10 Mayıs 1937 - AKŞAM Bilbao etrafındaki muharebeler Asilerleçarpışan Basklar Ispanyollar- dan ayrı bir ırka mensupturlar Bunların Asyadan gelmiş Mogollar oldukları zannediliyor. Lisanları, âdetleri Ispanyollardan büsbütün başkadır Son zamanlarda İspanyada en zİ- yade Bask cephesinde, Bilbao şehri yakınında muharebeler oluyor. Bu muharebelerde general Franko kuv- vetleri iptidâ oldukça mühim muvaf- fakıyetler elde ettiler ve Bilbaoya 17 kilometre kada klaştılar. Fakat son. haberler kların kendilerini topladıklarını iddetli bir muka- vemet T la 1 bil- (Basgue) İspanyanın şimalin- | de, Fransa hududunda bir vilâyettir, Merkezi Bilbao şehridir. Basklar İs- panyollardan büsbütün ayrı bir ırka mensuplurlar, Lisanları, âdetleri, ya- şayışları oİspanyvollardan o tamamen ayrıdır. Baskişi yangi ırktan oldukları ta- memeh anlaşılmış olmamakla bera- ber bunların Asyadan gelmiş Moğol- Jar oldukları en kuvvetli ihtimal ola- rak kabul edil! da yapılan tedkikler kati netice ver- memiştir, Bunlardan bir kısmı Bra- ehycepkal, bir kısmı da Dolichocep- hâle çıkmıştır. lar asırlardanberi daima serbes şlardır. Ne Ro nara, ne Vi- a, ne de Araplı; boyun €ğ- İspanyollâra karşı da yarı iyettedirler. Dahili harp onra tamamen müstakil meti kurmuşlardır, yon kadardırlar, Ek- erdir, Hususi dır. Erkekler ge- kısa ce- üstüne bir Bask hi lar bir serisi orta bo; bir Bask kiyafe niş bir pantalon, açık ye geni ş geler ekseriya sipahidir. Basta bere, bulunuyor. Kadınlar na ipekli kumaş sararlar, Bask rı umumiyetle uzun saçlıdır- çok çeviktir, çok cesurdur- lar, Misafire son derece ikram eder- ler. Dağ muharebelerinde emsalsizdir- ler. Basklar eski danslarım, musiki âletlerini mul hea musiki âleti bir nevi teftir, sk. lisanı ispanyolcaya hiç ben- zemiyen çok eski bir lisandır. Kendi- ne mahsus edebiyatı vardır. Maden zenginliği Bask zengin bir memlekettir, Hava- sı mülâyimdir. Çok yağmur yağar. Halk bilhassa bağ yetiştirmeğe me- raklıdır. Ormanları da çoktur. Fakat memleketin başlıca serveti madenle- ridir. Bask memleketinde her türlü Beypazar (Akşam) — Yeni yıldan itibaren beş kolu faaliyete geçen Halkevi bu ayın yirmisinde büyük ve coşkun tezahüratla resmen açılmıştır. Evi Halkevleri umumi reisi B, Behçet Kemal açtı ve bu münasebetle söylediği nutuk halk tarafından alkışlandı. Gece verilen balo çok samimi bir hava içnde geçti, Evin genç ve çalışkan başkanı B. Burhan Kanıt şimdilik açılan spor, içti- mal yardım, köycülük, temsil ve kütüphane kollarını büyük bir muvaffa- kiyetle-idare etmektedir. 5 bir endde maden vardır, Bakır, kurşun, bilhas- sa demir pek çoktur, Nerede toprak bir parça kazılsa demir madenlerine Taslanır. Bazı yerlerde demir yeryüzü- n6 kadar çıkmıştır. Buralarda yağmur yağdıktan sonra“toprak demir pesi Tengini alır, Baskların çoğu madenlerde çalışır. Ziraâ&te Tağhet'eden azdır. Mühim bir kısmı da hicret eder, Cenubi Amerika- ya gidenler pek çoktur. Doğum fazla olduğu halde nütusun artmamasına başlıca sebep budur, Garip itikadlar Baskların gârip âdetleri ve itikad- Jarı vardır. Bu itikadlardan bir kısmi şunlardır: 1 — Bir erkek pazartesi günü pen- cereden bakarken bir kadın geçerse bütün hafta işi fena gidecek demektir. Bunun için erkekler pazartesi günle- ri pencereden uzak bulunurlar, 2 — Kumru öterken elinde para bu- lunan zengin olur. Bu itikad yüzün- den bir kumru ötünce hemen herkes eline para alır, 3 — Evlendiği gün karısının elbise- 8i Üzerine oturan mutlaka evde hâ- Kim olur. Kılıbık olmaktan korkan er- Fekler, akrabaları, dostları vasıtasile gelinin bir elbisesini buldururlar, ge- linin yanında bu elbisenin üzerine 0- türurlar, 4 — Akşam üzeri horoz öterse cadı çıkarmış. Basklar cadıdar çok kor- karlar, Cadı tuzu sevmediğinden ak- şem üzeri horoz öterse derhal evin dört bir tarafına tuz serperler, bu su- retle cadının gelip kendilerini rahat- $ız etmesinin önünü alırlar, İzmir hapishanesinde Mahkümlara sıcak yemek vermek için Aş evi açılacak İzmir (Akşam) — İzmir hapishahe- sindeki mevkuf ve mahkümlara her gün gıda olarak yalnız ekmek verii mektedir, Bu hal, diğer haplshaneler- de de böyledir. Fakat vilâyet, talihin Ye hadiselerin sevkile hürriyetlerin- den ve muhtelif haklarından mahrum edilen bu bedbahtlara her gün sıcak yemek yedirmek için adliye vekâleti nezdinde teşebbüste bulunmuş, vekâ- Jet, bu teklifi takdirle karşılamış ve muvafakat cevabını vermiştir. Mevkuf ve mahkümlara ekmek vermek için bütçede ayrılan 25 bin lira bu işe tah- sis edilecektir. Sıcak yemek pişirme ve dağıtma işini Kizilay kurumu İzmir merkezi yapacaktır. Vekâletin müsa- adesi üzerine Kızılay kurumu, hapis- hanede açılacak aşevi için hazırlık- lara başlamıştır. Mevkuf ve mahküm- Jara günde ikişer kab yemek ve birer parça ekmek verilecektir. sy e ŞE 11, “Ittihad ve Terakki,, nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Tefrika No. 92 Yazan: Mustafa Ragib Es- atli semen Askeri inzibat kuvvetlerinin polis emr! altına girmesini istiyorlardı Merkez kumandanı Cevad beyin ken- di el yazısile Cemal paşaya yazdığı mek- tabun aslı da şudur: Cevad beyin bu mektubunda Ce- mal paşadan gelen portakallara te- şekkür edilmekle beraber, Hurşid bey vasılasile Cemal paşaya bazı şeyler bildirildiğini ima Ar- tık Cevad beyin, Talât, Enver, Ce- mal paşalar bocaladığı ve her birini de ayrı ayrı tutmak üze- re çalıştığı görülüyordu. Cevad be- yin bu kararsızlığıdır ki İstanbulda Enver paşa aleyhinde tertip edilen suikasdlerin faillerini meydana çi Karamamağa: sebep teşkil ediyordu. İşte bütün bu sebeplerden Sson- | Ta Enver pasa, Cevad beyi siyasi bir işe karıştırmamağa kati surette karar verdi. Merkez kumandanı yal- nız umumi inzibat İşlerile mesgul olacaktı, Nazminin ölümle neticelenen ha- diseden bir müddet sonra polis mü- dürlüğüne yeni ve mühim bir ihbar yapıldığı bizzat Sadrâzam Talât pa- şadan Enver paşaya bildirildi. Talât paşanın verdiği malümata göre Naz- miye mensup olup olmadıkları he- ıyan gizli bir şebekenin bir (teklibi hükümet) e teşebbüs et- mek üzere oldukları, bunun için po- hisle ciheti askeriyenin daha sıkı bir teşriki mesaide bulunmaları lâzım- dı. Enver paşa, bu haberi çok mü- him gördü. Fakat bu işe Cevad be- yi değli, Merkez kumandan muavini B. Şerifi memur etmeği muvafık bul- dü. Harbiye nazırı, B. Şerifin hiç bir tesire kapılmıyarak vaziyetin icap- larına göre hareket edeceğinden emindi. Polis müdür muavini, askeri kuv- vetlerin polisin emri altına girmesini istiyor Bi n üzerine bir gün Harbiye nazırı Enver paşa, Merkez kumandan muavini B, Şerife telefon ederek yanı- na çağırdı. Nazırın yanında polis mü- dür muavini B. Vehbi de vardı, Erver paşa, B. Şerife yeni ve siyasi bir vaziyet hâdis olduğunu, İstanbu- Yan muhtelif yerlerine hükümet aley- hinde beyannameler asıldığını, (tak- ibi hükümet) teşebbüsleri yapıldığı ni bunun için polisle birlikte çalışmak lâzımgeidiğini anlattıktan sonra; po- lis müdür muâvinini göstererek: — Birlikte görüşünüz, icab eden müşterek tertibatı alınız. dedi. Harbiye nâzızının bu emri üzerine B. Şerifle polis müdür'miuavini Har- biye nazırının odasından çıktılar ve bitişik salona geçtiler. Polis müdür muavini, vaziyetin ne- zaketi hakkında B, Şerife tafsilât ver- dikten sonra Beyoğlu İuntakasının bilhassa çok nazik olduğünü ve bura- da askeri inzibat “kuvvetlerile polisin daha sıki surette teşriki mesal etme- leri lâzım geleteğini, binacnaleyh Beyoğiundaki mıntaka kumandanlığı ile inzibat ve asayişle mesgul askeri kuvvetlerin Beyoğlu polis merkez me- murluğu emrine verilmesi icab etti- ğini söyledi. Polis müdür muavininin B. Şerife verdiği izahata göre böyle bir tedbir almak için siyasi ve idari bir çok sebepler yardır: “İstanbulda idareli örfiye çok sürdüğünden hiua melâta ve ahvali tabiiyeye sekte ver mektedir. Halk, idarei örfiyenin tesi: ri altında kaldığından hükümete kar- $ı daima inflal duymaktadır.Binaenâ leyh halkın idareli örfiye ile münase- betlerini mümkün olduğu kadar azal mak için idareli örtiyeye ait olan hak ve salâhiyetlerin Dühiliye nezaretine ve polise İntikal etmesi icab etmekte- dir. Bundan başka son günlerde şehr- rin muhtelif yerlerine asılan hükü: met aleyhindeki . beyannameleri ve (taklibi hükümet) teşebbüsleri ile poli esaslı surette alâkadar olmuştur. Po- lisin bu gibi siyasi hâdiseler karşisın- da alınacak tedbirler için tec vukufu Merkez kumandanlı fazladır. Şu takdirde Beyoğiundaki askeri inzibat teşkilâtının o zaman Merkez kumandanlığına merbut ol- mak üzere İstanbul, Beyoğlu ve Kadi- köy mıntaka kumandanlıkları vardı. Bu mıntaka kumandanlıkları, şehrin inzibat ve asayişi bakınından Mer- kez kumandanlığının birer cüzü ma- hiyetinde idiler. Binaenaleyh şimdi Beyoğlu mıntakasına tatbik edilmek istenen bu tedbirin, yarın diğer mn- takalara da teşmil edileceği ve günün birinde Merkez kumandanlığının da dürlüğü emrine gireceği mu- «Askerler, sivil âmirlerin emrinde çalışamazlar!» lerinin emrinde hareket ederler. Bü, dediğiniz şey kabili tatbik de#ildir. cevap verdi: — Fakat bunda, arzettiğim sebep- lerden dolayı zaruret vardır. Harbiye | nazırı paşa da bu mütâleama istirak edeceklerdir, — Paşa bana böyle bir emir vermiş değildir. İdarel örfiye zamanında ve herhangi bir kıyam ve isyan karşısın- da alınacak tedbirler hakkında tali- matname mevcuttur, Bu tallmatna- me de sizin dediklerinize muhaliftir, Talimatnamede ciheti askeriyenin nasıl hareket edeceği tamamile tasrih edilmiştir. Burada isyan eden kuvvet- lere karşı evvelâ nasıl tedbir alınaca- Er, sonra ne gibi anlarda ve zaruret- ler karşısında silâh kullanılacağı ta- mamile gösterilmiştir. Ancak böyle bir vaziyette asker kuvveti polisin , gene kendi amirinin emri altın- da vazifesini yapar, Bir sivilin - mev- kii ve memuriyeti ne kadar yüksek olursa olsun - doğrudan doğruya as- keri müfrezeye kumanda veremiyece- gini siz de bilirsiniz. Bu dedi; keri disipline de mugayird «Ne zaman bize ihtiyaç gürürseniz..» Polis müdür muavini, aldıkları hae berlerin çök mühim olduğunu, Heran müse) bir kıyamın patlak vermesi ihtimali bulunduğunu, binacnaleyh böyle mülâhazalarla vakit geçirmek tense hemen icab ede: tedbirleri al- maları Jâzımgeleceğini söyledi. B. Şe- rif bunun üzerine biraz daha tafslât vermek istiyerek dedi ki — Sizin, yani polisin - faaliyetine müzaheret eğen jandarınanız da var- dır, Binaenaleyh ufak, tefek hâdise- lerde size kuvvetüzzahr olan jandar- mayı her vakit eririniz altında bu- lundurursunuz. Bir isyan vukuunda polisin ve jandarmanın âciz kaldığı ve bize ihtiyaç göründüğü zaman Zü- ten (kıtai muntazıra) vaziyetinde bu- lunan kuvvetlerimiz ciheti mülkiye- nin lüzum gösterdiği anda hâdişeye müdahale etmeğe müheyyadırlar. İs- te ozaman âskerin ne suretle hareket edeceği, kıyamı, isyanı nasıl bastıra- cağı talimatname ile bize emredilmiş- tir. İsyan eden kütleleri ihtarla mı, dipçikle mi, süngü veya kurşunla m tedib etmek lâzım geleceğini biz ta- yin ederiz. Bir defa ciheti askeriye işe karıştıktan sonra artık sivil inzibat teşkilâtının, Merkez memurunun, şu- nun, bunun emri mevzuu bahsolamaz, (Arkası var)