11 Mart 1937 SİYASİ İCMAL İngilterenin silâhlanması meselesi * İngiltere Hariciye nazırı B. Eden İs- Koçyada söylediği bir nutuk ile İngilte- renin beş senede bir buçuk milyar İn- giliz lirası sarfederek denizde ve ka | rada ve bahusuz havada fevkalâde si- lâhlanmakta olması ila sulhil tehdid eylemediğini isbata çalışmıştır. Namr bu silâhlanmak yarışına bakarak haf- bin zuhuru çaresiz olduğunu sünnet- mek doğru olamıyacağını ve bilâkis İn güterenin silâhlanması harbe hazırlan- makta bulunan Hderleri ve milletleri böyle bir teşebbüsün kendileri için teh- likeli olacağını anlatarak harpten ta- haffuza bir çare olacağını ilâve etmiş- tir, Bu sözler İlalyan ve Alman milletle- rine ve bunların başlarında bulunan liderlere karşı bir ihtar mahiyetinde bu- lunuyor. İngiliz Hariciye nazırı silâh- lanma yarışma nihayet verecek bir an- laşmaya imkân görüldüğü zaman İn- gilterenin de fevkalâde teslihattan vaz geçceğini kaydetmiş olması İngiltere- nin diğer ikt büyük devletin silâhlan- makta devam etmekten vaz geçmeleri şartile teslihatı yavaşlatacağını gös- termektedir. Fakat İngilterede efkâre “umumiye fevkalâde silâhlanmakta müttehid bu- lunmadığı zaman geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. En büyük muhalefet unsüş! ru amele parlisi bidayette silâhlanma plânının heyeti umumülyesine muhale- İŞE BAKINIZ! İşsiz güçsüz takımından bir adam Pariste Bulonya ormanında dolaşırken, yanıbaşından tasmasının İpini sürüye sürüye bir köpek geçiyor. Adam köpeğin ipini tutuyor, köpeği sevip okşuyor ve sahibini bulup teslim €diyor. Bu bir kadındır. Adama diyor ki: — Bari her sabah geliniz de köpeği bir iki saat gezdiriniz, size beş on para veririm. Adam kabul ediyor ve bu işe başlıyor. Derken başka müşteriler de çıkıyor. Bir derken adam iki, beş, on köpek gez- dirmeğe başlıyor. Oluyor bir köpek ço- banı, Bu işten biriktirdiği para ile ga- zetelere ilân veriyor, diyor ki: — Beni köpekler çok sever, köpeği 0- lanların köpeklerini dolaştırırım!., İlânın çok faydasını görüyor. Bugün tesadüfen köpek çobanlığına başlıyan adamın Pariste bir «Köpek ba» kım yuvası: var, CAM KUMAŞ Yorkishuride bir fabrika, on ay çalış- tıktan sonra, nihayet camdan iplik yaptı. Bu ipliklerden satene benziyen parlak kumaşlar dokunacak, bu ku- maşlar da Londrada açılacak olan bir sergide teşhir edilecek. Bu kumaşlar bilhassa yatak ve yor- gan çarşafı yapılmağa çok yararlı iş, çünkü yazın serinliği, kışın da sıcağı muhafaza ediyormuş... Bütün bunları «mış» ile söylüyoruz, bakalım netice nasıl çıkacak?, DÜNYANIN EN ZENGİN ADAMI Dünyanın en zengin adamının Haydarabad > Nizami olduğu bu son günlerde anlaşıldı. Nizam tahta cü- lâsunun yirmi beşinci senel devriye- sini tesid münasebetile emsalsiz bir şenlik yaptırıyor. Nizamın toprakları Türkiyenin yarısından fazladır. Na- kid serveti ise 625 milyon altın ve 6 milyon kehribardır, Buna rağmen Ni- zam çok tutumlu bir adamdır. Dün- yanın en ucuz sigaralarını içer. Boş yere metelik sarfetmez. Hiç durma- dan «düşmez kalkmaz bir Allah» diye söylenirmiş! Mesele mühimdir imi Babast oğlunu karşıst- na almış öğüt veriyordu: — Oğlum, her hangi — meslekte olursa olsun, in- san çekirdekten yetişmelidir. Oğlu sordu; | muşlardır. fet etmemişti. Fakat şimdi bu partinin liderleri silâhlanmanın tamamile aley- hinde söz söylüyorlar. Bunlardan bin- başı Atilee Hariciye nazırı le ayni z0- manda söylediği nutukta İngilterenin sülâhlanmasını amele partisinin bir de- lilik saydığını ve bunun sulha hizmet etmiyeceğini açık olarak beyan elmiş- tir. İngiliz amelesi taraf taraf grevler ya- parak silâh ve tayyare ve harp levazı- mi fabrikalarının muayyen plân üze- re çalışmalarını sekteye uğratmaları da iyi bir alâmet sayılmamaktadır. Hükü- metin silâh fabrikaları amelesinin grev yapmasını harp zamanında olduğu gi- bi halletmek istediğini bildiren telgraf- lar vaziyetin çok ciddi olduğunu gös- termektedir. > Londradaki son belediye intihabında amele partisinin 65 aza çıkarıp muha- fazakârlara karşı evvelce haiz bulun- duğu ekseriyeti yeni aza ile kuvvetlen- dirmiş olması ve muhafasakârların an cak 45 aza çıkarıp İngiliz tmparatorlu- ğu merkezinin. belediye işlerinde söz sahibi olmaktan büsbütün uzüklaştı- pacaktır. YENİ YÜZ Avustralyada bir kimyagerin başı, kaza ile, asid nitriğe daldı ve adamın yüzü tanınmıyacak bir hale geldi, Bu- nun üzerine İngiltereden bir estetik | cerrahi profesörü getirttiler. Avustrai- yalı doktorlarla beraber bu operatör yüzü tanınmıyacak hale gelen kimya- geri yirmi sekiz ay tedavi etti ve ada- | mun yüzünü yeniden güzelleştirdi. Operatör, adamın muhtelif yerlerin- den deriler yüzerek alnındân çenesine kadar yeni baştan yapıştırdı ve harap olan yüzün yerine yeniden bir yüz tak- muş oldu. Bugün Avustralyalı kimyageri gören: | ler bir zamanlar yüzünü asid nitrikle yıkadığını anlıyamazlar?. PARİSİN AĞAÇLARI Parise gidip Champs-Elysâes veya Avenus du Bols'da dolaşanlar kendi kendilerine; — Acaba kaç ağaç vardır? diye sor- Fakat sizi temin ederim ki, Parisliler bile bunu akıllarından geçirdikleri hak de birer birer ağaçları saymağa kalk- mamışlardır. Bereket oversin Pg- ris ağaçları korums birliği bu hesabı yaptı ye neşretti. Pariste 342,000 ağaç var. Desenize Paris şehirden ziyade or- manmiş!.. ÂLİMLER ÇOCUK GİBİDİR © Nev-Jerseyde, fennin terakkiyatına. dair raporlarını okumak üzere yeryüzü âlimleri bir kongre topladılar. Bu kongrede konuşulanları dinlemek Için dışardan pek az kimse bulundu. Daha doğrusu Nev-Jersey halkı, fennin terakkisi yolunda atılan büyük adım-. lara lâkâyd kaldı. Ya âlimler ne yaptı?. Âlimler, oturdukları otelin holünde, teşhir edilen oyuncak bir Aerodinamik lokornotifinin nasıl işlediğini seyretti- ler. Bahrimuhiti kebirin derinliklerinde İncelemeler. yapmış olan meşhur âlim. Vilyam Bibi, lokomotifin süratini gö- rerek: — Şayanı hayret! dedi, Ve bütüh âlimler onunla beraber hayran hayrani oyuncağı seyrettiler, — Ne gibi baba?, — Herhangi mesleğe girersen gir, ev. vel aşağidan başlayıp yukarıya çıkma. İ Inhisarlar veki- öinin tetkikleri Vekil dün bir toplantıya reislik etti Gümrük ve inhisarlar vekili bay Ali | Rana ile Gümrükler başmüdürü bay Mustafa Nuri Edirneden şehrimize dön- müşlerdir. Vekil.dün gümuük ve inhi- sar işlerle meşgul olmuştur. Bu arada inhisarlar idaresinde vekilin riyasetin- de umum müdüş muavini ve müfettiş-; lerin iştirakile bir toplantı yapılmış, muhtelif işler üzğrinde görüşülmüştür. Bay All Rana müfettişlerini de çağırarak keğdilerile görüşmüş ve izahat almıştır. Vekilin meşguliyeti ak» şam geç vakte kadar sürmüştür. İki gün sonra Ankaraya dönecek 0- lan bay Ali Rana Edirnedeki tedkikleri Z ibdan pürin gönül Omnli rüya çıktık, Gündüz trenlerde gümrük muayene ve kontrolunu gözden geçir» dim; memurların nasi çalıştıklarını gördüm, Uzunköprüde geçeyi de bek» İiyerek gece gelen ve giden trenlerdeki gümrük kontrolunu tedkik ettim, Dö- nüşte -Alpulluya.da uğrıyarak şeker fabrikasını gezdim. İnhisarlar umum müdürlüğünün Ankaraya nakli için yapılar binaya vek| kâlet taşındı. Yeni bir bina yapılınca» ya kadar umum müdürlük İstanbulda kalacaktır.» İnhisarlar vekili, tuzlalarda yapıla» «Akşam» (o sahiplerinden, eski ve cak yeni inşaat ve tesisat için hazırlar candan dostum Kâzım Şinasi Dersan, © nan projeyi tedkik etmiş, tus inhisarı | haftada bir defa gazetesine Ankara- (Ankara Mektupları İ Ankara pa lasta yatıp kalkan menelik kimdir! Ankarada günün iş adamlarının, siyaset, ticaret kodamanlarının bir araya toplandıkları bina — Ankara 10 mart 937 — müdürü Cavidden izahat almış, inhi- | dan mektup yazmami isteyince, bu sarlar mütehassısı Uri ile inhisarları | nazikâne dileği reddedecek kudreti e alâkadar eden işler etrafında müta- | nefsimde bulamadım. i Geçen yaz ortalarında bir gün, Kâ- leasını rna, Akayın yapt yaptıra- cağı yeni vapurlar) cukuğumuza kulaklarım. köpe Müdür Cemil, vekâlete izahat vermek üzere Ankaraya gitti zımia birlikte Yugoslavyaya gidiyor- ken, Trakyanm bilmem hangi bir yay. £& lasında a leyleği ayakta görmüş ve ço- edilen bir söz temsilini hatırlıyarak bu ya m 1 der olacağına gülerek hükmetmiştik. Leylekten tefeülümüz meğer pek te asılsız değilmiş, Arası çök geçmeden, Kâzım Montrüye gitti. arkasından Akay müdürü Cemil, dün Anki gene ikimiz beraber tekrardan Yi raya gitmiştir. Akay müdürü, hareke- | avyaya seyahat ettik. derken vw miş ve Denizyolları hesabina gemi in- | iadı. üç ayda bir kaç defa İstanbulla şası işini üzerine'alan fabrika mümes- sillerile görüşmüştür. Akay idaresi de yeni vapurlar inşa edeceği için bu görüşmede fikir teati edilmştir. Akay müdürü bu gemilerin inşaatı etrafında Ankarada vekâlete izahat verecek ve talimat alacaktır. Bundan başka B. Cemil, Yalovada | açılacak otel, ve yeni tesisat etrafında da vekâletten emir alacak ve bir kaç gün sonra şehrimize dönecektir. Akay idaresi, Moda, Erenköy, Bağ- dad vapurlarını esaslı surette tamire karar vermiş ve Kadıköy vapuru da havuzlanmağa başlamıştır, Akay idaresi, ilkbahar tarifesinin tatbikine nisan haftasında başlıyacak» tır. Yeni demiryolları Diyarıbekir - Van hattının yapılacağı haberi şarkta büyük sevinç sevinç uyandırdı Diyarıbekir (Akşam) — Nafıa vekil vebali şimdiden Kâzımın üzerine ol- B. Ali Çelinkayanın Akşam gazetesin- de yaptığı beyanatta-Diyarıbekir-Siird- Van şimendifer hattının inşa edilece- ğini müjdelemesi, burada büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Diyanbekirden şimendifer hattının Siirde ve Vana temdid edilmesi doğu illerinde yeni bir servet ve refah kay- nağı doğuracaktır. Hele Silrdden ayrı- lacak bir kolun Bitlis ve Muşa indirli- mesi, buralarını cennete çevirecektir. Galata yolcu salonu maketleri tefrik edildi Galata yolcu salonu için yapılan maketleri tetkik eden tali komisyon dün toplanmış ve son tedkiklerini yap- mıştır. Şimdiye kadar müsabakaya 1ş- tirak etmek üzere 23 kişi müracaat et- miş, fakat üçü maket gönderemediğin- den müsabakadan hariç kalmıştır. Komisyon, yirmi maket içinde birin- dsın, risan aşağıdan yükselmeli... m mağ ek; ikinci ve üçüncü derecede gelenle- | meclisi idare âzası, direktör, profesör, ri tefrik etmiştir. Yarın jüri heyeti top- Ankara Palasın, yalnız sima ve şahis- | lan değişen daimi konuklardır. lanacak ve son kararını verecektir. merkezi hükümet arasında mekik do- 'kudum.. buraya Kâzım da defatle gel- di, gitti.. ben arada bir de Atina sefe- ri yaptım.. Hasılı kelâm leylek bizi aldatmadı ve dedelerimizin müşahede ve tecrü- belerini de tekzip etmemiş oldu. Kâzım ile bu yoldaşlıklar esnasında daha ziyade resanet bulan dostluğu- muz beni, kırk yılda bir âciz kalemim- den dilediği ufacık, değersiz bir hiz- meti kendisinden diriğ edemiyecek mevkie koyduğu için bügün Akşam okuyucularının karşısına çıkmak ce- saretinde bulunuyorum. Kendilerine, biraz evvel dediğim gi- bi her hafta, bir Ankara mektubu'su- nacağım. Türkiye “Cumhuriyetinin merkezinde duyduğum ve gördüğüm şeyleri ve bilhassa sosyal hâdiseleri, buradaki umumi: hayatı karilerimin gözleri önünde canlandırmağa, yaşat- mağa çalışacağım. Bu ise, güç iştir; onu biliyorum. Ve başaramıyacak olursam, . günahı, sun. ... Karşınıza siftah Şikarken, size, ev- | velâ, içinde bulunduğum daimi de- koru tarif ve tasvir etmeliyim. Ben (Ankara Palas) .da oturuyo- rum, Ankara Palas, Ankaranın en iyi rasad noktası, havadis borsasıdır. Gündüzleri bom boş görünen bu asri kervansaray, akşam oldu muydu, günün iş adamlarını, siyaset, ticaret ve finans kodamanlarını bir araya töplar. Salonlarda, barda, yemek masala- rının başında rasladığınız ferdler ve yahut ki zümrelerden o aralık mer- kezi hükümette müzakere edilen iş- lerin mahiyeti hakkında hüküm ver- mek mümkündür; ve bu hükümde asla yanılmazsınız. Sermayedar, mühendis, hukükçü, fen adamı, müteahhid, komisyoncu, V köpeği: Menelik iliği siniz.. değil mi?. y i E z i : se bunu anlatmak uzun olduğu için kısaca: — Ankara Palasta oturuyorum. Demeyi müreccah buluyorum. Fakat (Anneks) deyip te geçmiye lim. Benim gibi, konfor ihtiyaç v itiyadını, kesesinin darlığı sile telit etmek mecburiyetinde bulunan birçok muhterem zevat bu dairenin daimi kira» cılarıdır. Her türlü istirahat esbabını ca» mi bulundukları halde bittabi asıl büyük oteldeki gibi ve o derece lüks olmadıkları için ucuz verilen Anneks odaları, alt kattaki çamaşırhanenin mütemadi gürültüsü olmasa pek âlâ- dır. Hem bu gürültüye gitgide alı- şılıyor da.. öyle ki ben, şimdi artık bu gürültü olmadıkça bir tek salır yazı yazamıyor, bir sahife kitap oku- yamıyor, ve hattâ göz yumup ta uy- ku uyuyamıyorum, Bu Anneks veri Ben burası. nı, eski devirlerin kibar selâmlıkları- na benzetiyorum. Esasen, Ankara Palasın kendisinde de, sahibi felek- zede ölmüş bir eski zaman paşa ko- nağı hali var. 5 Pin ai Mb (Devamı 6 ner sahifede) Ercümend E. Talu emmi innenetatamıın, 0 yapm 0 & yem m RM kp Mm 1 em ame ver RR KARAMA MM DAMME SL Myanmar memeye in BE AİŞE cc me ae ri nl rm eğ Ne be er e a e