Siyasi İCMAL, — Macaristan dahili vaziyetinde değişiklik Macaristamda Almanya Hariciye Nazırının ziyareti arifesinde mühim değişiklikler oldu, Şimdiye kadar Al- manyaya karşı derin itimadsızlık gös“ teren ve Almanya ile anlaşmaktan 2i- yade komşu hükümetler ile uzlaşma- ği tercih eden üçüncü hükümet par- tisi milli çifçi partisi lideri Tobor Eck- bard Macaristanın Almanya ile anlaş- masına ve beraber yürümesine taraf- tar olduğunu ilân etli. Bu suretle ge- Tek müteveffa Başvekil general Göm- bös'ün partisi, gerek Kont Befhlen'in eski büyük hükümet partisi gerek mil- © çifçi partisi Almanya ile iş birliği yapmakta ittifak etmiş oluyorlar. * İknci mühim değişiklik kral nafbi ünvanını taşıyan devlet şefi amiral Horihy'nin talâhiyetlerinin genişle- tilmesi ve meşruti bir hükümdar de- recesine getirilmiş olmasıdır. Umumi harpten sonra Macaristanda hüküm- darlık taraftarları zayıflamışlardı. Bu- nun için Macaristan Avusturya ile her türlü alâkasını keserek müstakil ol duktan sonra tanzim olunan yeni ka- Hindistan sihirbazları ” Hindistan sihirbazları ile de meş- hurdur, Hindistanda, sihir bilmiyen kimse yok gibidir. Taç giyme merasimi için Londraya gelen bir Hindli zabi- tin vapurda yaptığı o merifetler Lon- drada dillere destan oldu. Bir gün zabit vapurun güvertesine bir daire çiziyor ve yolculardan biri- ne: Bu dairenin ortesında durunuz! diyor. Ve ilâve ediyor: — Bu dairenin ortasına giren, bir daha ben emretmedikçe çıkamaz. Dediği de oluyor. Biri dairenin #çi-” ne girip ortada duruyor bir daha da yerinden kımıldayamıyor... : Nihayet Hindli emrediyor: — Çık! Ve adam rahat rahat çıkıyor. Sihirbaz Hindli garsona da bir oyun Oynanuş; kapılardan birinin önünde duran bir garson, birden bire kendi- ni salonda bulmuş ve oraya nasıl gel- diğini bir türlü anlamamış: Ben yerimden kımıldamadım, bu- Taya nasıl geldiğimi bir türlü anlıya- madım! diyip durmuş. Profesör Zati Sungurun kulakları Çınlasın! Haydudlarla mücadele Amerikada, haydudlarla mücadele İçin bir cemiyet teşekkül etti. Bu ce- Mmiyetin müessisi Ney-York belediye Teisidir, Üç senelik bir mesai için cemiyete iki yüz bin dolar lâzım. Bugüne ka- dar cemiyet ancak 93,000 dolar toplı- Yyabildi. Son gelen para da Lindbergden'dir. Memleketinden mahrum kalan Atlan- İik fatihi hayatında derin bir iz bıra- kan faciayı unutamıyor. Farelerin intikamı Fransanın şimal eyaletlerinde kü- çük bir şehir büyük, beyaz farelerin is- tilâsına uğradı. Bu farelerin cinsleri | malüm değildir ve bildiğimiz en büyük fareden daha büyüktür. Halk derhal mücadele için yüzlerce kedi getirtti ve farelere saldırdı. Neti- cede re oldu bilir misiniz? Kediler fa- telerden korkup kaktı!... Yalansa vebali Paris-Soir gazetesi- nin boynuna! DOOODA. AAA“ hı kıAıAaııı nı ııııı, Emirgân-Eminönü otobüs servisi Emirgân ile Eminönü arasında bir haftadan beri işlemeğe başlıyan oto- büsler, fazla rağbet gördükleri için bu. Servise tahsis edilen 6 otobüs ihtiyacı karşılayamamaktadır. Otobüs İşleten- lerin müracaatı üzerine otobüs mik- tarının ona çıkarılmasına müsaade edilmiştir. Bu suretle bu hat üzerinde daha sık seferler yapılacaktır. Seyyah yatlarına gümrük kolaylığı Limanımıza gelen seyyah vapurla» m hakkında gümrük ve sair resimler için bazı kolaylıklar yapılmaktadır. Limanlarımıza gelecek seyyah yatları mın da ayni kolaylıktan istifade etme» leri kararlaştırılmıştır, ş nunu esaside devlet şefinin salâhiyet- ri son derecede tahdid edilmişti. 1920 kanunu esasi ahkâmı mucibin- ce kral nabi parlâmentoya kadar me- sul tutulmuştur. Muvafık görmediği kanunları reddetmek değil - tehir et- mek suretile vetü hakkını haladi. Şimdi ise kral naibi parlâmentoya kar- şı mesul değildir. Parlâmentodan ge- çen bir kanunu iki defa reddetmek hakkını haizdir. Kendi halefini vefa- tana kadar gizli tutulacak bir vasiyet- name ile gösterebilecektir. Yalnız Habsburg hükümdarlarının katolik kilisesi hâmisi ünvanı ve 20- degâne berat vermek salâhiyetieril- memiştir. Çünkü amiral Horthy pro- testan olduğundan katolik kilisesi hâ- misi sıfatını takınamazdı. Macaristan- da zadegânın ehemiyeti halk nazarın- da kalmamış olduğundan yeni zade- gün tayin edilemez. Macaristanın dev- let şefi bundan sonra devletin polifi- kasında ve bahusus harici işlerinde çok nâfiz olacaktır. Feyzullah Kazan Paristeki Ey- fel (o kulesinin yüksekliği 310 metredir, Gün- de 15-20 cigara içen bir adamın içtiği cigarala- rı resimde gördüğünüz gibi üstüste koysalar bir sene nihayetinde tam Eyfel boyunda cigaradan bir kule vücude getirilebileceğini biliyor mıydınız? Şu hokkabazlar! Hokkabaz deyip te geçmeyin! Ki- misi bir şapkanın içinden 20-25 tane tavşan çıkarır; inanmazsınız. «Göz boyaci» dersiniz; Kiniisi kendi kafa- sını kesip koltuğuna lir. Aldatıyor diye gülersiniz Ammc« Amerikada geçen bir vaka hokkabazların daima seyircileri aldatmadığını isbat ediyor. Filâdelfiada bir.cambaz bir hokka- bazla: — Yutarsın, yutamazsın, diye bah- se girişmişler. Hokkabaz 208 parça şey yutmuştur. İşte listesi: Yirmi parça zincir, iki tarak, on nal çivisi, elidört tel çivi, sekiz vi- da, elli düğme, bir bıçak sapı. Fakat bu kadar şey ona da fazla gelmiş olacak ki mide ağrısından şi- kâyet etmiş ve derhal hastaneye kal- dırmışlar, Ameliyat neticesi emide- sinde hiç bir şey bulamamışlar...» di- yeceksiniz amma Amerika gazeteleri bundan bahsetmiyorlar, sade şun- ları yazıyorlar: — Ameliyat neticesi hokkabaz iyi- leşti, bugün gene ayni bahse giriş | mek için adam arıyor amma, cesaret eden bulamıyoi Muayyen saatten fazla açık bulunan gazi Şehir haricinde bulunan gazinola- rın; — ellerinde bulunan küşad rüh- satnamelerinde tasrih edilen saate kadar açık bulunmaları icap etmek- tedir, Bazı gazinoların bu kayde riayet etmedikleri görülmüş ve jandarma kumandanlığı tarafından, alâkadar karakollara icap eden emirler ve rilmiştir. Muayyen saatten fazla açık bulu- nan şehir harici gazinoları ilk sefe- rinde on, ikinci seferinde 20 lira para cezalarile (tecziye edilecek, te- kerrürü halinde bu gazinolar sedde- dilecektir, AKŞAM ST, 0 m İmama Benzinin ucuzlaması ve taksiler Ücretlerde ne nisbette tenzilât yapılacak ? Benzin ve petrol flatleri, bu mad- delerden alnan vergilerin indirilme- sile ucuzladıktan sonra benzinle iş- liyen nakil vasıtaları ücretleri bu günkü gibi kalmıyacaktır. Evvelce de yazdığınız gibi vergiler- de yapılan tenzilât yarı yarıyadır. Bu münasebetle benzin ve petrol fi- atleri de ayni nisbette ucuzlıyacaktır. Otomobiller, otobüsler, yük taşı- yan kamyon, kamyonetler bu ucuz- luğa uymağa mecbur nakil vasıtala- rnın başlıcalarını teşkil ediyorlar. Bu gibi nakil vasıtalarının ücretleri ne nisbette ucuzlatılıcaktır? İktisad Vekâletinin emrile ticaret odası bundan bir müddet evvel ben- zin ve .petrol fiatlerile bu maddele- rin kullanıldığı nakil vasıtaları üc- retleri etrafında esaslı bir etüd yap- mış ve neticeyi vekâlete bildirmişti. Bu münasebetle hâlen vekâletin elin- de bulunan mufassal bir etüd bu- lunuyor. Kanun meriyete girince bugünkü nakil vasıtaları tarifelerin- de yapılacak tenzilât daha kolay tes- 'bit edilecektir. Şehrimizdeki alâkadar daireler, benzinle müteharrik nakil vasıtala- rı tarifelerinin bugünkü vaziyetleri- ni yeniden gözden geçirip yapılması lâzımgelen tenzilâtı da tesbit ede- rek Ankaraya göndereceklerdir. Benzin fiatlerinin yarıya yakın tenzilât görmesile nakil vasıtalarının ne nisbette ucuzlamaları lâzımgele- ceği hakkında dün alâkadarlarla te- maslarda bulunduk. Yapılan tahminlere göre otomobil- lerde tenzilâtın şöyle olması icap etmektedir: Bugün taksiler önce 20 kuruş ya- zıyor ve. sonra bu rakkama kısa fa- 20 kuruşu takiben ya birer kuruş artmaları ve yahut ilk 20 kuruş ta- mamen kaldırılarak yüz kuruştan iti- baren ayrıca yüzde 20 tenzilât yapıl malıdır. Bu takdirde, meselâ Taksimden Beyazıda bugünkü flatlerle 120 ku- ruşa .gidiliyorsa tenzilâttan sonra 65 - 75 kuruşa seyahat etmek müm- Kün olacaklır, Bir kısım alâkadarlar ise bu şek- lin tatbikinde müşkülâta tesadüf olu- nacağından bahisle taksi saatlerinin yukarıdaki -ucuzluk nisbetinde tadil veya tebdilini daha muvafık görü-. yorlar. Tenzilâttan sonra bittabi şehir içinde otomobile binenler çoğalacak- tır. Son zammın sebebi Benzin fiatlerinin son zamanlarda, artması üzerine belediye iktisad mü- dürlüğünün yaptığı tetkikler, tamam- lanmıştır. Belediye iktisad müdürlüğü, eski fiatlere nazaran litre başında 40 e bir zam yapıldığını tesbit etmiş- ral müdürlüğü, bu zamının son zamanlarda beynelmilel navlun üc- retlerindeki yüselmenin tesirinden #- leri geldiğini binaenaleyh bir ihtikâra delâlet etmiyeceği neticesine varmış- tır. Şu takdirde son vaziyete göre me- Selenin ihtikâr bakımından tetkiki için ihtikâr komisyonunun toplanma- sına lüzum görülmemektedir. Ancak evvelce stok olarak elde bu- Jundurulan birçok benzin vardır. Bu benzinlerin evvelce ucuz fiatlerle de- po edildiğine göre bunların fiatlerini durup dururken arttırmamaları iğ- zımdır. Bu noktanın gözününe alın- ması icap eder. Çamlıca suları Bir gazete, sahipleri arasında çıkan ihtilâf yüzünden Çamlıcada bulunan Tomruk suyunun membaının kapatıl- dığını ve bu yüzden halkın bu sudan istifade etmesine imkân kalmadığını yazıyordu. Belediye, Çamlıcada birçok suların kaynaklarının kaybolduğunu ve daha bir müddet geçtikten sonra Çamlıca sularının büsbütün yok ola» cağını göz önüne almıştır. Belediye Çamlıca sularında yeni tesisat yapıla» rak bunlardan azami derecede nasıl ig tifade etmek mümkün olacağını ted- kik edecektir, Bunun için sular idare» si, bir proje hazırlayacaktır, Çocuklar arasında: 9 “Hayatımda iki İsişirelime Çorba, Gmiye., yemek “En büyük zevkim babamı resim yaparken seyretmektir..,, Sanatkâr Ce- mal Nâdirin kizi Gönülün iri zeki gözleri ve çok hassas bakışları yar. Bu sene sr nıfını birincilik» le geçen Gönül ayni zamanda çok çalışkan bir kızdır. Gönülü tatil oaylarının sükünu ve isti- | â rahatı içine gö- mülmüşbul- dum. Suallerime düşünerek, fikir- lerini ve cümlelerini tartarak, gâyet büyük bir temkinle cevap verdi. — Nelerden hoşlanırsın Gönül?. — Çalışmaktan çok hoşlanırım. Çar lışmağa âdeta doyamam. Çalışmanın dışında! ev işleri görmesini pek seve- rim, Meselâ kendime İki, resimli yas- tık yaptım. Biri kanaviçe üzerine, biri keten üzerine... Kanaviçe üzerine olan da gayet güzel ay çiçekleri var, keten üzerine olanda da güller var. sonra evde en büyük zevklerimden biri de babamı resim yaparken seyretmektir. O resminin üzerine eğilmiş çalışırken uzun uzun seyrederim. Bu benim çok hoşuma gider. — Aferin gönül... Başka ne gibi ev işler yaparsın bakalım. hiç yemek pişirdin mi?, — İki defa yemek pişirdim. Biri pi- rinç çorbası, öteki taze fasulye.. çorba çok güzel oldu... Yalnız bir tas yap- mıştım. Hepsini kendim yedim.. yalnız fasulyeyi pek beğenmedim doğrusu. tuzunu eksik koymuşum... — Bulaşık yıkamağa da merak ettin mi?.. — Ettim.. fakat bir kere bulaşık yı- karken elimi yaktım, Ondan sonra an- ladım ki, ev işi yapmak için çok dik- Katli bulunmak lâzımdır. Ev işi deyip geçmemeli... Bu işler baştan savma olmaz. Herhalde benim ev işlerine çok büyük hevesim var.. bayılıyorum ev işlerine. — Büyüyünce, zengin olsan - bile kendi ey işlerini gene kendin mi gö- receksin? Meselâ yemeğini kendin mi — Eğer çalışırsam, bir meslek sahibi olursam tabii yemeği kendim pişirme- me imkân yoktur. Yalnız tatil günle- rTimde kendi yemeğimi kendim pişire- bilirim, — Büyüyünce mutlaka çalışacak mısın? Bir meslek sahibi olacak mı sın?. — Tabil.. mutlaka çalışacağım. — Ne olacaksın bakalım?.. — Daha şimdiki halde ne olacağıma? dair hiç bir fikrim yok... Fakat resme pek hevesim var. Resmi çok seviyo” rum. Meselâ İyi bir ressam olmasını pek isterim. — Para biriktiyor musun Gönül?. Gönül Güler — Bir çocuk için çalışmak ne ka- dar lâzımsa ilerisi için para biriktir- mBk de o kadar lüzumludur. Ben de para biriktiriyorum. Kumbaram var. — «Büyüyünce mutlaka çalışaca- Zım» diyorsun.. mükemmel.. çalışma- ğa başladığın, bir meslek sahibi oldu- gun, alnının terile ilk parayı kazan- dığın zaman bununla ne almağı düşü- nüyorsun.. meselâ ben küçükken çiko- latayı o kadar severdim ki: «Ah bir ke- re büyüsem, para kazansam, ilk ma- aşımla yalnız çikolata alacağım!» der- dim. Sen ne almağı istersin?, — İlk kazandığım para ile kendi- me bir ev almağı çok isterim., — Fakat insanın ilk maaşı bir ey alabilecek kadar değildir ki. — Zarar yok. ilk maaş, ilk serma- ye olur. ben onu biriktirir, biriktirir evimi alırım. Baksanıza şimdiden bi- e) Bahçeli bir ev.. ne güzel Bİ mii Sini Sk sin? — Bahçeye, çiçeklere çok merakım var, lâkin İstanbulda apartıman hür Mükâfatlı anket 20 çocuğun muhtelif meseleler hakkında fikirlerini neşredeceğiz. ğenilen ankete rey verenler ara- sında birinciye 25, ikinciye 15, üçüncüye 10 lira, on üçüncüye kadar birer İş bankası kumbara- sı, ellinciye kadar birer kitap, yü- züncüye kadar birer «ev hesabı defteri» hediye edilecektir. yatı yüzünden insanın bir bahçe sahi- bi olraasına imkân pek az.. herhalde bir bahçem olsaydı onu çok güzel yar pardım. — Biz küçükken bir takım uğursuz- luklara inanırdık. Meselâ 13 rakkamı- na,. geceleyin Tüya anlatmağa filân. sen de böyle uğursuz sanılan şeylere inanır mısın?. — Hiç inanmam... Hattâ bir arka- daşım böyle 13 rakkamlarından kor- kardı, 13 rakkamından hiç korkulur mu?. Bunlara inanırdı da ona nasihat verdim. Bunların boş şeyler olduğunu söyledim. Çocuklara bazı şeyleri böyle <uğursuzdur» diye anlatmak çok fe- Küçük Gönül Gülerin bu- kısacık cümlesinde ne güzel bir terbiye sistemi tenkidi vardı. Suallerime devam et- tim: — İstanbulun en çok nerelerini s9 — Şehir olarak Beyoğlu tarafını... Tabii kırlar, deniz kenarları Beyoğ- lundan çok daha güzel. — Hayatta en çok neden korkarsın? — Hastalıktan ve mikroplardan... Hasta olmak çok fena şey... İnsanın çalışmasına, iş görmesine mâni olu- yor. Bunun için hasta olmamağa elim- den geldiği kadar gayret ederim. Abur cubur yemem, rüzgâr cereyanlarında, durmam. — Gazeteyi eline alır almaz evvelâ nelere bakarsın?. Neleri okursun?.. — Gazeteyi elime alır almaz ilk işim babamın resimlerine bakmak, on- ları seyretmek olur. Sonra da mühim dünya vakalarını okurum. Meraklı şeyleri okurum.. — Bugünün kızlarının çoğunda si- nemaya karşı aşırı bir heves var. Sen de sinemaya böyle lüzumundan fazla, düşkün müsün?, — Düşkün değilim desem yalan 0“ lur. Sinemayı severim. sinema sevil- öyle aşırı derecede değildir. İşte sine- maya karşı şöyle böyle bir düşkünlü- * güm vardır; — İstanbulda çocuklar için nelere ihtiyaç vardır?. Yani çocuklar namı- na ne isteyebilirsin?. Gönül Güler tereddüdsüz cevap ver. di: — Çocuk bahçeleri.. çocuk tiyatro- ları.. çocuk sinemaları.. çocuk kütüp- haneleri. bilhassa çocuk bahçeleri... İs» tanbulun her semtinde bir çocuk bah- çesi olmalıdır. Şöyle içinde güzel, ko- kulu çiçekler, gölgeli ağaçlar olan sar lıncâklar, oyuncaklar, kum havuzları, kayma yerleri bulunan çocuk bahçele- ri.. zavallı bâzı çocukların sokaklarda... konserve kutularile oynadığını görüyo... rum da kendi kendime: Ah ba eti ir gc başl EM eld amk ZE basiller