“Xi — iy “ORAKŞAM- “Sahife 8 z z z 21. Nisâir1987 Clark Gable ne diyor ? “Fikrimce madam Morton bir yanlışlığın masum kurbanıdır,, Mahkemede çok âşıkane bir surette yazılmış mektuplar okundu Meşhur sinema yıldızı Clark Gab- le'nin madam Morton adında bir kâ- dın aleyhinde iftira davası açtığını yazmıştık. Bu muhakeme Amerika- da büyük bir merak ve alâka uyandır- mıştır. İlk celsede kadının yıldıza yazdığı mektuplar okunmuştur. Mart 1936 tarihli bir mektupta şöyle deni- yor: «Sana hayat ve kalbimi veriyorum, Vücudüme malik olmuştun. Buna gülme, biraz düşün, bu kadar mesud olabliecek iken bu bedbâhtlığa değer mi bu? Sen de serbestsin ben de! Eski ar- kadaşlığımızı niçin yenilemiyelim? Kimseye söylemek lâzım değil! Bera- ber uzaklara gidelim. Şimdi bildiğin- den başka kadınım. Ateş ve aşkla do- luyum. Beni meşgul eden çocuklar yok.» ğ İkinel bir mektupta şu var: satırlar «Kızımızın, seni beyaz perdede gör- düğü zaman, nefesi durur gibi oluyor. Sen onun Allahısın, diyor. Ona bu sa- bah kahvaltıda bir yumurta verdi Üstünü kırdı. Fakat yemedi. İşte bu senin tabtatlerinden biri...» Diğer mektuplar okundukça hep- sinde aşk mevzuu bahis olduğu görü- lüyordu. Birisinde deniliyor ki: «Frank kalbinin teline dokunamı- yor mıyım? Dünyada kimsenin bilme- sine lüzum yok. Niçin bu yalanları söylemekte devam ediyorsun? Gel ölünceye kadar gel, Bu aşk öldükten sonra isteyince sahneye tekrar döne- bilirsin. «Frank, güzel piyesler yazdım. Sa- de onları bir görsen seni nasıl zengin edecek. Lisanı düzeltirsin. Ah bunları yazacağıma gelip sana söyliyebilsem. Frank bütün bu seneler seni sev- dim. Sana zarar getirmektense seni sevmeyi tercih ederim, fakat bazen kendimi kaybediyorum.» | Diğer bir mektupta diyor ki: «Bize biraz vardım etsen çokiyi olacak. Gvendolinin (Kızın adı) muallimi be- ni gördü. Kızın boyu çok uzuyor. Fa- kat gayet zayıf, gıdasızlıktan. Muallime kocamın bize bakmadığı- nı söyledim. Bu mektubuma cevap alıncaya kadar beklemesini rica et- tim. Mektepte babasının kim olduğu- nu söylememesini rica ettim.» Madam Morton, Clak Gable'nin asıl adı Frank Billings olduğunu id. dia ediyor. Fakat diğer taraf bunun doğru olmadığını ileri Artistin avukatı mahkemede demiştir ki; — Madam Morton Mister Gable'yi hiç bir zaman yakından görmek fırsa- tına nail olmamıştır. Madam Morton gadece onu beyaz perdede müteaddid sürmektedir. | Clark Gable defalar görmüştür. Hattâ mahkeme- de bile onu yakından tedkik fırsatına nail olamamıştır. Çünkü mahkeme salonu karanlıktır. Mister Gable ma- dam Morton'dan çok uzakta yer al- mıştır. Mister Gable'yi madam Mortonun ! iyice görebilmesi için kadın mahke- meye çağırılmalı. Gable muhakemeden sonra muha- birlere demiştir ki: — Müdam Morton, zannıma göre bir yanlışlığın masum kurbanıdır. Fakat bu hususta hükümet tahkika- tana mâni olmak elimde değil!... A Chaste Suzanne opereti Londra- da filme çekilmiştir. Filmin başyıldı- zı sevimli Fransız artisti Meg Lemo- nierdir. VECİZELER Spor ebedi gençliğin tılısımıdır. Yeniden çalışmaya başlıyan iki artist EA ti Uzun müddettenberi filim çevirmiyen Vilma Bankinin yakında yeniden çâ- Jışmağa başlıyacağı haber veriliyor. Son zöınanlarda stüdyolarda görünmiyen diy Damita da tekrar filim çevirmi başlamıştır. Yukarıda bu ik sevimli | Avrupada tedkik seyah İ misyoncu tabakası istifade etmişti. Uyuşturucu maddeler inhisarı afyon alacak Bu seneki mübayaat Ziraat bankası vasıtasile yapılacaktır Uyuşturucu maddeler inhisarı, bu seneki afyon rekoltesi hakkında ha- zırlıklar yapmaktadır. İdarenin mü- dürü Hamza Osman ile muavini Şa- Kir, yakında Anadolunun muhtelif afyon istihsal mıntakalarında tedkik seyahatlerine çıkacaklardır. Bu Seya- hatler esnasında afyon alışları tan- zim edilecektir. Uyuşturucu madde- ler inhisanı geçen sene olduğu gibi | bu sene de Ziraat bankası vasıtasile af- yon müstahsillerinden afyon alacak- tır. Geçen sene, yalnız bankanın on beş şubesi inhisar namına züradan afyon almıştı. Bu sene böyle olmıya- caktır. Bütün afyon muntakalarında- | ki Ziraat bankası şubeleri (tarafın- dan afyon satın alınacaktır. Bundan başka geçen sene bir hata daha olmuş- | tu. Afyon müstahsilleri bilhassa fa- kir köylüyü teşkil eden afyon müstah- silleri ellerindeki malları yok pahasi- na tüccara satmışlardı. Bunu fırsat bilen bazı komisyoncular, inhisar ida- resinin afyon almıyacağına dair şa; alara çıkarmışlardı. Bu şayialar orta- ya çıktığı bir sırada, afyon müdürü tinde bulunu- yordu. O zaman inhisar idaresinin köylüden ne zaman mal alacağı da belli değildi. Bu vaziyet (karşısında Şaylalara inananlar çok olmuştu. N: tlcede afyonun kilosu 150 kuruşa ka- dar düşmüştü. Aylar geçtikten son- Tâ uyuşturucu maddeler inhisarı köy- lüden mal almıştı. Fakat yukarıda yazdığımız gibi, fakir müstahsillerin elinde mal kalmamıştı. Bu arada in- hisar idaresine müstahsil namı alan fırsat düşkünü bazı komsiyoncular, afyon sattılar. Hasılı geçen Sene af- | yon işinden müstahsilden ziyade ko- Uyuşturucu maddeler inhisarının kuruluşundaki sebeplerden biri de, afyon müstahsillerini korumaktır. Bunun için, inhisar idaresi, fazla mu- tavasstutlara ihtiyaç kalmadan doğru- dan doğruya afyon müstahsillerinden mal almak mecburiyetindedir, İnhi- sar idaresi geçen seneki hataya düş- memek için bu sene pek erkenden hazırlıklara başlamıştır. Bunun için afyonu satın almak üzere yeni usul- ler bulunmaktadır. İnhisar idaresi bu usuller hakkında Ziraat bankası ile anlaşmalar yapmaktadır. Diğer taraftan köylünün temiz af- yon toplamasına ehemmiyet veril mektedir, Bunun için, inhisar idaresi afyonu, cinslerine güle ayırmıştır. Köy- lü, bu cinslere göre, malına daha yük- sek bir fiat bulmak için temiz istih- sal yapmağa mecbur olmaktadır. Alâ- kadarların söylediğine göre bu stne afyon müstahsili iyi ve temiz mal çı- mağa daha çok çalışmaktadır. Bu itibarla köylü, malını geçen seneye nisbetle yüzde 50 nisbetinde daha pa- halıya satabilecektir. Rekolte hakkında inhisar idaresi henüz bir rakkam verecek vaziyette | değildir. Fakat bazı mıntakalarda ha- vaların yağmurlu geçişi mahsulün bir kısmını bozmuştur, Rekolte bol dene- cek dereceydi. Son yağmurların mah- Sul üzerine tesir edişi, afyon Yekolte- sine büyük bir zarar vermiş sayıla- maz. Uyuşturucu maddeler inhisarı bu sene de afyon müstahsillerine avans dağıtmıştır. Bu seneki avans ye- künu, geçen senekline nisbetle iki mis- li fazladır. Avansın, Afyon müstahsili üzerinde büyük bir tesiri olmuştur. Çünkü geçen sene büyük zararlara uğrıyan afyon müstahsilleri bu sene afyon işi ile uğraşmıyacaktı. Böyle ka- rar verenler pek çoktu. Fakat avan- sın tatlı yüzü, afyon müstahsillerini bu kararından vaz geçirmeğe sebep oldu. Hasılı uyüşturucu maddeler in- hisarı, bu sene köylüye ve afyon müs- tahsiline doğru daha ziyade yakınlaş. mıştır. Köylüye doğru bu adımlarını daha ziyade yaklaştıracak olursa, in- hisar idaresi, afyon müstahsilleri için çok hayırlı bir köylü teşekkülü haline girecektir. Bu suretle afyon işi, spekü- lâsyon yapan bir İki mutavassıtın e- linden çıkarak devlet ve müstahsil eli- le idare edilen bir memleket işi hali- ne girmektedir. — 1.4 Yakında binalar ve kaldırımlar da çelikten yapılacak Çelik diktatörü “Taş bakır devrinden sonra çelik devri başlıyor,, diyor ayil şimali Ar tlerinde» di sonr Almânya gelir, Amerikanın ucu bucağı olmıyan İs- tihsal idare eden eller gayet mahduddur, Bunlardan her bi- rine kral is: ir. Fakat hakiket halde bu: tör sılatım ver- maktadır vasıtalarızı dik mek daba doğru sayı! Bu diktaörlerin en büyükleri oto- mobil kralı Henry Ford, petrol kralı Rokfeller ve çelik kralı Betlehem çe- lik kumpanyası reisi Sehwabdır. Bunlardan her biri âdeta diktatör- ler diktatörüdür. Meselâ Sehwab'ın maiyetinde Carnegie ve Morgan gi- bi“ adamlar (çalışmışlardır. Bun- lar ise kendi başlarına birer kra!, ye- ni tabirle birer diktatördür. Schwab diktatörler diktatörü oldu- ğu halde gerek Amerikada gerek ha- riçte büyük şöhret sahibi değildir. Çünkü bu adam otuz senedenberi ne cumhurreisinin beyaz: sarayında ne de belli başlı merasim ve cemiyetlerde hazır bulunmamıştır. Salon adamı olmadığından Amerikan mahefilinde, gazetelerinde, mecmuzlarında ismi- nin etrafında gürültü yapılmaz. Maahaza çelik Giktatörünün yet- miş beşinci yıldönümünü idrak eyle- mesi Amerikanın ve bütün dünyanın bilhassa şu zamanda en ziyade ehem- miyet- verdiği büyük çelik sanayini elinde tutan Mister Sehwabın şahsi- yeti üzerine dünyanın nazarı dikkati çevrilmiştir. Bu münasebelie çelik kralının yak nız dünyanın en çok çeliğini istihsal etmekle meşhur olmayıp çelik gibi irade ve çelik gibi iman sahibi olmak- la da maruf bulunduğu ehemmiyetle kaydedilmektedir. Schwabin sıhhatinin de çelik gibi sağlam oldüğunu kendisini ziyaret €den gazsteciler hayretle müşahede etmişlerdir. Perdah! gül gibi kırmızı ve ve boyunun dimdik olduğunu gür- müşlerdir. ğ Bütün dünya devletleri silâhlanma yarışından dolayı çelik kıtlığı geçir- mekte olduğundan gazetetiler çeliğin atisi hakkında tatörün fikirle- rini sormuşlardır. Çeliğin atisi Mister Schwab bunlara cevaben demiştir ki: Çeliğin atisini takribi | Malkara çabuk ileriliyor olarak bile tahmin etmek imkân hs- ricindedir. Yalnız üç nokta hakkında kati olarak fikir beyan edebilirim. Amerikada çelik için mütemadiye; artan ihtiyaç nisbetinde bunun cin: de daima iyileşecektir. Çelik fiatleri daima inecektir. Fa- kat ayni zamanda amelenin ücretleri artacak ve hayat seviyesi ve refahı daima yükselecektir. Burların sebebi bugün tekniğimi- zin mükemmel oluşu makinelerimizin. İyi bulunuşu ve smelerimizin meleke ve mümaresesinin mükçumeliyetidi Lâkin diğer memleketlerde çelik is- tihsalini temin edec: esait ve şera- it kâfi derecde değildir, Bunun için bütün dünya çelik kıtlığı hissediyor. Çelik binalar, çelik kaldırımlar Bugün beşeriyet ekmek gibi çeliğe de muhtaçtır. Medeniyetin ve beşeri- yetin atisi çeliğe bağlıdır. Bunun için bütün lâboratuvarlarda, imalâthane- Yerde, mühterilerin o zihniyetlerinde hep çeliğin ıslahı ve tatbik ve sarf sa- hasının genişletilmesi için çalışılıyor. Bundan sonra binaların kâmi yahut kısmen çelikten olacağı mu- hukkaklır, Bir gün Amerikadaki delerin bütün kaldırımlarını çelikten yapılmış göreceğiz, Kaldırım için en elverişli malzeme çeliktir, Çünkü ne rahnedar olur ne de bozulur, Daimi suretle tamire muhtac değildir. Bi- naenaleyh tasarrufa da uygundur. Bu sözlerimi hayal mahsulü say- Size bi misal söyliyeyin Yirminci asrın başlangıcında ya: 1900 senesinde bütün Amerika çı sanayiinin istihsalâtının yekü iki milyon tona bi man bu miklar azami zennedilmişti. Artık bundan sonra çelik istihsalinin artamıyacağı muhakkak sayılıyordü. Hattâ Karneci daha fazla çelik is- tihsa) edilmemesini ban ehemmiyet- le ihtar etmişti. Ben ise daima nikbin bir müteşeb- bistim. Çelik istihlâkâtının artacağı» na inanıyordum. Bunun için istihsali tevsie çalıştım. Aldanmamışım, Son senede Amerikanın çelik istihsalâtı elli sekiz milyon tona baliğ oldu. Fa- kat hâlâ ihtiyaca tekabül edemiyor. dünya muhtelif devirler geçirmiştir. Buz devrini bakır ve bakır devrini bronz devri takib etmiştir. Zamanı- mız ise çelik devridir.» — E, on olmuştu. O za- . Malkarağan bir görünüş Malkara (Akşam) — Trakyanın günden güne terakki etmekte bulu- nan kazalarından biri de (Malkara- dır. Kazamız Trakya mıntakasında ti- care noktasından pek mühimdir. Haftada bir gün kurulan pazara her taraftan alıcı ve satıcı gelmekle ber: ber mühim miktarda tavuk, yumur- ta, deri ticareti de yapılmaktadır. Bü sene belediye rtisi bay Tevliğin kasabayı güzelleştirmiştir. Elektrik işi ihale edilmiş, altı aya kadar bitecek- tir, Eczacı bay Tevfik Kaynağın gayre- tile vücude getirilen musiki birliği geçenlerde belediye salonunda bir konser vermiş ve çok alkışlanmıştır. Geçen sene kazanın Müstecep na- hiyesine gelen müdür B. Murat Bom- bacı evvelâ nahiyenin köylerini biribi- rine telefonla bağladı ve bilâhare di- ger köy ve nahiyeler de telefon tesisa- tı yaptırdı. Bu zat bir senede büyük İ bir mektep, köprü, hükümet dairesi | ve köy odaları yapmakla beş senelik himmetile yapılan park bir kat daha | programın temelini esaslaştırmıştır. Asayiş çok yerindedir. Umumi müfet- tişliğin emrile muhtarlara mahsus bir kurs açılmıştır.