li Zavallı bir kadın! Şakir uzun uzun & gecenin ikisi lenin hâlâspoker masasından kâlkmâ» ga niyeti yoktu. Şekir Nuri içinden: «Ah, ah bu Cemi poker düşkün- lüğü.» diye söylendi. hakikaten genç kadın poker meraklısı abbapların gittiği geceler böyle sabahlara kadar poker masasından kalkımazdı. Halbu- ki Şakir Nuri zerre kadar pokeri sev- mezdi. Zaten nasıl oynandığını d& pek bilmezdi ya... Mümkün olsa ka- ns Cemileyi de oynatmıyacaktı, Çün- kü Cemile ile poker arkadaşları öyle az uz para için ellerine kâğıdı almaz- landı. Onlar pokor öynarken masada avuç avuç, büyük paralar dönerdi. Ne çare ki Şakir Nuri için karısını pokerden o menetmeğe imkân yoktu. Çünkü Şakir Nuri o çeşid erkekler- dendi ki karısının sözünden kıl kas dar olsun dışarıya çıkmazdı. Sonra bütün parası kar.sı Cemile- nin elinde idi. Maaşını ahr almaz genç kadının avucuna teslim ederdi. Cemile ona her gün gündelik verirdi, Şakir Nuri bir kere daha saatine baktı. İki buçuğa geliyordu. Şimdi buradan kajksalar eve gidip yatıncıya kadar üç Ancak üç buçukta uyuyabilecekti. Halbuki saat altıda kalkması yedi bu- çukta herhalde işinin başmda bulun- ması lâzımdı. Yani topu topu iki bu- çuk sast kadar bir uyku uyuyabile- Ceki. O buna da razı idi, razı idi ama Cemile bir oyun masasından kalksa... Ne mümkün. Nihayet dayanamadı, yerinden ses- lendi: - Cemileceğim.. biraz gecikmedik mi? Cemile sert bir bakışla onu süzdü: — Rica ederim Şakir. dedi ve sö- zünün gonunu bile getirmeğe lüzum görmedi. Şakir için Cemilenin merhametini celbetmekten başka çare yoktu. Git- ti, Cemilenin tam karşısındaki kane- peye oturdu. Cemilenin gözü kendi- sine Diştiği zaman uzun uzun gerin- di. Müthiş surette uykuzu geldiğini anlatmak için gözlerini süzdü. Fakat Cemile onun bu halini görünce sinirli sinirli bir sigara yaktı, Oyununa de- vam etti. Aradan bir çeyrek saat geç- tikten sonra Şakir, Cemile ile bir da- ba göz göze geldi. gene uzun uzun esnedi. Cemile bu sefer ona hain hain baktı. Nafile, Şakir ne yapsa Cemileyi merhamete getirmeğe imkân yoktu. Ondan başka poker oynamıyan bir ihtiyar koca salonun köşesindeki ge- niş koltukta iyiden iyiye kestirmeğe başlamıştı. Ona baktıkça Şakir Nuri- nin gözleri kapanıyor, içi geçiyordu. Nihayet gözleri süzüldü, süzüldü. Şimdi, poker oynıyanları, ağzındaki Kemal reis Halki limanında demir atıp, papanın gemilerini bekliyecekti. Kont İsprano: «Beni oraya kadar götürün! Ben oradan papanın gemi- sine binip memlöketime giderim> sözünü elbette boşuna söylememişti. Receb reis de: — Biz Endülüse gittikten sonra bunlar Akdenizi boş buldular. Hele bir kolaçan edelim ortalığı. Arkamız- dan kim bilir ne fırıldaklar döndü! Diyerek, Kemal reisin kafasındaki Halki adasının cenup cephesi çok şirindi. Sahile kadar küçük çam ağaç- larile bezenmişti. Bizanslılar devrin- de burası ihtiyar bir prensin sayfiye yeri iken, ondan sonra her yaz mev- sminde buraya bir çok Bizans asılzâ- deleri gelir, sonbahara kadar oturur- lardı. Büyük bir şatonun yüksek kuleli duvarları hâlâ sahilden bütün aza- metile görünürdü. Halki adasının yerlileri runidu. Bu- rada tektük Venedikliler, Avlonyalı- | sigarasız KEMAL REİSİN İSPANYA nönüşü Yasan: İSKENDER F. SERTELLİ dumanlarını Kı dakları arasından etrafa sa mileyi hayal meyal gö: muştı. Bir kere daha uzun uzun esne- di. Sonra gözleri büsbütün kapandı. Fakat birdenbire Cemile tarafından dürtüldü. — Rica ederim.. anlaşıldı. Senden rahat yok. kalk bari gidelim. Kalktılar.. misafirlikten çıkmadan evvel Şakir Nuri saatine baktı. Vay, vay, vay. beş buçuk... Sabah olmuş ta farkında değillerdi. ana Cemile- nin bu yaptığı da artık fazla idi, Apartımandan çıkar çıkmaz Cemi- Je: — Beğendin değil mi diye Şakire çattı... Şakir uyku sersemliği içinde şaşkın şaşkın sordu; — Ne yaptım kancığım?.. Cemile sert sert cevap verdi: — Aile bütçesini mahvettin? — Ben mi?. — Evet.. sen... Sen... Aylıktan beş kaybettik.. daha doğrusu hepsini sen pokerde kaybettirdi. — Ben mi?. Ben? mem ki... — Keşki bilseydin, keşki bilseydin... Karşıma geçip kocn ağzını açarak es- nemeler, uyuklamalar, «geç kaldık; diye sızlanmalar... Büğün bunların yüzünden nasl oynadığımı bildim mi?.. Şaşırdım.. bütün maaş gitti. Dü- şüncesizliğin yüzünden aile bütçesi- ni mahvettin... Bir esnemen bir uyuklaman bize kaç liralara mal ol- du.. insan biraz da silesinin saadeti- ni, parasını bütçesini düşünür... Key- fi için hareket etmez. Buyrunuz baka- ım, şimdi nereden para bulacağız?.. — Aman karıcığım... Bunda benim ne günahım... Cemile, Şakirin sözünü ağzında bi- raktı: — Bir de İtiraz ediyorsun ha... Se- nin gibi erkekler bir ailenin ocağına incir diker... Mahveder aileyi. nite- kim ki ettin işte.. paralar uçtu gitti... Muhterem zevcimizin sayesinde... Ben zavalh ne bedbahtım.. ne biça- Te bir kadınım... sAmiân aile bütçesi sarsılmasın... Ekonomi yapahm» diye öyle herkes gibi, her gittiğim yer için altı şapka ahyorsa,ben dört tane ile idare ederim.. tek aile bütçesi sarml- masın diye. sonra muhterem zevci- mizle bir poker partisine gideriz. Dört kere esner, beş on dakika uyuklar, gitti paralar... Seni de gören aylarca uyumamış, yahut senelerce uyku has- talığı çekiyor sanır... Aşkolsun sana, yaplığını?.. Ben poker bü- Tramvay yoktu.. etrafta da otomo- bile benziyen bir şey görünmüyordu. Otomobili olsa bile verecek para nere- de?.. Ne 141 lar ve Giridli bahkçılar da bulunuyor- du. Kemal reis: — Acaba Portekiz kontu burasını neden istedi? Diyor ve bu merekıni bir türlü ye- nemiyordu. Receb reisin; «Elbette bu- nun bir sebebi vardır!» diyişi de Ke- mal reisin Lu Çoktanberi Türk donanması gör- miyen adalılar küme küme sahile ini- yor ve Türk akıncılarını alkışlıyordu. BNN A VEYE DZEN) SULMACAMIZ 25 Mart 937 Perşembe | İstanbul — Öğle neşriyatı: 12,30 Plâkla Türk musikisi, 12,50: Havadis, 13,05 Muhtelif plâk neşriyaı, 14 Son Akşam neşriyatı: 18,30 Plâkla dans | musikisi. 19,30 Konferans: Üsküdar Halkevi namına Reşat Kaynar (Ter- biyede tenkidin rolü). 20 Sadi ve ar- kadaşları tarafından Türk musikisi ve Halk şarkıları. 20,30 Ömer Rıza ta- rafından Arahca söylev. 20,45 Safiye ve arkadaşları tarafından Türk müusi- p kisi ve Halk şârkıları. Saat âyarı, 21,15 Orkestra: 22,15 Ajans ve borsa haber- leri ve ertesi günün programı, 2230 Plâkla sololar, opera ve operet parça- Jarı. 23 SON, Ecnebi istasyonların bu akşamki en Müntehap Programı Berlin (356,7) saat 21,10 Orkestra, piyano ve tenor. Lüksemburg (1293) 23,30 Senfonik konser, Frankfurt (251) 22,10 Chopin (piyano). Viyana (506,8) 23,20 Schubert (yaylı sazlar) Varşova (1339) 23,30 Koro. Milâno (368,6) 23,15 Konser, Berlin (356/7) 20,24 Vagnerin xParsifal operası. Monako (405,4) 20,10.«Sihirbaz» opera Peşte (549,5) 2045 (Bach) tan par- çalar. Prag (470,2) 21 «Faust» operası. Sottens (443,1) 22,15 Muhtelif şarkı- lar, Liyon (215,4) 23,30 Operet musi- kisi Dans Musikisi Frankrut (251) saat 030, Juan Les Pins (235,1) 0,15 - Londra (kısa dalga) 1932. Eve kadar yürüyerek geldiler. Saat altı olmuştu. Cemile: — Saat âllı... dedi... Sen dairene gidinciye kadar yedi ...Bari doğru işi- nin ege git.. iye boynunu büktü... Cemile: — Oh ne âlâ... Her zaman olduğu gibi gene damdan dört ayağının Üs- tüne düştün.. şimdi sen işine gidecek- sin.. avunacaksın, sinirlerin yalışa- cak. arkadaşlarınla çene çalıp eğle- neceksin.. . halbuki ben biçare senin münasebetsizliğin yüzünden bozulan sinirlerimi yatıştırmak için şimdi eve girince kendimi banyoya atacağım.. kaldırıp yatağa firlatacağım.. görü- yorsun değil mi başıma getirdikleri ni?.. Yaptıklarını beğeniyor musun?.. Bugün sana gündelik te yok. para kalmadı ki.. hem kuzum Nahidenin kocasına 17 lira borcunı kaldı... Ma- Yüm ya kumar borcu namus demek- tir... Bul buluştur, sana gelince veri- ver.. bari bu kadarcık olsun bir fay- dan dokunsun., Ah, ah senin yüzünden çektikle- rim.. görüyorsun ya... (Bir yıldız) demki dünyayı görmek istiyor. ben onu bu hevesinden mahrum etmek istemem. Kont İsprano Türkleri çok başka tanımıştı. Bu esaret, onun bütün yan- sırada harbi icab ettiren hiç bir hâdi- se yoktu. İki hükümet de biribirine dost görünüyordu Gerçi Basra körfezinden inen Por- tekizliler bir kaç yıl önce bir kaç 'Türk gemisini çevirmişlerse de, ondan sonra Portekiz elçisile bir anlaşma ya pılarak dostluk teessüs etmişti. Ne Kemal reis Konta esir muamelesi ya» pıyordu; ne de Kont İsprano kendisi- ni esir telâkki ediyordu. Fakat, rahip Ciyovaninin vaziyeti hiç de böyle değil- di. Rahibin Türkler aleyhinde yaptı- dı işler sayılamıyacak kadar çoktu. İspanyaya yardım ederken bir kaç kere 'Türk donanmasını ateşletmeğe teşebbüs etmesi bile, onu idama götü- i 4 5 ..3 e T — Göğüs kemikleri (7) 2 z dinlemek (5) İle (2) 3 — Uzan (3) Deniz kıyım tozu (3) 4 — Et satan (5) İle muhaffefi (2) 5 — Dini tören (4) Fişeği ateşliyen (5) 6 — Ekmek (3) Tekrar sormak (5) 7 — Sallandır (2) Yas (5) 8 — Nida (2) Bir ot (4) 9 — Ağaçlara musallat böcek (6) Ces mi edatı (3) 10 — Ağa (3) İçki (3) Sual (2) YUKARDAN AŞAĞI; 1 Koca anam (7) Nida (2) 2 — Baş altına konan şey (6) 3 — Yorgun, mecalsiz (6) Orta (3) 4 — Bir musiki âleti (2) Zaman (2) 5 — Musr riabudu (2) Bir arada kuk lanılan şeyler (5) 6 — Acsiplik (7) İle muhaffefi (2) 7 — Beygir (2) Sarılı şey (5) 8 — Kirpiğe sürülen (5) 9 — Havada su olan (5) Şimal geyi- #0 10 — Kalkmak (5) Bir nevi serpuş (4) HALLİ; Ve Kont İsprano, Rahip Ciyovani- nin güverteye çıktığını görünce sabrı tükenmiş: Kemal reis de misafiri Kont İspra- Sahife 11 samimi Istanbul 24 Mart 1937 (AKŞAM KAPANIŞ FİATLERİ) Esham ve Tahvilât : İst. dahilf O 98,50) İş. B. Hamiline 10,20 Kuponsuz 1933 w Müessis 83,— istikraz © 99,50İT.C. Merkez Ünltürk | -19;62,50) Bankası 93,50 » HN. 19,—İAnadoluhis. 23,40 » İM. 18,90) Telefon 6,25 Mümessi | © 43,50) Terkos 1125 » HU 41,20) Çimento | 1450 . N İttihat değir. 10,90 İş Bankası (o 10,20| Şark O» 1,10 Para (Çek fiatleri Paris o“ 1721) Prağ 22,68,37 uç 618,—| Berlin 1,9662 79—| Madrit — 11,44,— yene 15,02,42) Belgrad 34,62,İ$ g az) e 41666 Brüksel 449,62) Pego 40050 Amsterdam 1,44,50| Bükreş (o 107,92,88 Solya ooo 64,40,12jMoskova (o 24,69,— Ticaret ve zahire borsası 24 Mart flat ve muameleleri 1 — İthali; Buğday 479, çavdar 120, arpa 90, bulgur 24, un 91, kepek 15, kuşyemi 26 3/4, kendir tohumu 8, yulaf 25, mercimek 16, keten tohu- mu 10, pamuk 6, tiftik 1, nohut 4, su- sam 51, pamuk yağı 26, iç ceviz 1, ka- şar 2, beyaz peynir 6, kabuklu fındık 5, zeytin yağı 46, fasulye 22, yapak 11, iç fındık 13 ton, afyon 348 kilo. k İhracat: Buğday 250, iç fındık X ın. 2 — Satışlar: Buğday yumuşak kilosu 6 “kuruş 5 paradan 6 kuruş 20 paraya kadar, arpa kilosu 4 Kuruş 6 paradan 4 kuruş 20 çavdar kilosu 5 kuruş 3 — Telgraflar; Londra misir mart tahmili kerteri 26 Şi. Ki 3 Kr. 69 Sa,, Londfa