Sahife 3 sl işim AKŞAM amma min ik mmm aknenin e eni e | Istanbul Mektupları SİYASI İCMAL: Akdenizde son vaziyet kapiya işleri İtalyanın Habeşistan bi Bip çam zamanında olduğu gi- eğri doğurdu. İn- : nsa İspanyanın Valen- i glmetine tabi Akdeniz sahille- terime doranması kontrolu altına ba e İtalya etmişlerdir. Alman» bütün ga se bahri kontrolün bis- Makta & edilerek İspanyada boğuş- ku gu, lan iki tarafın da huku- vel ahkâm mucibince muharip zile ldödik edilmesini ve ge- bilaraşıyı , 12 tetfikan devletlerin kabil tay, 1 İlân etmelerini mu- eki olarak ileri sürmüşlerdir. Maksagız yahale anlaşmasına ve bu komiğ, rada teşekkül eden diğer ge Ahl yirmi yedi devletin miytyy SarIRa mezkâür teklif bildi Hk bi T. Fakat bu muameleden pra- kü ,, (9982 mümkün değildir Çün- Marya e - Pransa teklifini Ak kabi teki; İtalya yahud bunların mu- emeğini Fransa ile İngiltere kabul etin bu takdirde kalan 23 dev- Maca, tekliflerin len ve aleyhinde kür, 2? tavru hareket bugünkü U buğyy örupa sulhü için tehlike- saliha N vaziyeti değiştirecek ve Çü Eriştirecek değildir. hi Kend İki taraf birbirinin teklifi : lerinin, Akdenizdeki menja- tadır okileri için tehlikeli saymak- 7. İki tarafla Akdenizde her Diltere ig tah Pra; Np Eteklikli k ve — —x erkel çıkınca tk ça ge. Man, arisiRin bile kalktığı ve pija- Ti pi Moda olduğu bu devirde enta- bing, « ©tkek görseniz ne kadar gari- dikk gider değil mi? Halbuki resme Bürene, *din, Eteklikli bir genç zenci Sin, “iniz Cekete dikkatle bakar- bü, © İYİ dikilmiş olduğu da görü- ka sn bakikaten de Londrada çe- ir. Eteklikli genç bir zenei sidir, i M Pişir, Londraya seyahat için gel i Rt keşgy klik Biymesindeki sebep memle- Yil, Enyet sıcak ve pantalon gi- | “Sine imkân olmamasıdır. Bir insanın yediği ii bilgin; bir insanın hayatı müd- bit eğ Di Bu hesaba göre, bir insan 4 Wi müddetince 25,500 kilo ekmek, Kermy 50,000 litre muhtelif mayi Kaşi bilgin, bir insanın günde 20,000 tir. — konuştuğunu da tesbit etmiş- Metpi 10 kelime dizilecek oltrsa 900 11 m, ik bir satır eder, lar, ün 8 Kure, SOK güzel eğlenmişlerdir. Umurlu gençleri, Içtimal sahada çok iyi #r Resmimiz, garden partide bulunanları gösteriyor. MCS he kadar yiyecek yediğini tes- | ihtimale karşı hazırlanıyorlar. Ak manya ile İtalya İngiltere - Fransız teklifini komünist saydıkları Valan- cia hükümetinin Garbi Akdenizde hâkim olarak İngiltere; Fransa ve Sov- yetlere istinadgâh olacağından kor- kuyorlar. İngiltere ile Fransa ise ge- neral Prankonun muhariplik hakkı tanınması üzerine Valancia hüküme- tine karşı haiz bulunduğu bahri nüfuz sayesinde Akdeniz sahillerini tamamtile ele geçirip İtalya ile Alman- yaya zahir olacağından endişe ediyor- lar. - Küçük İtilâf bir ihtilâf ve harb çık- masına meydan vermemek için araya girmeğe çalışıyorlar. Belçika başvekili olup iktisadi tahdidleri ve silâhlan- ma yarışını bertaraf için ilk teşebbüs- lerde bulunmağa İngiltere ile Fran- sa tarafından memur Kont Van Zeeland şimdiden tavassut için 28 mini yoklamaktadır. Küçük İtilâf devletleri dahi her iki tarafın teklif leri mezç edilerek bir tesviye sureti bulmasını telkin etmektedirler. İngiltere hükümeti ise Akdenizdeki mevkiini ve imparatorluk yollarını ciddi tehlikede gördüğünden İngiliz imparatorluğu müdafaa komilesini icabeden müşterek tedbirleri karar- laştırmak üzere fevkalâde içtimaa da- vet etmiştir. Vaziyet çok gergin bulu nuyor. Feyzullah Kazan Orijinal fikir Amerikalılar, sinema ve tiyatro yangınlarında ölenlerin hatırasını yad için 150 metre yüksekliğinde bir taş dikmek istiyorlar. 1923 dede böyle bir anıt yapmak akıllarına gelmişti. Bu anıt Şikago tiyatrosu yangınında ölenler için di- kilecekti. Bu yangında 583 kişi öl müştü. * Parça parça Çinliler San Fransiskoda güzellik müesse- selerinden birine Çinden bir teklif gel- di, Estetik ameliyatlarda kullanılmak üzere burun ve kulak, amma hakiki insan burun ve kulağı satmak istiyor- Jardı, San Fransiskodaki müessese ka» bul etti, kulakla burun geldi, fakat gümrük sokmadı. Sarı derili insan ithali yasakmış. Bunun üzerine müessese mahkeme- ye müracaat etti ve dâvayı kazandı. Kulak ve burun Çinli demek olmayıp, Çinli parçası olduğundan ithaline müsaade edildi. El öpme Berlin kadınlar birliği, kadınların elinin öpülmesi aleyhinde bir cereyan yaptı. Berlin kadınları, bu usulün, esaret devirlerinden kalma sakim bir âdet olduğunu söylüyorlar, Esasen el öpmek sıhhate de muzır bir hareket olduğundan bundan böy» le el öpmenin yasak edilmesini isti- yorlar, Genç kzların ihtiyarların elini öp- melerinin de yasak edilmesi talepleri meyanındadır. Şimdiden sokakta el öpenleri görürlerse müdahale ediyor. (Akşam) — Aydının Umurlu parti mensupları bir garden parti tertip Temizlik amelesinin : adedi artırılacak - Çöpler üstü kapalı el arabalarına toplanacak amelesi kadrosunun kâfi derecede dol- gun olmadığı ve belediye şubelerin- den çoğunda birçok münhaller bulun- duğu göz önüne alınmıştır. Anadoludan iş bulmak için İstanbu- la gelenlerden çoğu yalnız Kadıköy ve Üsküdar belediyelerine müracaat et- tikleri ve yer olmadığı cevabile geri çevrildikleri görülmüştür. Bu kabil müracaatlerin hemen red- dedilmemesi ve diğer belediye şubele- rindeki münhallere tayin edilmek ü- zere isimlerinin bildirilmesi Üsküdar ve Kadıköy belediye şubelerine bildi- rilmiştir. Belediye temizlik amelesinin daha faydalı bir şekle girebilmesi ve bun- ların terfihleri için tedkikat yapılma- ğa başlanmıştır. Bundan başka sokak- larda çöpçülerin kullandıkları çöp toplamağa mahsus çöp sandıklarının mahzurları görüldüğünden bunun ye- rine kaim olmak üzere Ankarada kul- lanıldığı gibi üstü kapalı el arabaları tedarik edilecektir, Bunlar vaktile sipariş edildiğinden nümuneleri getirilmiştir. Çöpçü, yolları süpürdükten sonra çöpleri eskisi gibi çöp sandıklarına doldurmiyacak, bu el arabalarına İs- tif edecektir ve çöpler sık sık yoldan geçen kamyonlara verilecektir. Maamafih bu el ârabaları yalnız a5- ialt caddelerde harekete müsald ol- duğundan, parke Ve Arnavüd kaldı- rımlı sokaklarda istifade edilebilmek üzere bunlarda bazı tadilât yapılması da düşünülmektedir. El arabalari tamamile tedarik edil- dikten sonra cadde vesokaklardaki çöp sandıkları kaldırılacaktır. Helâlarda temizlik Diğer taraftan İstanbulda umuma mahsus helâlar ihtiyacı tamamile kar- şılıyamadığı için bu ihtiyacı karşılıya- cak esaslı tedbirler alınmıştır. Bilhas- sa cami abdesthaneleri yalnız sabah namazı vaktinden yatsı namazi vakti. ne kadar açık bulundurulmaktadır. Belediyece ittihaz edilen tedbire göre bundan sonra umumi helâlar yirmi dört saat müddetle açık bulunacaktır. Bilhassa Beyoğlunda umumi helâ ih- tiyacını karşılamak üzere Ağacamisi helâsı da günün her saatinde açık tu- tulacaktır. . Iş yerleri İş dairesi birer tebliğ gönderdi İş kanununun tatbikine başlandık- tan sonra da işçi şikâyetlerinin arka- sının kesilmediğini gören İş dairesi, kanuna tabi iş yerlerine birer tebliğ göndermeğe karar vermiştir. Bu teb- liğde patronlara kanunun bütün hükümlerine riayet etmeleri lüzumu bildirilmekte ve mukabilinde kendile- * rinden birer imza alınmaktadır. Tebliğlerden 2000 iş yerine gönderi- lecektir. Vakit vakit kanuna tabi ol duğu meydana çıkan iş yerlerine de ayni tebliğ gönderilecektir, Esasen de- vamlı bir şekilde çalışan İstanbul be- lediye hududları dahilindeki iş yerle- rinin mevcudu 2000 kadar olarak tes- bit edilmiştir. Ancak bu rakam çok daha kabaracaktır. Çünkü mevsime göre çalışan ve mevsim geçtikçe tatil yapan iş yerleri de çoktur. Tütüncü- lük, ipekçilik, plâjlar, gazinolar, yaz- lık oteller ve saire bu meyanda bulu- nuyorlar. Kastamonu sporcuları Çankırı sporcularını memleketlerine davet ettiler Çankırı (Akşam) — Kastamonu sporcuları Çankırı spor klübünü Kas- tamonuda bir maç yapmak üzere ça- gırmışlardır. Öğrendiğime göre Kastamonu klü- bü masraflarını kabul ettiği takdirde Çankırıdan 20 kişilik bir sporcu ka- filesi bu hafta Kastomnuya gidecek ve bir maç yapacaktır Pazar günü tenezzüh trenile An- karadan gelen Doğansporla Çankırı- spor arasında maç 3-1 Doğansporun kazanmasile sona ermiştir. Kandilli ve Anadoluhisarı Yapılan Sn içikkalta temizi; | Kıyılarında en nefis balıklar, bostanlarında en leziz sebzeler yetişen yerler Vaniköyünden Kandilliye giden yol eim bir manzara arzeder. Buraları Sır kâtibi Mustafa paşanın hâlâ bir kısım harebeleri duran yalısından iti- baren, tâ, Akıntıburnunda mucize kâr bilinden kurtulmuş olan Maliye Na sırı Edip efendinin yalısına kadar mamur ve meskün idi, Bundan bir- kaç yıl evvel garip bir yangın bu sa- hili kül etti, Garip diyorum: Çünkü bahsettiğim yangın karada değil, de- nizin ortasında, Çubukluda batan bir gaz şilebinden dökülen petrolle. rin tutuşmasından çıkmış, alevli dal- galar, suların cereyanile Kandilli va- pur iskelesinin beri tarafındaki eski, fakat nefis yalıları yakmıştı, O gün bugün, belediyenin, deniz kıyısında inşaatı omenetmesinden, bunların arsaları bombaş durmakta ve Boğazın en güzel noktalarından biri olan bu yere hazin bir manzara vermektedir. Eski ve refahlı bir medeniyetin ye- gâne timsali gibi duran Edip efendi yalısının üstünde ve tepede Kandilli kız lisesinin, ulu ağaçların gölgeleri- ne sığınmış muhteşem binası görü- lür. Bu bina, Osmanlı padişahı Mah- mudun kızlarından birine ait bir sa- raydı. Meşrutiyetin ilânından sonra meclisi mebusan reisi Ahmed Rıza beyin delâletile maarife devrolundu. Mevkii fevkalâde havadar ve civarı dâ, münzeviyane teferrüç etmek is- tiyenler için çok münasip, güzel meş» cereler arzetmektedir. Yangından sonra, Kandilli köy ola- rak ehemmiyetini kaybetti. Fakat, vaziyeti itibarile, imara ve ikamete en elverişli olan bir yerdir. Buradan kayıkla karşıya geçmek on dakika bile sürmez. Yukarı Boğazdan gelen vapurların ekserisi Kandilliden doğ- ru Köprüye giderler, Böylece, bu kö- yün şehirle olan muvasalası hem seri hem de mebzül ve kolaydır. Sonra, Kandilli, gezecek yerleri en çok olan köylerden biridir. Bu gez- «melerde at, arâba, otomobil, sandal gibi vesaitin her türlüsünden istifa- de etmek mümkündür. Balıkcılığa ve avcılığa merakı olanlar bu civarda, zevklerini tatmin edecek geniş bir saha bulurlar. Kandilli kıyılarında, sepetle, tutulan Gelincik, İskorpit gibi balıkların en nefisi çıkar, Köye civar, Hekimbaşı, Dereseki çiflikleri- nin çevreleri her çeşit avlarla dolu- dur. Yaya, veyahut ki sandalla Küçük- suya ve Göksuya gidilir, Uzun yürü- yüş meraklıları için, Elmalı suyunun membana kadar uzanmak güzel bir tenezzühtür, İstanbulun en nefis ve en leziz seb- zeleri Göksu ve Küçüksu bostanların- da yetişir. Göksunun sütlü mısırnı, toparlak ve şeker gibi tatlı bostan canını, Ayşekadın o faşulyesini, yağlı Semizotunu tatmamış olanlara içimden âdeta acımak gelir Bir kaç yıl evvelisine kadar Küçük- su, Yahya Kemalin «Ses» manzume- sile ebediyete geçen kasrının etrafına her cuma ve her pazar bir yığın ehli- dil toplardi. Dağlar, en meşhur Sazende ve ha- nendelerin İlâhi nağmelerin aksetti- rir, çayının zümrüd işlenmiş bir halıyı andıran yemyeşil sofasında halk tiyatro, orta oyunu, hokkabaz seyre- derek eğlenirdi. Göksu yine başka bir âlemdi. İkindiye doğru, Boğazın her tarafın- dan süzülerek akın eden ince, uzun «piyade» kayıklar, fıta sandallar içe- risinde, o devrin her türlü şöhretleri derenin ağzında toplanır, tâ içeri ta- rafta «Yedikardeşler» e kadar, gözü ve gönlü okşıyan piyasalar başlardı. Türk musikisi ve Osmanlı şiiri Gök- sudan pek çok İlham almıştır. Hacı Arif, Şevki, Rahmi, ve şimdi isimleri birdenbire dilimin ucuna gelmiyen en büyük bestekârların en nefis nağ- meleri bu derede geçmiş âlemlerin yanık birer bergüzarıdır. Boğaziçinin ihyasına çalışan Şirke- ti Hayriye Göksu piyasalarını ve bil- hassa bu piyasalara revnak veren ve Boğazın mühim (hususiyetlerinden biri olan piyade kayıklarını da niçin ihya etmez? Venediğin, kendine mahsus ve gon- dol tesmiye edilen sandalları, orya en Çok seyyah celbeden bir orjinalitedir. Venedik, gondolsuz olamıyacağı gibi, Boğaziçi de eski rağbetini bulmak, yabancıları eskisi gibi celb ve cezbet- mek için behemehal kayığa muhtaç- tır. Kandilliden İleriye doğru, Göksu köprüsünden öte, Anadoluhisarı gelir, Bu şirin köyceğizi hepiniz tanır ve eminim ki seversiniz. Türk heybet ve hamasetinin en eski âbidelerinden birini taşıyan Hisar, Kandilli ile bera» ber Göksu üzerinde müşterek tasar- ruf hakkına maliktir. Anadoluhisarından, muntazam bir yolla ve denizin manzarasını gözden kaybetmeksizin Kanlıcaya varılır, Bu yol, Osmanlı şiir, musiki ve aşk tarihinde önemli bir yer tutan, meş- hur «Körfez» in arkasından dolaşır. Körtez.. Kanlıca körfezi. i Anadolu yakasındaki bu ufacık gi- rinti, suyunun durgunluğu, ile, bül- büllerile, üterile, fakat hepsinden ziyade aksisadasile, keyif ehlinin te- lâki yeri idi. Mehtaplı gecelerde buraya sokulan yüzlerle kayıkların içinden yükselen tatlı saz nağmeleri dâğlara vurur, döner, yayılır, Boğazı hisle ve heye- canla kaplardı. Hisse ve heyecana bi- güne insanlar şimdi orasını kömür karasile telvis etmiş bulunuyorlar. Ve önünden geçtikçe ben, ve benim gibi Boğaziçinin ezeli ve ebedi âşık- ları, yüreğimizin patam parça oldu- ğunu duyuyoruz. Kanlıca körfezi. Sana zorla sürülen bu yüz karasına en #z lâyik sendin! Ercümend Ekrem Tal Karpuz kabuğuna basarak düştü, ağır yaralandı Balatta oturan Yasef isminde bir mu- seyi sokakta yürümekte iken bir kar- puz kabuğuna basarak düşmüş ve a- ğır surette yaralanmıştır. Yaralı adam hastaneye kaldırılmış- tır. ee ii Paris beynelmilel ceza kon- gresine gidecek heyetimiz Paris beynelmilel ceza kongresinde Türkiyeyi temsil edecek olan Hukuk fakültesi ceza profesörü B. Tahirle temyiz müddetumumi baş muavini B. Cevad, İstanbul müddelumumi muavinlerinden B. Feridun ve B. Or- hânın kongreye gitmeleri için lâzım- gelen muamele ikmai edilmiş, pasa- portları da hazırlanmıştır. Heyetin seyahat için harcırahları dün gelmiş- tir. Heyet önümüzdeki hafta Parise hareket edecektir.