, 2 Ağustos 1937 AKŞAM 50 sinema yıldızını aldatmağa muvaffak olan kadın Aldanan yıldızlardan Marlen Dietrich, Loretta Jung, Clnudette Colbert, Harold Loid, Mae West, Şarlo Hollivuttaki kadın, erkek sineme Yıldızlarından elli kadarı geçenlerde elle yazılmış ve Betty Manfleld imzalı birer mektup almışlardır. Mektupta $U satırlar vardı: «Beni bilmem hatırlar mısınız? Sis ZİN çevirdiğiniz filmleden bazılarında Tol almak şerefine nail olmuş küçük bir İlgüranttım. Hollivutta beş sene kaldım, fakat bütün çalışmama rağ- Men maatteessüf bir adım ileri gide- Medim, daima figürant kaldım. Niha- Yet ümidlerim kırıldı, bir gün Holli- Vütu, bu hülya beldesini terkettim ve Socukluk arkadaşım olan bir gencin teklifini kabul ettim. Bu arkadaşım Klevland şehrinde bir kundura mağa- ( Zasının Sahibidir. Hayatımızı birleştir- ge kliğimizi, evlenmekliğimizi ileri Ürmüştü. Bunu muvafık buldum. , «Bugün size şu mektubu yazmaklı- öğ Sebep, sizden altında birkaç sa» tar yazılmış bir fotoğrafınızı bana lüt- nizi rica etmektir. Bu resim, ivutta yalnız Jâkayd, hissiz kimse ler değil vicdanlı insanlar da bulun- duğunu bana daima hatırlatacaktır. «Ayni Zamanda Holliyutu, bir gün meşhur bir yıldız olmak hülyasını br- | rakarak Klevlanda gelmekle iyi mi, yoksa fena MI yaptığımı açıkça, sa- mimi bir surette bildirmenizi rica ede-| rim. Hürmetkârıniz: Beliy Manfield | Mektuba bir kartpostal leffedilmişti, Kartpostalda uzun boylu, Sporcu yü. cudlu bir delikanlı ile sevimli bir genç kızın, evlenen çiftin resmi vardı, Yıldızların hepsi bu mektuptan çok mütehassis olmuşlardır. Mektubun Yazılışmdaki sadelik ve samimiyet, hepsini derhal, pek hatırlıyamadıkları bu eski figüranta cevap vemeğe sev- ketmiştir. Yıldızlardan bir kısmı, ezcüml Ciaudette Colbert, Madeletne Carrol, Loretta Young ve Mae West güzel dü- ün hediyeleri de göndermişlerdir. Fikri sorulan yıldızlardan hepsi, | Benç kıza tuttuğu yolun en münasip Yol olduğunu bildirmişlerdir. Harold | Betty Manfield Loid cevabında demiştir ki: «Siz en iyi mesleği tuttunuz. Ben sinema ar- tistiiğini dünyanın en utandırıcı sana- ti sayarım, Buna yakın bir cellâdlık, bir de tahsildarlık vardır. Kocanızın kundura mağazasında çalışın, daha şerefli bir işle uğraşmış olursunuz.» Marlene Dietrich, bir kadın için en iyi rolün zevce ve annelik olduğunu yazmıştır. Şarlo, Hollivutta 150 bin ki- $i arasında figürant olmaktansa, kun- dura mağazasında satıcı olmak çok daha yüksek olduğunu bildirmiştir. Joan Crawford ve Lubiç, doğacak | çocukları için vaftiz annesi ve babasi olmağı teklif etmişlerdir. Tuhaf rol- | lerde çok meşhur olan yaşlı artist Ma- ry Maughton cevap makkamında! bir beşik ve bir çocuk elbisesi göndermiş, bu surekle ödyabifli bildirmiştir. Hasılı bütün yıldızlar iyi bir iş | yaptıklarına kani olarak müsterih vic- danla biribirlerine bundan bahselmiş- lerdir. Aradan aylar geçmiş yıldızlar bu hadiseyi unutmuşlardır. Yaşlı matmazel Fakat işin tuhaf tarafı birkaç gün evvel meydana çıkmıştır. Meğer mis Betty Manfleld admda bir genç kız yokmuş. Klevland şehrinde kundura mağazası sahibi nişanlı ve resim de uydurma bir şeymiş. Mektupları yâ zan 25 senedenberi elektrik şirketin- de daktilo 54 yaşında bir matmazel- miş. Şimdiye kadar evlenmemiş olan bu kimsesiz yaşlı kız, yılbaşı tatilleri e#- masında vakit geçirmek için böyle bir şey yazmağı düşünmüş ve düşüncesini tatbik etmiş, Aradan çok zaman geç- meden en meşhur yıldızlardan resim» ler, cevaplar gelmeğe başlayınca bun- dan istifade etmeği düşünmüş. Bu ce- vaplardan mürekkep olarak: «Bir figürant evlenmek için sinema- yı bırakmalı madır? Hollivutun en bü- yük yudızları bu hususta ne düşünü- yorlar?» başlığı altında bir kitap vü- cude getirmiş, Kitaba artisllerin im- salı resimlerini de ilâve etmiş. Kitap o kadar yağbet görmüş ki yâş- li matmazel bundan yüz bin dolara yakın para kazanmış.. Bu para üze rine kendisine izdivaç teklifleri yağ- mağa başlamış. Yaşlı daktilonun ken- disine münasib bir koca bularak ya- kında evleneceği tahmin ediliyor. Yürük Çelebi Seyahatnamesine yarınki nüshamızda devam edecektir. Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur. Fiati: 50 kuruştur. İNEMA Sahife 7 Telrika No. 166, “İttihad ve Terakki, Fukat Almanlarla ittifak ederek har-| bin mühim bir zamanında «İttihad ve ' Terakki» sadrazamı sıfatile bulunan Said Halim paşanın «İttihad ve Terak- kip hükümetinin sukutundan sonra böyle siyasi bir tecrübeye kalkmasın» dan pek ziyade hiddetleniyordu. Pren- sin böyle bir teşebbüsü, birçok ittihat- çılar üzerinde sulmisal teşkil edecekti. Manmafih, vaziyet çok nazikti: 'Ta- Jât paşa, böyle işlerle uğraşacak vak- te malik değildi, Şu bir iki gün için- de kongreyi toplıyarak <İttihad ve Te- Takkisye karşı son vazifesini yaptık- tan ve elindeki tarihi emaneti cemi- | yetin şahsiyeti maneviyesine terket» tikten sonra memleketten çekilip gide- cekti. Ancak, Talât paşa, Sald Halim | paşa gibi bütün mevkilerini ve siya- #1 hüviyetlerini «İttihad ve Terakkir- ye borçlu olarak bügünlerde menfi vaziyet alanları bizzat kongreye davet etmeği lüzumlu görmüyordu. Bu son sadakat ve ideal imtibanında bu gi- bileri serbes bırakmak daha münasip- i Nihayet kongre içtimaa çağrılıyor Kongre hazırlıkları bir günde yapıl- dı ve hemen gazetelere şöyle bir ilân ükarreret ittihaz etm teşrinisaninin birinci (bugünkü) cuma günü zevalden evvel saat on birde fevkalâde olarak toplanması tekarrür ot- miştir. İçtima mahalli Düyunuümumiye | karşısında Merkezi umumi dairesidir. Fır- | kamıza mensup Ayan ve mebusanı kira- mın teşrifleri ehemmiyetle rica olunur.» Görülüyor ki, bu ilânda yalnız âyan azasile mebuslar çağrılıyorlardı. Taş- radaki murahhasların davetine imkân | ve zaman görülemediğinden -esasen | bundan evvelki kongrede verilen ka- Tara göre- fırka nizamnamesini tadile «İttihad ve Terakki»ye mensup âyan azasile mebuslar salâhiyettar olduk- larından Talât paşa ile (Merkezi umu- mi) -bu müstacel vaziyet karşısında- bu suretle hareket etmekte zaruret görüyorlardı. Gazetelerde çıkan bu ilân, ittihatçı- Jar nazarında başka, «İttihad ve Te. rakki. ye muhalif ve düşman olan mahafilde de büsbütün başka tarzda mütalea edildi. Cemiyete mensup olan-| lar zaten bir aydanberi her gün kon- | grenin toplanacağı haberlerile karşı- Jaşıyorlardı. Bu itibarla bu daveti ta- | bii görüyorlar, cemiyete ve fırkaya ye ni bir şekil vermek için böyle bir içti- mal zaruri buluyorlardı, Muhaliflere gelince aşağı yukarı şöyle bir propa- ganda yapıyorlardı; — Hâlâ mı kongre yapmak istiyor- Jar? Bu kadar hâtalardan, memleke- | tin başına bu kadar büyük felâketler getirdikten sonra omemlekel işlerine karışmak için hâlâ kendilerinde nasıl bir salâhiyet görüyorlar? Hem bu kongreyi neden bu kadar acele toplu- yorlar? Yirmi dört saat evvel böyle bir içtimadan buhseden'yoktu. Müta- reke imza edilir edilmez hemen kon- grelerini toplamağa çalışıyorlar. O ka- dar istical ediyorlar ki ilân edildiği gün toplantıyı yapmak istiyorlar, Mut- Jaka bunda gizli bir maksat, çevril- mek istenen bir entrika vardır.» Diğer taraftan kongrenin toplana- cağı gün çıkan ve İttihatçilera meyyal bulunan güzeteler, bir taraftan bu kongreyi içtimaa çağıran ilânı dere ederken diğer taraftan böyle bir ha- ber neşrediyorlardı: Gazeteler ne diyorlar? <İstihbaratımıza nazaran Telât paşa artık hayntı siyasiyeden çekileceğini be- Yan etmiştir.» Diğer bir gazete de kongre münâse- betile şu mânidar satırları yazıyordu: «Bugün kimse ortaya çıkıp ta İttihad ve Terakki fırka ve hükümeti hiç bir hata irtikâp etmemiştir; İttihad ve Terakki fıv- ka ve hükümetinin bütün mesupları her ithamdan iri ve münezzehtir; diyemez. Çünkü İtühad ve Terakki fırkasır hükümetinin de hakikaten bir çok ları, kabahatları vardır. Ve iftira *eap eder ki en büyük kusuru n olmamasıdır. Bu ademi tecant m İttihad bugünün ihtiyaçlarile teva- yerek bir heyet vaziyetinde bırakmış olduğu şüphesizdir. Fakat bu hakikati kabul etmek, İştihad ve Terakki fırka ve hüküemetlerinin hatalar irtikâp etmiş olduklarını itiraf eylemek ne İlki- had ve Terakkiye bugünkü şeklile vuku- | detle muanz olan doktor İ çılar 4 “lttihad ve Terakki,, nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Yazan: Mustafa Ragıb Es-atlı nin som kongresi ne gibi şartlar altında toplandı? b bücumisri mazur gösterir, ne de İttihad ve Terakkiyi bütün heyetile mem- lekete muzur. bir müessese addettirebilir. Memleketin menfaatleri bizim de sami- mi kanaatlerimise göre bu hakikatlerin bir an evvel tezahürünü İihad ve Terakkinin ıstıfa etm # bir he- yet halinde rhew göstermesin #stilzam eder. Kan, denbire man daveti bü iht şiddetle hissedilmeğ: ticesi olsa gerektir. Talât paşanın hayatı çekileceğini: bildirer şayanı dikkati kimseler, kon sonya Talât paş aziyeline yeni bir şeki! ver nı ediyorlar ve ki nin top cağı gün bu haberin gazetelerde çık- masını manidar buluyorlardı. Diğer taraftan «İttihad ve Te: » NİN «8- tıfa eimiş mütecanis bir heyet halin- den devam edeceğinden bahsedilmesi de İttihatçılatın faaliyet sahnesinden çekilmiyeceklerine delildi. Talât paşa- nın hayatı siyasiyeden çekileceğinden bahsedilmesile.cemiyetin istikbaldeki vâziyeti hakkında ileri sürülen bu | mütalea arasında sıkı bir münasebet sabık sadra- i kongreye belki, de gibi, Filhaki ar, geli görenler vardı. Dem zam, elindeki salâhiyet verip tamamile çekilecek v ismall Hakkı paşanın ketten ka yaptığı şi güzel değildi. Bir zahür ve inkişaf ed «efkârı umumiye» yi hazı bizzat Talât paşa ta lere in edilmişti mal bu suretle bir (em gelmesine rağmen «İtt kis nin bir istihaleye uğramasına aki) haline ad ve Terak id haeddin Şakir ve Kara Kemal beylerle bunlara mensup olan murahhası me- suller, kongrenin bu tarzda toplanma» sına son dakikaya kadar itiraz ediyor- lardı. Fakat Talât paşa kati kararını vermişti: Kongre toplanacak ve <İtti- had ve Terakki», zamanın aldığı son vaziyetlere göre, behemehai şeklini de- giştirecekti. * .» 1 teşrinisani, 334 (1918): Cuma «İttihad ve Terakki» nin Nuruosma- niyedeki meşhur (kırmızı konak) bi- nasında o gün-sabahtanberi hararetli bir faaliyet güze çarpıyordu.. (Merkezi umumi) nin içtima salonunda bütün tertibat alınmıştı. Kongrenin topla- nacağını o günkü gazetelerde okuyan- lardan kendilerini tabii tli telâkki eden mebuslar, âyan âzası ve İstan- buldaki ileri gelen, söz sahibi ittihat- ngreye İştirak etmek birer birer (Merkezi umumi) meğe başlamışlardı. Salon y vaş dolmağu buşladı: Her çehrede de- rin bir tefekkür, yarının neler doğu» racağı meçhul olan bir histen doğun bir endişe okunuyordu... Kongrenin nasıl tarihi bir karar ve- receğini ve salonu dolduranlardan ço- gu; tahmin edemiyorlardı. Ancak şu muh aktıki on nelik mazisi- ne rüğmen artık «İttihad ve Terakki harbin verdiği bu feci ve maküs neti- im ve hayati ka- rarını vererek, memleket sahnesinden büsbütün çekilecek, yahut yeni bir şekilde vazifesine devam edecekti. He- nüz daha içtima başlamadan evvel sa- londa ayrı ayrı gruplar halinde topla- nanlar arasında biribirine zıd, biribi- rini nâkız mütalealar işitiliyordu. «İt tihad ve Terakki» nin ileri hatların- da bulunanların düşüncelerinin mus bassalası olan bu mütalealar, kon- grenin son zamanlardaki tesanild ve. fikir birliğine aykın, müna- nakaşalara sahne teşkil edeceğin- de şüphe bırakmıyordu. Zayıf bir ek- üzere e gel- aş ya- se seriyete istinad etmekle beraber, müf- rit. iti tçıların ortaya sürdükleri bir fikir vardı: «Madem ki başta padi- şah olduğu halde İttihad ve Terakki kuvvetli bir husumet cereyanı karşı- sındadır. Yarın hükümetleri kuv»- vetleri Istanbula girdikten sonra bu dahili düşmanlarla teşriki mesai ede- cekler ve her işten evvel İtlihad ve 'Terakkiyi iniha edecek, ittihadçılar aleyhinde şiddetli takibata girişeceke derdir. (Arkası var).