Zaro ağanin 45 sene evvelki rakibleri Zaro ağanın 150 yaşında olması bütün dünyayı hayretler içinde bırakmıştı. Zavallıyı son senelerinde "Amerikalara, Kanadalara kadar gö türdüler, Herkes onu hayretler içinde seyretti. Gazeteciler etrafını sardıları — Ne yersiniz? Ne içersiniz? Nasıl yaşarsınız? Kaç karınız var? Gibi su- al yağmurlama tuttular. Hattâ ihtiyar Zaronun Greta Gar- bo, Marlene Dietrich gibi bir de sesli filmi çekildi, İstanbulda da gösterildi, “Tâ Amerikadan Zaro ağaya izdivaç teklif eden zengin misler bile çıktıl., Meğer yakın tarihte Zaro ağanın birçok rakibleri varmış. İnsan bunla- rın hayatına dair eski gazetelerdeki hâberleri okurken düşünüyor: Acaba biz “Türkler diğer yeryüzü sakinlerine müzaran daha mı çok yaşıyoruz? İşte 45 sene evvelki Zaro ağanın rakibleri: 136 yaşında bir adam ““1308: senesi 9 kânunuecvvel günün- de çıkan Sabah gazetesi şu havadisi veriyor: “Eytüpte Kalenderhane dergâhı ş€- ritinde ikamet etmekte bulunan hacı Abdullah namında birinin 136 yaşın- da olduğu ve elân kuvve bedeniyesi- ne halel gelmediği haber verilmekte- dir. Mumaileyhin dişleri şimdiye ka- dar iki defa dökülüp yeniden kuzu dişleri çıktığı rivayet olunmaktadır. Bu zatın firdevs âşiyan Sultan Mah- mud han hazretlerinin zamanı salta- hatlarında Dersaadete geldiği ve bir müddet Mısıra giderek orada ika met edip badehu İstanbula dön- düğü ve teehhül ile birçok evlâd ve ahfada sahib olduğu hikâye olunur» Gözlüksüz dikiş diken 120 yaşındaki kadın 1309 senesi 3 mayıs tarihli gazetesi yazıyor; “İzmirde Ramia hamındz 120 yas şında bir kadın berhayat olup 32 dişi sapasağlam idüğü ve hâlen gözlüksüz dikiş dikip havassı hamsesi berkemal olduğu ve asgar evlâdı olan oğlunun 80 yaşında bulunduğu İzmir gazetele- rinde okunmaktadır. » Sabah Yine bir asır yaşamış adam Eyüb galiba bir zamanlar 100 yaşı- ni geçenlerin semti imiş. İşte Sabah gazetesinin 1308 senesi 11 kânunuev- vel tarihinde çikan nüshasının son s8 hifesinde küçücük bir ölüm ilânı: «Eyüpte Zeynebhatun mahalle. sinde sakin olup 116 yaşında bulunan İbrahim baba namında bir piri fani dünkü gün hulülü eceli mevudile tek- mili enfası hayat eylemiştir.» YAĞ KÜ ek Yi Guy de Maupassant Dolayısilo Yağ küpüne yapılan bu ima kendini bilenlerin fenasına gitti. Cevap vermediler; yalnız kornüde gülümsedi. İki kadın papaz tesbihle- rini bırakmışlar, ellerini geniş yenle- rine sokmuşlar, kımıldamadan, bo- yuna yere bakarak, Tanndan gelen ıstırabı herhalde Tarinya adıyorlardı. Nihayet saat üçte, görünürde tek köy olmuyan uçsuz bucaksız bir ova- da bulundukları sırada, Yağ küpü birdenbire iğildi, oturduğu yerin al- tından beyaz bir peçeteye (sarılmış büyük bir sepet aldı; Evvelâ küçük çini bir tabak, gümüş #arif bir kupa, içinde kesilmiş, suları donmuş iki bütün piliç bulunan ko- caman bir güveç çıkardı; sepette da- ha sanlı güzel şeyler görünüyordu. Hamur işleri, yemişler, şekerlemeler, üç günlük bir yolculukta başkalarına muhtac olmıyacak kadar yiyecek ardı, Yiyecek paketlerinin arasından dört şişe nğzı yükseliyordu. Bir pili- cin kanadını kopardı, Normandiyada aRigencer dedikleri bir parça franca- Gölcük ve Bozdağ elektriğe kavuşuyor Ödemişte kültür ve imar faaliyeti çok ileridedir Gölcük yaylasından bir manzara Ödemiş (Akşam) — Feke bölgesin- de Küçük Mendres nehrinin suladığı münbit bir toprak üstünde kurulan Ödemiş kazası dev adımlarile tlerli- yor. Kazanın bu ilerleme hamlesine beş altı yıldanberi ön ayak olan kaza kaymakamı B. Haşim Seçkin umumi vaziyet hakkında bana Şu izahatı verdi; — Odemiş, Adagide, Yekdağ, Birgi ve Kiraz nahiyelerinden ve yüz on se- kiz parça köyden ibaret 97 bin nüfus- Ju zengin bir kaza merkezidir. Umu- | mi varidatı 342,580, hususi varidatı de ! 170,000 liradır. Kaza içinde dört bele- | diye vardır, 100,000 lira varidatlı Öde miş, 14,000 Wra varidatlı Adagiğe ve | 9,000 lira varidatlı Bademiye ve Birgi | belediyeleridir. Ödemişin başlıca; mahsulâtı tütün, İncir, zeytin, patates, kendir, buğday, erpa ve susamdır. Kazamızın Bozdağ ve Gölcük yaylâlarında yetişen ve keh- rübs sarısı gibi bir renkte olan pata- tesleri çok meşhurdur. Yayla yerinde yetişen bu patateslerin birçoğu yarım kilo ağırlığında olurlar, Kültür işleri Kazamız içinde 67 ilk mekteb var- dır ve hepsi iaaliyettedir. Bunlardan yedisi beş sınıflı olup dördü merkezde, | üçü köylerdedir. Üç sınıflı olarak da 56 mekteb bulunuyor. Merkezde ayrı- ca bir de orta mekteb vardır. İlk mek- teblere devam eden talebe 4350 si er- kek ve 2016 sı kız olmak üzere 6368 dır. Muallim adedi de 118 dir. Orta mek- tebe devam eden talbe ve muallim adedi bu yeküna dahil değildir. Orta mektebimizin 240 talebesi ve on iki muallimi yardır, Mubasebei hususi- PÜ Çeviren Selâmi İzzet Sedes la ile kibarca yemeğe başladı. Bütün gözler ona çevrilmişti. Der- ken koku yayıldı, burun deliklerini genişletti, ağızları sulandırdı, kulak diplerinde çene kemiklerini acıtarak kastı. Bayanların bu kıza karşı tik- sintileri aşırı gidiyordu. Sanki öldür- mek, arabadacı sşağı atmak, onu da, kupasını da, sepetini de, yiyeceklerini de kara fırlatmak istiyorlardı. Ancak Luazo, piliç güvecini gözle rile yiyordu: — Maşallah, bayan bizden daha öngörülü davranmış. Baz insanler | vardır, her şeyi düşünmesini bilirler, İ Ona doğru başını kaldırdı: — İsterseniz buyrunuz bay. Sabah- | tenberi aç du'muk güçtür, | Selâm verdi: — Doğrusunu isterseniz reddede- | miyeceğim, artık dayanamıyorum. | Böyle zamanda kusura bakılmaz de- gil mi bayan! Gözleri etrafta dolaştıktan sonra Hâve etti: — Böyle zamanlarda, kend”erine minnet ettiren insanlar bulmak hoş 25 yenin kültür bütçesinde talebe mas- rafı 82144 liradır. 6366 talebe mevcud bulunduğuna göre her çocuğun bir s6- nelik tahsili devlete 12 lira 90 kuruşa mal oluyor demektir, Bu sene Kiraz nahiyesinde 5 sınıflı Bıçakçı ve Mendeküme köylerinde de üçer sınıflı üç mekteb daha inşa olun- muş ve böylelikle kazamızın mekteb ihtiyacı tamameh ikmal edilmiş bu- lunmaktadır, Kazamızın inzibat ve Âsayişi mü- kemmeldir. Bugün kapınızı açık bıra karak müsterih uyuyabilirsiniz, Bayındırlık işleri Bu sene tamir veya inşa edilecek yol- larımız vardır. Çatal-Ödemiş, Salihli « Allahdeyön, Beydağ-Kiraz yollarıdır. Ödemişten Halkapınar yaylâsına ka- dar yapılmış olani yol bugünlerde Göl- cüğe gelecek ve oradan Salihliye dar güzel bir şosa yapılarak Salihli kazası Ödemişe bağlanacaktır, Alaşehirle Ödemişin irtibatını te min eden Ödemiş - Kiraz - Alaşehir yolu vardır. Bu yolun kazamıza aid bir kilometrelik Kiraz - Doğancılar kısmı vardır ki, o da bu sene ikmal edilecektir. Geçen sene suların götür- düğü Beydağ köprüsü de bu sene in- şa olunacaktır, Bu sene yapılacak işlerden biri de Gölcük ve Bozdağ yaylâlarının elek- triklenme işidir. Ödemişin gece gün“ düz işliyen daimi cereyanından alınan bir hat, yol üzerinde bulunan Yenice- köy ve Zeytinli köylerini de elektriğe kavuşturacak, birer sayfiye ve sana- natoryom mevkiinde bulunan Gölcük ve Bozdağ yaylâları da elektriğe ka- vuşacaktır, ciuyor. Pantalonunu kirletmemek için bir gazete yaydı ve hör zaman cebinde taşıdığı bir bıçağın ucile, buz gibi donmuş bir but kesti, dişledi ve öyle- sine besbelli bir kıvançla çiğnedi ki, arabanın içinde, meded uman de- rin bir iç çekişi duyuldu. Yağ küpü, alçak gönüllü tatlı bir sesle, kadızı papazlara ikram etti, İki- #8! de derhal kabul ettiler, teşekkürle- YİNİ murıldandılar ve önlerine baka- rak çabuk çabuk yumeğe başladılar, Kormüd: de komşusunun teklifini geri çevirmedi ve kadın papazlarla birlikte, dizlerine gazeteler severek âdeta bir sofra kurdular, Ağızlar durmadan açılıp kaparı- yor, çiğniyor, geviş getiriyor, aşırı yutuyordu. Luazo köşesinde habire atıştınyor, usulca karısını da kendi gibi yapsın diye o yüreklendiriyordu. Kadın uzun zaman dayandı, derken bütün midesinin büzüldüğünü his- sedince razi oldu. Bunun üzerine ko- casi, g ahenk vererek «sevimli yoldaşına» bayan Luazoya da bir kü- çük parça ikram etmek için izin ve- rip vermediğini sordu. Kadın hoş davranan bir gülümsemeyle güveci uzattı: «Tabii değil mi, elbette bay> dedi. İl şârap şişesi açılınca bir güçlük başgüsterdi: Tek kupa vardı. Stip biribirlerin& verdiler, yalmz Konüde, 2 Si inle aaa Ke ab ekil Süel iaşe elli ğiilnkesclali 252-7 , Opruk nüfus memuru nasıl öldürüldü? Katil, memurun parasile saatine ve tabancasına göz koymuş Konya (Akşam) — Opruk nüfus memurunun öldürülerek cesedinin gö- le atıldığını bildirmiştim. Bu cinaye- tin fali olan Hüseyin yakalanmıştır. Vaka şöyle olmuştur: Nüfus memuru B. Ali çok muktesid bir adamdır. Aldığı maaşten bir kıs- mını yiyerek bir kısmını arttırmakta- dır, Hüseyin, bu paraya ve memurun #aatile tabancasına göz koymuştur. Geçen gün B. Ali yemeğini yiyerek tenha bir meydanda jimnastik hare- ketleri yaparken Hüseyin tabanca ile ateş etmiş ve kendisini öldürmüştür. Vakayı topal bir hademe görmüş ve bağırmağa başlamıştır. Hüseyin ken- disini tehdidle susturmuş, cesedi be- raberce bir kulübeye taşımışlardır. Burada üstünü arayarak bulduğu eli küsür lirayı, tabancayı almış ve akşam karanlığında ayağına bir taş bağlıya- rak cesedi göle atmıştır. Fakat ip kop- tuğundan, cesed su yüzüne çıkmıştır. Bunu gören bir hat çavuşu derhal za- bıtaya haber vermiştir. Vaka mahalline giden müddelumu- mi B. Celâlin tahkikatı üzerine mese- Je meydana çıkmış, topal hademe gör- düklerini anlatmıştır. Hüseyin yaka- lanmış ve tevkif edilmiştir, Karamanda su araştırmaları Dede bahçesinde araştırmalar durdu Karaman (Akşam) — Epice zaman- dır Konya vilâyeti su işleri bürosunun mütehassis mühendisiri târafından Dede bahçesinde yapılmakta olan su araştırmaları bir haftadır durmuştur. Burada 300 metreye kadar toprağın altıma inildiği halde tazyikli su bulun- mamıştır, Borular kâfi gelmediği için daha sşağılara inmek şimdilik münikün ol- mıyacak ve sramalara devam için ye- ni boruların gelmesi beklenecektir, Diğer taraftan Çumra kazasında Alibey Hüyüğü denilen yerde arama- lar yapılacaktır. Burada sondaj isine bugünlerde başlanması kararlaşmış ve bunun için gereken hazırlıklar ta- mamlanmıştır. Müfehassıs mühendis- lerin kanaatine göre burada 200-300 metre arasında tazyikli su bulunabi- lecektir. Karamanda İse açılan ilk ku- yudan üç değirmenlik su fışkırmakta- dır, herhalde kadına karşı kibar davran- Miak için, korişusunun nemli dudak yerlerine 'dudaklarını dokündurdu. Bündân sonra karm doyuranların arasında, yiyecek kokularile bunalan Kont ve Kontes Breville bay ve ba- yan KarreLamadon, Tâatale (*J adını alan dayanılmaz ıstırabı çekti- ler. Birdenbire mamifaturacımın karı- si içini çekince, ona doğru döndüler; Gışarının karı kadar beyazdı; gözleri kapandı, başı önüne düştü: Bayıl- muştı. Telâşlanan kocası herkesten yardını istiyordu. Ne yapacaklarını şaşırmışlardı, bu aralık kadın papaz- lardan yaşlısı bastanın başını tuttu, dudaklarına Yağ küpünün kupasını dayadı, bir kaç damla şarap içirdi. Güzel bayan kımıldadı, gözlerini aç- tı, gülümsedi ve ölü gibi bir sesle artık kendini çok iyi hissettiğini söy- ledi. Fakat tekrar bayılmaması için papaz kadın ona zorla hir dolu bar- dak şarap içirdi ve dedi ki: «Açlık, başka bir şey değil» Bu söz üzerine Yağ küpü afalladı, kızardı ve aç Kalan dört yolcuyu dö- nüp: «Bâylarla bayanlara ikram ede- bilir miyim?» dedi ve hakaret gör 191 Tantele, oğlu Pelops'u ilâhlar yediren Lidya kralıdir. Jüpiter onu ne- hire attı ve sular Orlasmda susuzluğa mahküm etti, 4 Nisan 1937 KADIN KÖŞESİ Suare elbisesi â : a a Eski Misirlların kiyafetini andıran bir suare elbisesi, MEEEEE EE YUREK EEE TEE EEE EEE MEKE EEE Orman yangını İki küçük çobanın yaktığı ateş 60 dönümlük yeri yaktı Balikesir (Akşam) — Sındırgının Sinandere köy köy çobanı 17 yaşında Ahmed ve 11 yaşında Ali or- manda keçileri otlatırlarken ateş yak” mışlar ve ateşin büyüdüğünü görerek korkup kaçmışlardır. Küçük çobanların bu dikkatsizliği yüzünden. 60 dönüm kadar orman ya nıp kül olmuştur. Etraftan yetişen köylülerin gayretile felâkelin daha yede büyümesinin önüne geçilmiştir. Trabzon Halkevinde zehirli gaz kursu açıldı Trabzot “ (Hususi) — Halkevinde zehirli gaz kursu açmağa memur edi” len doktor Zeki Mesud geldi ve kurf açıldı. Uşakta spor hareketleri Uşak (Akşam — Mayısta burads komşu vilâyetlerin iştirakile yapılacak olan büyük atletizm bayramı için har arlıklara başlanmıştır. Bir tarafta9 da yakında başlıyacak olan Lig maç larına hazır olmak üzere klüpler kem di aralarında hususi maçlar tertiP ederek eksersizlere başlamışlar, mekten korkup sustu, Sözü Luazo # dı: «Böyle zamanlarda herkes karde” tir ve biribirine yardım eimelidir, d€“ di, hâydi bayanlar, sosyal etiketi bif yana bırakın da Kabul edin! Acabf geceyi geçirecek bir ev bulabileceğ miyiz? Bu gidişle yorum öğleden ev Tola varamayız» Çekingen durü” yorlar, kimse «pekis nin mesuliyetini üzerine almağa cesaret edemiyordü- Ancak Kont sorumu çözdü, uta”” gaçlaşan kıza döndü, asilzade durü munu takınıp: «Minnetle Kabul edi yoruz bayans dedi. Güçlük ilk adımı atmaktadır. Kö” ları sıvayıp yemeğe giriştiler. Sep! boşaldı, Kaz çiğeri patesi, çayır Şu patesi, bir parça dil, armud, Li çük pastalar, Yağ küpü her gibi çiy şeyleri sevdiğinden bir Ka” nozda soğan ve salatalık turşusu V di, Bu kızım hem yemeğini yemek, ve de onunla konuşmamak olmazdi. nun için evvelâ çekinip sakansıd” wv İ konuştular, sonra dürüst oturduğu” görüp, daha fazla açıldılar. ee #örüsünü pek iyi bilen bay ve ba a Karre-Lamadon, nezaketle s6“ dovrandılır, Hele kontes, hiç vin masın kirletemiyeceği asil bir “ gönülhoştuğu gösterdi, çok h6ş* ti. Ama jandarma ruhlu koc bay” Luazo, Srkeşliğini. bırakmadı vi konuşup çok yedi. (Arkası v9 iii <