Bahife 8 Faydalı ekzersizler Göbeği indirmek, kamburu gidermek için ne yapmalı? Tarif ettiğimiz ekzersizleri devamlı yaparsanız az Zamanda çok faydasını görürsünüz "Almanya ve İngiltere gibi sporun çok terakki ve tekâmül ettiği memle- ketlerde bile askerlik vazifesi için çağrılan bir çok gençlerin vücutlerin- de muayene neticesinde bir takım sıh- #i arızalar görülmüştür. Mütehâssısların yaptıkları araştır- malar neticesinde vücudde görü- len bu arızaların günde 10-15 dakika yapılacak gayet basit ekzersizlerle bertaraf edilebileceği anlaşılmıştır. Ferdi sıhhat meselesinin bir millet meselesi olduğunu nazarı itibare alan gazeteler, bir sıhhat münakaşa sı açmışlar ve vücüdlerindeki arıza- ları gidermek için karilerine yapacak- ları ekzersizleri uzun uzadıya tarif etmeğe başlamışlardır. Sporun bir çok hastalıkların vücuddeki arızala- rın önüne geçtiği fennen sabit olmuş bir hakikat olduğu cihetlö, bizde sıh- hatleri üzerinde müsbet bir tesir ya- pacağındah emin olduğumuz bir kaç ekzersizi okuyucularımıza tavsiye ede- ceğiz. Bu ekzersizler sebat ile yapıl- dığı takdirde sıhhat ve vücud üzerin- de tesirleri az bir zaman sonra görü- Jecektir. Bugünkü insanların ekserisinde ve bilhassa yaşlanmağa başlıyanlarda göbekler büyük, göğüsler dar, ve ar- ka kamburcadır. Bu arızaların en bü- yük sebebi daima oturarak bir hayat geçirmemizdir. Bu hallerin mahzur- Jan şunlardı”. Göğüs dar ve mafsallar küçük ol- duğu için kan lâyıkile deveran ede- memektedir. Bu vaziyetten vücud muztarib olduğu gibi beyin de yavaş işlemektedir. Göbek büyük olur ve mide ile kar- nm adaleleri gevşerse aldığımız gi- dadan lâyıkile istifade edememeğe mahkümuz. Bunun neticesi baş ağrı- ları, sinirlilik, hayattan bezginliktir. Kamburlukta ciğerler küçülür, hava- sız kalır ve binnetice enerjiyi azaltır. Bu amzalara karşı tavsiye edeceği- miz basit ekzersizler şunlardır: mi kimi 1 — Göğüs adalelerini büyütmek ve arkanızın kamburunu gidermek için (1) numaralı resimde görüldüğü veçhile yere uzanın ayaklarınızı bü- kün ve biraz açık bırakın. Kollarınız yanlarınızda dursun. Yavaş yavaş kollarınızı bitiştirmeğe - çalışın. Bir müddet öyle kalın, Sonra yavaş yavaş gene yanlarınıza getirin. Bir müddet öyl ekalın, Bir kaç defa tekrarlayın. Bonra bu ekzersizi her gün her sabah kalkar kalkmaz kollarınızı kolayca kavuşturmağa (muktedir oluncıya kadar bir iki ay yapın. Çok faydasını göreceksiniz, Mani Tamek 2 — Arkası kamburca olan ekser kimselerdeki bu arızanın sebebi nedir bilir misiniz? Kısa göğüs adaleleri ar- kayı kamburlaşlırırlar. Bunun önüne geçınek için göğüs ekzersizleri yap- mak lâzımdır. İşte mükemmel bir gö- ğüs ekzersizi (2 numara). Arka üstü yatın ayaklarınızı bü- kün ve biraz ayrı tutun, Ellerinizi ba- şınızın altına koyun, Dirsekleriniz ye- Te deysin. Bsşınızın arkasını elleriniz üzerine dayıyarak omuzunuzu 3-4 santim kaldırmağa çalışın. Arkanızı kırmayın. İlk olarak omuzlarınız kalksın. 10 a kadar saydıktan sonra istirahat edin ve sonra beş defa tek- rarlayın, 3 — Göbeğinizi küçültmek için bu ekzersizi yapın. (3) numaralı resimde görüldüğü veçhile diz çökün. Arkanız düz, başınız biraz kalkık olsun. Kar- nımızı İyice içeri çekin. Karnınızı içe- Ti çekerken nefesinizi birakın, beş de- fa tekrarlayın. Bu ekzersizin mühim kısmı karnı- nızı içeri çekmektir. Bunu her taraf- ta kolayca tecrübe edebilirsiniz. Otur- duğunuz yerde aklınıza geldikçe kar- nınızı içeri alın, Bu suretle dik otur- mağa alışmış olursunuz. 4 — Göğüs mafsallarını kuvvetlendir- mek için bu ekzersiz birebirdir. Du- vardan yarım metre geride durarak ve ellerinizi açık olarak duvara daya- yın. Sonra bir iki sayarak göğsünü- zü yay gibi ileri geri oynatın. Bunu her gün 3-4 dakika yapın. Çok mües- sir olduğunu kısa bir müddet içinde göreceksiniz. İd Lak) — İç Gösipaş m ölülü Klm Aydın Halkevinde güzel bir müsamere vermiştir. Küçüklerin muvaffakıyetleri çok takdir edil miştir. Resmimiz bu müsamereden bir intibadır, AKŞAM 25 Mayıs 1931 > > Trahomla mücadele İyi neticeler Veriyor Sıhhiye vekâletinin aldığı tedbirler, Cenub vilâyetler halkını tahminin fevkinde memnun bıraktı Gaziantep (Akşam) — Trahomun en çok hüküm sürdüğü mıntaka, gü- ney doğusu idi, Adanadan başlıyarak Siirde kadar uzanan ve Maraş, Gazi- antep, Urfa, Mardin, Malatya ve mül- hakatını içine alan bu muıntakada saltanatın derin ve devamlı alâkasız- lığı, trahomu arttırmış ve bu hastalık yüzünden gözlerini kaybedenlerin sa- yısı çoğalmıştı. Bu havalide oturan vatandaşlar, ne kendilerini bu illetten | koruyacak bir vasıtaya, ne de tedavi edecek bir müesseseye sahip değildi- ler, Trahomun amansız pençesi altın- da uzun yülar çaresiz bırakıldılar. Cümhuriyet hükümeti yapıcı ve ya- ratıcı elini bu çok mühim derd üzeri- * nede koymuş, büyük masraf ve feda- kârlıklar ihtiyarile cenupta bir «tra- j homla mücadele teşkilâtı; meydana | getirmiştir. Mücadeleye başlama tarihi oldukça eskidir. Bundan on iki yıl önce faaliye- | te geçilmiş ve hastalıkla mümkün ol- | duğu kadar uğraşılmıştır. Ancak; o tarihteki kuruluşla bugünkü teşkilât arasında ölçülemiyecek kadar büyük farklar vardır. 1925 de, yalnız 2-3 vi- lâyet merkezinde çalışmağa başlan-” mıştı. O yıl mücadele emrindeki ya- tak sayısı otuzdu. Bir senede bu yâr taklara 64 hasta yatırılmıştı. 99 yurd- daşa ameliyat yapılmiş, tedavi için müracaat edeni 2959 Kişiye 7278 ilâç- Iama yapılmıştı. Bundan on iki sene sonra, yani 1936 da ise yatak adedi 150 ye çıkmış, 2229 kişi yatırılmış, 4034 ameliyat yapılmış ve tedavi için müracaat eden 93098 hastaya yapılan ilâçlama sayısı 2,137,538 ze çıkmıştır, Teşkilât büyük bir süratle genişlemiş, yedi - vilâyet merkezile bu vilâyet merkezlerinin her kaza merkezinde de birer dispan- ser açılmış ve bunlara kasabanın va- | ziyetine göre az veya çok yataklı birer hastane ilâve olunmuştur. Alınan tedbiler saydıklarımızdan ibaret de değildir. Sıhhiye vekâleti köylü ile de yakından alâkadar olmuş ve malül köylüleri zamanında tedavi için nüfusu iki, üç bine baliğ olan köylerde birer göz tedavi evi açmıştır. Şimdilik Gazlantebin Güleği, Ulu- masara, Kızılmsar, Hayam, Burç ve Büyük Karacaviran köylerinde | tatbi kedilen bu yeni sistem derin bir | #lâka ve rağbet uyandırdığı cihetle diğer vilâyetlere de teşmili yakındır. Dahs ziyade mektep ve kurakollu köylerde açılan bu göz tedavi evlerin- de daimi olarak birer sıhhat memuru bulunmakta ve teşkilâta mensup sey- yar doktorlar her gün bir istez,una 'uğrıyarak kontrol vazifesini görmek- tedir. Bu suretle o ve ona ciyar köy- ler halkından trahomlu olanlar ser- besçe tedavi ve muayene görmekle- Gir. Halbuki, evvelleri bu köyleri atlı sıhhat memurları dolaşır ve meselâ sabah ulaştığı bir köyde, çalışan halk iş ve gücüne gitmiş olacağından evde kalmış acezeyi muayene etmekle ik- tifa eylemek zaruretinde kalarak baş- ka bir köye geçer ve bundan bittabi maksad ve matlüp hasıl olmazdı. O- nun içindir ki, yeni sistem köylüyü tahminin fevkinde memnun se min- nettar bırakmıştır. İş bununla da kalmıyor, Mütehas- sıs tabip ve sıhhat memurları şehir ve köylerde hastalıktan korunma ça- releri hakkında mütemadiyen konfe- rTans ve öğüdler vermekte ve Sıhhat vekâletinin bastırdığı kitap ve tablo- lar dağıtılmaktadır. Randımanını gittikçe arttıran bu şayanı takdir faaliyet sayesinde, tre- homun önüne geçilme zamanı çok yaklaşmıştır. . Bir sporcu kolundan ağır surette yaralandı Manisa (Akşam) — Yıldırım klü- bünden Hilmi spor bayramı günü kiti» bün bayrağını asmak Üzere sandal yeye çıkmış, bu sırada ayağı kayarak $#ağ eli cama çarpnuş ve bilek damar- İarı kesilmek suretile ağır suretle yâr Talanmıştar. Jeket hastanesine | HEKİM ÖĞÜTLERİ: Kanserde erken teşhisin ehemmiyeti Geçenki makalem den nasıl korunmak kabil olduğunu anlatmıştım (9). Bugün de doğrudan doğruya korunma vasıtası olmamak- la beraber, âkıbeti itibarile vücudü ölümden vikaye eden mühim tedbir- den bahsedeceğim: Bu da kanserin erken teşhisidir. Erken teşhisin korunmadaki ehem- miyel derecesini anlatabilmek için, kanserin hali hazır tedavisini hulâsa etmem icab eder: Kanseri başlıca üç usul ve vasıta ile tedavi ediyoruz: 1 — Ameliyat, 2 — Radium. 3 — Röntgen, Merhum hotam Berlinli Bumm (ameliyatla o çıkanlabilecek her ur çıkarılmalıdır) derdi. Bu usul bugün de mer'idir. Biz kabili ameliye olan her kanseri, çıkarıyoruz. Kabili ame- liye olmıyan urları, yahut vücutleri ameliyata dayanamıyacak kimselerin Kanserlerini de, radium ve röntgen ile tedavi ediyoruz. Ameliyatı ne kadar erken yaparsak ve ur ne kadar ufak ve mahdud olur- sa, muvaffakiyet ihtimali o nisbette fazladır. Meselâ rahim unku kanser- lerinin başlangıç devresinde radikal ameliyatla “e 80 derecesinde şifa te- min ettiğimiz halde, hastalığın iler- lemiş olduğu vakaları ancak $6 10-15 nisbetinde iyi etmekteyiz. Konseri vaktinde ameliyat edebilmek için, hastalığı erken teşhis etmelidir! O halde erken teşhis, emin bir şifa te- min etmesi itibarile, vücudu ölümden kurtaran iyi ve çok değerli bir korun- ma vasıtasıdır. ss. Sırası gelmişken kanserin tedavisi meselesinde bir noktaya temas edece- ğim: O da, acaba elimizde mevcut ve biraz evvel saydığım tedavi vasıtaları, idenl midir ve yaptığımız tedavi doğ- ru mudur? Kanser tedavisi meselesinin henüz halledilmemiş olduğunu iddia eden müellifler vardır. Bunların başında 'Halban gelmektedir. Halban, kanse- ri tedavi etmek maksadile müracaat ettiğimiz gerek ameliyat ve gerek ra- dium, esasi ve ideal bir şifa vasıtası değil; basit ve mevzii bir tedavidir, di- yor. Hakikaten bu kanaat doğrudur. Zira, bazan asıl urla birlikte, vucudün yakın veya uzak bir yerinde (metas- tas) dediğimiz, diğer bir yavru ur da husule gelir. Bu takdirde yaptığımız ameliyatla iptidai kanseri çıkarırız. Ve hastanın kurtulduğunu zannede- riz. Halbuki bir müddet sonra bu yav- Tu urun büyüdüğünü ve şahsın ölü- müne sebep olduğunu görürüz, Bina- enaleyh kanser, mahdud bir hastalık değil, bazan muhtelif uzuvlara birden savlet eden münteşir bir âfettir, Onun için müellif gerek ana uru ve gerek yavrularını yerlerinde tahrib edecek kimyevi bir maddenin veya bir seru- mun bulunmasını temenni ediyor. Bu madde kana şırınga edilmek suretile, vücudün her tarafına yayılacak ve bedenimizdö ne kadar kanser teşek- külü varsa hepsini mahvedecektir, Yine ayni müellif, geçenki maka- 5) Akşamın 14/4/937 tarihli nüs- hasına bakınız. lede yazdığım ve vücut kan rumunda bulunan ve CU gençlerde daha ziyade mevcut (Schutzkraft) müdafaa daldan çoğaltacak bir vasıtanın bulu istiyor, Halban (istikbalde ide ser tedavisi, ne bıçak ve ne de radi- umun; belki basit bir pravas şırınga- 81 olacaktir) diyor, Biz bugünkü kanser tedavisini, vü- cudün İamamiyeti bukımından da ideal bulmamaktayız. Zira, meme kanserini tedavi için kadının meme- sini, rahim kanserini iyi etmek için rahmini, dil kanserini teşfiye için şahsın dilini çıkarıyoruz, Bu suretle hastayı mühim uzuvlarından mah- rum ediyoruz. Bu hareket güzel ve ideal bir tedavi sayılamaz. Bu, kanseri ve kanserli uzvu söküp atmak demektir, Dalbuki tıbbın ga- yesi, vücudümüzdeki uzuvlara zarar vermeden, zuhur eden herhangi bir hastalığı iyi etmektir. Nitekim kuşpa- lazına tutulmuş bir çocuğa, serum yapmak suretile, .hiç bir uzyunu çi karmadan, hastalığı yerleştiği bel'um ve hançerede iyi ediyoruz. İşte tababet kanser için de böyle bir serum veya maddenin keşfi için asırlardanberi uğraşmaktadır. Gerek bunu temin ve gerek kanser vefiyati- nı azaltmak için, 18 İnci asırda İngil- terede, sonra sırasile Amerika, Fran- sa, Almanya ve diğer memleketlerde kanserle mücadele teşkilâtı vücude getirildi. Bu organizasyonun esasları şunlar- dır; 1 — Fenni etüd ve araştırmalarda bulunmayı temin eden kanser ge tuarları ve kütüphaneleri tesis edildi 2 — Kansere tutulanları dn? ve tedavi için çok iyi mütehassıslara malik dispanser ve hastaneler açıldı. 3 — Kanserleri larla tedavi maksadile, röntgen ve radium ensti- tüleri vücude getirildi. 4 — Halka, kanseri anlatınak, öğ- retmek, tanıtmak ve bunun tehlikesi hakkında malümat vermek üzere bir çok broşürler, risaleler, makaleler yazıldı, ve sayısız konferanslar di. Bilhassa, yukarıda da izah ettiği gibi, erken teşhisin, tedaviden kat'i netice almak için, ne kadar lüzumlu olduğu herkese arlalıldı, Bugün bu vadideki çalışmalara daha büyük ha- raretle devam olunmaktadır. Memnuniyetle görüyoruz ki mem- leketimizde de son zamanlarda bu meseleye lâyık olduğu ehemmiyet ve- rilmektedir. Nitekim İstanbulda bir Kanserle mücadele cemiyeti kuruldu ğu gibi, geçenlerde Üniversitemizde bir de kanser İnceleme enstitüsü tesis olundu. Dr. Ahmed Asım Onur Ortaköy Şifa Yurdu sahib ve başhekimi Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur. Fiati: 50 kuruştur. balikesir kaymakamlar. kongresi Biülmiyi mem.) ' Balikesir (Akşam) — Geçenlerde vali Ethem Aykutun başkanlığı altında » Bu | bir kaymakamlar kongresi akdedilmiş ve daire müdürlerinn de iştirak ettik- hâdiseyi haber alan vali B, Lütfi Kır. | leri bu toplantılarda vilâyeti ve bilhassa köy ve köylüyü alâkadar eden husü- #at hakkında mühim kararlar verilmiştir. Yukarıki klişe vali ile kaymakam ları ve daire müdürlerini bir arada gösteriyor, dar bizzat hastaneye giderek nın hatırını sormuştur, yaralı , | i " | ) İ )