Fenerbahçe Üçok bugün karşılaşıyorlar Izmirliler Istanbulla ayni kuvvette olduklarını bakalım bugün gösterebilecekler mi? İzmirliler de senelerdenberi yerleş- miş bir kanaat vardır: İzmir futbolü- nün İstanbul futbolünden aşağı ol- madığı noklasında israr ederler du- vurlar, Son senelerde İzmirde futbol ir parça düştü. Bunun Ankarada dörtler turnunsında ve İstanbuldaki surnusda aldıkları neticelerle mey- danda olduğunu gördük. Bu iki şehir rekabetinin en hararetli zamanların- da Türkiye birinciliklerinde Fener- »ahçeiilerin İzmir şampiyonunu ken- âi stadlarında sekiz sıfır gibi büyük bir farkla yenmesi İzmir futbolünün İstanbul futbolüne rakip olmak için jok çalışması lâzım geldiğini göster- mişti. Fakat buna rağmen bu iddia- lerında ısrar ediyorlardı. İzmirliler son günlerde zayıf olduk- larını anlamış olacaklar ki, şehircilik hislerini klübçülük hislerine tercih ederek milli küme maçlarında İstan- bul ve Ankara karşısına muhtelit bir şekilde çıkmagı en kestirme yol bul- dular; Milli kümeye girecek iki Küp dlğer klüplerle birleştirilerek kuvvetli bir hale sokuldu. Bunun ilk semeresi- ni geçen hafta İzmirde Beşiktaşa kar- şı aldılar, Üçok Beşiktaşı yendi. Bir hafta ev- velki Üçokun galibi Doğanspor da Be- şiktaşla berabere kaldı. Bu neticeler pek tabiidir ki, İzmiriilere milli kü- me maçlarında bir ümld vermiştir. Fakat şu da var ki, Beşiklaş İzmire çok eksik bir kadro ile gitmiştir. Ta- kımın belkemiği olan Hakkıdan mu- hacim hattında Şeref, Nazım, Muzaf- fer gibi en mühim üç oyuncudan mah- rum bir Beşiktaş takımından bundan daha iyi bir netice beklenemezdi. İzmirlilerin dün bazı gazetelerde çi- kan sözlerinden Fenerbahçe ve Beşik- taş karşısında İstanbulda iyi bir neti- ce bekledikleri anlaşihyor. Her takım bir maça çıkarken şüphesiz ki, yen- mek gayesini göder. Bunu biz tabii buluruz. Fakat bu tabii olan gaye bir parça olsun gizli bir düşünce olarak kalmalıdır. Biz burada bu iki takımı düşünelim. İzmirliler kendi takımlarının çok kuvvetli olduğunu fakat bu birleşme- ler yeni olduğu için daha takımda an- laşmanın pek iyi olmadığını söylü- yorlar. Futbolde en mühim nokta hiç şüphe yok ki, takım anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın daha henüz olmadı ğını kendileri de kabul ediyorlar. İlk karşılaşmalarını bugün Fenerbahçeye karşi oynıyacaklardır. Fenerbahçeli- ler Ankaradan iyi neticelerle döndü- ler. Ankara maçlarının Fenerbahçe için çok tehlikeli olduğunu düşünen- ler çoktu. Hakikaten bu düşünülecek kadar mühimdi. Fenerlilerin Ankara» da fena bir netice ile karşılaşmaları takımı çok fena, ve milli küme maçlarında artık tutunamaz bir vazi- yete sokabilirdi. Sarı lâciverdliler al- dıkları netieelerle bu tehlikeyi atlaf- Talebe, haftada dört gün sllışar saat ders görmekte, ders devresi da eserierinden birer sergi vücuda getirmektedirler. Yurd (10) mesun vermiştir. Resmimiz, Yurd müdürü bayan Atiyş ile bu Kalebeleri gösteriyor. tılar ve takımı kurtardılar. Şimdi biz Beşiktaşm galibi Üçok karşısında Fenerbahçelilerin nasıl bir netice alabileceklerini şurada kayde- delim. Sarı lâcveridliler senelerden beri bir arada oynamış ve anlaşmış bir takım- dir. Beşiktaşın güzel oyunu ve onla- rm fena bir takım teşkil etmeleri ve bozuk oyunları kendilerini sahadan teağlüp çıkardı. Fakat Ankara maçla- rı kırılan kuvvei maneviyelerini dü- zeltti. Yalnız birkaç oyuncusunun $â- kat olduğunu söyliyenler de var. Bİ- zim bildiğimiz yalnız Ali Riza takım- Caki yerini alamıyacak vaziyettedir. Diğer oyuncular oynıyacaklardır. Şu halde Fenerbahçelileri Ankara Genç- lerbirliğine karşı oynadıkları şu kad- ro ile sahada göreceğiz. Hüsameddin - Yaşar, Lebib - Reşad, Aytan, Cevad - Şaban, Naci, Bülend, Esad, Fikret, Belki ayni oyuncularla takımda u- fak bir değişiklik yapılabilir. Buna mukabil İzmirliler de Beşiktaşa karşı oynadıkları kadro ile çıkacaklardır, Maneviyatı oldukça yükelen ve an- laşmış bir İstanbul takımile Beşiktaşı yenmenin verdiği bir manevi kuvvet- le yenmek azmını taşıyan bir İzmir takımını bugün sahada göreceğiz. Beşiktaşı yenmekle İstanbula Takib olduklarını iddin etmekte pek haklı o- İlan İzmirliler bu iddinlarını isbat için çok çalışacaklardır. Buna mukabil sarı lâcirerdliler de hem yenildikleri Beşiktaş gabilini ye- nerek o mağlübiyetlerini unutturmak hem do milli kümedeki şampiyonluk bozulduktan sonra tekrar düzelmiş vaziyetlerini ikinci bir bozgunluğa sü- rüklememek için çok düşünceli hare- ket edecekler, tabiatile ona göre oy- nıyacaklardır. Bize kalırsa Fenerbahçeliler her 2a- manki oyunlarından birini oynarlarsa bu maçı kazanabilirler. Şu da muhak- kak ki futbol meraklıları bugün reka» bet idâin eden bir takımla, şampiyo- nadaki vaziyetini emin bir hale sok- Bugün nerelere gidebiliriz Bugün en mühim spor hareketi Taksim stadında yapılacak Fe- nerbahçe - Üçok karşılaşmasıdır. Bugünkü maçı Şazi Tezcan idare edecek Bugünkü Fenerbahçe Üçok arasın- daki karşılaşmayı Şazi Tezcan idare edecektir, Beşiktaş Üçok maçının hakemi de Nihattır. şimdiye Spor kurumu reis vekilli- ğinden istifamı ediyor? Ankara 2 (Telefon) — Türk spor kurumu reis vekili B. Hajd Bayrağın istifa edeceği hakkında bir şayia çık- mıştır. Bugün kendisi ile görüştüğüm B. Halid Bayrak, böyle bir arzu izhar ettiğini söyledi. Öğrendiğime göre B. Halid Bayra gın istifası kabul edilmiyecektir. Yarmki Beşiktaş takımı nasıl sak Geçen RM İMEŞDE yapılan maçta Beşiktaş takımında Hakkı rahatsızlı- ğı dolayısile yer alamamış, Nazım ve Muzaffer de bu seyahate iştirak ede- memişti, Beşiktaşlılar uğradıkları bu mağlübiyetten sonra Üçok karşısına en kuvvetli şeklilerile çıkmak için ça- lışmaktadırlar. Hakkı ve Hüsnü bu maç için Ankaradan gelecek, ağlebi ihtimal Nazım da takımdaki yerini clacaktır. Enver hakemi tarafından çı- karılması dolayısile federasyon tara- fından cezalandırlmış olduğundan oynıyımıyacaktır. Şu vaziyete naza- ran merkez muavin Hakkı oynıyacak- tır, B takımları arasında bir lig yapılıyor Fenerbahçe - Galatasaray - Beşik- taş, Güneş B takımlarile daha birkaç takımın iştirakile bir lig yapmak Üze- re bulunulduğunu haber aldık. Bu çok güzel teşebbüsün biran evvel netice- lendirilmesini bekliyoruz. (Edirnede lise ve muallim mektebi takımları 1 - 16 berabere kaldılar Edirne (Akşam) — Mektepler ars sında birincilik müsabakalarının ilk maçı Lise ve Muallim mekleplerinin birinci takımları arasında bu pazar icra edildi. Havanın fevkalâde güzel olmasından sokaklara dökülen halk akın akın stada doğru yollanıyordu. Lise takımı İbrahim, Metin, Tahsin, Kadir, Celâl, Orhan, Nusret, Muam- a&mmer, Nazım, Halilden mürekkepti, Buna mukabil Muallim mektebi oyun- cuları da en kuvvetli şekilde ve tam kadro ile sahaya Bu ta- kımda da Ahmed, Bürhan, Reşad, Ce- vat, Elter, Mehmed Bürhan, Ahmed, Sadi, Nuri ve Abdullah yer aldılar, Oyuna tam saat 16 da İbrahim Er- tuncun hakemliği altında başlandı. Bu devrede hâkimiyet kısmen Mual- Wim mektebi oyuncularında olmakla beraber rüzgârı Ünlerine alan Liseliler sıkı bir birlikle karşı tarafı sıkıştırdı- lar ve bir de güzel gol attılar, Bu dev- re sıfıra karşı birle ve Liselilerin ga- lebesile bitti. İkinci devrede ahenkdar bir oyun oynamağa muvaffak. olan Muallim mektepliler yirminci dakikada bir gol Attılar ve maçın nihayetine kadar tam bir hâkimiyet gösterdikleri halde gol yapmağa muvaffak olamadılar. Bu suretle mevsimin ilk dostluk maçı bir bire beraberlikle bitti. İlân Tarifemiz neşrettirilecek Lica- ler. Tam, yarım ve çeyrek sahife ilânlar için de ayrıca tarife var. dır. «Akşamaın ticari ilânlarına aid bütün işler için münhasıran şu adrese müracaat edilmelidir, İlâncılık Kollektif şirketi Aşir efendi caddesi, Kahraman- Der. İrade alınır. Abdülhamid: SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tefrika No. 857 Abdülhamid evlatlık diye aldığı kıza nasıl göz koydu, kızın mukavemeti gözde oldu. Ancak her defa firaşe das (Avdette Hacı Mahmud efendinin ş vet onu sinirlendiriyor, isyana sey« evine de ziyarete gitsinler.) diye ten- bih eder. Hatice hanım, hazinedar usta bir kaç cariye tle başmusahib Cevher ağa hep birlikte beş oraba ile Eyübe gi- derler. Öğle namazından sonra kurbanlar kesilir; kuşlara yem atılır, Gene hep birlikte Hacı Mahınud efendinin ko- nağıns giderler. Hazinedar usta Hatice hanımı: — İkindi narnazını burada kılalım! Diye teklif eder, Namaza durulaca- ğı sırada hazinedar usta cariyelere saraya avdet cylemelerini emreder. Hatice hanim namaz kılirken Cev- her ağa ile kendisi de seraya gider. Namazı bitince Hatice hanım ha- zinedar ustayı sorar (saraya gitti) cevabını alır, kendisinin Hacı Mah- mud efendi hanesinde yalnız bırakıl- dığını görünce vaziyeti anlar, Feryad- larla üstümü, başını parçalar. Hacı Mahmud efendi kızlarağası Abdül- gani ağa ve başmusahib Cevher ağa ile birlikte gelirler. Aygın, bayg bir halde bulunan Hatice hanıma başını örtmesi söylenir. Hacı Mahmud efen- di girer. — İrada okuyacağım! Der. Hanım ayağa kalkar, Haci Mahmud efendi okur: (Allah mads- melhayat Hatice kulunu berhüdar etsin! Ben kendisinden hoşnudum; Allah da ondan hoşnud olsun! Rab- bim onu iyi bir zevç ve evlâdlarla memnun etsin. Oğlum Bürhaneddin efendinin beylerinden Mehmed bey ile evlenmesini irade ettim. Kendisi- ne lâyık cihazını da vereceğim.) Hatice hanım bu sırada 23, 24 yaş- Yarında idi. 1001 lira müeccel, 1000 lira muaccel mihir tayin edildi. Bütün mücevher- leri getirildi. Hayat kaydile kendisi- ne 20 lira maaş tahsis olundu. Kocası- nın maaşı da arttırıldı. Yıldız civarın- da kendisine dokuz odalı bir ev yaptı- — Hatice hanım ne yapıyor? Diye sorar. Doğramacıbaşının ağ- zından: — İyidir. Sözünden < başka kelime çıkmaz. Abdülhamid malümat almak istiye- rek: — Ne Sany pa Diye ısrar nce amacıbaşı; zg elin karısını ne soruyon? Cevabını verir! Abdülhamid: — Hay Allah senin lâyığını versin! Diye sözü keser. Dürrüyekta hanımın sergüzeşti Bu gözdenin rdacerasından evvel- ce bahsetmiştik. (1) Şimdi buna dair biraz daha izahat vereceğiz. Dürrüyekta saraya bir yaşında be- şiğile getirilerek Abdülhamidin ana- lığı Perestu kadın efendiye satılmıştı. Saraya yeni gelen kızların üstün- deki elbise toplanır, mübürlenir ve (saklama odasında) saklanırdı. Bir gün burnu havaya kalkarsa: — Getirin şunun elbiselerini! Gör- sün de aklı başına gelsin! denilebil- mek için! Dürrüyektanın kırımızı basmadan entarisi, başındaki takkesi, üstünde altın yerine mangırları da bu sakla- ma odasında bir rafa konmuştu. Ab- dülhamid ovvelâ Dürrüyektayı büyü- yünce şehzadelerinden birine vermek fikrinde bulunuyordu. Kız dört yaşına varınca güzelleş- meğe başlamıştı. On dört yaşında iken kıza karşı padişahta nazar değiş- mişti. Kızın baygın, süzgün bakışları onda şehyaâni hevesler uyandırıyordu. Abdülhamid dayânamıyarak Dürrü- yektayı gözdeleri sırasına almağa karar verdi, Fakat kız: — O beni evlâtlık almıştı! Diye mukavemet ediyordu, Nihayet bu mukavemet kırıldı. Dürrüyekta 41), 218 numaralı tefrika, kediyordur. Abdülhamid Dürrüyektanın bu #er- keşliklerinin kendisinin yaşlı olmasın- dan ileri geldiğini anlıyarak üzülüyor, merasim günlerinde üniforması üş- tünde dinç görünerek Dürrüyektaya kendisini beğendirmek istiyordu. Böy« le sıralarda hirçm gözdenin etratmı alan kalfalar da: — Bak! Efendimiz ne anlı, şanlı! ' Diye takdirlerle onu padişaha ısın- dırmağa çalışıyorlardı. Fakat haya- linde kendisini hep genç bir şehzade- nin hanımı diye tasavvur etmiş olan bu on dört yaşında terütüuze mahlük pek ihtiyar ve çirkin bulduğu padi- şaha bir türlü ısınamıyordu. Abdülhamid de buna kizıyordu. Bir gün Dürrüyektanın şehzade Selim efendi dairesine gitliği harem- ce Abdülhamide Jurnal edilir. Padi- şahta şüpheler uyunır, Acaba Dürrü- yektanın kendisine karşı bu sureti hareketi Selim efendi için hissettiği meyilden mi ileri geliyordu? Atala- rında bir münascbet hasil olmuş mu idi? Hünkâr Selim efendi daireslii ta- rassut altına aldırır. Bir akşam me rak eder, bizzat ve haber verdirmiye- rek Selim efendinin dairesine gider. Kapıdan içeriye girince oğlunu önün- de bir haritaya dalnnş görür. Yanın da bir coğrafya kitabı buluran Selim efendi bu harita üstünde babasının cülüsündanberi kaybedilen memle- ketleri kırmızı mürekkeble işarıt ck mişi Abdülhamid işi anlayınca son derecede hiddetlenir ve kendisini tu- tamıyarak: — Vay sen benim düşmanım iwiş- sin haf Diye oğlunu dövmeğe başlar. Selim efsndinin validesi olan baş kadın efendi gürültüyü duyarak içe- riye girer. Oğlunun affını hi dan niyaz eder. Abdümamid: Tum. Fakat gözüm görmesin! Sıray- da durmyacaksın! Der, Selim efendiye Gazi Osman paşanın yanan dairesi yerine yapılan konak tahsis olunur. Dürrüyoktanın Selim efendi ile münasebette bulunmadığı anlaşılır ama gözde kendisine karşı dirsek çe- virmekte, dik kafulılık göstermekte devam eylediği için nihayet Abdül hamidin sabrı tükenir, Başmusahib bir gün gidiş müdürü Hacı Mahmud efendinin haremüne — Dürrüyekta geliyor! Der. Hanım: — Ne sıfatla? Diys sorar. Cevher ağa: — Çırağ buyruldu! Cevabını verir. İkinci musahib Cevher ağa koltu- ğuna girmiş bulunduğu halde Dür- rüyekta hanım Hacı Mahmud cen dinin konağına getirildi. Ağlamak tan gözleri kan çanağına dönmüştü. Arkadan Hacı Mahmud efendi de konyalıya verilecek, dedi. Bu çavuş boylu, boslu fakat yüzü fena çiçek bozuğu idi. Kendisine; — Efendimiz sana bir kız ihsun et” ti. Hayat kaydile 15 lira da maaşi Denilmişti. Dürrüyekta hanım bü” tün elmaslarını da alacaktı. Nikâh sarayda Hacı Mahmud efendinin odasında aktedildi. Dürrüyekta hw nıma Hacı efendi, çavuşa da Osman beyle Çerkes Mehmed pas vekâlet ettiler. Dürrüyekta hırslı ve muannid bir kızdı. Abdülhamidin boyalı sakalın& tahammül etmekten ise bir hünkâr çavuşunun karışı olmağı tercih edir yordu. Ceyizi Haydarpaşaya, gitmişti Kendisi de kadif> esvabını giydi; KU” şandı. Hâs ahırdan gelen araba de Hacı Mahmud efendi re! vapura gitti, Haydarpaşaya çıktı. Cr uş ta gelmişti. Hacı Mahmud efendi orada Dürrüyektaya: (Arkası vas)