ir zekâ ve irade oyunu Son zamanlarda memleketimizde şatranca karşı alâka çoğaldı Şatranç ne zaman ve kimin tarafından icad edilmiştir? Bu oyunun u Soldan sağa doğru: Londrada şatranç dünya şampiyonluğu müsabakalarına iştirak eden bir oyuncu düşünüyor; 1991 den 1927 ye kadar şatranç dünya şampiyonluğunu muhafaza eden meşhur Capablanca; şatranç oyuncusu; dünya şampiyonu Capablancayı yenen George Thomas bir müsabakada di Dünyaya yayık ' mış olan muhtelif oyunlardan en fay- dahsı şatrançtır, Şatranç bir kumar vasıtası değil, yal. nz galip gelmek için oynanan bir zekâ ve irade öyü- nudur. Hattâ bu oyunun zekâyı sü- ratle inkişaf ettir- diği ve ihata ka- biliyetini arttırdı. ğı, katiyetle an- Jaşılmış ölduğun- dan son zaman» Yarda Almanyada ve İngilterede “bir | çok (mekteplerin ! progtamlarına ders | olarak ilâve edil miştir. Bilhassa mekteplerde ço cuklâr oo günlük derslerini gördük- ten sonra akşam üzerleri bir Saat şatranç dersi gör- mektedirler. Şatranç oyun! Avrupadaki kadar geniş mikyasta ol- Bir İngiliz mamakla beraber memleketimizde de oynanır ve meraklıları çoktur. An- karada geçen sene ilkdefa olarak şatranç klübü tesis edilmiştir. Azala- rının adedi oldukça fazladır. Âzaları arasında birçok yüksek şah- siyetler de bulunan bu klüp men- suplarının geçenlerde maarif vekâle- tine müracaat ederek şatranç oy! nunun orta mektep ve liselerle yük- sek mekteplerde ders olarak gösteril- mesini teklif ettikleri gazetelere de aksetmişti. leyli Şatranç oyununun Menşei çok eski devirlere kadar uzanan şatranç oyununun hangi ta- rihle ve kimin tarafından icad edil- diği hakkında — birçok ciddi araştır. malar yapılmış ve kati bir neticeye varılamamıştır. Bir efsâne, vatranç oyununun Troie muharebesi esnasın- da askerlerin boş vakitlerini hoşça ge- çirmeleri için meydana çıkarılmış bir oyun olduğunu rivayet ediyorsa da daha doğru gibi görünen bir arap efsanesi bu oyunun Hindistanda genç bir hükümdarın terbiyesine memur edilmiş bir Hintli tarafndan icad edildiğini kaydetmektedir. Bir kralın askerlerini ve maiyeti- ni, karşı tarafın asker ve maiyetine karşı idareli kullanarak galebe çal- mak esası üzerine kurulmuş olan bu oyunu icad etmekle Hintli, terbiyesi- ne memur edildiği genç hükümdara: «Bir devlet reisi için maiyctinin bü- yük bir ehemmiyeti olduğunu ve on- lâr ne kadar iyi kullanılır, ne kadar tarihçesi fikmektebinde talebe şatranç oynuyor iyi idare edilirse hükümdarında O kadar kudretli. ve tehlikelerden ma» sun olacağını; öğretmek istemiştir. Hakikaten şatrançta bizim «Şah» dediğimiz «Roi> mütemadiyen vezi- ri, kaleleri, at ve filleri ve nihayet as- kerleri tarafından müdafaa edilmekte birinin esir edilmesile bitmektedir. Karşı tarafın şabını sıkıştırarak ka- çacak hiç bir yer buakmıyan oyuncu partiyi kazanmış olur. Efsaneye göre Hintli bu oyunu icad edince hükümdar pek memnun olmuş, ve Hintliye buicadına mü- kâfat olarak ne İsterse vereceğini söy» lemiştir. Hükümdara yeni bir ders ver- mek arzusuna kapılan zeki Hintli ar- züsunun gayet basit olduğunu ve 64 murabbadan ibaret olan şatranç tahtasının birinci gözüne bir, ikinci gözüne 8 ilh... buğday tanesi koya- rak dâima bu nisbette artmak şarti- le şatranç tahtasının bütün gözlerini buğday tanelerile doldurulmasını ve dileğinin bu buğdayların kendisine verilmesnden ibaret olduğunu söyle- miştir. Hükümdar pek ehemmiyetsiz bulduğu bu dileğin derhal yerine ge- tirlmesini emretmiş, fakat hesap edi- nce şatranç tahtasını. bu şekilde buğdayla doldurmak için Hindistan hazineleri buğday satın almak yo- İunda sarfedilse gene kâfi gelmiyece- ği anlaşılmıştır. Çünkü buğday. tanelerinin adedi staları kimlerdir? “dünyada büyük bir hadise olmuştur. ve oyun siyah ve beyaz şahlardan | Genç bir hükümdara verilen ders | İ lidor 1749da «Şatranç oyunnun tah- gözüne 2, üçüncü gözüne 4, dördüncü İl tamamen kör bir üyor, 18,446,744,073,709,551,615 buluyordu. Bu kadar buğday satın almak için de 200,000 milyar frank lâzımdı. (Yir- mi bin milyar lira) Bu buğdayı te- darik edebilmek içinde dünya top- raklarına, 76 defa buğday ekip mah- sul almak icap ediyordu, Bu efsane ister doğru, ister yanlış olsun şatrarç oyununun milâttan evvel beşinci asır- | da Hindistanda mevcut olduğu mu- hakkak addediliyor. Bu oyun ancak dokuzucu asırdan sonra Avrupaya yayılmış ve üzerinde bazı islahat ta yapılmıştır. rakamını Şatranç ustaları Bütün dünyada bu oyunun tanın- mış ustaları mevcuttur. Ve bilhassa münevverler arasinda fazla revaç bul- maktadır. Şatranç ustaları arasında yüksek devlet adamları, büyük asker- ler vardır. Bizde başvekil İsmet İn- | önü bu oyunu çok güzel oynar. Adli- ye vekili B. Saraçoğlu Şükrü Ankara şatranç klübünün en meraklı âza- | larından biridir. | Napolyon da çok kuvvetli bir şat- ranç ustası idi. Şatranç sevenler ara- sında diğer büyük devlet adamlarının isimlerini saymak ta güç değildir. ve | her sene Londmmda yapılan şatranç | dünya şampiyonluğu (müsabakası | bütün dünyada büyük bir alâka uyan- dırmaktadır. 192i den 192 kadar dünya şatranç şampi anu muhafaza eden Capablanca'nm George Thomas tarafından Mmağlüp edilmesi bütün Şatranç hakkında yapılan neşriyat Şatranç hakkında XI inci ve XI inci asırlarda yazılmış el yazma» sı kitaplar bulunmuştur. Sonra bir çok muharrirler satranç hakkında kitaplar yazmışlardır. Fransız müsi- kişinaslarından ve zamanın en meş- hur şatranç üstadlarından olan Phi- Miş isimli bir kitap yazmıştır ki bu kitap bülün dünya tisanlarını Oter- cüme edilmiş ve 80 kere tabedilmiştir. 19 uncu asırda şatranç hakkında yezlan eserlerin adedi 3,500 ü bul- muştur. Ayrıca haftalık mecmualar da çıkarılmaktadır. Bizde talim ve terbiye heyeti âza- sından B. Halil Fikret geçenlerde şatranç hakkında bir kitap neşretmiş- tir. Ondan evvel eski harflerle ya- zılmış diğer bir kitap vardır. Eski bir şatranççı bugünlerde genç- lerin de bu oyuna merak ettiklerini kaydederek diyor ki: Şimdi bu oyunu gençler de oy- nuyor. Eskiden yalnız ihtiyarlar ve yaşlılar bilirdi. Bu bizi sevindirmeli- dir. Çünkü şalranç zekâ ile alâkalı bir oyundur. Bu hal gençliğin dima- ğını meşgul eden meselelere fazla ehemmiyet verdiğini ve alâka göster- diğini anlatıyor. HEKİM ÖĞÜTLERİ Siyatik, Yarım başağrısı Bir çok kimseler vardır, hekim ol- madıkları halde kendi hastalıklarını kendileri tedavi etmekle uğraşırlar. Bu iki örnek onların ne dereceye ka- dar muvaffak olduklarını göstermek içindir. İşte bunlardan birisi siyati- ğe tutulmuş. Hastalığı biliyor, kal- çadan, oyluktan, baldıra kadar sinir gerilmiş, sızlıyor. Sinir üstünde yer- yer muayyen noktalar var, parmak- la üzerlerine basılınca çığlığı koparı- | yor. Diksiyonere bakmış biliyor; Sı- yatiğin romatizmadan olanı ver, nek- risten olanı var, Nemli ve sürekli 50- gukların ağrıları uyandırdığını da öğrenmiştir. Mevsimler değişirken &i- yatik sinirini sızlatır. Hastalık meydana çıktı, ne yapma- nh? Üç günlük bir perhiz. Etsiz, şarap- sız bir rejim. Bir kaşe, bir komprime yutmak. Bir masajcıya bacağını tes- lim etmek... Oksijenoterapi, diyater- miye göstermek, yakı açmak, fizik tedavilerinin türlüsünü yapmak. Kap- Ucalara gitmek, yemeklere düzen ver- İ mek. Sayısız ilâçlar. Emelimiz şu nekrisliyi fazla koles- trinden, yahut asid ürikden kurtar- mak. Kendi kendine zehirlenmenin önüne geçmek. Hastalığın sebebini bilirsek hastaya daha ziyade fayda- mız dokunur. Siyatik, hastalığın adı bir amma sebepleri bir çok. Yukarıda Söyledim, siyatik nekristen olur, ona göre tedavi isler. Siyatik şeker has- talığından olur. Öyle ki şeker hasta- lığı henüz meydana çıkmamıştır, hat- tâ şüphe edilmemiştir. İdrar mua- yene olunur, aZ, çok şeker bulunur. Bu hal bizi kanda da şeker aramağa esvkeder. Bel kemiği hafifçe kaymış, büzük müştür, kemikler arasından çıkan si- nir kökünü sıkıştırır, siyatik sancr- sı yapar. İyi alınmış bir radiyografi plâğı bizi şüpheden kurtarır. Küçük havsalada bir urolur urun siniri Sıkıştırmasile de siyatik olur. Ebe he- kimleri bunu bilir; gebe kadınların siyatiği. Doğumdan sonra siyatikten eser kalmaz. Rahim urlatı,, düşen bir yürek te siyatik yapar, Bir siyatiğin bir çok sebepleri var. Mesele çok karışık ve çapraşık. İçin- den çikabilmek için yeni hekimliğin bütün kaynaklarına el atmak gerek. Bunlardan bir netice çıkarabilmek için, hiç olmazsa, kuvvetli bir muha- keme ister. Bir, iki satırlık diksiyoner iDük dö Vindsorun yeni malikânesi Köyün bandosu bir çok havalar öğrendi Dük dö Vindsor artık Enzesfeld şa- tosundan ayrılmıştır. Gene Arustur- yada St Volfgang'da Villa Appesbachı | kiralamıştır. Geçen gün karlı bir havada Viyana- | dan otomobille hareket eden dük, sekiz saat sonra yeni maâlikânesine varmış- tır. Fakat yolda çok üşümüş olacak ki, otomobilden çıkar çıkmaz koşa ko- | şa merdivenleri çıkmış ve daha pal- | tosunu çıkarırken — Bava sıcak bir çay emrini vermiştir. Dük merasimle karşılanmamıştır, Hattâ St Volfgang sakinleri geldiğin- den bile haberdar olmamışlardır. Dük merasimle karşılanmaya maâhal birak- mamak için mahsus ertesi gün gele- ceğini yaymıştı. Villa Appesbach iki katlı modern bir binadır. Sarı boyalıdır. Pancurları yeşildir. Dük binayı tuttuktan sonra yeni bir banyo konmuştur. Villânın altısı aşağı onu yukarı katta olmak Üzere 16 odası vardır. Büyük came- kânl bir balkondan dağlar ve göl gö- rünmektedir, Dükün hususi dairesi mavi döşeli bir salondan, bir tuvalet odasından ve bir banyo odasından mürekkeptir, Çok yakında iyi ski yerleri mevcut- tur. Villânın hususi bir tenis kortu vardır. Bir #aallik bir mesafede iyi bir golf yeri bulunmaktadır. Fakat Enzesfeld şatosunun münze- vi hali burada yoktur, Çünkü villâ şoseden ancak elli metre içerdedir. hâsırlayın, bilgisi ile, bir korprime He siyatik iyi edilemez. Yarım baş ağrısı Bir sabah uyanırsınız. Alında, kâklarda saplayıcı bir ağn. Ba: rısını kaplamış. Ağrı kaşların de ve göz çukurlarında çok keskin. Işıktan gözler kamaşır; ağrılı bir Ka maşma. Midede bir tahammülsüzl bulantı. Biraz geçer gibi olur, yir İ dört, kırk sekiz saat sonra tekrar b: lar. İki buhran arasındaki intizam, aralıklarda vücud kırık ve kuvvets dir. Ağrıyı kesmek için nelör yaf maz? Kâşeler, komprimeler, mil koklamalar, burun zarına reflek- roterapi... Baş ağrisi gene yerinde. Ne yapmalı? Neden ileri geliyorsa onu bulmalı. Mevzii sebepler var, burun rahatsızlık» ları, göz bozuklukları, Yakınlık layısile baş si yapa Sins nüzitler vardır, saman âltından Su yürütür, ba; ları yapar. Gözde bozukluk vardır, bir gözlük takarsınız, baş ağrısından eser kalmaz. Beyinde vr olur; beyni sıkıştırır baş ağrısı ya- par. Sinir cerrahlığı muvaffakıyetli ameliyeleri ile bunları da defedebili- yor. "Tansiyonu ölçtürmeyi de unut- maymiız, yüksek tansiyonlar da baş ağrıları yapabilir. Refleklerinizi, bel kemiğinizin içindeki suyu muaye neye lüzüm gösteren hekime gücen- meyiniz. Olabilir, uzak atalarınzm biri size bir hastalık bırakmıştır. Sebep m ararsınız. Saymakla bit- mez, ıklar tembeldir, az iş- ler. iyi çalışmaz, safrâ durğundur, safra kesesi gergindir, Endokrin bezleri bozuktur, Bunla* rın her birisinin baş ağrısile Jükasi olur, Onlar düzelmedikçe baş ağrsi geçmez. Hepsinin ayrı ayrı ilâçlari var. Yumurtalıkları uyandırmak için sfolikülin, sarı cisimler, tiroit, hipoti$ hulâsaları kullanılır. Bedende ihti- Jâtin bozulmuş müvazenelerini dü zeltmek için, peptonoterapi otoema” terapi üsullerimiz var. 'Tembel bi£ karaciğeri uyandırabiliyoruz. Hülyalarınız yükseklerdedir. İster« siniz ki bir yarım baş ağrısı yirmi dört Saatte geçiversin. Biraz sabırlı olur £ nuz. Yumurtalıkların işlemesi; kar&” ciğerin zehirlerden temizlenmesi içir vakit ister. Tedaviye devam, yiye ceklere dikkat... Dr. Rusçuklu Hakk Casusluk mu? Leh hariciye nazırının odasındaki evrakı altüst edildi Daliy Ekspres gazetesinin bildirdi ğine göre hastalığını tedavi etmeğ için çoktandır Kan'da ikamet et mekte bulunan Leh Hariciye nazıff miralay Bekin otelindeki odası meği hul şahıs veya şahıslar tarafından gifi lice aranmıştır. Hırsızların gizli evrak şradıkları zannedilmektedir. Maymuncuk kullanan hırsız Harf” ciye vekilinin işgal etmekte olduğu # dadaki bütün evrakı karıştırmışIai açmadık çekmece, valiz bırakmamiğı lardır. Fakat birşey alıp götürmemiş dir. Aradıkları evrakı bulamadıkl: anlaşılıyor, Bergamada asarı atika kazılar! Bergama (Akşam) — Henüz ka! mayan âsarı atika saahları üzerindi bu sene haferiyat yapılacaktır. dei rede bulunan profesör Şazmanın İ eylülde Bergamaya geleceği ber alınmıştır, t do Bergamada İş bankası bi Bergama (Akşam) — İş bi g Bergamada güzel bir banka ya) yaptıracaktır. Bunun için isi meydanında güzel bir arsa bU muştur. b dis siğ gi a Gelip geçenler pencereden içersini rebilirler. Tenis korlunu yoldan cak kısa bir çit ayırmaktadır. # Köy bandosu ilk fırsatta vidi nünde dükün şerefine çalacaktır. pe do dükü memnun etmek için St beri birçok marşlar çâlmasını | niyordu.