararımız karar! Dedik ve kumanyamızı hazırlıyâ» rak, otomobilimize bindik; Kabataş iskelesine indik. Sabah saat sekiz bu- çuktu. Yarım saat sonra araba va puru bizi alıp, Üsküdara geçirdi. Tramvay yolunu takip ile Kısıklı- ya çıktık, Kalabalıklaşmıya başlıyan çeşme başında birer su içtikten sonra, Alemdağı istikametinde oyolumuza devam ettik, Arabanın tekerlekleri Dümdüz şosenin üzerinde âdeta ka- yıyordu; ve biz sarsılmadan, zıplama- dan İlerliyorduk. Bir kaç kilometre- de bir, mamur, şirin köylerden geçi- yor, çocukların bize uğur diliyen şen âvâzelerine ayni neşe ile mukabele ediyor, çoban köpeklerinin yarı cid- di, yarı şaka savletlerine aldırış et- meden gidiyorduk. Bu Şile yolu, Anadolu yollarının en güzellerindendir. İki taraf yemyeşil, feyizli bir tabiat arzediyor. Sık #un- dalıklar, katır tırnakları, dalları pıt- rak gibi meyva dolu yabani erik, ah- lat ağaçları, yer yer koruluklar, ba- zan, ufacık bir dere, otomobilin s&- sinden ürkerek havalanan av kuşla- rı, köylere yaklaştıkça harman yerle- ri, sıhhatli çocuklar, gürbüz delikan- lılar, mütebessim fakat haya ve (s- met çehrelerinden belli olan köylü kadılar, bütün bunlar, her an deği- şen, ve yolculuğun uzunluğunu unut» turan hoş şeylerdir. Arada bir, yüklü bir kömür araba- sına rasliyorsunuz. Şileliler, İstanbu- la kışlık mahrukat taşıyorlar, Saat 11. Ufak bir bayırı tırmanıp ta, doru- guna varır varmaz, güzel ve yeşil Şi- le hemen görünüverdi. Aman, o ne lâtif manzara! Kendini- zi, iyi bakılmış bir bahçenin önünde sanırsınız. Yemyeşii ağaçların ara- larına sığınmış, dağınık evlerin kızıl kiremitleri, gözlere pek munis gelen bir tezad arzediyor, Şehre giriyorsunuz. - Şehir diyo- rum, çünkü Şile ötedenberi bir kaza merkezidir. - Ufak, tertemiz bir çarşı sizi kârşlıyor. Hükümet, belediye, jandarma diresi, postahanc. bay- raklarından belli, Bunların da önün- den geçiyor, kaldırımları çoktanberi- dir unutmuş olduğunuz, cazip bir te- mizlik manzarası gösteren inişli, çı- kışlı sokaklardan gidip gazinonun önünde karar kılıyorsunuz. İ Ne bir tecessüs, ne bir halk müha- cemesi, ne da arsız arsız sırnaşan bir çocuk ve satıcı kalabalığı... İzzeti nefsi yüksek, gözü tok, huyu asil ve kibar olan Şile ehalisi, başka yerler- de olduğu gibi yabancı yolcuyu izaç etmez. Bilâkis: Ondan her türlü yar- dımı - dilemek şartile - ve garazsız, ivazsız görebilirsiniz. Yüksek ve sarp bir kayalığın üze rinden engin denizin sonsuz ufukla- rına bakan gazinonun bahçesinde leziz bir kahve, soğuk birer su içer- ken, Şilenin ileri gelenlerinden oldu- ğunu anladığım bir Zatla hasbihal ediyoruz. Ondan şu malümatı alı- yorum: Şile 440 hanedir. Bu evlerde 2,000 den fazla nüfus barınır, Havası sert, kocaman bir denizin sularında yıkanıp geldiği için temiz, iyodlu ve iünebbihdir. İçtiğimiz su, kasaba- nın bir saat ötesinden, Mısırlı pren- $es Hatice tarafından — getirtilmiştir; m Arkadaşlarım da, meğer benim kar ys Şilede eski hisar harabesi ve gazinönün tarasası İ Bu su da temiz, fakat biraz ağırdır. İ Halbuki, 10 dakika ileride bir «Yeni Ha- çok kö suyu» vardır ki âbıhayattır. kikaten, bu sudan da içtim ve hi ve leziz buldum. Şilerin kültür seviyesi iyidir. Kız, arkek, mektepte beraber okuyorlar. Şimdiki öğretmeni pek medhettiler. Ne yazık ki adını kaydetmemişim, unuttum. Fakat çocukları okutmak hususunda pek muvaffakıyetli imiş. Talebesile daima alâkadar olduğu gi- bi, malümatını büyüklerin de hizme- tine hasretmekten kendilerini ikaz ve irşaddan çekinmiyormuş, Hasılı tam bir muallim! Kasabada elektrik var. Motörü odunla işlemektedir, Kilovatını, bele- diye, halka 22 kuruştan satıyor ve böylelikle ayda 80 lira kadar kendine bir irad temin ediyormuş. Topu 5,009 liralık bir senevi bütçe ile bu işi ba- şeran bir belediyeyi nasıl tebrik et- mezsiniz? Huşusile görürseniz ki, bü- tün beledi vezaif hakkile görülmek- te, sokaklar temiz tutulmakta, evler, oteller, gazino, dükkânlar nezafet, intizam ve ucuzluk hususunda, her yere kıyasen üstündür. Evet, Şile temiz ve ucuzdur. Bura- da üç tane otel var, Yazın İstanbul- daki yüksek ecnebi sosyetesinin rağ- betini gören bu otellerde, tiril tiril çarşaflar içerisinde, tahtakurusuz ve sivrisineksiz bir odada, temiz hava yutarak bir gece geçirmek size 50-60 kuruştan ziyadeye mal olmaz. Gazinonun sahibi bay Necati Ka- pancının terbiyesini, nezaketini, mi- safirperverliğini, ve dürüstlüğünü bi- zim bazı sözümona tenezzüh yerle- rinin müstecirlerine örnek olarak göstermek isterim. Zaten böyle olma- sa, bir giden bir daha ayak basmaz- dı. Halbuki bay Kapancının her sene muntazaman gelipte kalan daimi müşterileri arasında yabancı diplo- matiz a en güzideleri vardır. Şile halkı ne fakirdir, ne de zengin. Her birinin, mütevazı hayalına kifa- yet eden geçimi vardır. Lâkin gönül- leri zengin olduğu için, alelümum güler yüzlü, tatlı dillidirler. Misafiri sıkmıyacak tarzda, candan misafir- perverlik gösterirler, Bir kısmı, kö- müreülükle geçinir. Diğer kısmı, bir zamanlar, annelerimizin pek büyük rağbetini gören meşhur (Şile bezi) ni dokurlar. Bez tezgâhları 250 - 300 tane kadardır. Çok güzel çeşitlerde yatak çarşaflığı çamaşırlık bezlerini ve bilhassa sofra örtü ve peçelelerini, buraya gelenler, ucuz fiatle kapış- maktadırlar. Lâkin, yeni orman kanunu kömür- cülüğü güçleştirdiği cihetle, halk onun yerine meyvacılığı ikame etmek tedir. Bahçelere yeniden bir çok mey- va ağaçları dikilmiş, civarda fındık- lıklar tesis olunmuştur. Sakin' ve çalışkan ehali, az zaman» da hiç şüphesiz ki bu yeni memba- dan da çok faydalı neticeler elde ede- cektir, (Devamı 10 uncu sahifede) Ercümend Ekrem Talu