, s.amı'!p mt vaya u Halkevlerinin yıldönümü i Halkevleri memleket için en yararlı müesseseler halini aldı Yarın 3İ Halkevi daha açılıyor ve evlerin yekünu 167 yi buluy Halkevlerinin yıldönümü 21 şubat Pazar günü 136 Halkevinde birden kui- lanacak ve yeniden 31 Halkevi daha açılacaktır. Bu suretle memlekette mevcud Halkevlerinin sayısı 187 ye çi- beri halkı çatıları altına toplamak için Lütün vesilelerden istifade etmişler, ve bulundukları muhitte daima büyük bir alâka uyandırmışlardır. 932 senesinden bert Efalkevlerinin erdiği faaliyeti tedkik etmek bu Müesseselerin memlekette, halk arasın- da muhtelif sahalarda uyandırdığı alâ- kayı anlamak için kâfi gelecektir. HALKEVLERİNİN FAALİYETİ Halkevleri azalarının sayısı günden güne artmaktadır. Bunlar, 1936 sene- sinde 6198 i kadın ve 69,230 u örkek olmak üzere 75,428 kişiyi bulmuştur. Gene 1936 senesinde memlekette mevcud. 136 Hülkevinde 2,829 konfe- rans tertip edilmiş, 1,049 verilmiş, 713 def; lu sinemalar gösterilmiştir. İ vleri halkın okuma ihtiyacını mikyasta tatmin eden birer kü- enesinde 122,809 u bulmuştur. 'Tutulan istatistiklere göre yalnız 1936 #cnesinde kitap okumak için Halkevi | kütüphanelerine gelenler 874,656 Kişi- dir Bundan başka Halkev nat sergisi ve 36 yerli m Halkevi azala leri gezintii Halkevleri, okumak ihtiyacında 0- | larlara kitap temin etmekle kalmamış, ayrıca lisan kursları da açarak öğreti- ci bir Yol oynamıştır. 936 da Halkevle- 198 ders verilmiştir, Kevli memlekette uy diğı derin alâkayı anlamak için bir se- n8 İçinde muhtelif sebeplerle Halkev- lerine gelenlerin sayısını bilmek faide- Midir: 'Halkevlerine 933 senesinde 500,589, 934 da 1,226;401, 935 de 2,355,372 kişi gelmiş, bu aded 936 senesinde 4,311,667 rakkamına kadar yükselmiştir. İZİ kesir, Bursa, Antep, Bartin, Diyarıbe- kir, Antalya, Mersin, Denizli, Adana, Mardin, Samsun, Konya, Kars, Elâziz, Ankara, Afyon, Aydın, Çorum, Eskişe- hir, Manisa, Maraş, Zonguldak, Uşak, İstanbul-Eminönü, Edremid, Giresun, İnegöl Halkevlerinin muvaffak olduğu | anlaşılmaktadır. Şüphesiz bunlar muhitlerinde çalış- ma eleman ve'İmkânını daha kolay bu- | lan Halkevleridir. Diğer taraftan bina, bütçe ve elemanlar darlığı yüzünden geniş bir faaliyet gösteremiyen Halkev- leri bazı sahalarda diğerlerini geçecek hizmetlerde bulunmuşlardır. Bunlar da buldukları güzel ve ameli tedbirlerle muhitlerinin sevgi ve şük- ranını kazanmaktadırlar. HALKEVLERİNİN HİZMETLERİ Halkevlerinin bulundukları muhit lerde bilhassa dil ve tarih işleri üzerinde) faldeli çalışmalar olmuş, elliye yakın Halkevi bulundukları şehirlerin birer tarihini hazırlamıya muvaffak olmuş- lardır. Mubitlerinin halk şairlerini ve genç kabiliyetlerini meydana çıkaran Hahkevleride az değildir. Halkevlerinin bulundukları yerlerde spor çok inkişaf etmiş, köylere kadar yayılmıştır. Bil hassa Haikevlerinde verilen temsiller birçok muhitlerde halkın tiyatro zevk ve ihtiyacını tatınin etmekten başka or, âza sayısı 75,428 dir Balkan matbuat birliği kongresinin Atinada toplanması münasebetile Yunan matbuat nazırı tarafından verilen ziyafetten iki intiba Halka milli musiki zevkini aşılamak ve halkın öz havalarını tesbit etmek şeklinde iki cepheli hizmet gören mu» siki kollarının muvaffakıyetinde hemen: bütün Halkevlerinin hissesi vardır. Halikevlerinin: bandaoları şehir parklar rmda ve Haikevi bahçelerinde mille» İ tire musiki ihtiyacımı tatmin: etmekte, verilen konserlerle halka musiki zevki aşılanmaktadır. Halkevleri halkın okuması için bü- tün gayretleri ile çalıştıkları halde mer- kezs gönderilen raporlarda gene kitap ihtiyacı tebarüz ettirilmektedir ki, bu da Halkevlerinin halkı okumaya teşvik. sahasında elde ettiği muvaffakıyeti gös- termek için iyi bir misaldir. HALKEVLERİNİN KÖY FAALİYETLERİ Halkevleri köycülük şubeleri bu yıl her senekinden fazla faaliyet göster- mişlerdir. Bu faaliyet köylere gezinti- ler yapmağa inhisar etmemiş, onların: tenviri için çalışılmıştır. Köylü ile yapılan konuşmalar sade bir dille yapılmış muhtelif sahalarda; öğüdler verilmiş, hastalara ilâç, yok- sullara para dağıtmıştır. Birçok Halkevleri muhitlerindeki bir kaç köyü nümune köyü yaparak orada. fenni ziraat usullerini, evlerde sıhhi ya- şamak kaldelerinf köylülere öğretmiş- lerdir. Bir zamanlar Köyleri bilmemek- le itham etmekte pek haklı olduğumuz kaydedebiliriz. Halkevleri halkın evleri olduklarım yalnız onlara inkılâp fikirlerini aşıla- makia değil, onların her ihtiyaçlarını karşılamakla isbat etmişlerdir. Memlekete bu Kadar yararlı birer müessese oldukları anlaşılan Halkevle- rümize bu sene daha 31 Halkevi ilâve edilmekle Halkevlerinin faide verecek- leri sahalar genişletilmiş olmaktadır. ragümrük: Mehmed Arif, Bakın köy: Hâli, Saryer> Osman, Tw rabya, Yeniköy, Emirgân ve Rv melihisarındaki eczaneler, Aksa- ray: Ziya Nuri, Beşiktaş: Süley- man Recep, Kadiköy: Puzaryo lunda Merkez, Modada Faik İs- kender, Üsküdar: Ömer Kenan, Fener: Defterdarda Arif, Beyazmd: Yeni Lâleli, Küçükpasır His met Cemi, Samatya: Kocamustar fapaşada Rıdvan, Alemdar: Çem- berlitaşta Sır Rasim, Şehremi- nk Ahmed Hamdi, FP niçin doğdu, Tekke NO. Zammı Yazan: Mustafa Razıb Kara Kemal bey «İttihad ve Tetâkki » nin son devirlerinde süikasdlar ve entrikalar Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası nasıl dağıldı ? ekmek dağıtma işini de eline alıyor ve bir banka kurmağa karar veriyor şikâyet etmek şöyle dursun, büsbü- tün aç kalmamak için Kara Kemal Beyin adamlarına hoş görünmeğe çö uşıyorlardı. Çünkü Kara Kemal bey, yalnız teşkil ettiği şirketlerle İstan- fa elinde tutmak, diğer taraftan cemi- yete sadakat göstermiş ve iyi kötü hizmet etmiş işsiz, güçsüz bir takım kimselere de bir geçinme sahası te- min etmek üzere İstanbulun ekmek dağıtıma İşini de doğrudan doğruya üze rine almıştı. KEMEK DAĞITMA İSİ DE KARA KEMALİN ELİNDE... Kara Kemal bey, kongreye verdiği ettirmeğe çalışmıştı. Tariht bir ehem- miyeti olan raporun bu fıkrasını bu- raya, kaydetmekten. kendimi alama- dım: “ «Anadoludan tedarik edilen buğ- day buraya celb ve değirmenlerde tahredildikten sonra fırınlara tevzi ve bilâkayd ahaliye füruht edilmeğe evvelki sene ramazanı şerifin evahı- rına kadar devam edilmiş ise de Ana- dolu nakliyatınm bir sureti muntaza- lâtını ikmal etmiş olan İttihad ve Te- rakkinin İstanbul teşkilâtından isti. fnadeye karar vermiş ve teşkilâtı mez- küre marifetile İstanbul sekenesi seb- tldefter edilerek her mahallede Bir ekmek tevzi mahalli tesis ve bir zat ikame etmek ve tevzlatı müs trmirren cemiyetin mıntaka memur- lor ve kâtibi mesulleri marifetile tef- tş etmek suretile buhran ortadan kal- örrlmış ve halkın mucibi memnuni- y:ti olacak bir surette ekmek tevzlatı icra edilmiştir.» Filhakika ekmeğin bu suretle dağı- tılmasında (Mini mahsulât), (Kanta- riye) şirketleri gibi müesseselerin te- min ettikleri derecede büyük kazanç- ler elde edilememişti. Ancak bu işten Kara Kemal bey ve arkadaşları ma» nen büyük menftatler temi etmiş- lerdi, HÜKÜMET VE BELEDİYE TEŞKİLÂTI ACİZ Mt İDİ? Kongreye verileni bu rapor, ertesi günkü gazetelerde neşredildiği za- man, bütün İstanbul halkının en has- sas bulunduğu ekmek behsindeki fe- Kara Kemal bey, kendi teşkilâtı. nm.bu işe müdahale etmesini meşru ve mantıki bir şekle sokmak için dey. letirr polis teşkilâtının bile Seiz kaldı- ğım söyliyecek derecede ileri gitmiş- ti! Hükümet fırkası namma söz söy- liyen «İttihad ve Terakkis nin İstan- bul mümessili, kendi taraftarlarını yükseltmek için «İttihad ve Teraklis hükümeti hesubma mülim bir gaf yapıyordu! Demek ki hükümet ve belediyenin kudret ve teşkilâtı, ekmek dağıtılma- sında tamamile <cizlerini göstermiş- ler ve bü işi ancak Kara Kemal beyin adamları başarmsığa muvaffok ol. muşlar!.. Vaziyet bu şekle girdikten sonra - esasen Harp münasebetile - imar, İnşa gibi işlerle meşgul olamı- yan şehremanelinin biç bir mânası kalmamış demekti!. Buna şüphe yok- tu. Kara Kemal bey mahallelerde bu «tevzi mahais lerini tesis ettikten son- ra, ellerindeki nüfus cüzdanları gös- terilmek suretile halka ekmek dağı- tılmağa başlanmıştı. Fakat. tevzi me- murlarile işini uyduranlar, mıntaka» lardaki «İttihad ve Terakkis nin kö tibi. mesullerine hoş görünenler, arzu etiikleri kadar ekmek alabiliyorlar ve bazı kimseler de ihtiyaçlarından faz- la olam bu ekmekleri başkalarına sat- ör a aye me