13 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

13 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| i j İ | m. Sahile. 3 AKŞAM “ Sibirya içlerinde yeni a a — bir millet keşfedildi Uriankhais adındaki bu millet Bir Ingiliz -Rus heyeti uzun müddet Uriankhais'ler asırlardanberi ormanlarda yaşıyor |” Son 100 sene zarfında dünya- nın birçok yeni kö şeleri okeşfedilmiş« £ tir. Bir zamanlar esrarlı bir diyar gi- bi duran ve bütün seyyahların ome- râk ve alâkasını çeken kutuplar bus gün komşu kapısı olmuştur. Bir çok seyyahalar kutup» lara gitmeğe, bu- ralarda uzun müd- det kalarak ted- kikler (o yapmağa muvaffak olmuş- lardır. Afrika içes rilerinde de meç- bul bir yer kal mamış gibidir. Dünyanın bilin- medik yerlerinin kolayca keşfedilmesini yeni icadlar te- min etmiştir, Otomobil ve tayyare sâ“ yesinde en uzak yerlere bile gitmek kabildir, Maamafih yeryüzünde elân medeniyet âleminin bilmediği köşeler | vardır. Bunlar en ziyade cenubi Ame- rikada Brezilyanın iç taraflarında ve Sibiryadadır. Son zamanlarda Sibiryada yeni bir millet keşfedilmiştir. Yenisei, yani Ye- niçay nebri havzasının yukarı taraf- larında gayet sarp ve sık ormanlar içinde yaşıyan bu insanlar Uriankha- 4s'lerdir. Bir İngiliz - Rus heyeti Yenisel nehrinin henüz medeni in- sanların ayak basmadığı sahillerini keşfetmek için geçen mâyısta üç İn- giliz ve altı Rus âliminden mürekkep bir heyet, büyük bir kafileile yola çıkmıştı. Heyet mayısta Yenisei ve diğer ne- hirlerin suları, buzların çözülmesi do- layısile taşarak ormanları istilâ eyle- diğini ve sallar ve büyük kayıklarla ormanlarda dolaşmak mümkün oldü- ğunu düşünerek bu mevsimi seyahat için mahsus intihab etmişti. Bu sayede mühtelit İngiliz - Rus heyeti atlar, sallar ve büyük kayıklar- la Asyanın ve hattâ bütün dünyanın arasında ra tedkikat yaptı Uriankhals halkına mensup bir aile çadırı önünde en büyük nehirlerinden olan Yeni- sel'nin en gizli köşelerinden bazı- larını keşif ve tedkik etmeğe muvaf- fak olmuştur. Heyet tedricen ileriliyerek nehrin membalarını bulmuştur. Bu büyük nehrin çıktığı ana membaları Çin ile Sovyet Rusyası hududu civarındadır. İngiliz-Rus heyeti Yenisel'nin me- deni insanların ayak basmadığı en hücra köşelerinde büyük bir halkın yaşadığını, etraftan duymuş olduğun- dan, keşif ve tedkikine bilâ fasılâ de- vam etmiştir. Heyet ileriledikçe etrafta ehlileşti- rilmiş (Ren) geyikleri sürülerinin ço- galdığına dikkat etmiştir. İngiliz ve Rus âlimleri kutup hava- lisine mahsus bir hayvan olan Ren geyiklerinin çok sıcak olması icab eden Çin hududu civarında yaşamakta ol- malarına hayret etmiştir. Şu kadar var ki Altay havalisi çok garip bir memlekettir. Burada kutba mahsus iklimi bulunan bir mmtaka Hatlı üstüva kadar sıcak diğer bir mıntakanın yanıbaşında bulundu- ğundan, kutup havalisinde yaşıyan hayvanlara burada tesadüf edilebilir. Yeni bir havza Bu esnada heyet etrafı yüksek dağ- Uriankhais halkına mensup bir kadın Ren geyiklerini idare ediyor larla çevrilmiş kazan gibi bir havza» | ya girmişti. Yenisei nehrinin şimdiye | kadar gizli kalmış asıl memba kale | gibi her tarafı kapalı olan bu çukur sahada bulunmaktadır. Şimdiye kadar bu sahaya ne mede- nİ, ne de civarda yaşıyan halklara mensub bir adam ayak basmamıştı. Heyet, mevcudiyeti kulağına çalınan meçhul milletin ancak bu havzada yâ- şıyabileceğine hükmetmiştir. Fakat ortada insan izine tesadüf etmemiştir. Heyet, havzanın içine büyük güç” Yükleri yenerek girdikten sonra sürat- Je ilerilemiştir. . Bir müddet sallarla mesafe aldıktan sonra suların sığlaş- ması Üzerine salları bırakmış ve at- ları karaya çıkarıp bunların sırtında yoluna devam etmiştir. Fakat ortada ne bir yol, ne bir pa- tika, ne de insan hayatına delâlet e- den bir eser görünmüyordu. Birkaç gün ileri hareketine devam ettikten sonra heyetin beraberinde Sibirya cinsinden bir av köpeği garip bir he- yecan alâmeti göstermeğe başlamış- tar. Uriankhais halkının bir reisi Köpek rüzgârın geldiği tarafı kok- uyarak koşmuş ve bir çayırda otla- makta olan bir Ren geyiği üzerine saldırmıştır. Geyik kaçmış, köpek ar- kasından koşmuştur. Köpeğin arka sından heyetin azaları koşmuşlardır. Nihayet geyik bir çobanın yanmadltir; ca etmiştir. Çoban sopası ile köpeği defetmiştir. Çoban ufak cüsseli . ve sağlam yapılı sevimli bir adammış. Baştanbaşa kürk giymişti. Anlaşılan mensucat ne olduğu burada hiç ma- lüm değildi. Yeni bir millet İngilizlerle Ruslar Sibiryada yaşı yan malüm halkların ve meselâ Ya- kut Türklerinin ve Şarki Finlerin dil- lerini biliyorlardı. Âlimler bu dillerin m çobana söz söylemiş ve lâkin birşey anlatamamışlardır. Çobanın söylediklerinden de âlimler birşey an- Jamamışlardır. Çobanın mensup bulunduğu halk ve milletin Sibiryadan ve bütün As- yada yaşıyan malüm milletlerden hiç birine mensup olmadığına kanaat eden heyet yeni bir milletin izi Üze- rinde olduğunu hissetmiştir. Nihayet çoban İngiliz ve Rus âlim- lerini civardaki seyyar bir köye gö- türmek istediğini işaretle anlatmış- tır. Hep birlikte kesif ormanların içinden İlerlemişler ve meşe sopaların- dan ve kabuklarından yapılmış ipti- dai çadırlardan mürekkep bir kampa gelmişlerdir. Kampın içinde her çadı- Tın etrafinda bir sürü Ren geyiği do- laşıyor, yahud istirahat ediyordu. | kanundaki bu hüküm 13 Temmuz 18397 , Fabrikalarda çalışmasaati İşçiler kırk sekiz saatin tatbiki için konulan üç senelik müddeti fazla buluyorlar n hakkında umumi ola- velenemez, Sümer Ban- günde 8 saat, İn- arda 9 - 10 saat, di- sseselerde 10 - na saatini iştir. Fakat üz tatbik İ edilmiyor, bunun sebebi'de şu suretle izah edilmektedir Memleketimizde muayyen bir ça- lışma saati mevcut değ re iş saatini tahdid etmek, sa #leminde bir sarsıntıya sebep olaca- ından, bu gayeye doğru adım adım yaklaşmak zaruri görülmüştür. Bu düşünceyle, haftada 43 saat çalışma müddeti, üç sene içinde tatbik edile- cektir. İş daireleri bu üç sene içinde, muhtelif sanayi şubelerinde tetkikat yapacaklar, hangi fabrikada günde kaç saat çalışmağa ihtiyaç olduğu da- ha salim bir surette anlaşılacaktır. Bütün bunların tetkikinden sonra, bazı sanayi şubelerinde günde 8 saat- ten daha az bir çalışma müddeti bile tayin edilecektir. Meselâ: Yeraltında çalışan maden işçileri, en tehlikeli ve en yorucu işlerle karşılaşacağı için, bunların sekiz saatten daha az çalış- maları düşünülmektedir. İktisat vekâleti, her sanayi şubesin- de ne kadar çalışılacağına dair ayrıca bir nizamname yapacaktır. Henüz bu nizamname mevcut değildir. Bursa fabrikalarında sekiz saat tatbik edilecekti. Bir taraftan, her iş yerinde ne ka- dar çalışmak lâzımgeldiği tetkik edi- lirken, diğer taraftan da, bazı yerler- de fabrikatörler aralarında birleşerek muayyen bir iş saati üzerinde muta- bık kalmaktadırlar. Bursa ipek fabrikatörleri de böyle fabrikalarda kaç saat çal- | 11 saat | Bunlar Bursa ipek en, dir. saat çalıştı ipek fabrikatö, - 10 saat amele çalıştırın: * 1 doğru değildi. Çünkü ameleyi fazla çalıştı- ran müesseselerin mâliyet fiati daha le çalıştıran müessese ğer müesseselere rekabet edemiyecek- lerdir, Bursa ipek fabrikatörleri de, bütün bu hesapları yaptıktan sonra, İ onlar da, diğer fabrikatörler gibi iş santini arttırmışlardır. Ortada çalış- ma saati hakkında bir nizamname ol- saydı, bu ihtilâfa lüzum kalmıyacak- tı. Görülüyor ki, muhtelif sanayi şube- lerindeki fabrikatörler kendi arala- rında birleşerek, çalışma saatini tayin edemiyorlar. Bu vaziyet karşısında, çalışma saati hakkındaki nizamna- menin biran evvel çıkması lâzımdır. Esasen her gün iş dairelerine gelen iş- çi şikâyetlerinde hep bu mı len bahsedilmektedir. İşçilere göre. 48 sa- atlik haftalık çalışma usulü üç sene- de tatbik edilmesi pek fazladır. Bu ni- zamnamenin üç seneden evvel yapık ması, amelenin lehine olacaktır. İş müfettişi Bursaya gitti İstanbul iş mıntakası müfettişi B. Halük, Bursa ipek fabrikatörleri ara- sındaki çalışma saatleri ihtilâfları hakkında tetkikat yapmak için Bur- saya gitmiştir. B. Halük, fabrikatör- leri bir araya toplıyarak, mu&yyen bir çalışma saatine rlayet edilmesi için bir itilâf zemini bulacaktır. HA Kilis orla mektebi 4 mezun verdi Bu sene mezun olan talebeler mualtimlerile birlikte Kilis (Akşam) — Şimdiye kadar 230 mezun vermiş olan orta mektebi- miz bu sene de üçü kız olmak Üzere otuz dört mezun vermiştir.. Bu sene müracaatlerin fazla olacağı tahmin edilmektedir. Bu sene mektepte kışlık bir tenef- füshane yapılmış, bahçe tanzim edile- rek tel örgü içine alınmıştır. Mektep Kampın reisi olduğu anlaşılan zeki bir ihtiyar yabancı beyaz adamlarla daha ziyade işaretle anlşamağa çalış- mıştır. Nihayet bu adam kendisinin ve mai. yetindeki adamların mensup bulun- duğu halkın şimdiye kadar medeni &lemde işitilmemiş bir isim olan Uri- ankhai adını taşıdığını anlatabilmiş ve İngilizlerle Ruslardan kendilerine ne denildiğini öğrenmek istediğini de ilâve etmiştir. Avrupalı heyet şimdiye kadar sey- yaremizde yaşadığını medeniyet âle- minin duymadığı bir halkı keşfeyle- diğinden memnun olarak uzun müd- det bunların içinde kalmıştır. Buraya nasıl sığınmışlar? İngiliz ve Rus âlimleri uzun müd- det temastan sonra Uriankhal'lerin LL müdürü B. Zühtü yorulmaz bir gay- retle çalışmaktadır. Kiliste ilk tahsile karşı alâka çök artinıştır. Beş ilk mektep mevcuttur. Müracaatler her yıl arttığından bina» lar talebeleri alamıyacak hale gelmiş- tir. Orta mektebe bir peviyon ilâve edilmesi ve yeniden bir ilk mektep açılması Kilisin en başta gelen ihti- i yaçlarıdır. EEE EKTE EEE Sibiryanın yerli halklarından hiç bi- rine mensup bulunmadığı kanaati- ne gelmiştir. Heyetin yaptığı tahmi- ne göre bu millet Tuva denilen Sibir- yanın eski bir halkıdır. Moğollarla Tatarlar tarafından pek eski zaman- larda sıkıştırılmış olduğundan bun- ların giremiyeceği hücra yerlere çe- kilmişlerdir. Yarı bedevi bir hayat sürmektedirler. Maişet ve iktisadi bünyeleri münhasıran Ren geyiğine dayanmaktadır. Maahaza gerek ha- yat tarzları gerek dilleri Sibiryanın medeni ve bedevi hiç bir halkına benzememektedir. İngiliz - Rüs heyeti haziranın son- larında gene müşkül bir seyahatle şis mali Sibiryaya dönmüş ve dünya rışmış olduğunu ilân etmiştir. — F milletleri arasına yeni bir milletin ka»

Bu sayıdan diğer sayfalar: