2Dikikmiler: ———————— SERSERİ MAYİNLER Karadenizde «Serseri mayins dai- Mİ bir tehdid ve tehlike halinde do- Arada sırada lâkırdısı çıkar; ur, aranır, ya bulunur ya bus Yunmaz, Senelerdenberi serseri mayin Üzüntüsünü £ çektiğimize bakılırsa, bunun esaslı bir tte çaresini dü- #ünmek için günün birinde mutlaka Müdhiş bir kaza vukua gelmesini beklemek biraz fazla lâkayıdlık ad ilmez mi? « , Son günlerde Trabzon açıklarında Serseri bir mayinden bahsedildi. Fa- Kat bu müdhiş sersert ekde edilemedi. Demek ki hâlâ vardır ve bir tehlik9 linde sularımızda gezmektedir. G€“ Mile dikkatli davransın, demek ko- “> Fakat geceleri ne yapsınlar? Pos © vapurlarımızda projektör yok yi Deniz altındaki tahtetbahirleri bUS ıdan görüyorlar. A“ ramak hüusu- istilade b Elektrik sörketine “alışan, cereyan açmak V diyo verdiğimiz paraların in- 8Z mukavelesi hükümlerine mu it £ Olduğu anlaşılarak Nisandan İBaren bunların alınmaması şirkete İRbliZ edilmiş, ği Nisan tarihli gazetelerde gördü- çi nüz bu havadis inşaallah bir Ni San balığı değildir. stanbul halkını sevindiren bU hâ- kg ti daha başka müjdelerin de ta- ib edeceğini ümid ederiz. Çünkü ket “man vesaire namile havagazı Şir vene de, terkos Jdaresine de PATA e, yoruz. Hele bütün umumi bizmet- #irketlerinç verilen ügretler indi halde belediyeye geçtikten terkoş ücretlerinde hiç tenailât #mâması İstanbulluların pek tu- ... MODA OLURSA... — ml ey hamal, hamallık numarası ol ts 81 halde, vapurdan yolcu eşyası m ni teşebbüs elmiş. Tabii polis ani Olmuş, Hamal buna karşı pro- 9 Makamında, çırçıplak soyüna- rıhtımda doj, başlamış. kalayıp cürmümeşhud mahkeme- Sine götürmüşler. Kendisini şöyle Müdafaa etmiş: “Çıplak gezmek yasaksa, insanı aç birakmak? Günahlar! » Dava bir gün hafif hapis cezasile Meticolenmiş ve-aç hamalın kamı hapishanede doyurulmuş. Bu usul moda olursa, zannederim €N evvel sabık Babıâli » caddesinde taammüm. edecektir. Hele kâğıd bu kadar pahaya çıktıktan sotra bütün z buat mensupları muhakkak çip. çıplak kalacaklardır! mumya amaa Kocasını zehirlemekten suçlu bir kadın Muğlada kocasını zehirlemekten “uçlu Cevriye adında bir kadın 'Tıb- BE adiice müşahede altına alınmak ü- re İstanbula gönderilmiş Sal iyaçları mevsimlere KİR da Kiek mahens Azsterden edile- | ŞEHİR Otomobil, kamyon Süratleri sıkı surette kontrol P tamobi! ve kamyonların ekseriya işime fazla syratie gittikleri ve bu yüzden kazalara gebep oldukları iyet müdürlüğü er yapı lerle anlaşılmıştır. ei vekâleti vaktile bu we tin şehir iç ve dışımda en e Mi Yomhetre yol almalarını tayin Ş e Vİ ye adr bütün ie vasıtalarını yakından takip —— “5 ürati teğavüz eden $0 iddetli ceza verilecekti İnhisarlar idaresinde yeni , inşaat si, bu sene yeni a karar vermişt tyada bir sigara is, D tar idare: peniğ pişletilecekir... .. — Kıskançlık Ustura ile karısının yüzünü kesti ön geç vakit, genç bir like be yara” ısını tehlikeli sure ' e Veli Taksimde aya kesimde bir evde bir odada kira : dnrlk Rahmi isminde birile karıs i dırlar, Agam oturmak ayi vaklt p 'üzi Kıskançlık Zin, evvelki akşam ge kavga eden bu i ipe ea sebebten İsiameinriz tutuşmuşlar, iş uzayınca i, — Be geçirdi irdiği traş uslurasını kapa u şi gözel a içinde Kalan kadın, ieryadlarla ken dini sokağa atmış, zabıta a ve bekçiler yetişerek bir a sid yi etmiş olan kadını Beyoğl nesine kaldırmışlar, Rahmiyi 3 kalamışlardır. ikinci vali muavinliği ie Ankaradan gelen bir tag ri tonbul vali muavinliğine lir z cm ta) dürü B. Salih sn — n ime haber otrafında bir malümat yok” Ancak İstanbul ei bie Sandin Kli istanbulda Je eği vali muavinliği dabü yi ve bu ikinci muavinliğ? ege Eih cın tayin edileceği K6"” pri ediliyor. B. Hüdal şimdiki ami muhafaza, edecektir- ge ai iü Doktor Muzaffer v Geçen hafir ani bir N map landığını teessürle baber lin di dahiliye yyütehassssla in e bime er Şevkinin rahatsızlığı oi r — ilk zaman bir kalb - da, bugüne kadar ye imei ne ve tedkikat neticesi VE Ke ra Pilan büyük bir yonsültasya a mamaya 5 iktor Muzaf- olduğu anlaşılmıştır. Do m fer günden güne iyileşmek — geri hekirilmize Acil şifalar z Evvelki akşa! Sanki insan yazın tiyatroya. .» emri üzerine emniyet al- | | dın alışveriş yaparken elindeki iki 1i- Ayıldıktan sonra muha- keme edildi, bir ay hapsine karar verildi Ahmed adında biri Galata civarın- da bir meyhanede rakı içip sarhoş ol- 'duktan sonra caddeye çıkmış ge ip geçenlere saldırmağa başlamıştır. Ahmed bir aralık yolda Sezai adında bir adama rastlamış ve sebebsiz yere Seraiyi tokat, yumrukla dövmeğe başlamıştır. Bunların gürültülerini duyan polisler yetişerek Ahmedi ya- kalamışlardır. Ahmed sarhoş bir halde Beyoğlu mahkemesine götürülmüş ve orada da: - Bon rakı içtim, Ral n ve bir aralık da zıb kalmıştır. rar verilmi iki lirayı kapan açık göz bir aya mahküm oldu Salıpazarında Nimet adında bir ka- rayı yere düşürmüştür. O sırada kar- şıda duran Mustafa adında biri bunu görm irdenbire koşarak Nimeti kenara ilmiş ve yerdeki iki lirayı alıp yaçmağı başlamıştır. Nimetin ve et- raflan görenlerin bağırmaları üzerine polisler yetişerek Mustafayı yakala» mışlardır. Mustafa Beyoğlu © cürmümüşhüd | mahkemesinde muhakeme edilmiş ve | bir ay hapsine karar verilmiştir. Şeytana uymuş! Kadının elinde şık çantayı görünce gözleri dönmüş! Siranlış adında bir kadın . Beyoğ- lunda İstiklâl caddesinde bir mağa- zanın vitrinindeki eşyaları seyre dal- dığı sırada yanına Haydar adında bi- ri sokulan: bir yumruk vurmuş ve çanlasını ye* re düşürmüştür. Çanta düşer düşmez Haydar sürat- le yerden çantayı alıp kaçmağı baş- lamıştır. Siranuş bu azılı adamı ya- Kalıyamıyacağını anlayınca koşup polise haber vermiştir. Zabıta memur- ları Haydarı elinde çanta ile yakala- mışlardır. Siranuşun çantasının İçin- de yetmiş lira kadar pera ile elmas yüzük ve küpeler bulunduğu görül müştür, Çanta sahibine teslim edilmiş, Hay- dar da mahkemeye verilmiştir. Beyoğlu cürmü meşhud mahkeme- sinde yapılan muhakemede Haydar; — Parasız kalınıştım. Şeytana üy- dum da bu işi yaptım. Kadının elin de şık çantayı görünce gözlerim dön- dü. Bunu birkaç liraya satabileceği- mi kestirdim ve kendime hâkim ola- muyarak kapıp kaçtım. Diye cürmünü itiraf elmiştir. Hay- darin sabıkası da olduğundan iki ay birdenbire kadının eline | & Mahkemede sızıp kaldı! Festival hazırlığı Oteller ücretlerde tenzilât yapmağı kabul ettiler Festival komitesi dün gone belediye- de toplanmıştır. Dün festivalin musi- ki programının hazırlanmasına Çö- lışılmıştır, Verilen karara göre Bak kanlardan başka, Rusya ve Macaris- tendan mahalli halk musikilerini gös- terecek heyetler getirtilecektir. Bu- un için mahallerinde teşebbüslerde bulunulması muvafık görülmüştür. ne gelecek Balıkesir, Erzurum tlerile şimdiden temasa geçilmiş- a iştirak etmek üzere şeh- ecnebi mi- | etlerde ten» gelecek olan Yı için otellerin ü 1 teklifi muvafık görül r belediyenin müracaa»- k cevap vermişlerdir. Be- i zamanda vapur tarifele- rinde de azami tenzilât yapılması için adar makamlara müracaat cde- r Tandır safasıl Karyolanın altına ateş dolu bir mangal koymuş Dün bir «Tandır safasıe yapmağa kalkan bir kadın bir yangına sebe biyet vermiştir: Kasımpaşada bir apar- tımanın birinci katında oturan ba- yan Ayşe, karyolasının altına bolca ateşli bir mangal yerleştirmiş, bittar bi karyola dirmiştir. uzanmış ve yavaş yavaş da uykuya datmiştır, eteklerini de yandan in- Bayan Ayşe, karyolaya Biraz sonra, zaten harlı olân ateş- ler etrafını Kızıştırmış, yatak çarşa- fı, etekler vesaire yanmiağa başlâmış- tır. Bayan Ayşe 7 kına vararak ateşi söndürmüştür, yola altına yerleştirilmiş olması ilk zamanlarda bazı şüpheleri celbederek zabıta eşyanın sigortasız olduğu ve her han- gi bir kasid ihtimali bulunamıyacağı eden sonra işin far» yataktan fırlamış ve Mangalın kar- tahkikata el koymuş ise dp nlaşılmıştır. Profesör Dr. Server Hilmi ihtifali Diştababeti ve Eczacı okulları di- vektörü olup bu iki mesleğin flerleme- si uğrunda büyük emekler vermiş olan merhum prof. Dr. Server Hilmi- nin Merkez efendideki kabrinde dün ölümünün 7 nci yildönümü münase. betile büyük bir ihtifal yapılmıştır. Diştababeti profesörleri ve talebesi İle Eczacı okulu profesörlerinin ve Diştabiplerile Farmakologların işti- rak ettiği bu çok kalabalık ihtifale üniversite (Ağız) cerrahisi profesörü Dr. Ziya Cemal Aksoyun çok veciz Söylevile başlamışlar. Sonra prof. Dr, Kâzım Esat Devrim, Doçent Suat İsmail Gürken mer- humun hatıralarını anmışlar ve Ec- zacı cemiyeti namına eski başasistan Hulki ile Diştababeti son sınıf talebe. sinden Mustafanın söylevlerile göz yaşları içinde bu büyük ölüye yapı- müddetle h&psine karar verilmiştir. | Jan ihtifale nihayet verilmiştir. e m a nn nk Bay Amcaya göre... li Lİ Mİ Hİ ... Opertte falan ihtiyaç duymaz müş gibi... ... Neden yaz gelince Şehir tiyatro- sunun perdesi kapanır?... SOHBET: ——— “Edebiyat, Amerikalı bir gazeteci, Sekizinel Edvard'ın tahtını bırakırken | Söyle diği nutku radio başında dinleyip ke lime kelime kaydetmiş; sonra nut kun, hükümet tarafından neşredilen suretini okumuş. Manada değilse de şekilde haylı fark olduğunu söylüyor. Kralın sözleri güzelleştirilmiş, kibar. laştırılmış, edebileştirilmiş, yani ağız dan çıkarkenki hararetleri soğ lup kalbe işlemez, kitab soğukluğu- na bürünmüş bir nutuk haline geti- rilmiş... Amerikalı gazetecinin, an- cak bir hülâsasını okuyabildiğim ya- zısı çok hoşuma gitti; fakat | biliyo- rum ki çoğu kimseler onu haksız bu- lacaktır, çünkü resmi suretteki pöh- pöhlü kelimeleri, ivicaclı cümleleri sesteki hararetten daha iyi anlamış- lar, daha güzel olduğuna kanmışlar» dır. Rethorika (edebiyat kavaidi) in- sanlara asırlardan beri okutuluyor; o kadar eski bir şeyin, o kadar emek verilmiş bir şeyin lüzumsuz, belki de muzır olduğuna kimi inandırabilir. siniz?... Konuşma dilini beğenmeyip de bir takım suni güzellik kaldelerine itibar etmek nereden geliyor? Her hissimiz, her fikrimiz gibi bunun da cnahvet» imizden geldiğini söylemek kabildir. Herkes konuşur, herkesin bir takım duyguları, düşünceleri vardır ve bun- ları hemcinslerine bildirir, Demek ki sadece duygularımızdan, düşüncele- rimizden ve onları etrafımıza bildire- bilmemizden kendimize bir şeref bir üstünlük çıkarmağa imkân yoktur. O halde «Ama ben onları ağzımdan çıktığı halleri ile bırakımıyorum, süs- lüyorum, güzelleştiriyorum!» diye öğünürüz, Bir taraftan gururunu ok- şamağa çalışan insan oğlu, bir taraf- tan da işin kolayını arar, Rethorika ona kolayca güzel şeyler yazmak usu- Yünü öğretir, «Kolayca» dedim; fakat bu kolaylığın pek farkında olmayız; olsak bile kendi kendimize dahi iti- raftan çekinir, hattâ zorluğuna ken- dimizi inandırmağa çalışırız... Halbu- ki öğrenmek, hele kaide öğretmek ne kadar kolay şeydir. Bir sözün güzelliğini hissetmek, sezmek pek az kimsede bulunan bir kabiliyettir; onun güzelliğini bir ta- kım mevzu kaidelerle isbat etmek ise herhangi bir adamın elindedir. İn- sanların rethorikaya itibar etmeleri, onu öğrenip sözlerini de, bükümleri. ni de ona uydurmaları işte bunun içindir, Yazılarında türlü türlü teşbihler, istiareler, lâfzi ve manevi sanatler bulunmasını istiyen adam bir say fayı doldurmak için belki kan ter içinde kalır; onu tekrar tekrar oku- yup düzeltmek için bir haylı vaktini sarfedebilir. Fakat aldanmayın, bun- Jar ancak zahiri zorluklardır; onların girişen adam nihayet muvaffak ola- cağından emindir; bu emniyet onun için her şeyi kolay kılar. İş, kendimi- zi zorlamadan güzel şeyler yaratabil. mekte, kuvvetini rethorika kitabla- rından değil, kendi kendinden alan sözler söyliyebilmektedir. Voltaire'in adımı asırdan asıra götüren eserleri, güzelleştirmek için üzerinde uzun uzun çalıştığı tragediaları, destanı değil, oynar gibi, konuşur gibi yazdı. ğı hikâyeleri, mektüplarıdır. Fakat yegâne doğru yolun konuşur gibi yaz mak olduğuna insanları inandırmak kabil değildir; çünkü bazı kimselerin kendilerini sıkmadan, tabii olarak (Devamı 9 uncu sahifede) Nurullah Ataç ki ei meze