19 Mayıs 1937 —— almam AKŞAM SİYASİ İCMAL ——— Valensia İspanya işleri yalnız halkın iki mu- hastm tarafa ayrılarak biribirile harp etmesinden ibaret kalmamıştır. İkiye ayrılanlardan her birinin içinde de karışıklık ve tejrika hükmünü sür- mektedir. Zaten dahili harb ve anarşi İspanyol milletinin diktatör Başvekil general De Rivera'nın vefatı ve aka- Dinde krallığın devrilmesi üzerine bir &raya gelip ittihad edememesinden neşet etmişti. Sağ partiler kendi aralarında bir- leşmeyip daima ihtilâf ve niza halin- de yaşadıkları gibi sol partiler de #mumi lehlike karşısında birleşmiş gibi görünmelerine rağmen biribirle- rini hiç çekemiyorlar. Bunun başi ca delili Katalonyada dahili harp baş- ladığından. beri anarşistlerin ve sen- dikalistlerin beş defa ellerinde silâk olarak ayaklanmalarıdır. Barselona- daki anarşistlerin son kıyamı çok kan- He oldu. Buradaki mahalli hükümetin Partiler ve bunların dayandığı müsel- lâh amelg teşekkülleri üzerinde hiç bir hüküm ve otoritesi kalmamıştır. Valensin hükümeti Madrid cephe- sinden geri aldığı fırkaları - Barselo- Ağlarken görmesinler... Geçen gün Vestminister kilisesinde Oğlu krallık tacını giyerken kraliçe Mâri göz yaşlarını tutamadı, ağladı. Bu heyecanlı an yalrliz merasimde bulunanlar hatırasında kalmıyacak- İl. Çarşamba akşamı, merasimden bir Az sonra Norfolk dükü ile Kânterbüri AÂrşeveki, merasim filmini kraliçeye Bösterdiler, Bu filimin en müheyyiç Yeri, kralçenin ağlamasını gösteren Parçasıydı. Bu kısım halka gösterile- <ek miydi?. Bunu kraliçeden sordular. Başını Salladı: — Hayır, dedi, tabam behi ağlar- ken görmesin, İngilterede bir âdet vardır. Kral VE kral ailesinin bulundukları mera- simler eğer kapalı yerde filime çekil- diyse, halka gösterilmeden evvel ha- Medan mensuplarına gösterilir ve izin #linir; ancak açık yetlerde çevrilen flimler bu usüle tabi tutulmaz, Bu: nün için bizde evvelâ Londra sokak- larında cereyan edenleri (göreceğiz, kilisedeki merasim filminin gelmesi biraz daha gecikeceklir, meğer ki mü- Saadeyi derhal almiş olsunlar, Olmaz... Ağırsınız! Amerikaya bir yabancının girebil- Mesi için şartlar vardır, Meselâ Ame- Tikaya ayak basan hem kim olursa ol- sun, mahkümiyeti olmamalıdır. Sıh- âtli ve paralı olmalıdır. Geçen hafta Amerikaya İsteyen bir B; Meti kabul âdam 120 kilo aj tığında imiş... Bu kadar ağır bir adâmın tam sih- batte olmasına da imkân yokmuş, bü- Nun içi e döndü. Yüz kilolukların kulakları çınlasın, Amerikaya gidemiycekler. yerleşmek ika hükü- hükümeti | naya gönderip silâh kuvvetile olori- | teyi ve birliği tesis etmek istemişti. Buna Valensia kabinesindeki anarşisi- lerin ve sendikalistlerin mümessili bulunduğu nazırlar muhalefet etmiş- lerdi. Bu suretle cephe gerisindeki tefri- ka ve zâfınedevam eylemesine bir mâ- ni kalmadığını gören markistler ya- ni komünistlerle sosyalistlerin kabi neden ayrılması Valensia başvekilinin istifasını mucip olmuştu. Tekrar kabineyi teşkile memur edi- len Caballero yeni kabineye de anar- şistleri ve sendikalistleri almak iste- diğinden komünistler hükümetle iş- İ birliği yapmaktan istinkâf etmişler- İ dir. Bunun üzerine mumaileyh büs- bütün hükümeti kurmaktan feragat etmiştir. Cumhurreisi Azana dahili harbin en tehlikeli ve nazik bir â&nın- da sol partiler tarafının hükümetsiz kaldığını görünce kendisi Amerikada Bu kabineye karşı anarşisilerin ala- caklatr vaziyet henüz belli değildir. Tayyare Bu hafla Afrikada Lobi diyarı üs- tünde bir tayyare'göründü, Batieye indi. Lobililer ömürlerinde tayyare gör- memişlerdi, kadınların korkudan ödleri patladı. Hepsi birden ağaçla- ra lırmandılar, Nihayet tayyare yere indi ve Için- den beyaz insanlar çıktı, Lobili ka- dınların da korkusu geçti, (OLobili- ler, batıda yaşıyan üç beyaz insan görmüşlerdi. Dalgınlık Osakada, bir adam, sarhoşlukla amcasına taaruz eden kardeşini öl dürmüştü. ö Hemen yakalandı, tevkifhaneye gö- türüldü, evrakı da mahkemeye ve- rildi. Mahkeme günü, maznun yerine oturdu, hâkim dosyayı aradı. Bula- madı, Dalgınlıkla tramvayda unut- muştu. Biraz düşündü ve davanın sukutu- na karar verdi, Foto elektrovolümetrik Parisin meşhur bir terzis, ölçü ak mak usulünü kaldırdı. Elbise ismar- lıyan müşteri bir odaya giriyor, sırti- nı dört köşe çizgili ve numaralı bir duvara dayıyor; orada önden ve ar- kadan resmini çekiyorlar, müşterinin ölçüsü ve vücudünün tam şekli bu suretle tesbit edilmiş oluyor. Kurbağa mezbahası Fransızlar. kurbağa yerler. Fran sızlar “kurbağa yedikleri için. İngiliz- Çünkü | ier Fransızlarla alay ederler...di. İdi, diyoruz, çünkü onlar dâ kur- bağa yemeğe başlamışlar. bağa gölü -yani mezbahası- yapmışlar. Londra lokantalarına günde üç bin kurbağa. satılıyormuş. N Edirne (Akşam) — Trakya köylerinde, ilk okullar talebesinin muntazam * temiz elbiseli olmalarına çok dikkatedilmektedir. Yukariki klişe, köy okul dan birinde muntazam ve-temiz kıyafetli uyanık yavruları mektepleri bahçesinde bir arada gösteriyor. AE TELA li 1 MM olduğu gibi bir kabine teşkil etmiştir. | Feyzullah Kazan | Am Londra civarında büyük bir kur- | İDefine arıyanlar Manisanın Çullu çiftliğinde | bir şey çıkınadı | Manisa (Akşam) — Mübadeleden evvel Çollu çifliğinin sahibi Todorinin çiflikte toprağa mühim miktarda pa- | ra gömdüğünden bu parayı çıkarmak üzere 3 kişi hükümete müracaatla izin almıştı, Yapılan araştırmada bir- şey bulunmamıştır. Bu üç kişi, Yu- nanistanda bulunan Todorinin ve- resesinden malümat istemiştir, Malü- mat gelince araştırmalara devam edi- leçektir. Diğer taraftan eski Rum mahalle- sinde yanan ve sahipleri mübadele su- retile Yunanislana giden Pandeli, Ni- koli, Yorgi ve diğer bazı Rumların ev- lernin enkazi altında define olduğun- | dan bahisle bu definelerin meydana çıkarılması için Zafo ve şeriki Tevfik Halil hükümetten izin alarak araştır- ma yapmağa başlamışlardır, Bir beygir ürktü, bir kadını yaraladı Beşiktaşta oturan Hasan isminde birine eid beygir, o civarda otlamak üzere başıboş olarak dolaşırken, bir &ralık başının ucuna gelen bir kedi- den ürkmüş ve yolda alabildiğine koş- mağa başlamıştır. Hayvan bir aralık 0 ciyarda oturan Hayriye isminde bir kadına çarpmış ve tehlkeli suretle yaralamıştır Kadın Beyoğlu hastane- sine kaldırılmış, beygir güçlükle ya- kalanmıştır. Öldürmek istemiş!.. Zeki beş sene ağır hapse mahküm oldu Üsküdarda bir evde sarhoşluk yü- zünden çıkan kavgada Zeki ve Receb adlarında iki kişi kavga etmişler, bun- lerdan Receb, Zekiyi dövmüş, Zeki de Recebi öldürmek maksadile ta- bancasını çekerek yedi el ateş etmiş- tir. Kurşunlardan biri Recebin sağ koluna, diğeri de göğsünün sol tara- fına saplanıp kalmıştır. Dün bu dava ağırceza mahkeme- $inde bitirilmiş, bunlardan Recebin, Zekiyi üç gün hasta olacak derecede dövdüğü sabit olduğundan bir ay hapsine karar verilerek sabıkası Ol- madığı cihetle cezası tecil edilmiştir. Zekinin de dövülmek suretile tahrik neticesinde Recebi vurduğu sabit ol- duğundan beş sene ağır hapsine ka- Tar verilmiştir; Üç kişiyi döğen ve bir adami yaralıyan adam mahküm oldu Üç gün evvel Karagümrük civa- rında Seniha adında bir kadını dö- vüp söğmek, kocası Hakkıyı yarala- mak, Huriye adinda bir kadınla Mus- tafa adında bir polisi de dövmekten suçlu Salimin muhakemesi dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde bitiril- miştir; Salimin suçları sâbit olduğun- dan üç ay yirmi gün hapsine karar verilmiştir. Sanayiciler heyeti dün Ankaraya | gitti Milli sanayi iği kâtibi umumisi B. Halid Güleryüzlünün refakatinde | sanayicilerden mürekkep bir heyet dün Ankaraya gitmiştir. Heyet İs- tanbulda muhtelif toplantılar yapa- | rak muamele ve istihlâk vergilerinin | tadili hakkında Maliye vekâlelinden aldığı direktifler üzerinde meşgul ol- muş ve bu arada ithalât serbestisi hakkında da tedkikat yapmıştır. Neticeler Maliye ve İktisad vekâ- letlerine arzedilmekle beraber heyet Ankarada ayni mevzular üzerinde ay sonuna kadar çalışmalara devam ede- cektir, B. Halid Güleryüzlü, hazirana kadar meclisten çıkarılmasına çalışı- lacak olan yeni sanayi teşkilâtı kanu- nu için de vkâletle temaslarda bulu- MİTE Sahife 5 Eskişehirde meraklı bir cinayet davası Arkadaşlar arasında sarhoşluk yüzünden çıkan kavganın kanlı neticesi Eskişehir (O (Akşam) Geçen mart ayında bir gece İstasyon civa- rında kafasına sopa vurmak ve vü- cudünün muhtelif yerlerine bıçak saplamak suretile arabacı Rasimi öl- dürenlerin muhakemesine pazarte- si günü, şehrimiz ağır ceza mahke- mesinde başlandı. Bu mühim cinayet davasının gö- rüleceğini duyan meraklılar, sabah | daha saat sekizden itibaren mahke- me sâlonu koridorlarını doldurmağa başlamışlardı. Saat ona doğru, bülün koridor- lar meraklılarla dolmus, geçecek yer kalmamıştı. Saat on birde, koridorlar- da toplanan halka muhakemeye öğ- leden sonra saat on dörtte başlana- cağı söylendiği halde, kimse, yerini kaybetmemek için koridordan ayrıl mamış, herkes muhakeme saatini sa- bırsızlıkla beklemeğe başlamıştı. Tam saat on dörtte mahkeme sa- lonunun kapıları açıldığı zaman, me- raklılar, salonu doldurdular. Salon o kadar dolmuştu ki, Kımıldamak de- gil, nefes almak kabil değildi. Haf- tâ bu kadar ağırlığa tahammül ede- miyen mahkeme salonu sıraları bi- le kırıldı Ağır ceza reisi B. Etemin emri Üüze- rine Şaban, Tevfik, Fehmi, Küçük Mehmedden mürekkep dört maznun jandarmaların muhafazası altında getirildiler. Okunan iddianameye göre bir ak- şam maktul arabacı Rasim, arkada- şı Küçük Mehmedle istasyonun önünde karşılaşmış, iki arkadaş, O civarda bir meyhaneye girerek içme- ğe başlamışlardır. Bunları meyhanede gören Şaban, Fehmi ve Tevfik te yanlarına gele- rek içki sofrasına katılmışlardır. Ra- kı âlemi, gece yarısına kadar sür- düklen sonra beş arkadaş umumi ey- lere giderek eğlentiye devam etmeğe karar vermişlerdir. Bu sırada Şa- ban, kafileden ayrılmıştır. Geride kalan Rasim, Tevfik, Feh- mi, Küçük Mehmed, Sarı İsmailin arabasına binerek umumhane yolu- nu tutmuşlardır. Rasim, arabanın içinde, Fehmi ile kavgaya başlamış, bu kavga esna- sında Fehmi arabadan düşmüş, fa- kat kundursının tekile şapkası ara- bada kalmıştır. Tevfik, Rasim, Küçük Mehmed, umumi bir evde bir kaç saat eğlen- dikten sonra Küçük Mehmedin evi- ne gitmişler, orada da rakıya devam etmişlerdir. Arabadan aşağıya atılan Fehmiye gelince, istasyona giderek biraz ev- vel arkadaşlarından ayrılmış olan Şabana, arabanın içinde uğradığı te- cavüzü ve kundurasının tekile şap- kasının arâbada kaldığını anlat mıştır, Fehmi, Şabanla beraber, şapkası” nı ve kundurasının tekini aramak için Küçük Mehmedin evine gitmiş, kapıyı çalmıştır. Küçük Mehmed kapıyı açmış, ne İstediğini sormuş- tur. Balıkesir mi Fehmi — Şapkamı ve kundura mı isterim, Mehmedi çağır, cevabını vermiştir. Küçük Mehmed, kapıya çıkınca sokakta bir boğuşma başla- miş, yukarıdan gürültüyü duyan Tevfik ile Rasim sokağa fırlamış- lardır. Sokakta, bu beş arkadaş arasında yarım saat boğaz boğaza bir boğuş- ma devam etmiş, bir aralık Rasim kanlar içinde sokağa serilmiş, nakle- dildiği hastanede ölmüştür. İşte ci- nayetin hulâsası budur, Reis, iddi&name okunduktan son- ra evvelâ Şabanı sorguya çekmiş- tir. Şaban sorulan suallere şu ce- vapları vermiştir: — Vaka gecesi ben saat yirmi dörtte istasyonda idim, Sahlepçi Ha- ilimden bir sahlep içtim, beraberce evime giderken şeker ambârının önünde bir feryat duydum. Bu fer- yat üzerine o tarafa koştum. Suçlulardan Fehmi de Rasimi, kendisi vurmadığını iddia etti. Diğer iki suçlu evlerine gittiklerini, vaka- dan haberleri olmadığını ileri sür- düler, Reis, bir kaç şahidi dinledikten sonra davayı, başka bir güne bıraktı. Katillerin muhakemesi Mustafa 15, İsmail 6 sene hapse mahküm oldular Çatacanın Çakır köyünde Ümmüş adında bir kızla evlenmek yüzünden Ali adında birini öldürmekten suçlu İsmail ile bu vakada İsmaile yardım etmekten suçlu Kâmilin muhakeme- leri dün ağırceza mahkemesinde bi- tirilmiştir. Muhakeme neticesinde İsmailin altı sene müddetle hapsine ve ölen Alinin veresesine de bin lira tazminat ödemesine karar verilmiş- tir. Diğer suçlu Kâmilin bu vakada İsmaile yardım vesaire gibi alâkası görülemediğinden beractine karar ve- rilmiştir. Yenikapı civarında köylü sigarası satarken rekabet yüzünden Hasan adında birini kunduracı bıçağile öl- dürmekten suçlu Mustafanın muha- kemesi ağırceza mahkemesinde biti- rilmiştir. Mustafanın 15 sene Il gün müddetle ağırceza hapse ve ölen Ha- sanın veresesine de bin lira tazminat ödemesine karar veriliniştir. Hidivin köşkünün tapu muamelesi bitirildi Çubukluda belediyece satın alınan Hidiv köşküne aid tapu muamelesi neticelenmiş ve köşkün tapusu bele- diyece alınmıştır. Belediye, köşkü ne suretle kullanacağına dair henüz bir karar vermemiştir. Bu hususta şehir- ellik mütehassısı B, Prost'un müta- leası alınacaktır. Bundan sonra şehir meclisi bir karar verecektir, Bina, teş- rinisaniye kadar şimdiki vaziyetini muhafaza edecektir. halkevi müzesi i Balıkesir (Akçarı) — alkertmiz iaüzesi günden güne senginleşbektafi. 9 camekânı dolduran eserler arasında çok kıymetli olanları vardır, Bundan başka Halkevi bahçesinde çok eski mezar taşları, lâhitler, sütun başlıkları ve heykeller vardır, Yukarıki resim bunlardan birkaçını gösteriyor. ©“ N