Londrada halk eveklki gece sabaha kadar sokaklarda şenlik yaptı (Baş tarafı birinci sahifede) halk, «ne şık, ne zarif insanlar» mâ- nasına gelen «for they are jolly good fellows> şarkısını terennüm ediyor- lardı. Kral hanedanının saraya girmesi üzerine, tatmin edilmiş olan halkın süküt ve sükünu avdet etmiştir. Bu- nun üzerine adamın biri, «Allah kra- hı korusun» diye bağırmış ve bu nida, binlerce kişi tarafından tekrar edil- miştir. Müteakiben halk, yavaş yavaş da- ğılmağa başlamıştır. İkinci tezahür Saat 21 e doğru kral ile kraliçe, ikin- ci defn olarak merkezi balkonda gö- rünmüşler ve iki dakikadan fazla bal- konda kalarak halka işaretlerle teşek- kür etmişlerdir. 'Bu sırada, alkışlar, durmayıp artı- yordu. Kral, süvare elbisesi giymişti ve ba- şı açık bulunuyordu. Kraliçe ise gü- müşi bir rop giymiş olup sırtında bir beyaz tilki manto bulunuyor ve ba- şında elmasları pırıl pıril parlıyan bir taç taşıyordu. Kraliçe, projektörlerin parlak ziya- $ı altında muhteşem bir manzara ar- zediyordu. Balkonda yalnız olarak bir müddet daha Kalmıştır. Üçüncü defa balkona çıkıyor Saat 22,30 da kral ve kraliçe bir ke- Te daha balkona çıkmışlar ve üç daki- kâ halmışlardır. Sevinç içinde bulu- nan halk, hükümdarların görmek is- temekten biran fariğ olmuyordu. Gece geç vakte kadar aheli, halk şarkıları çağırıyor ve kral ve kraliçe- yi mütemadiyen alkışlıyordu. Alay geçtikten sonra Londra 13 (A.A.) — Dün taç giyme merasmi alayı dağıldıktan sonra, za- bıtanın vücude getirmiş olduğu ma nlalardan ve yasaklardan kurtulmuş olan halk, sokaklara dağılmış, Wes- tend mahallesinin çayhanelerine, kah- velerine ve pastahanelerine koşmuş- tur. Araba ve otomobillerin hemen he- men hiç ortada bulunmaması ve bit- kin bir halde bulunan meraklıların tehecümü, caddelere hususi bir man- zara bahşetmiştir. Trafalgar Sguere yakınındaki Metro istasyonunun med- halinde nöbet, beklemek üzere sıra- ya girmiş olanların vücüde getirmiş oldukları dizi uzayıp gidiyordu. Alayın geçtiği yolun her noktası, kâğıdlar, gazeteler, iskemle ve san- dalyeler enkazı, şişeler ve portakal kabukları ile örtülmüş idi. Tanzifat &melesi, bunları kaldırmağa uğraşı- yorlardı. Sinemalar, saat 17 de açılmış ve bilhassa korunmak iste- yen halk ile dolmuştur, Geceleyin yağmur, durmuştur. Pencerelerden ve balkonlardan sey- redenler hariç olmak üzere taç giyme merasiminde hazır bulunan seyircile- rin miktarı iki milyon tahmin edil- mektedir, Zabıtanın muvaffakıyeti Bu muazzam halk kütleleri, haki- katen şayanı dikkat bir disiplin da- bilinde hareket etmiştir. Fakat bu hu- susla en büyük muvaffakıyet, zabıta- nındır. Zabıta memurlarına, fazla messi mukabili olarak para verileceği gibi ihtimal «taç giyme madalyala- ride alacaklardır. Rahatsızlık veya hafif bazı kazalar dolayısile 9593 kişiye yardım edilmiş olduğu tasrih edilmektedir. 30 ciddi hâdise olmuştur. 162 kişi hastahaneye kaldırılmıştır, fakat va- him hiçbir vaka tahaddüs etmemiş- tir. Saint James Sguare'da yaşlı bir adam, kalabalık içerisinde tıkanarak yere yığılmış ve biraz sonra da ölmüş- tür, Zabıta, halkın harekâtını idare et- mek ve seyircilere aile ocaklarında vukua gelmiş olan hâdiseler hakkın- da hoparlörlerle malümat vermek için birçok hususi otomobiller kullanmış- tır. Hoparlörler, ayni zamanda sey- i 'Trafalgar Sguare'da bu kabil ha- berler verilmekte olduğu bir sırada, vakur bir ses: «Mister Welshir'i refi- kası Charing Cross saatinin önünde bekliyor.» dediği zaman halkın neşe ve şetaretine payan olmamıştır. Londra sokaklarındaki eğlenceler Londra 13 (A.A.) — Dün akşam ve gecenin bir kısmında halk, sokaklar- da dolaşmağa devam etmiştir. Saat 23,30 da kral ile kraliçe, dör- düncü defa olarak, balkona çıkmış- Jar ve binlerce kişi tarafından şiddet- le alkışlanmışlardır. Alkışlar, ancak saray zabitlerinden birisinin hoparlörlerle halka, hüküm- darların dairelerine çekileceklerini bil- dirmesi üzerine durmuştur. Sabahın saat 2 sinde hâlâ Picadilly Cireus'de gaydalar çalıyor ve halk dans ediyordu. Oxford Street ile Tra- İalgar Sguare'da da halk eğlenceleri- ne devam ediyordu. Rogent Street'te vukua gelen ve bir şişe darbesile bir delikanlının öl- mesini intaç etmiş bulunan hâdise, bugün Bow-Street zabıta mahkemesi tarafından rüyet edilecektir. Çünkü tevkif edilmiş olan bir şahıs, açıktan açığa ittiham edilmektedir. Şimeli Irlanda valisi dük d'Aberco- un'dan bir telgraf gelmiştir. Dük, bu telgrafında şimali Irlanda milleti na- mına ihlâs ve sadakatini arzelmekte ve İngiliz saltanatının müteyemmem olması temennilerinde bulunmakta ve şimali Irlandanın hükümdarları 28 temmuzda karşılamak için çoşkunca hazırlanmakta olduğunu ilâve eyle- mektedir. B. Baldivinin nutku Londra 18 (AA) —B. Baldvin, dün bir nutuk söylemiş ve bu nutuk, Tadyo ile neşredilmiştir. Başvekil, bu nutkunu Başvekâlet dairesindeki me- sai odasında söylemiştir. Hatip, duymakta olduğu heyecan- dan bahsetmiş ve kral ve kraliçeye karşı olan sadakat ve ihlâsını teyid eylemiştir. B. Baldvin, demiştir ki «Kilisede genç kralımızla zevcesini, milletlerinin hizmetine ölünceye ka- dar çalışacaklarına yemin ederken gördüm, Sokaklardan geçerken birçok simalar gördüm ki, hepsinde de kral ve kraliçeyi alkışlamak saadetinin be- şaşeti vardı. Bugün görmüş ve işitmiş olduğumuz şeyler, ebediyen hatıramız- da ve kalbimizde menkuş ve mahkük olarak kalacaktır. Hepimiz, hayatı- mızı milletimizin, imparatorluğun, Kralımızın ve kraliçemizin hizmeti- ne vakfedeceğimze alenen yemin ede- Mim. Cenabıhak kral ve kraliçemizi aziz etsin; Kral ve kraliçeye verilen iyeler Londra 13 (A.A.) — Kral ve krali- çeye, taç giyme merasimi münasebe- tile birçok hediyeler gelmiştir. Bu hediyeler, çok muhleşem şeylerdir, Fransa, kraliçeye Sevres mamulâ- tından beyaz bir ayna ve krala gene Sevres mamulütındean ve çiniden iki büyük vazo göndermiştir. Bunların her biri üzerinde İngiltere krallığının armaları mine ile işlenmiş idi. İngilterenin himayesi altında bu- lunan Asya hükümdarları, altın ve fil dişi kakmalı silâhlar ve küçük prenseslere de bir takım oyuncaklar göndermişlerdir. Cande şatosunda Tours 13 (A.A.) — Birçok gazeteci- ler, taç giyme merasimi hakkında ma- Jümat almak üzere Cande şatosunda toplanmışlarsa da dük de Windsor na- mına söz söylemeğe salâhiyettar olan B. Roger, bu bapta beyanatta bulun- makten imtina etmiştir, Mumsileyh, taç giyme merasimine aid filimin tayyare İle Toursa getiri. leceği ve gece Cahde şatosunda gös- terileceği hakkındaki şayiayı tekzip ile iktifa etmiştir. izmirde İngiliz konsolosunun ziyafeti İzmir 19 (A.A.) — İngiliz krali sa Majeste altıncı Jorlun taçgiyme tö- reni münasebetile şebrimiz İngiliz genersl konsolosu tarafından İzmir- > AKŞAM Sinir buhranı Cibali fabrik asında bir işçi iki kişiyi ağır yaraladı! Dün müddeiumumiliğe ağır suret- te yaralanan iki yaralı getirilmiştir. Vaka şudur: Cibali tütün deposunda istifçilik yapan Remzi adında biri sabahleyin depoda çalışırken kendi kendine saç- ma sapan şeyler söylenmeğe başlamış, diğer işçiler bünün Jâtife yaptığını zannederek ses çıkarmamışlardır. Öğle paydosundan sonra saat bir buçukta işçiler tekrar depoda işe baş- Jadıkları sırada Remzi de istifler ara- sına girmiş ve bir müddet dolaştıktan sonra birdenbire bağıra çağıra yerin- den fırlamış, etrafındakilere küfret- meğe başlamıştır. Diğer işçiler vaziyeti anlamağa ça- ışırlarken Remzi orada istiflerin üze- Tine konulan büyük bir demir parça- sını alarak önünde duran işçi Osma- Renizi demiri ikinci defe tekrar Os- manın kafasına vurmuş ve adamca- ğız kanlar içinde yere yıkılmıştır, Bunu gören diğer işçiler bağırarak koşuşmuşlar, . Ahmed adında biri de yakalamak için Remziye sokulmuştur. Gözleri dönen ve kanlanan Remzi s€- Tİ bir hareketle bu defa da Ahmedin Üzerine atılmış ve demiri onun da ka- fasma yerleştirmiştir. Ahmed de kanlar içinde yere yuvar- lanmış o esnada diğer işçiler etrafını sararak zorlukla Remziyi yakalamış- Jar, elinden demiri almışlardır. Rem- Zİ polise teslim ediliniştir. Yaralı Ah- medle Osmanın yaraları sarılmış ve Remzi de beraber adliyeye kötürül- müşlerdir. Yarahlar adliye doktoru 'B. Enver Karan tarafından muayene edilmişlerdir. İstifçi Remzinin depoda çalışırken duğu demirle Ahmed ve Osmanı yara- ladığı anlaşılmıştır. Remzi müşahade altına alınmak üzere tıbbı adliye gön- derilmiştir. Bu akşani Nöbetçi eczaneler Şişli: Asım, Taksim: Kürkçiyan, Piruzağada Ertuğrul, Kalyoncu- kullukta Zafiropulos, Beyoğlu: İs- tiklâl caddesinde Galatasaray: Tü- nelde Malkoviç, Galata: Okçumu- sa caddesinde Yeniyol, Fındıklıda Mustafa Nail, Kasımpaşa: Vasıf, Hasköy: Halıcıoğlunda Barbut, Eminönü: Agop Minasyon, Hey- beliada: Halk, Büyükada: Halk, Fatih: Hamdi, Karagümrük: Ah- mied Suad, Bakırköy: İstepan, Sa- riyer: Asaf, Tarabya, Yeniköy, E- mirgân, Rumalihisarındaki ecza- neler, Aksaray: Ethem Pertev, Be- şiklaş: Vidin, Kadıköy: Pazaryo- Tunda Rifat Muhtar, Üsküdar: Merkez, Fener: Emilyadi, Beyazıd” Kumkamda Belkis, Küçükpazar: Hasan Hulüsi, Samatya: Yedikule- de Teofilos, Alemdar: Divanyolun- da Esad, Şehremini: Topkapıda Nâzım. Eminönü Halkevinden: Bu akşam saat (17.30) da Evimiz konferans salonunda Üniversite profe- sörlerinden Dr. Kessler tarafından (Yeni Türk İş Kanunu) hakkında bir konferans verilecektir. Hazirandan itibaren tatbik edilecek olan bu mühim kanun hakkın- da verilecek olan bu kohferans Türkçe- ye tercüme edilecektir. Davetiye yoktur. Herkes gelebilir. Eminönü Halkevinden: Evimiz Gösterit şubesi, Gülhane parki | içindeki Alayköşkü binasında 14/5 /937 cuma günü gecesi sant (21,30) da (Dek- bazlık) piyesini temsil edecektir. Arzu edenler davetiyelerimizi Cağal- oğlundaki merkez bürosundan alabilir- palas salonunda 200 kişlik bir şölen verilmiştir. Şölende İlbay ve C. H. P. ilyön ku- rul başkani Fazlı Güleç ile şarbay doktor Behçet Uz ve hükümet erkânı ve şehrimizdeki konsoloslar ile İngi- Miz kolonisi ve gazetecilerle şehrimizin tanınmiş simaları refikaları ile bir likte hazır bulunmuşlardır. İngiliz konsolosu B. Grekin türkçe olarak kısa bir söylev vermiş ve bu söylev ilbay Fazlı Güleç mukabele etmiştir. Ziyafeti bir süvare takibetmiştir. be AYLA ak birdenbire asabi bir buhrana tutul- | | laşmağa başlamıştır. Bir aralık kar- ÜYE ETA Şİ le a Pangaltıdaki aile (Baş tarafı birinci sahifede) zenginlerinden idi. B. Hüseyin, bayan | nın mübadil rini için uğraşmış, kendisine bir- | çok emlâk, İzmirde incirlikler ve saire almıştır, B. Hüseyin sinirlerinden hastalanıyor B. Hüseyin refikasına hürmetle ka- rışık bir muhabbet gösteriyordu. Fâ- kat dört beş seneden beri sinirlerin. den hastalanmış, bu hastalık yüzün- den, evvelce çok hürmet ettiği refika- sile sebepsiz yere sık sık kavgalar et- meğe başlamıştır. Beyan Sabiha ko- casmu tedavi ettirmek için çok uğraş- mış, hastabakıcı tutmuş, kendisi de bizzat bu tedavi ile meşgul olmuştur. Buna rağmen B. Hüseyin hiç bir şey- den memnun görünmüyordu. B. Hüseyinin başlıca derdi kendi- sinde garip garip hastalıklar teveh- hüm etmesi ve mütemadiyen doktor gelirtilmesini istemesi idi, Dün sabah B. Hüseyinle karısı aparlımanda &yrı ayrı odalarda yatmakta idiler, Yanyana olan bu odaların kapıları &yni koridora açılmakta idi, Dün sabah saat yedi sıralarında Hü- seyin yatağından kalkarak pijamasi- le odasından çıkmış ve karısına ses- lenerek: — Haydi kalk, kahvaltı edelim.. Demişlir. Biraz sonra bayan Sabi ha da kalkmış, hizmetçileri Aspasya kahvaltı hazırlamış ve ikisi beraber yemek odasına girmişlerdir. 'B. Hüseyin her sabah kahvaltıda ihlamur içmek itiyadımda olduğu için kendisinin ıhlamuru da hazırlanmış- tır. Bayan Sabiha sofraya oturmuş, fakat Hüseyin oda içinde ayakta do- sına: — Benim çenem çarpıldı, ağrıyor. Bir doktor getiriniz. demiş. Bayan Sabiha kocasının gene buh- ran geçirdiğini anlıyarak: — Çenende bir şey yok. Otur da kah- valtı et.. diye teskine çalışmıştır. Hüseyin bu sırada odadan çıkarak misafir odasına girip orada saklı olan tabancasını almış ve cebine koyduk- tan sonra tekrar yemek odasına gir- miştir. Bundan haberi olmıyan be- yen Sabiha kocasını tekrar kahvaltı sofrasına oturlınak istemişse de Hü- seyin dinlememiş odada esabi hare- Ketle:le gezinmeğe devam etmiştir. Beş kurşun Bayan Sabiha kahvaltısını bitirip kalkınca kendi yatak odasına gitmiş, arkasından Hüseyin de karısının oda- sına girmiştir. Biraz sonra yemek ©- dasında sofrayı kaldırmakla meşgul bulunan hizmetçi Aspasya bayan Sa- Bu akşam: Saat 8,45 te sıfatile haklarının | Ö 14 Mayıs 1937 i aile faciası bihanın odasından garip gürültülef ş, Hüseyinin, karısını döğdü- yan Sabihanın odasına girdiği 74- man kadıncağızı aynalı dolabın önün“ de kanlar içinde oturmuş bir halde ve ölmüş olarak görmüştür. O sırada Tü- seyin de elinde tabanca İle odadan çi karak yandaki kendi odasına girmiş- tir. Aspesya bu vaziyeti görünce tekrar aşağıya koşmuştur. Hüseyin telâşla odasının önündeki taraçaya çıkmış ve kendisini yakalamak için kimse gelip gelmediğini anlamak üzere taraça” nm kenarından aşağıya doğru uza- nırken muvazenesini kaybederek dü- şüp parçalanmıştır. Vaka derhal müddeitumumiliğe bik dirilmiş muavinlerinden B. Sadunla adliye doktoru B. Salih Hâşim vaka mahalline gitmişlerdir. Yapılan mua- yenede bayan Sabihaya atılan kur- şunları Hüseyinin attığı anlaşılmıştır. Kurşunlardan birisi bayan Sabiha- nım göğsünün sağ tarafına isabet cde- rek vücudünü deldikten sonra arka- sındaki aynalı dolaba saplanmış ve enahtar deliğini kırarak kilid demiri- nin arasında kalmıştır. Diğer dört kurşun da odanın tavanına ve du- varların muhtelif yerlerine saplan- mıştar., Bayan Sabihanın cesedi morga kal dırılmıştır. Cenazesi bugün $a5' te kaldırılacaktır, Yanlış noktalar Bazı gazeteler B. Hüseyini esbab emlâkten göstermişlerdir. Bazıları da iki damadı olduğunu yazmışlardır. B. Hüseyin yukarıda söy! gengin değildi, bugünkü servet bayan Sabihenındı. B. Hüseyinin çocuğu da yoktu. Bayan Sabihanın ilk kocası Muh ud beyden olan üç kızı sinir Iıkları mütehassısı bay Kenan, M hendis B. İsmet ve Ankarada memur 'B. Şekiple evlidirler. Bay Kenan, B. Hüseyinin tedavisi için çok ”“PARIS Sergisine NATTA'nın seyahatle- rinden Büyük Grup tamamen doldu. Küçük Grupa Kaydolmaya acele ediniz. Paris - Milân - Belgrad. Bu Grupla 14 Temmuz Fransız Mili Bayramını da göreceksiniz. 142 Liradan -itibaren Müracaat : Natta Beyoğlu İzmirde : Küçük Kardiçal Han 30 Mazhar Yalay iPE K Sinemasında 2 büyük film birden: 1 ORMANLAR HAKİMİ Aik > Sergüzeşt - İhtilâl - Macera Muazzam bir film - Fransızca sözlü Baş WARNER BAKSTER rolde : SERSERİLER KRALI (TÜRKÇE SÖZLÜ) Bu akşam TÜRK sinemasında Şimdiye kadar gördüğünüz filmlerin en eğlencelisi BAYAN GEN RUBY KEELER - DİCK POWELL ve yüzlerce genç ve E R A :. ( Fransızca ) güzel erkek ve kız, Havayen adalarının aşk adetleri, Sevişmeler, Havayen dansları, nefis müzik, zengin sahneler, neş'e ve zevk Umum Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme İdaresi İlânları Muhammen bedeli (42000) lira olan 100 ton üstüpü 24/5/937 pazartesi günü seat 15 te kapalı zarf usulü ile caktır. Ankarada idare binasında satın alıng* Bu işe girmek isteyenlerin (3150) Hralık muvakkat teminat ile kanunun im yin ettiği vesikaları, resmi gazetenin 7/5/936 gün ve 3297 No. lu nüshasınd intişar etmiş olan talimatname dairesinde almmış vesika ve tekliflerini “iy ni gün saat 14 de kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler (210) kuruşa Ankara, de satılmaktadır. (2529) İzmir, Haydarpaşa, Adana yemeleri